Yeni Normalin Sloganı: Veri İle Değer Yaratma

0
318

KEREM ÖZDEMİR

COVID-19, dijitalleşmede 2030 için konulan hedeflere birkaç ay içinde ulaşılmasını sağladı ancak ideal sistemlere ulaşılmış değil. Yeni nesil teknolojilerinin konuşulacağı bir dönemde olduğumuza işaret eden SabancıDx Genel Müdürü Burak Aydın, “Sonsuz veriye sahip olsanız da veriyi anlaşılır bilgiye dönüştüremediğiniz durumda veri değer yaratamaz” sözleriyle bu yeni normalin ana denklemini ortaya koyuyor. Aydın’ın esneklik ve değer yaratma üzerine yeterince açıklayıcı örneği de var.

SabancıDX Genel Müdürü Burak Aydın, dijitalleşmenin icrası kadar felsefesi konusunda da önemli bir birikime sahip. COVID-19 deneyimi, Aydın’ın bu yeteneklerini test etmesine de olanak tanımış görünüyor. Sabancı Grubu’nun, Yeni Neslin Sabancı’sı vizyonunda önemli bir yer verdiğini sonuna SA eklemek yerine başına Sabancı yazarak gösterdiği şirket, pandeminin öncesinde başlattığı verimlilik odaklı çalışmalarına pandemi sırasında esneklik ve değer yaratmayı esas alanlarla devam ediyor. Dijitalleşmeyi ve bu süreçleri Aydın ile kapsamlı bir biçimde ele aldık.

Dijital dönüşümün anlamı ve hızı COVID-19 ile birlikte nasıl değişti?
Uzun süredir üzerine konuştuğumuz ve gerçekleşmesini beklediğimiz dijital dönüşüm, yaşanan küresel salgınla beraber hayatımızın merkezinde yerini aldı. Başta uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşması olmak üzere, ev ihtiyaçlarını karşılamak için mobil ve e-ticaret uygulamalarının daha fazla kullanılır hale gelmesiyle, dönüşüm inanılmaz bir ivme kazandı. 2030’da ulaşılması beklenen noktaya iki-üç ay içinde gelindiğini söyleyebilirim. Bu hızla beraber dijital dönüşüm artık sadece teknoloji sektörünün değil, herkesin konuştuğu bir konu haline geldi.
İnsanların alışkanlıklarını farklı bir yolla da olsa devam ettirme isteği ve hayat kalitelerini olabildiğince yukarıda tutma refleksi, teknolojiyi insanlar için bir kurtarıcı yaptı. Dolayısıyla dijital dönüşümün, içerisinde bulunduğumuz dönemde yaşamın tam da merkezine yol aldığını söyleyebiliriz. İnsanlar teknoloji sayesinde evlerinin ihtiyaçlarını karşıladı, ailesiyle ve dostlarıyla hasret giderdi, iş sürecini devam ettirdi. Bunları yan yana getirdiğinizde, evde kalan kişilerin mental açıdan sağlıklı kalmasında teknolojinin çok önemli bir rolünün olduğunu görüyoruz. Dijital dönüşüm insanlara robotlar bizi ele mi geçirecek veya işimizi elimizden mi alacak düşüncesini çağrıştırırken, şu an ailesini ve arkadaşlarını görüp hasret giderme, işlerini sorunsuz ve uzaktan sürdürülebilme konforunu yaşatıyor. Bu değişimin etkilerini, normalleşme sürecinden sonra daha fazla göreceğimizi düşünüyorum.
 
Eskiden verimlilik ile yüksek üretim hacimlerini yakalamak dijitalleşmenin asıl odağı olurken şimdi gerektiğinde üretim gündeme geliyor. İş yapış tarzı anlamında başka değişiklikler var mı?
Salgın sürecinde iki önemli gelişimi aynı anda izledik. İnsanların ihtiyaçlarını evden çıkmadan karşılamaya başlamasıyla e-ticaret sektöründeki firmalar, gelen yoğun talep nedeniyle hacimlerini artırdı. Bu durumun bir sonucu olarak da firmalardaki operasyonel verimlilik, maliyet azaltma, stok takibi ve satış artırma gibi faaliyetlerin dönüşümü hızlandı. Diğer yandan teknolojiyle beraber, acil durum senaryolarına uygun olarak yaşama değer katan farklı ürünlerin yüksek hızla hayata geçirilebileceğine tanıklık ettik. Teknoloji zor durumlardaki kurtarıcı rolünü bir kez daha gösterdi. Böylece daha önceden benim de sıklıkla eleştirdiğim “teknoloji için teknoloji” anlayışından uzaklaşılarak, iş hayatında “değer yaratmak için teknoloji”, bir başka deyişle de “insan için teknoloji” anlayışının öne çıktığını gördük.
 
Talep bilgisinden üretimin takibine ilişkin bilgiye kadar her şeyin takip edilmesinin çok daha önemli hale geldiği bir veriye dayalı çalışma gündeme geliyor. Bu, sizin projelerinizi nasıl değiştirdi?
Dijital dönüşümün en önemli yapı taşının veri olduğunu söyleyebiliriz. Dijital dönüşüm dünyasında kendinize bir yol haritası arıyorsanız, ilk adımınızı veriyi anlamlandırarak atmalısınız. Bunu yapabildiğiniz zaman, veri zaten size bir yol haritası sunuyor olacak. Verinin doğru şekilde anlamlandırılarak doğru stratejilere uygulanması, yeni dönemde zirveye ulaşmanın ve zirvede kalmanın olmazsa olmazı olacak. Veri analitikçilerinden strateji ekibine uzanan iletişim ağının kuvvetlenmesi çok önemli olacak. Çünkü, hızlı ve doğru kararlar almamız gerekiyor. Biz bunları göz önüne alarak, yeni düzenin petrolü olan veriyi, strateji planlarımızın odağına koyduk. Verinin bize anlattıklarına ve yönlendirmelerine öncelik vererek iş planlarımızı yönetiyoruz.
SabancıDx olarak, Yeni Neslin Sabancı’sı vizyonunda da önemli bir yer tutan veri analitiği alanında birçok projeye imza attık. Kurduğumuz DnA (Digital and Analytics) Platformu’yla bir araya getirdiğimiz Sabancı Holding bünyesinde ileri veri analitiği projelerinde görev alan kişiler ve Sabancı Üniversitesi İleri Veri Analitiği Akademisi Mezunları ile veriden değer yaratmayı hedefliyoruz. İçeride sağladığımız bu yapılanmanın verdiği güç, üretimden perakendeye uzanan farklı alanlardaki müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerin başarılı olmasını sağlıyor.
ÇimSA ve KordSA, başarı konusunda mutlulukla örneğini verdiğimiz müşterilerimizden ikisi. Hayata geçirdiğimiz ileri veri analitiği projeleriyle ÇimSA’nın enerji verimini yüzde yedi oranında geliştirirken, KordSA’nın kalite geliştirme programında analitiği kullanarak önemli boyutta verimlilik artışları sağladık. Salgın sürecinde tüketicilerimize sağladığımız belirli düzeydeki hız, kolaylık ve çeviklik standartlarını normalleşme sürecinde ve sonrasında korumak hatta yükseltmek istiyoruz. Bunu sağlamanın yolunun da verimliliği artırmak olduğu inancıyla, veri ve dijital teknolojilere dikkat çekici yatırımlarımız olacak.
Herkes tarafından kanıksanan verinin önemi, projelerimizde bize hız kazandırdı. Çünkü artık fark yaratmak için daha hızlı koşmalı, önümüze çıkan engelleri çevikliğimizle aşmalıyız. Verinin gündem olduğu bu dönemle, spotlar bizim üzerimizde ve bu tabii ki bir baskı da oluşturuyor. Ancak biz hakimiyetimiz ve daha öncede yaptığımız işlerde kanıtladığımız üstün öngörümüzle bu işin altından kalkacağız.
 
COVID-19 verisini kartonlara basıp gösteriyoruz. Veri analitiği ve görselleştirmenin nasıl değiştiğini anlatır mısın?
Sonsuz veriye sahip olsanız da veriyi anlaşılır bilgiye dönüştüremediğiniz durumda veri değer yaratamaz. Dolayısıyla madeni işleme niteliği taşıyan veri analitiği, şirketlerin geleceği için hayati bir rol oynuyor. Görselleştirme ise dijital dönüşüm devrinin en iyi anlatım yolu olabilir. Bunun sebebini yine dijital dönüşümün hayatımıza getirdiği hıza bağlıyorum. Hızlı tüketimle beraber insanlar, her şeyi daha hızlı öğrenmek istiyorlar. Örneğin, size bir yazı okutmak istediğimde, o yazıyı okumayı daha sonraya erteleme ihtimaliniz çok yüksek. Ancak, aynı bilgileri içeren bir görsel bilginin anlaşılması ve özümsenmesini kolaylaştırır.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın basın toplantılarında veriyi görselleştirerek yaptığı açıklamalar, bir bakışta birçok veriye ulaşıyor olmak iletişim açısından çok doğru bir uygulama ürünü. Verinin kullanımı ve paylaşımı arttıkça görselleştirme konusundaki yaratıcı fikirlerin artacağını ve o konuda da önemli ilerleme kaydedileceğini düşünüyorum.
 
Yine COVID-19 ile gördüğümüz bir odaklanma alanı insan takibi ile karşımıza çıkan IoT oldu. IoT’nin, bunun endüstride kullanılan biçimi olan IIoT’nin ve EDGE bilişimin gelişimini nasıl görüyorsunuz?
Yavaş yavaş adımlarını sıklaştırarak önemini gözler önüne seren IoT’nin değişen dünya düzeni ve ihtiyaçlarla birlikte değer zincirinde zirveye doğru yükselişini izledik. Fabrikalardaki sosyal mesafe kuralının takibi sayesinde hızla yayılan virüs koşullarında bile işletmelerin üretime devam etmesi, bu ekonomik koşullarda onları ayakta tuttu. Ayrıca, e-ticaretin önemli bir parçası olan lojistik sektöründe IoT kullanımıyla sağlanan rota optimizasyonu, önemli izlerin bırakıldığı bu süreçte müşteri memnuniyetini sağladı. IoT’nin yarattığı bu önemli etkilerin yanı sıra Edge bilişim ise kendi kendine karar alan sistemlere olan ihtiyacın bu dönemde önemli bir ihtiyaç haline gelmesi ile ciddi derecede önem kazandı. Bir üretim tesisinin bu zor koşullarda ayakta kalmasını ve minimum insan müdahalesi ile devam etmesini bekliyorsak, hızla veriyi Edge bilişimle işleyip değere dönüştürmemiz gerekiyor.
 
SabancıDx’in bu süreçteki öncelikleri nasıl değişti?
Dijital ve analitik bir şirket olarak, gerek mevcut sürece uyum sağlanması gerekse geleceği planlama boyutlarında oldukça etkin rol aldık. Yıllardır üzerine çalıştığımız bir konu olduğu için hazırlıklı olsak da bilgi ve birikimimizi COVID-19 sonrası doğabilecek ihtiyaçlar doğrultusunda güncelledik. Çünkü yeni doğan ihtiyaçlar, iş stratejilerinin tekrardan yapılanmasını gerektiriyor. SabancıDx olarak, ürün bazında hizmet verdiğimiz dijital B2B satın alma platformumuz “Pratis”, eDönüşüm platformumuz “Edoksis” ve dijital insan kaynakları ve bordrolama platformumuz “HR Web”in yanı sıra diğer yazılımlarımızla dönüşen dünyanın getirdiklerine hazırlıklıyız. Siber güvenlik, IoT ve analitiği süreklilikle odağımızda tutarak, değişen ve gelişen koşulların oluşturduğu yeni ihtiyaçlara uygun çözümler sunmaya devam edeceğiz. Bu geçiş sürecinde yeni ihtiyaçları doğru analiz edip bunlara etkili çözümler üreterek, yeni normallerin SabancıDx’in geliştirdiği ürün ve hizmetlerle anlam kazanmasını hedefliyoruz.
 
Gelecek için hangi teknolojilerin ve uygulamalarının öneminin artacağını düşünüyorsun?
Artık yeni nesil teknolojilerinin konuşulacağı bir dönemdeyiz. En büyük değişim kuşkusuz, evden çalışma modelinin yerleşmesiyle gerçekleşti. Bu modelin önümüzdeki dönemde daha fazla uygulandığını göreceğiz. Her düzenin artısı eksisi olduğu gibi yeni çalışma modelinin de zaafları bulunuyor. Uzaktan çalışmayla gelen güvenlik ve uyumluluk sorunları su üzerine çıktı. Kullanılan online araçlar ve bağlanılan özel ağlar her zaman güvenli olmayabiliyor. Süreç öncesinde de odağımızda bulunan siber güvenlik konusunun önemli olacağını düşünüyorum.
Araştırmalar, dijitalleşmeye yönelik eğilimin ve kullanımın artmasıyla özellikle şifre avcılığı ve e-postalar üzerinden kişisel mahremiyete yönelik saldırıların arttığını söylüyor. SabancıDx olarak, bu gelişmeleri göz önünde tutarak şirketleri bu saldırılardan korumak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bununla ilgili olarak Firewall yönetimi, IPS, WAF, URL filtering, DLP gibi geleneksel güvenlik işlerinin yanı sıra OT güvenliği ile üretim sektöründeki güvenlik zafiyetlerini giderecek yeni güvenlik çözümlerini ürün portföyümüze ekledik. Mevcut siber güvenlik ekibimizi yüzde 30 büyütmeyi hedefliyoruz.
Altyapıların dijitalleşmesi de gelecek adına önem taşıyor. Deloitte tarafından yapılan bir araştırma, salgın döneminde olağanüstü bir artış gösteren alışveriş hızı nedeniyle, müşteri desteği altyapısını önceden dijitalleştirmiş firmaların fark yarattığı ortaya koydu. Bu verinin ışığında, altyapıları dijitalleştirilerek esneklik ve yenilik kazandırmak önümüzdeki dönemde rekabet açısından kritik öneme sahip olacak.
Dönemin petrolü olarak nitelendirilen veri, dijital dönüşüm başrolünde yer alacak. Veriye, veri analitiğine ve veri analitikçilerine yapılan yatırımlar giderek artacak. KPMG’nin yaptığı araştırmaya göre, teknoloji ve veri analitiği alanlarında olgunluğun sağlanması için yapay zekâ, NLP ve blok zincir gibi giderek yaygınlaşan teknolojilere ve araçlara yatırım yapılması gerekiyor. Değişime hızlı ayak uyduramamak, eskimiş IT altyapısı ve yenilikçi kurum kültürünün olmaması inovasyonu kısıtlıyor. Dijital dönüşüm sürecinde, inovasyonun kısıtlanması, bir firmanın en son isteyeceği gelişme olur.
Bunun dışında yeni normallere ayak uydurmak, müşterilerde oluşan yeni alışkanlıklarına hızlı, kolay ve çevik bir şekilde cevap verebilmek önemli olacak. Ar-Ge yatırımlarının da artacağını düşünüyorum. Bu dönemde yapılacak Ar-Ge yatırımlarının, uzun vadede önemli getirisi olacağına inanıyorum. Yenilikçi start-uplar bu dönemde daha da ön plana çıkacak. Şirket içinde yeni inovatif ürünler geliştirmenin ve mevcut ürünleri geliştirmenin de önem kazanacağı teknoloji sektöründe yapılan araştırmalarda ortaya çıkıyor.
Üretim süreçlerinde hata payını düşürmek için insansızlığın daha da ön plana çıkacağını söyleyebiliriz. Bu bakımdan IoT ve RPA, şirketlerin verimliliklerini artırmaları için başvuracağı teknolojiler olacak. Yurt içi ve yurt dışında yaklaşık 3 bin tedarikçiyle çalışan ve yılda 11 milyon lastik üreten BriSA’da, üretimden pazarlama departmanına kadar 20 ayrı süreç SabancıDx’in sunduğu RPA teknolojisinin sağladığı robotlarla takip ediliyor. Hızın arttığı ve hata yapma lüksünün olmadığı yeni dönemde fark yaratabileceğimize inanıyoruz. Bu konuda ÇimSA’nın aldığı ödül bizi cesaretlendiriyor. Geçtiğimiz dönemde RPA konusunda Pratis ürünümüzü tercih eden ÇimSA, başarı konusunda mutlulukla örneğini verdiğimiz müşterilerimizden biri. ÇimSA, hatasız iş yönetimimizle zaman tasarrufu sağlayarak satın alma süreçlerinde ihalenin açılmasından, ihaleye gelen tekliflerden robotik karar aldırma yöntemi ile karar verilmesi ve sipariş geçilmesine kadar sağlanan süreç otomasyonu; Buyernetwork Satınalma & Tedarik Zincirinde İnovasyon Ödülü’ne layık görüldü.
 
Dijital şirketlerin iş ve ücretlendirme modelleri nasıl değişecek?
Bu dönemde uzaktan çalışma modeli sıkı bir testten geçti. KPMG’nin araştırmasına göre, Türkiye’de COVID-19 nedeniyle evden çalışanların sayısı 2 milyonu aşmış durumda. Firmalar işlerinin bu şekilde yürüyüp yürüyemediğini görmüş oldu. Bu modelini işlediği ve iş süreçlerinin etkilenmediği görüldüğü sektörlerdeki firmaların, büyük ofislerinden vazgeçtiğini görebiliriz. Bu şekilde azalan ofis masrafları ve dijital dönüşümle artmasını beklediğim iş yoğunluğuyla, ücretlendirme modellerinin buna uyumlu hale getirileceğini düşünüyorum. Yine KPMG’nin yaptığı Teknoloji Sektörü İnovasyon Araştırması’na göre, önümüzdeki üç yılda en yıkıcı iş modeli olarak e-ticaret platformları gösteriliyor. E-ticaret devlerinin yapay zekâ, sesle tanıma, drone ve otonom araçlar sayesinde yemek siparişi, sağlık, sigorta, enerji gibi diğer sektörlere yıkıcı etkisini ulaştırması bekleniyor. E-ticaretin arkasından ise sosyal ağ oluşturma ve dijital ödeme platformları geliyor.
 
Ve tabii ki eklemek istedikleriniz…
Şu anda içinde bulunduğumuza benzer kriz süreçlerinde, firmaların yaşadığı önemli çıkışlar ve düşüşler gözlemliyoruz. Dijitalleşme konusunda ciddi yol kat etmiş ve dönüşüme hazır olan şirketler, COVID-19’a rağmen yollarına büyüyerek devam edecekler. Hazırlıksız olanlar ise şu anda maalesef ciddi bir stres altında, krize yenilmemek için çalışıyorlar. Firmaların bu dönemde yapacağı en büyük hata, günü kurtarmak için dijitalleşme ve teknoloji yatırımlarını ertelemeleri veya iptal etmeleri olur. Dijitalleşme için daha fazla geç kalınmamalı. Konuyla ilgili araştırma yapan danışmalık şirketi McKinsey, 2008 krizinden büyüyerek çıkan şirketlerin, teknoloji, Ar-Ge ve inovasyona yatırım yaparak bunu başardığını ortaya koydu.