Yılın İkinci Yarısına İlişkin Beklentiler Pozitif

0
40

Borsa İstanbul’da yılın ilk yarısında mali sektör hisselerindeki alıcılı seyrin genele yayılamaması BIST 100 endeksinin yükselişinin sınırlı kalmasına neden olurken, teknoloji ve hizmetler sektörü hisselerindeki değer kayıpları dikkati çekti.

Borsanın yılın ilk yarısındaki yaklaşık yüzde 6’lık değer kazancının da enflasyonun altında kalmasının ardından analistler yılın ikinci yarısına ilişkin daha iyimser bir tablo çiziyor.

Borsa İstanbul’da yılın ilk yarısında mali sektör hisselerindeki alıcılı seyrin genele yayılamaması BIST 100 endeksinin yükselişinin sınırlı kalmasına neden olurken, teknoloji ve hizmetler sektörü hisselerindeki değer kayıpları dikkati çekti.

BIST 100 endeksi, yılın ilk yarısında yüzde 5,71 değer kazanarak bu dönemi 96.485 puandan tamamlarken, BIST Mali endeksi yüzde 11,49, BIST Sınai endeksi yüzde 6,54 yükseliş kaydetti. Aynı dönemde BIST Hizmetler endeksi yüzde 1,36 ve BIST Teknoloji endeksi ise yüzde 17,32 değer kaybederek bu sektör hisselerini tercih eden yatırımcıları üzdü.

Analistler, yılın ilk yarısında aylık bazda 3 ay değer kazanan, 3 ayı ise düşüşle tamamlayan BIST 100 endeksinin yılın ikinci yarısında daha güçlü bir performans gösterebileceğini tahmin ediyor.

Yılın ikinci yarısında ekonomi yönetimin atacağı adımlar ve diplomatik ilişkilerin Türk lirası varlıkların seyri açısından ana belirleyici olacağını ifade eden analistler, BIST 100 endeksinin 100.000 üzerinde kalıcılık sağlaması durumunda iyimserliğin artabileceğini kaydetti.

“İlk yarıda TL varlıklar negatif ayrıştı”

Gedik Yatırım Menkul Değerler Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, ABD-Çin arasındaki ticaret görüşmeleri, Brexit süreci ve ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin yılın ilk yarısında küresel piyasalar üzerinde baskıya neden olduğunu belirterek, yurt içinde ise yerel seçimler ve ABD ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin gündemi meşgul ettiğini bildirdi.

S400 konusu ve buna bağlı olarak ABD-Türkiye arasında zaman zaman yaşanan diplomatik gerilimin, Türk lirası varlıkların küresel piyasalardan negatif ayrışmasına neden olduğuna dikkati çeken Doğan, döviz kurları ve Türkiye’nin risk priminde oynaklıkların yükseldiğini kaydetti.

Doğan, Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz indirimine ilişkin artan beklentiler ve G20 toplantısı öncesinde ABD-Çin ile ABD-Türkiye ilişkilerine dair iyimserliğin fiyatlamalar üzerinde etkili olduğunu belirterek, bu süreçte döviz kurlarının düşüş, borsanın yükseliş eğilimde hareket ettiğini ifade etti. 

“Kısa vadede temkinli orta vade için olumluyuz”

Üzeyir Doğan, yılın ikinci yarısının başlarında bulunduğumuz bu günlerde Fed ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan birçok merkez bankasının yılı ne kadarlık faiz indirimleri ile kapatacağının konuşulduğunu anımsatarak, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Fed’den bu yıl içinde 3’e ulaşan faiz indirimi beklentisi piyasalarda rahatlama getiren ana etken iken bu ay sonunda gerçekleşecek Fed Açık Piyasa Komitesi (FMOC) toplantısı daha net bir projeksiyon sunmayı kolaylaştıracaktır. Yerelde ise S400’ler özelinde Türkiye-ABD ilişkileri, Kıbrıs çevresinde devam eden doğalgaz aramaları kaynaklı oluşabilecek gerginlikler, TCMB’deki yeni yönetimin uygulayacağı para politikası gibi oldukça önemli konularda belirsizlikler devam ediyor.”

TL varlıklardaki aşırı iskontolu olma durumunun, belirsizliğin en fazla arttığı dönemlerde dahi satışların sınırlı kalmasına neden olduğunu aktaran Doğan, bu nedenle ağustos ayının ortalarına kadar temkinli olmak gerektiğini, ancak sonrası için düşecek enflasyonla birlikte TL varlıklarda önemli bir rahatlama ve güçlü bir yükseliş trendi görülebileceğini söyledi. 

Kaynak: AA