2023’ün Yeni Normali “Sürdürülebilir Dijital Bağışıklık”

0
7032
DTG CEO'su Tolga Dinçer

Digital Transformation Group CEO’su Tolga Dinçer: Bilgi Güvenliği sadece güvenlikten ibaret değil “sürdürülebilir dijital bağışıklık” ile birlikte ele alınmalı. Bu nedenle kurum ve şirketlerin dijital bağışıklık sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor. 2023’ün yeni trendi olan bu sistem, riske karşı korunmak için birden fazla yazılım mühendisliği stratejisini birleştirerek, sürdürülebilir dijital deneyimi yaratmayı amaçlıyor” dedi.

Günümüzde, hemen hemen tüm şirketler ve kurumlar, dijital verilerinin yedeklenmesi, depolanması ve korunması için bilişim teknolojilerine başvuruyor. Tıpkı insanlarda ve diğer canlılarda olduğu gibi, bugünün teknolojiyle gittikçe daha da bütünleşen dünyasında, artık tüzel kişi ve şirketlerin bağışıklık sistemini güçlendirmeleri de büyük önem taşıyor. İşte bu güçlendirmeye “sürdürülebilir dijital bağışıklık” adı veriliyor.

Mevcut teknolojilerin ve mimarilerin yeterli olmayabileceği durumlar da söz konusu olabildiğinden, ‘sürdürülebilir dijital bağışıklık’ kavramı, doğal afetlerde veri güvenliğini ve erişilebilirliğini sağlamak için önemli bir alternatif olarak ortaya çıkıyor.

Tolga Dinçer, konuyla ilgili olarak şu bilgileri paylaştı: 

“Dünya genelinde, depremler, sel felaketleri, yangınlar ve diğer doğal afetler gibi acil durumlar sıklıkla yaşanıyor. Bu afetler, sadece insanların hayatını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin, kurumların ve kamu kuruluşlarının iş sürekliliğini de olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle, doğal afetlere hazırlık kapsamında, veri güvenliği ve erişilebilirliği de büyük önem taşıyor. 

Sürdürülebilir dijital bağışıklık, herhangi bir doğal afet sırasında şirketlerin ve kurumların iş sürekliliğini sağlamak için tasarlanmış bir kavramdır. Bu kavram, farklı veri depolama ve bilişim çözümlerinin bir kombinasyonunu kullanarak iş sürekliliğini sağlamayı amaçlar. Örneğin, bulut bilişim teknolojileri, 5G ve uydu internet gibi teknolojilerin birlikte kullanımı, doğal afetlerdeki veri ve erişim kayıplarının önüne geçebilir.”

Dijital Bağışıklık için “Siber Emniyet”

Sürdürülebilir dijitalleşme platformları olan Avrupa Birliği Bulut ve Veri inisiyatifli (GAIA-X) ve Uluslararası Veri Alanları Derneği (IDSA) gibi organizasyonların üyesi olarak ülkemizi ve kuruluşlarımızı tam entegre bulut bilişim sistemleri ile temsil eden DT Cloud’un da (https://dtcloudnow.com/tr) üst yöneticisi olan Dinçer, sözlerine şöyle sürdürdü: 

“Küresel bir trend olan hibrit bulut bilişim mimarileri, işletmelerin veri güvenliğini ve iş sürekliliğini sağlayarak dijital bağışıklıklarını arttırabilmek için kullanabilecekleri etkili bir yöntemdir. Bu yaklaşım, yerel sunuculardan ve bulut tabanlı hizmetlerden yararlanarak, işletmelerin verilerinin güvenli bir şekilde saklanmasını ve işletme faaliyetlerinin kesintisiz bir şekilde devam etmesini sağlar.”

Uluslararası platformlarda siber güvenlik alanında bir sonraki aşama olarak görülen “siber emniyet” kavramı; insan vücudundaki bağışıklık sisteminin işleyişinin yüzlerce farklı faktöre bağlı olması gibi, kurumların da artık dayanıklılığını artırmak için bütüncül bir yaklaşıma acil olarak ihtiyacı bulunduğu anlamına geliyor ve buna ‘Dijital Bağışıklık Sistemi’ adı veriliyor.

Amerikalı araştırma şirketi Gartner tarafından da özellikle 2023 yılının en önemli trendlerinden biri olarak kabul edilen ‘Dijital Bağışıklık Sistemi’; riske karşı korunmak için birden fazla yazılım mühendisliği mimari stratejisini birleştirerek gelişmiş bir dijital deneyim yaratmayı amaçlıyor. Gözlemlenebilir, otomasyon ve olağanüstü tasarım ve test yoluyla, operasyonel ve güvenlik risklerini azaltan dayanıklı sistemler sunmak anlamına da gelen bu konsept sayesinde, veri güvenliği de dahil olmak üzere kurumlar kendi bağışıklık sistemlerini oluşturmaya odaklanarak tümleşik çözümler ile ekosisteme katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda da yüksek değer oluşturan çözümler geliştirebiliyorlar.