Şirketinizde endişeli bir atmosfer mi söz konusu? İş dünyasında art arda yayımlanan karamsar mesajlar moral bozuyor ve bu ciddi bir sıkıntı.
Şunu not edelim: En son bilançolar, resesyondan beri en kötü gidişatın yaşandığına işaret ediyor. Pek çok analist, 2014 yılında şirket kârlarının zirve yapması sonucu hisselerin aşırı değerlenmiş olduğu görüşünde; McKinsey Global Institute global kârların GSYİH içindeki paylarının gittikçe gerilediğine işaret ederken, bu durumun yıllarca süreceğini öngörüyor. Northwestern Üniversitesi’nden Robert J. Gordon yeni kitabında, ABD’deki ekonomik büyümenin uzun süreli bir gerileme sürecine girdiği konusunda ısrarcı. Öte yandan, “Sıkıntınızı hissediyorum” mesajının etkisinin bilincinde olan ABD başkanlık seçimleri için yarışan iki adayın da, bu endişeleri fazlasıyla kullandıklarını belirtmeye gerek yok.
İş dünyasında her liderin en kritik görevi parlak ve gerçekçi bir gelecek sunmaktır ve bu da, son zamanlarda pek kolay değil. İşte, bu gibi zor zamanlarda etkili liderlerin morallerini yüksek tutmak için yararlandıkları üç strateji.
Ne kadar farklı olduğunuzu gösterin
Dünyanın acıyı eşit bir şekilde dağıtmadığını herkes biliyor ve pek çok şirket de düşük büyüme trendlerine bir istisna oluşturduklarını gösterebilecek nitelikte. Örneğin, sağlık sektörü güvenilir bir şekilde ekonomiden daha hızlı büyüyor ve büyük ölçüde de bunu sürdürmeye odaklanmış vaziyette. Hatta yavaş büyüyen endüstrilerde bile, liderler kendi şirketlerinin büyüdüğüne ve büyümeyi de sürdüreceğine işaret edebilir; ancak tabii ki, bu taktik borsa analisti gibi bağımsız gözlemcilerin söz konusu argümanı desteklemesi halinde mantıklı gözükebilir. Aksi takdirde, liderlerin daha temel ve daha iddialı bir stratejiye ihtiyaç duyacakları aşikar…
Önünüzdeki sorunlarla yüzleşin
Mutlu konuşmalar hiçbir zaman işe yaramaz. Eylem gerekir. Satya Nadella iki yıl önce Microsoft’un CEO’su olduğunda, şirket büyük ölçüde geçmişin yavaşlayan iş alanlarına hapsolmuştu ve mobil cihaz, bulut hizmetleri gibi hızla büyüyen mecralarda varlığından hemen hemen söz edilemeyecek bir imaj sergiliyordu. Nadella bu duruma sessiz bir devrimle karşılık verdi; Microsoft yazılımının Apple ve Android cihazlarında kolayca kullanılabilmesini sağlamak için eski hasımlarla barıştı; Windows’un 22 cm ya da daha küçük ekrana sahip tüm aygıtlarda kullanımına izin vererek, bulut işinin performansını çarpıcı bir şekilde artırdı. Yıllarca S&P 500’le zarzor uyum sağlayabilen şirket hissesi Nadella başa geçtikten sonra endeksi kat be kat aşmayı başardı. Ancak tabii ki, S&P’yi alt etmeyi başaran liderler bile “Tamam, artık rahatız” diyemez. Zaten kendileri de bunun farkında…
Yavaş zamanlarda hızlı hareket edin
Eğer bir Apple değilseniz, akıllı telefon işinde kâr elde etmeye çalışmak hemen hemen olanaksız. Bunu yapan ve başarılı olan yalnızca tek bir şirket var, o da Samsung. “Sırrı” ise sır değil: Samsung Electronics CEO’su Oh-Hyun Kwon’un sürdürdüğü, derin kökleri olan hız kültürü. Bu da Samsung’un ürün geliştirmede Apple’a yetişmesini ve hatta bazen onu bile geçmesini sağladı. İşte bundan dolayı, büyük ölçüde doyuma ulaşmış olan pazarda yalnızca Apple ve Samsung’un çift haneli payları var.
Yavaşlama dönemleri tabii ki kimsenin eğleneceği zamanlar değil. Ancak aynı zamanda liderin bir kurumun heyecanını, iyimserliğini ve büyümesini aşağıya çekmesi için de gerekçe değil.
