AstraZeneca-Mersin Üniversitesi Yapay Zeka Protokolü

0
132

Mersin Üniversitesi, AstraZeneca’nın koşulsuz desteğiyle, yapay zekâ teknolojisinin kalp yetersizliğinin erken tanısında kullanılacağı yenilikçi bir tanı protokolünü başlatıyor.  Buna göre, 2021 yılında herhangi bir nedenle Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvuran 45 yaş üzerindeki hastalara ait 20 binin üzerinde röntgen sonucu, hastalara ilişkin kişisel bilgilerden arındırılmış olarak, yapay zekâ tabanlı bir platformda analiz edilecek. Analizler sonucunda kalp yetersizliği açısından şüpheli görülen röntgen sonuçları Mersin Üniversitesi Hastanesi tarafından tespit edilecek. Elde edilecek veriler kalp yetersizliği tanı kriterleri çerçevesinde Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü tarafından değerlendirilecek ve daha ileri tetkiklerin gerekli görüldüğü hastalar kesin tanı için hastaneye çağırılacak.

Türkiye genç nüfusuna rağmen kalp yetersizliği yaygınlığında Batı ülkelerinin önünde

Kalp performansının azalması nedeniyle kalbin doku ve organlara gerekli ve yeterli kanı gönderememesi sonucu ortaya çıkan kalp yetersizliği, Türkiye’de ve dünyada önemli bir sağlık sorunu olmayı sürdürüyor.9 Hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite, kalp damar hastalığı, kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kalp kapak hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığı kalp yetersizliğine zemin hazırlayan durumlar arasında yer alıyor.1,2,4 Amerikan Kalp Birliği, 2030 yılına kadar kalp yetersizliğinde yüzde 46 oranında bir artış yaşanacağını öngörüyor.9 Framingham Kalp Çalışması’na göre, 40 yaş sonrası yaşam boyu kalp yetersizliği gelişme riski yüzde 20 olarak hesaplanıyor. Bu da 40 yaşı aşkın bireylerin beşte birinde kalp yetersizliği gelişebileceği anlamına geliyor.8,9 Türk Kardiyoloji Derneği tarafından yürütülen HAPPY çalışmasına göre Türkiye’de 1,5 milyonun üzerinde kalp yetersizliği olgusu bulunuyor. Çalışmada Türkiye’de 35 yaş üzeri erişkin popülasyonda aşikâr kalp yetersizliği yaygınlığı oranının yüzde 2,9 olduğu da belirtiliyor.2 Türkiye’nin daha genç bir nüfusa sahip olmasına rağmen bu rakamın, Batı toplumlarına kıyasla daha yüksek olması dikkat çekiyor.