Finansal piyasalarda ürün çeşitliliği kadar erişim kolaylığı da önemli. Yatırım artık büyük paralara ya da karmaşık işlemlere bağlı değil. Borsa İstanbul’da işlem gören sertifikalar sayesinde yatırımcılar ellerindeki 25–40 TL ile dahi altına yatırım yapabiliyor. Altının gramının sadece yüzde birine, petrole ya da gümüşe tek tuşla erişim sağlayabiliyor. İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Onur Akkaynak ile bireysel yatırımcının bu ürünlere erişim olanaklarını, ilgisini ve piyasanın geleceğini konuştuk. – Zeynep Aktaş
Son yıllarda yatırım dünyasında yalnızca ürünlerin değil, yatırımcının profili ve beklentileri de değişiyor. Özellikle bireysel yatırımcı, artık sadece kazanç aramıyor; erişilebilir, anlaşılır ve düşük tutarlı ürün arayışını öne çıkarıyor. Borsa İstanbul’da işlem gören ve altın, gümüş, petrol gibi varlıklara dayalı sertifikalar bu eğilimin yansımaları olarak dikkat çekiyor. İnfo Yatırım’ın Genel Müdür Yardımcısı Onur Akkaynak ile bu dönüşümü, sertifika piyasasını ve bireysel yatırımcının değişen ihtiyaçlarını konuştuk. Akkaynak’a göre yatırımcılar artık ‘parça parça’ da olsa stratejik düşünüyor.
Onur Bey, son dönemde sertifika ürünleri çok konuşuluyor. Öncelikle sertifikanın ne olduğu hakkında bilgi verebilir misiniz? Sertifikayı hisse senedi ya da fon gibi mi düşünmeliyiz?
Sertifikalar, aslında yatırımcının doğrudan erişemediği altın, gümüş, petrol gibi varlıklara küçük tutarlarla yatırım yapabilme imkanı tanıyan enstrümanlar olarak tanımlayabiliriz.
Erişemediği derken… yatırımcı zaten altın alabiliyor…
Doğru, ama mesele sadece almak değil; kolay erişim, düşük tutarla alabilmek, düşük maliyet ve likidite. Örneğin dışarda paranızla en az bir gramlık altın alabilirsiniz. Oysaki altın sertifikasıyla, gram altının %1’i kadar bir tutarla altının getirisine yatırım yapabilmek mümkün. Yani yaklaşık 42 TL. Aynı şekilde brent petrol sertifikasında da bir varilin %1’ine denk gelen yaklaşık 25 TL ile yatırım yapmak mümkün.
25 TL’ye petrol yatırımı… Bu kulağa iddialı geliyor.
Ama gerçek bu. Normalde yurtdışında vadeli işlem kontratlarında işlem gören bir varil petrol kontratının parasal büyüklüğü yaklaşık 2 milyon 500 bin TL’ye denk geliyor. Ancak bu ürünlerle yatırımcılar sadece 25 TL ile pozisyon alabiliyor. Bu erişim kolaylığı, küçük yatırımcı açısından oldukça önemli.
Yani sadece erişim değil, esneklik de sağlıyor…
Kesinlikle. Üstelik bu ürünler borsada tıpkı hisse senedi gibi işlem görüyor. Kurum olarak biz bu ürünlerde piyasa yapıcılığı da yapıyoruz. Yani sabah 10’dan akşam 6’ya kadar sürekli alım-satım kotasyonu veriyoruz. Alım satım arasındaki fark ise oldukça dar. Yatırımcı, sertifikayı aldıktan sonra isterse bir dakika içinde satabiliyor. Bu da ciddi bir likidite avantajı sağlıyor.
Öyleyse “param az, alamam” bahanesi artık geçerli değil…
Kesinlikle öyle. Bu ürünler yatırım eşiğini aşağıya çekiyor. Üstelik sadece erişim değil, işlem kolaylığı da sunuyor.
Bu ürünlerin hacmi şu anda ne durumda?
Altın sertifikasında piyasada hâlihazırda Darphane’nin çıkardığı Altın sertifikası (ALTINS1) ürünü var. 60 milyar TL civarında açık pozisyonu bulunuyor. Bizim ürünlerimiz henüz çok yeni. Ama gümüş ve petrol sertifikalarında şu anda Türkiye’de tek ihraççıyız. Bu fark sayesinde önümüzdeki dönemde işlem hacmimizin artacağını öngörüyoruz.
Yastık altı altın konusu hep konuşulur. Sertifikalar alternatif olabilir mi?
Yastık altında yaklaşık 3.000 ton altın olduğu tahmin ediliyor. Elbette bu çok köklü bir gelenek. Ancak teknolojiye yatkın yeni nesil yatırımcılar farklı davranıyor. Kolay alım-satım, düşük maliyet gibi avantajlar sayesinde bu tasarrufların zamanla finansal piyasalara yönelmesi mümkün.
Peki portföy stratejisi açısından bu ürünler nasıl konumlanmalı sizce?
Şu an Türkiye, TL bazında yatırımcıya reel getiri sunuyor. Bu nedenle portföyün ana ağırlığı TL varlıklarda olabilir. Ama %15–20 gibi bir oranda döviz bazlı varlıklar da bulunmalı. Doların doğrudan cazibesi azalmış olabilir ama dolara endeksli varlıklar — altın, gümüş, petrol — hem çeşitlilik sağlar hem de koruma işlevi görür.
Altın mı, gümüş mü? Hangisini daha önde görüyorsunuz?
Bugünün konjonktüründe, yani jeopolitik risklerin ve ekonomik belirsizliklerin öne çıktığı bir dönemde altının daha ön planda olduğunu düşünüyorum. Gümüş daha çok endüstriyel bir metal. Ekonomik büyüme arttıkça gümüş değer kazanır. Ama şu anda güvenli liman arayışı baskın. O yüzden altının potansiyelinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum.
Sertifikalar dışında varant piyasasında da aktifsiniz. Oradaki tablo nasıl?
Varantlar bizim uzun süredir içinde olduğumuz bir alan. Türkiye’de bu ürünler 2010’da işlem görmeye başladı. SPK’nın tebliğiyle birlikte Borsa İstanbul’da organize piyasada işlem gören ilk yapılandırılmış ürünlerdi. O dönemde ben de piyasalaşma sürecinde aktif rol aldım.
Geride kalan 15 yılda varantlara yönelim ne durumda?
İlk dönemlerde bu ürünler daha az biliniyordu. Ama zamanla yatırımcı deneyimi ve piyasa derinliği arttı.
Hangi tür yatırımcı profili varantlarla ilgileniyor?
Varantlar kaldıraçlı ürünler olduğundan kısa vadeli fiyat hareketlerinden yararlanmak isteyenler için daha uygun bir yatırım aracı olduğunu belirtmek isterim.
İnfo Yatırım bu alanda aktif mi?
Şubat 2024’te ilk varant ihracımızı gerçekleştirdik. Şu anda piyasada altı farklı kurum varant ihraç ediyor.
Sertifikalarla varantlar arasındaki temel fark nedir?
Sertifikalar birebir dayanak varlığın hareketini yansıtır, kaldıraç içermez ve uzun vadeli yatırım için daha uygundur. Altın, gümüş, petrol gibi varlıklarda düşük tutarla pozisyon almak isteyenler için idealdir. Varantlar ise kaldıraçlıdır; daha kısa vadeli, yönlü beklentisi olan yatırımcılar için uygundur.
Yatırımcılar bu iki üründen hangisine ne zaman yönelmeli?
Yani burada temel ayrım, yatırımcının risk alma kapasitesi ve yatırım süresi beklentisine göre değişecektir. Kimi yatırımcı sabırla beklemek ister, onlar için sertifikalar uygundur. Kimi fırsatı hızlı değerlendirmeyi ister. Bunlar için de varantlar uygun olabilmekte. Her iki ürünün mantığı farklı, bu yüzden strateji de farklı olacaktır.
Yani yatırımcının doğru ürünü seçmesi, kendini tanımasıyla mı başlıyor?
Kesinlikle. Hangi ürünü aldığınız kadar, neden aldığınız da önemli. Kimse her ürünü bilmek zorunda değil ama neyi neden tercih ettiğini bilen yatırımcı birkaç adım önde olur.
Son olarak… Bu ürünlere yatırım yapmak isteyen biri, ilk adım olarak ne yapmalı?
Açıkçası 25 TL ile yatırım yapabileceğiniz bir enstrüman varsa, bu finansal erişimdir. Küçük bir tutarla başlamak, ürünün nasıl çalıştığını anlamak ve piyasa takibini alışkanlık hâline getirmek en önemlisi. Zaten bu ürünlerin avantajı da burada. Öğrenerek ilerlemenize imkân tanıyor. Her yatırım bir yolculuksa, bu tür ürünler hem bütçeye hem zamana saygılı bir başlangıç sunuyor.