Enerjisa’dan Sürdürülebilir Turizme Katkı

0
191
(soldan sağa): Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar / UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton / Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı / Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı ve Enerjisa Enerji Yönetim kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler

Enerjisa, Sentrum projesini ilk olarak Ayvalık Küçükköy’de hayata geçirdi. Bir okula güneş enerjisi sistemi kurarken Net Sıfır Enerjili Bina’ya dönüştürdü. Köye yüksek hızlı elektrikli araç şarj altyapısı kurdu. -ZEYNEP AKTAŞ

Ağırlıklı geliri elektrik dağıtımı ve perakende satışı olan Enerjisa, Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi ile sürdürülebilir turizme katkıda bulunmak istiyor. Şirket, son yıllarda her alanda daha fazla karşımıza çıkan sürdürülebilirlik kavramının turizm sektöründeki izdüşümünü Küçükköy’de hayata geçiren üç aktörden biri.

Enerjisa, geçtiğimiz ay Küçükköy’e yönelik sürdürülebilir turizm uygulamalarıyla ilgili tanıtım gezisine davet ettiğinde ilk merak ettiğim Küçükköy’ün nerede olduğuydu. Nüfusu yaklaşık 11 bin olduğu düşünüldüğünde açıkçası pek de köy kavramına sığmıyor. Çoğunuz benim gibi Küçükköy’ü duymamış olabilir ama Sarımsaklı’yı muhtemelen duymuşsunuzdur. Bölge Sarımsaklı olarak biliniyor. Küçükköy’de aynı zamanda Sabancı Üniversitesi Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi bulunuyor. Muhtemelen Atölye’nin bu bölgede olmasının ilk uygulamanın da burada hayat bulmasında etkisi olmuştur. Küçükköy’de hayata geçirilen projesinin üç ayağı olduğundan bahsetmiştim. İlk ikisi Enerjisa ve Sabancı Üniversitesi iken üçüncüsü Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP).

SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM NEDİR?

Ufak organizasyon aksaklıkları yaşansa da Küçükköy’e vardığımda sürdürülebilir turizmin ne anlama geldiğinin canlı örneğini gözleme imkânı buldum. Son yıllarda sıklıkla karşılaştığımız sürdürülebilir kalkınma kavramının, ister istemez sektörler açısından farklı anlamları olabilmekte. Bununla birlikte tüm sektörlerin ortak noktası çevreyi kirletmeden ve doğal kaynakları bozmadan faaliyetlerini yürütmeleridir. Turizm sektöründe de bu kavramların içi boşaltılmadan daha yaşanır bir çevrenin sonraki nesillere bırakılabileceğinin işaretini gözlemek benim açımdan oldukça memnuniyet verici oldu.

Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi kapsamında Enerjisa, Sabancı Üniversitesi ve UNDP birlikte 18 aylık bir çalışmanın sonucunda Küçükköy’deki projelerini tamamlamışlar. 10 milyon liralık bütçeyle diğer faaliyetler dışında bir okul güneş enerjisi sistemine dönüştürülmüş. Ayrıca Küçükköy’e yüksek hızlı elektrikli araç şarj altyapısı kurulmuş.

ELEKTRİKLİ ARAÇ SAYISINDA YÜZDE 150’LİK ARTIŞ

Elektrikli araç şarj altyapısı olunca Küçükköy’de elektrikli aracın olup olmadığı da hemen akla gelecek bir soru olarak kafanızdan geçtiğini tahmin edebiliyorum. Ancak unutmamak gerekir ki bu proje bir başlangıç ve sürdürülebilirlik sadece Küçükköy ile sınırlı değil. Tüm Türkiye’de hayat bulacak bir süreç. Enerjisa’nın yaptığı sunuma göre 2022’nin on aylık döneminde Türkiye’de toplam satılan elektrikli araç sayısı 4.939 olmuş. Bu sayı 2021’in aynı döneminde 1.987 idi. Sayı olarak henüz çok düşük seviyelerde bulunsa da oransal olarak yüzde 150’lik bir artışa denk geliyor.

Enerjisa yetkilileri, araç satışının artma koşulunun alt yapı ile doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çekiyorlar. Öyle ya örneğin İstanbul’dan Kars’a giden bir araç nasıl ki en fazla 50 kilometre ara ile bir benzin istasyonunun önünden geçiyorsa elektrikli aracın da aynı mesafede hızlı şarj istasyonların önünden geçebilmesi önemli. Alt yapının araçların piyasaya çıkmasından önce hazır olması gerekliliği ise ciddi bir mali gücü gerektiriyor. Sektör uzmanları bu noktada TOGG projesinin önemli bir fırsat olduğunu düşünüyor.

ALTYAPI ÇALIŞMALARININ HIZLANMASI

Türkiye’nin ilk elektrikli aracı TOGG’un yollarda görünmesiyle birlikte devlet desteği ile daha hızlı alt yapı çalışmalarının gerçekleşmesi mümkün olabilecek. Şarj istasyonlarının daha hızlı kurulması mümkün olurken elektrikli araca dönüş hızı da artabilecek. TOGG projesinin tek başına sürdürülebilir kalkınma için önemli bir açılım sağlaması bu noktada şaşırtıcı olmayacak. Küçüköy’de kurulan yüksek hızlı elektrikli araç şarj altyapısı da sürdürülebilir turizm kadar diğer sektörler açısından da önemli.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE SORUMLULUK

SENTRUM projesinin sonuç basın toplantısında konuşan Sabancı Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Güler Sabancı, Küçükköy’deki uygulama modelinin Birleşmiş Milletler’in belirlediği sürdürülebilir kalkınma amacı- na uygun olduğunu, söyledi. Kuşkusuz sürdürülebilirlik tüm devletleri ilgilendiren bir mesele. Bu itibarla en yukarıda devletlerden başlamak üzere en altta bireylere kadar herkese bir sorumluluk düşüyor. Öncelikli görev devletlerin olurken yapılan yasa değişiklileri ile aşağıya doğru sorumluluklar iniyor. Fosil yakıttan yenilenebilir enerjiye geçiş, firmaların çatılarına kurulan güneş enerjisi sistemleri, elektrikli araçların her geçen gün artan ivmeyle yaygınlaşması… tüm bunlar sürdürülebilirliğin ciddiyetle hayat bulduğunun işaretleri.

DEVLETLER, TEŞVİKLER VE REGÜLASYONLAR

Devletler getirdikleri yasal düzenlemelerle öncelikle teşvik edici ve özendirici yaklaşımda bulunurken
bir süre sonra emredici kurallarla zorlayıcı güçlerini göstermeleri kaçınılmazdır. Artık ekonominin tüm aktörlerinin faaliyetlerini sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde, yani çevre dostu ve kaynaklara zarar vermeden yürütmesi bekleniyor. Bu noktada kamu otoritesi daha disiplinli ve tavizsiz bir duruş sergilerken süreç içinde ayak uyduramayanların da faaliyetlerini sonlandırması gündeme gelecektir.

YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN NEDEN 2030 ÖNEMLİ?

Yenilenebilir enerjide 2030 önemli bir tarih olarak önümüzde duruyor. Şimdilerde birçok firmanın güneş enerjisi sistemlerini çatılarına koymaları hedef süreyle uyumlu olabilmenin bir parçası olarak değerlendirilmeli.

Enerjisa bu çerçevede Küçükköy’de bir okulu dönüştürürken binada enerji verimliliği ve güneş enerjisi sistemi uygulamasını geliştirdi. Şirket basın açıklamasında bu binayı “Net Sıfır Enerjili Bina” olarak tanımlarken Türkiye’de ilklerin arasında yer aldığını, belirtti.

SENTRUM projesi nihayetinde sürdürülebilir turizm uygulaması olunca, turizm yönünden sürdü- rülebilirliğin ne olduğuna da bir cümleyle de olsa değinmek gerekiyor. UNDP Türkiye Temsilcisi Louisa Vinton, basın açıklamasında uygulama hakkında bilgi verirken yeşil turizm modeline vurgu yaptı. Sektördeki uzmanlar da turizmin sürdürülebilirlik kavramı ile barışık şekilde büyüyebilmesinin önemi- ne dikkat çekiyor. Bunun içinde de turizmin gelişimini yok etmeden çevrenin korunmasına ve mekanların planlanmasına yönelmek gerektiğini, ifade ediyorlar.

Sürdürülebilir turizmi teşvik edici nitelikteki ilk SENTRUM’u Ayvalık Küçükköy’de gerçekleştiren Enerjisa, aynı zamanda yerel ekonomiye katkıda bulunulduğunu da ifade ediyor. Görülen o ki ilerleyen süreçte uygulamanın yaygınlaşmasıyla birlikte diğer sektör ve firmaların da kapsama dahil olmaları ve daha hızlı bir sürecin yaşanmasında rol almaları mümkün olabilecek.