Makers Türkiye’den Yeni Dönem Global Hedefler

    0
    76
    Makers Türkiye Kurucusu Ongun Tan

    Etki ve çıktı odaklı kurgular üretme hedefiyle çalışmalarını sürdüren Makers Türkiye, İsviçre’de kurumlara agile dönüşüme yönelik workshoplar vermeye hazırlanıyor. Şirket ayrıca Dubai’de tasarım odaklı düşünme ile inovasyon yönetimi ve agile yaklaşım üzerine danışmanlık hizmetlerine başlayacak.

    KRIZ ORTAMLARINDA

    fırsat yaratabilmek için doğru insan kaynağı ve doğru teknolojik araçlara yatırım yapmanın önemine dikkat çeken Makers Türkiye Kurucusu Ongun Tan, Makers Türkiye’nin global hedeflerini ve planlarını anlattı.

    Makers Türkiye’nin 2020 yılı nasıl geçti, şirket olarak bu dönemde stratejinizi nasıl belirlediniz?

    2020 yılında da son üç senede olduğu gibi, ilk çeyrekte bir önceki senenin cirosunu yaparak başlamıştık. Ancak Mart 2020’de ilan edilen pandemi sonrasında, neredeyse yüzde 90’ı yüz yüze olan danışmanlık hizmetlerimizin hepsi doğal olarak durdu. Panik zihniyetini yaratıcı zihniyete dönüştürme konusunda verdiğimiz hizmetleri kendimiz için uygulama zamanı gelmişti. Arkadaşlarımızla son bir kez ofisimizde toplanarak stratejimizi belirledik ve sonra hızla uzaktan danışmanlık servislerimizi ve dijital dönüşüm akademimizi lanse ettik. Mart ve Nisan ayları gelir açısından sıkıntılı olsa da, bizim için çok yoğun geçti ve bu hızlı dönüşüm sayesinde 2020’yi de yine rekor ciro ile kapattık. Görüyoruz ki, bizimle beraber uzaktan çalışma, tasarım odaklı düşünme ve agile yaklaşımı adapte edebilen kurumlar için de benzer senaryolar gerçek oldu. Çünkü pandemi erişimimizi belki 100 kat artırırken, maliyetleri de 10 kattan daha fazla azaltmış oldu. Bu verim ve dönüşüm hızını yakalayan tüm şirketler için büyük fırsatlar var. Doğru insan kaynağı ve doğru teknolojik araçlara yatırım yaparak açık zihniyet, büyüme zihniyeti dediğimiz zihniyete geçmek gerekiyor. Bu üçlüyü doğru yapan kurumlar için her kriz bir fırsat.

    Makers Türkiye’de, çıktı odaklı yeni nesil danışmanlık konusunda, farklılaşmak adına neler yapıyorsunuz?

    Bizim tek amacımız var; etki ve çıktı odaklı kurgular üretmek. Zaten design thinking gibi, agile gibi tüm dünyada farklı senaryolarda test edilen inovasyon metodolojilerini, yerel zihniyete uygun, minimum zamanda maksimum çıktı üretecek şekilde uyguluyoruz. Ben yönetim danışmanlığı kökenliyim. İstanbul ve Londra’da birçok kuruma strateji danışmanlığı yaptım. Şu anda bakıyorum da, bizim o zamanlar dört ayda yaptığımız çıktıları, bugün 15 günde çıkarabiliyoruz. Ekponansiyel hızda dönüşen günümüz dünyasına da bu hız lazım. Biz bunu sağlıyoruz.

    Yol haritanızda çevik dönüşüm uygulamalarına ilişkin hangi gündem başlıklarınız neler? Sizce çevik kültür şirketler için neden önemli, fırsatları nelerdir?

    Çevik yaklaşım bir zihniyet modeli. Bunun farklı uygulamaları var. Çevik yaklaşımı uyguladığımız kurumlarda ilk gördüğümüz, bu kadar hızlı ve az kaynak ile eskiden bu kadar zor yönetilen konuların nasıl hızlandığına şaşırmaları oluyor. Ve sonra da çıktıları görünce daha da mutlu oluyorlar. Çevik yaklaşım bir kültür ve güven altyapısı ile aslında kan şekerini düşüren değil ölçtüğünüz bir araç. Kültürü düzgün kurgulayıp, ekiplerde güven ve istek oluştuktan sonra şirket kendi kendine işleten bir makine haline geliyor. Hem yönetici mikro yönetim yapmıyor hem çalışan kendi işini kendi yönetiyor. Herşey olabildiğince şeffaf, hızlı ve çıktı odaklı. Tamamen bugüne uygun şekilde ilerliyor.

    Yeni teknolojilerin Makers Türkiye’ye kazandırılması konusunda neler yapıyorsunuz?
    Mevcut kullandığımız agile metodolojileri ve sistemler sayesinde, şu anda içerideki iş verimliliğimizi en üst seviyeye çıkardık. Agile kapsamında 45-60 dakika süren ritüelleri 5 dakikanın altına indirdik. Şu anda müşterilerimize verdiğimiz tüm danışmanlık hizmetlerini, danışman arkadaşlarımızın yaratıcılıklarını en üst seviyeye çıkaracak şekilde dijital platformlara taşıyoruz. Kurumlar sabit bilgiyi bu platformlardan alındıktan sonra bizim danışman arkadaşlarımız geçmiş deneyimlerinden, akademik geçmişlerinden ve şirketin durumsal pozisyonuna göre işi daha ileriye götürmek için katalizör haline gelecekler. 2022 bizim için bu anlamda çok önemli bir yıl olacak.

    Makers Türkiye’nin gelecek dönem planları hakkında bilgi verebilir misiniz?

    Silikon Vadisindeki partnerimiz Maxitech ile şirketlerin kurumsal inovasyon programları kapsamında oluşturduğumuz LINK servisi, kurumlarda yaptığımız tasarım odaklı düşünme danışmanlıkları sonrasında ortaya çıkan test edilmiş prototiplerin, hızla Silikon Vadisi, Çin ve yerel start-up ekosistemine bağlanmasını sağlıyor. Start-up kurumsal yakınsaması en öncelikli konularımızdan. İsviçre’de yaklaşık 10 farklı kuruma agile dönüşüm, bu dönüşümde kullanılan hibrit çalışma araçları ve agile mindset ile ilgili workshoplar vereceğiz. Dubai’de ise yine tasarım odaklı düşünme ile inovasyon yönetimi ve agile yaklaşım danışmanlık hizmetlerimiz başlıyor. Bütün bunları yapabilmek için çok iyi bir ekibe ihtiyacınız var. Ana dili gibi İngilizce konuşabilen, doktora adaylarından çift ana dal üstü master yaptıktan sonra Türkiye’de ve global yapılarda çalışan çok değerli bir ekibimiz var. Bu sayede en kaliteli şekilde hizmet verebiliyoruz ve 2018’den beri bizden hizmet alan hiçbir firma bizi bırakmadı. Mutlaka her sene bir iş beraber yapıyoruz. Bu büyük bir keyif.

    Bilgi teknolojileriyle iç içe geçen iş dünyasında yeni trendler sizce neler olacak? İş dünyasında hangi değerler daha fazla ön plana çıkacak?

    Teknoloji exponansiyel hızda ilerlerken bu arayı kapatmak için üç silahımız var. Doğru araçlar, doğru zihniyet ve network. Bu üçlüyü doğru kurgulamak her kurum için ayrı bir tasarım. İnovasyon üçlüsü dediğimiz tasarım odaklı düşünme, yalın girişimcilik ve agile yaklaşım önümüzdeki dönemde kurumların en öncelikli konuları haline gelecek. Aldığımız taleplerden de bunu çok net görüyoruz. Bu zihniyet ve sistematik değişikliği gerçekleştirdikten sonra yeni teknolojilerin uygulanması çok basit bir element haline geliyor. Önemli olan, kurumların her yeni çıkan teknolojiyi olduğu gibi almak değil, en verimli şekilde kendi problemlerini tanımlayıp ona uygun şekilde adapte ederek, girişimci olmasalar bile girişimci gibi düşünerek ve çıktı odaklı uygulayabilmek. Yeni dünyanın 2025’e kadar en büyük dönüşümü bu olacaktır.