Türkiye’yi devler ligine taşıyacak fırsat

0
45

Endüstri 4.0, Türkiye’de önemli bir gündem maddesi olarak ele alınmasıyla dikkat çeken bir kavram. Bu kavramın ortaya çıktığı Almanya ile ABD ve Çin gibi dünya devlerindeki üretici firmalar ise, bu alana yaptıkları yatırımlarla konunun önemini gözler önüne seriyor. Türkiye’nin ekonomik dengeleri değiştirecek bu yeni dalgayı yakalamak için dünya standartlarında bir oyuncu olması ve bu kavramı dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma hedefleri doğrultusunda değerlendirmesi gerekiyor. Siemens Türkiye İcra Kurulu Üyesi ve Dijital Fabrika Direktörü Ali Rıza Ersoy, teknolojisinden bu ekonomik boyutlarına kadar Endüstri 4.0’ı anlatıyor.
 
Endüstri 4.0 nereden çıktı ve günümüzün dünyasında nasıl bir konuma sahip?

Endüstri 4.0 kavramı, pazar gereksinimlerini hızlı, esnek ve verimli bir anlayış ile karşılamaya çalışan endüstrinin, hızla gelişen teknoloji olanakları sayesinde gerçekleştirdiği yeni bir sanayi reformu. Endüstri 4.0’ın temeli; endüstriyel üretimde ilgili tüm birimlerin birbiriyle haberleşmesine, büyük verilere gerçek zamanlı ulaşılabilmesine, bu veriler sayesinde optimum katma değerini sağlanmasına dayanıyor. Dünya endüstrisinin kalbi olan Almanya’dan çıkan bu kavram zaman içinde, iş dünyasının ve akademik çevrelerin katkılarıyla Almanya’nın ötesine ulaşarak yeni bir endüstriyel sistem kurmayı tasarlayan tüm ülkelerin ilgi alanı haline geldi.
 
Bu değişim şirketleri nasıl etkileyecek?
Günlük yaşantımızda etkisini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz, yakın bir zamanda baş döndürücü bir hızla hayatımızı değiştirecek “Internet of Things” konsepti, Endüstri 4.0 ile fabrikalara girerek üretim ortamlarımızı daha akıllı hale getirecek, karmaşık ürünleri daha kısa sürelerde ve en yüksek kalitede üretmemizi sağlayacak. Değişen dinamiklere uyum sağlamak ve ayakta kalmak için üreticilerin bu gelişmeleri bir an önce yakalaması ve geç olmadan, bugün adım atması gerekiyor. Geleceğin lider firmaları, zamanı doğru değerlendiren firmalar olacak.
 
Siemens’in Endüstri 4.0’a bakışı ne şekilde?
Siemens olarak Endüstri 4.0 devrimini sanayi sektöründe son yılların en önemli gelişmesi olarak görüyor ve bu alanda önemli çalışmalar yapıyoruz. Sektörde bu alanda endüstri sektörü oyuncularının önceliği olan verimlilik, pazara çıkış süresinde kısalma ve esneklik arayışlarına; rekabetçiliklerini artıran  yanıtlar  sunuyoruz. 4.0 vizyonunun birçok unsuru şimdiden Siemens’te yer alıyor.  Endüstri 4.0 henüz başlangıç aşamalarında olmasına rağmen sanal 3D  geliştirme, dijital planlama ve izleme ayrıca neredeyse hatasız üretim süreçleriyle müşteri ihtiyaçlarının sistematik olarak belirlenmesi, yeni  iş süreçlerinin oluşması ve hepsinin ötesinde üretim süreçlerinin daha verimli olmasını sağlıyor. Biz de müşterilerimize  yaşadıkları bu geçiş süreçlerinde destek olmayı amaçlıyoruz.
 
Türkiye bu dalgayı yakalamak için ne yapmalı?
Endüstri 4.0’ın amacı daha çok bilgi teknolojileri kabiliyetlerinin kullanımıyla insan odaklı, bütün paydaşlara katma değeri yüksek organizasyonu oluşturmak, bu da endüstriyel  süreçlerin otomasyonu ve akıllı fabrikalar kurmak için gerekli yatırımlar, beraberinde de önemli bir büyüme vaadini getiriyor. Bu konuda gerçekçi adımlar atmak için hem üretici firmalara hem de teknoloji şirketlerine önemli görevler düşüyor. Büyük ekonomi ve sanayiye sahip Almanya, ABD ve Çin gibi devletlerin bulunduğu coğrafyalarda yer alan büyük üreticilerin yaptığı yatırımlar göz önünde bulundurulduğunda, Türk sanayicileri Endüstri 4.0 devrimini, ellerindeki bütün kaynakları ve imkanları zorlayıp teknolojiye gerekli yatırımı yaparak yakalama şansına sahipler.
 
Başlangıç noktası ne olmalı? Endüstri 4.0’ın başlangıcında firmalar olarak ihtiyacımız olan en önemli konu, sağlam bir vizyon ve bir yol haritası. Bunu çizerken firmaların kendi üretim dinamikleri, mevcut koşulları ve iyileştirme noktalarının farkında olmaları; sektörel dinamikleri ve beklentileri iyi analiz etmeleri çok önemli. Bunun yanında “İnternet”, “birbirine bağlı ürünler, makineler, insanlar, işletmeler”, “sanallaştırma” gibi konseptleri merkezine oturtan Endüstri 4.0 vizyonunu ve beraberinde gelecek fırsatları da iyi anlamak gerekiyor. Belirsiz bir yolda kaybolmak yerine, adımları doğru belirleyip doğru zamanda atmak, rekabette de firmaları bir adım öne taşıyacak.
 
Siz bu sürece somut olarak nasıl katkıda bulunuyorsunuz?
Hızla dijitalleşen girişimlere bu dönüşümlerinde Dijital Fabrika bölümümüz ile yardımcı oluyoruz. Bir süre önce ülkemizin endüstri 4.0’a geçiş sürecinde rehber olması amacıyla Endüstri 4.0 isimli platformu hayata geçirdik. Bu platformun ilk adımı olarak www. endustri40.com adresinde yayına başlayan portalımız ile ülkemizin Endüstri 4.0’a geçiş sürecinde rehber olmaya hazırlanıyoruz. Endüstri 4.0 paylaşımları ile Yeni Sanayi Devrimi’ne dünya ile eş zamanlı olarak geçebileceğimize inanmaktayız.

Bu nedenle yürüteceğimiz çalışmalarda, paylaşım ve birlikteliği, topluluğumuza temel olacak bir değer olarak görüyoruz. Platformda birlikteliğin, her üyenin kendi bilgi ve deneyimlerinden diğer üyelerinin de yararlanmalarını istemesi ile olacağının bilincindeyiz.
 
Türkiye’nin Sanayi 4.0’dan ne şekilde faydalanmasını hayal ediyorsunuz?

Türkiye’de şu an otomotiv sektöründe kullanılmaya başlanan Endüstri 4.0 konsepti, ürünlerin pazara çıkış sürelerini kayda değer oranlarda düşürüyor. Siemens olarak, Türkiye’de verimlilik, kalite ve dijitalizasyonu yükseltmek için endüstriyel üretimin daha da profesyonelleştirilmesi gerekliliğinden yola çıkmak gerektiğine inanıyoruz. Endüstri 4.0 kapsamındaki çalışmalarımızla Türkiye’deki endüstri sektöründe daha verimli üretim, pazara çıkış süresinde kısalma ve daha fazla esneklik sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye’deki endüstriyel girişimlerin de daha üretken, daha verimli ve böylece uluslararası arenada daha rekabetçi olmalarını destekliyoruz. Türkiye, elbette bu aşamada önemli bir oyuncu olabilir ancak öncelikle ülke içi yatırımlar yapmak gerekiyor. Örneğin Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alması için yılda ortalama yüzde 8,5 oranında büyümesi gerekiyor. Bu büyüme, teknolojilerin etkin ve verimli kullanımıyla mümkün olabilir. Her şeyden önce nesnelerin internetinin kullanıldığı iş süreçleri doğru bir şekilde yönetilmelidir.

Ülkemizde bilişim eğitimine daha yüksek bir ağırlık verilmesi, yazılımcı ve programcılar yetiştirmek ve nesnelerin interneti araştırmalarına hız kazandırmak yenilikleri geliştiren tarafta olmamızı sağlayabilir.

Bu süreci erken yakalamış ülkelerde ne tür politikalar uygulanıyor?
Endüstri 4.0 gibi önemli bir dönüşüm sürecinde en önemli unsurlarından biri devlet katkısı ve desteği. Finlandiya ve Çin’de devlet desteğiyle, ABD’de kâr amacı gütmeyen kuruluşların katkısıyla şekillenen Endüstri 4.0 için Almanya büyük yatırımlara imza atıyor. Almanya hükümeti 2020 yılına kadar Endüstri 4.0 projelerine her yıl 40 milyar euro yatırım yapacağını açıkladı.

PwC araştırma şirketinin Almanya’da 235 firma ile yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, işletmeler bu 5 yılda yıllık cirolarının yüzde 3,3’ünü Endüstri 4.0 odaklı projelere ayırmayı planlıyor. Tüm Avrupa genelindeki Endüstri 4.0 yatırımlarının yıllık tutarının 140 milyar euro’ya denk geleceği öngörülüyor.
 
Endüstri 4.0 geçen sene Dünya Ekonomik Forumu’nun da temasıydı. Buna neden olan büyük resmi tanımlar mısınız?

Makine ve sistemlerin bütünsel bir değişimden geçtiği bir dönem içindeyiz. Kişisel cihazlardan endüstrideki karmaşık sistemlere kadar dünyamız hızla dijitalleşiyor.

Bilgi teknolojileri, nesnelerin interneti, dijital üretim süreçleri ve bu gelişmelerden kaynaklanan pek çok yeniliğin hayata geçmesi, ekonomide ve tüm sektörlerde devrimsel dönüşümler yaratıyor.

Dünya üzerindeki akıllı cihaz ve makinelerin devasa miktarlarda veri üreterek sanal ve gerçek dünyaları birbirine bağlamasıyla dünyamız giderek daha da bağlantılı bir hale geliyor. Artık başarıya giden en önemli yol eldeki veriyi değere dönüştürmek. Endüstrinin dördüncü devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0 dönemi ile üretim tesislerindeki bileşenler küresel ağlara dönüştürülebiliyor. Böylece akıllı cihazlar birbirleri ile gerçek zamanlı etkileşim kurarak daha verimli çalışıyor. Bu sayede ürün geliştirme, tasarım, pazarlama, sevkiyat gibi birçok süreçte artık daha şeffaf, birbirine bağlı sistemler kullanılıyor.

Birbiriyle iletişim kuran makineler ürünün kalite kontrolünü yapıp üretim sürecindeki hataları daha hızlı tespit etmeyi sağlayabiliyor. Tüm bu sürecin yönetildiği akıllı fabrikalarda, büyük veri analiziyle üretim daha verimli hale geliyor. Endüstrinin bu yeniçağı, kendi kendini düzenleyebilen otonom üretim sistemleri ve değer zincirindeki tüm adımlar arasında kapsamlı ağ iletişimi ile desteklenen bir çözüm yaklaşımını vaat ediyor.
 
Endüstri 4.0’ın temelleri
İNSAN: Endüstri 4.0 uygulaması gündeme geldiğinde, konu ile ilgili tartışmalar, üretim süreçleri makineler tarafından otomatik olarak gerçekleştirilmeye başladığında fabrikalarda çok sayıda insana gerek duyulup duyulmayacağına odaklanıyor. Ancak bu uygulama ile bilgi teknolojileri kabiliyetlerinin kullanımıyla insan odaklı, tüm paydaşlara katma değeri yüksek organizasyonlar oluşturulacaktır. Bu bağlamda, Endüstri 4.0 dünyasında da insanların, gerekli süreç ve prosedürleri planlamak, makinelere bu süreç ve prosedürleri kendi tasarlayıp geliştirdikleri algoritma ve yazılımlar temelinde uygulamayı öğretmek üzere zekasını kullanan yaratıcı liderler ve düşünürler olarak vazgeçilmez olmaya devam edecek.

ENDÜSTRİ: Gelecekte de ölçek ekonomisini gerçekleştirmek için büyük miktarlarda ürün ve platform üretilmesi gerekeceği için endüstride toplu üretimin verimliliği daha fazla önem kazanıyor. Bununla birlikte kişiselleştirilebilir ürünlerin üretimine yönelik talepler de artıyor.

Daha şimdiden modern üretim ortamlarında, kişiselleştirilebilir toplu ürünleri verimli bir şekilde üretmek mümkün. Fabrikalarda esnekliğin artması, aynı fabrikada çok sayıda farklı ürünün üretilebileceği anlamına geliyor.

DÜNYA EKONOMİSİ: Şu sıralar, özellikle endüstrileşmiş toplumlarda bir üretim rönesansı yaşandığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda üretimlerinde çoğunlukla ithalata dayanan gelişmekte olan ülkeler de bu gelişime ayak uydurmaya başladı. Bu ülkeler üretkenlik, verimlilik, kalite ve dijitalizasyon seviyelerini yükseltmek için endüstriyel üretimlerini daha da profesyonelleştirmeye ihtiyaç duyuyor.