Otomatik finansal bilgi değişimi uygulaması geliyor

0
74

Değerli Fortune okuyucuları, bu ayki yazımda, vergiden kaçınmayı önlemek amacıyla, dünyanın önde gelen ülkelerinin birbirleri arasında otomatik bilgi değişimi sağlamak için yürüttükleri çalışmalara değineceğim.
Kambiyo sınırlamalarının birçok ülkede kalkması nedeniyle hızlanan sermaye ve para hareketleri, devletleri kendi vatandaşlarının sermaye ve para hareketlerini takip edemez hale getirdi. Bu durum yıkıcı vergi planlaması ya da doğrudan vergi gizlemeye yönelik illegal eylemleri kolaylaştırmış ve vergi cenneti olarak bilinen ülkeler sundukları vergisel avantajlarla önemli miktarda parasal varlığı kendilerine çekmeyi başarmıştır.

ABD Senatosu’na verilen bir araştırma raporunda, vergi cenneti ülkeler nedeniyle ABD’nin yıllık 100 milyar dolar civarında vergi kaybına uğradığı belirtilmektedir. Bu nedenle ABD hükümeti ülke dışında bulunan parasal varlıkların takibi ile ilgili olarak FATCA (Foreign Account Tax Compliance Act) adıyla bilinen Yabancı Hesaplar Vergi Uyum Yasası’nı çıkararak aşamalı olarak uygulamaya koymuştur. OECD ülkeleri de benzer düzenleme ile vergi kaçağı ve kayıplarını önlemeye çalışmaktadır.

Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının büyük çoğunluğunda imzacı devletler arasında bilgi değişimi öngörülmektedir. Ancak bu değişim, ülkeler arası yazışma ve iyi niyet kurallarına göre yerine getirilmektedir. Uygulamada, talep edilen bilgiye ulaşım uzun süre almakta, ayrıca elde edilen bilginin güvenilirliği konusunda da bilgi talep eden ülke idaresinde şüpheler oluşmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı, finansal bilgi değişiminin yıllık otomatik bir formatta standardize edilmesi konusunda ilgili ülkeler mutabık kalmış, bu husustaki standartlar OECD tarafından bu yılın temmuz ayında yayınlanmıştır. Başta G-20 devletleri olmak üzere 65 devlet söz konusu standartları uygulama konusunda prensip kararına varmıştır.

Bu ülkeler Andorra, Anguilla, Arjantin, Avustralya, Avusturya, Belçika, Bermuda, Brezilya, İngiliz Virgin Adaları, Bulgaristan, Kanada, Cayman Adaları, Şili, Çin, Kolombiya, Kosta Rika, Hırvatistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Faroe Adası, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, Hindistan, Gibraltar, Endonezya, İrlanda, Isle of Man, İsrail, İtalya, Japonya, Jersey, Kore, Letonya, Lehistan, Litvanya, Lüksemburg, Malezya, Malta, Meksika, Montserrat, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Singapur, Slovakya, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye, Turks&Caicos Adaları, İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleridir.

Yayınlanan standartlara göre, her ülke, diğer ülke mukimi olan gerçek ve tüzel kişilere ait finansal bilgileri ilgili ülkeye belirli aralıklar ile ve otomatik olarak bildirecektir. Bilgi bildirimini finansal kurumlar, bankalar, sorumlu kişiler (custodians), aracı kurumlar, belirli sigorta şirketleri ve yatırım fonları gibi diğer finansal kurumlar yapacaktır. Söz konusu standartlara göre paylaşılacak bilgiler, yatırım gelirleri olarak adlandırılan, faiz, kâr payı, belirli sigorta poliçelerinden elde edilen gelirler, diğer benzer gelirler ile finansal varlıkların satış gelirleri ve ayrıca banka hesaplarına ait bilgiler olarak belirlenmiştir. Bu bilgiler, otomatik olarak bu gelirleri elde eden gerçek ve tüzel kişilerin mukim olduğu ülkelere bildirilecektir.

Söz konusu standartlar G-20 Maliye Bakanları toplantısına sunulduktan sonra, raporlama ve finansal varlıkların tespitinin, standartları uygulayacak ülke mevzuatına uyumu sağlanarak bilgi değişimi ile ilgili temel hukuki altyapı belirlenecektir. Bu süreçte gerekli idari ve bilgi işlem alt yapı çalışmaları, veri güvenliği ile ilgili tedbirler alınacaktır.

Otomatik bilgi değişimi sayesinde her bir ülke, vergi mükelleflerinin diğer ülkelerde bulunan finansal bilgilerini rahatlıkla takip edebilecek ve gerektiği durumda da bu finansal varlık veya finansal varlık tarafından sağlanan gelirlerin vergilendirilmesi yoluna gidebilecektir. Dolayısıyla, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yasal sınırları zorlayan vergiden kaçınma eylemlerinde büyük bir azalma olması muhtemeldir.