Yıldız Kadro, Cesur Yapımcı, Sabit Fiyat, Uykucu’ya Gişe Rekoru Getirir Mi?

By Fortune Türkiye

Uykucu, dijitale karşı salonu seçen yapımcısıyla, sinema ekonomisinde bir soruyu gündeme getirdi. İzleyici hâlâ orada mı?

Atatürk Kültür Merkezi’nin devasa cephesinin önündeyim. Birazdan yılın en iddialı filmi Uykucu ile tanışacağım. Cam cephede devasa film afişi ve girişin önünde duran dev gözlük, içerideki yatırımın ölçeğini daha kırmızı halıya adım atmadan gösteriyor. Kokteylin ardından başlayan gala, bir film prömiyerinden çok, yüksek riskli, milyonlarca liralık bir ürün lansmanı atmosferinde…

Peki biri, salonların boşaldığı bir dönemde “Sinemayı yaşatmamız lazım” diyorsa, orada sadece bir film mi izleniyordu; yoksa bir ekonominin nabzı mı tutuluyordu?

Cengiz Bozkurt, Tamer Levent, Can Ulkay, Polat Yağcı, Çağatay Ulusoy, Elçin Sangu, Ferit Kaya, Kubilay Tat, Hüseyin Avni Danyal, Barış Falay

Salondan önce gelen karar

Sorunun cevabı, yapımcı Polat Yağcı’nın sözlerinde gizliydi.

“Sinemanın can çekiştiği bugünlerde birçok oyuncu dijitale iş yaparken, burada gördüğünüz herkes risk alarak sinemaya ‘evet’ dedi.”

Sözleri sinemanın bugün için ne anlama geldiğini özetliyor.

Bu “evet”, sadece sanatsal değil, aynı zamanda ekonomik bir karar.

Dijital platformların süreklilik sunduğu bir yapıda, değişken gelirli salon sistemini tercih etmek, sinemaya inanmanın finansal bir dili gibi duruyor.

“Cesur yapımcı” sözü gala gecesinde defalarca tekrarlandı.

Filmin yönetmeni Can Ulkay “Bu yüzyılda cesur yapımcılara ihtiyacımız var,” diyordu.

Cümle, beyazperdede duruş sergilemenin sanatsal olduğu kadar, yapısal bir direnç anlamına geldiğini düşündürüyordu.

Senaryoyu kaleme alan Kubilay Tat “birçok zorlukla mücadele ederek ortaya koyduk,” diyerek sürecin hiç de kolay olmadığını söylüyordu. 

Bu ifadeler bir araya geldiğinde, Uykucu’nun sadece bir sanat eseri olmadığı, aynı zamanda yüksek riskli bir yapım modeli olarak öne çıktığı anlaşılıyor.

Gişeye uzanan ilk temas

Filmin vizyon tarihi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Aynı gün için Türkiye genelinde sabit bilet fiyatı uygulanacağı duyuruldu. Hangi şehirde, hangi sinemada olursa olsun biletler 120 TL olacak.

Fiyat politikasının odağında yüksek kâr değil, yüksek erişim olduğu anlaşılıyor.

“Her yerde bilet 120 TL olacak” diyor, Polat Yağcı.

Söylediği fiyattan çok, izleyiciye yapılan bir çağrı gibi. Açılış gününe özel bu tercih, filmi salonda değil, daha kapıdan girerken sahiplendirmeyi amaçlıyor.

Filmin asıl gücü, bu jestin ötesinde nasıl bir izleyici bağlılığı kuracağında saklı.

İlk günkü ilgiyi sonraki günlere taşıyabilmek, filmin yaşam çevrimini sessizce ve bir o kadar da istikrarlı biçimde güçlendirecek.

Kadro iyiyse maliyet yüksektir

Filmde Çağatay Ulusoy ve Elçin Sangu başrolü paylaşıyor. Ferit Kaya, Barış Falay, Tamer Levent, Musa Uzunlar, Cengiz Bozkurt ve Hüseyin Avni Danyal gibi usta isimler de kadroda.

Çağatay Ulusoy “gerçekten bir beyazperde filmi olduğunu başından beri hissediyordum” diyor. Sözler projenin sinema için kurgulandığını vurguluyor.

Elçin Sangu “çok güzel arkadaşlıklar başladı” demesi ise sahnede başlayan bağların set dışında da devam ettiğini hissettiriyor.

Güçlü ve tanınmış bir kadro, aynı zamanda yüksek yapım maliyeti anlamına geliyor. Seyirciden beklenen, sadece izlemek değil; filmi konuşturmak, tavsiye etmek, salona başkasını da getirebilmek.

Polat Yağcı’nin “Şampiyonlar ligi gibi kadro” benzetmesi, bir gövde gösterisinden çok, aynı zamanda bir getiri beklentisine de işaret ediyor.

Farklı izleyiciyi buluşturacak

Filmin türü psikolojik gerilim. Ferman ve Saye karakterlerinin birbirine tehlikeli biçimde yaklaştığı bu hikâye, Beyoğlu’nu arka fon alarak ilerliyor.

Kubilay Tat’ın “filmin ruhunun yakalandığını hissettim” demesi, hikâyenin sadece yazım aşamasında değil, görselleşmesinde de beklediği karşılığı bulduğuna işaret ediyor.

Psikolojik gerilim sinemada her zaman geniş kitlelere ulaşmaz. Bununla birlikte derinlikli izleyiciyle güçlü bir temas kurabilir. “Uykucu”, bu teması aksiyonla harmanlayarak türün sınırlarını genişletmeyi deniyor.

Film, klasik kalıpların dışına çıkarak, farklı izleyici beklentilerini aynı hikâyede buluşturmayı hedefliyor.

Seyirci ne yapacak?

Oyuncu kadrosunun diğer isimleri sinemaya dair duruşlarını samimi ifadelerle paylaşıyor.

Ferit Kaya, “Böylesine bir kadroda yer almak benim için eşsiz bir deneyimdi” derken; Barış Falay, “Sanatı daha çok konuşmak gerekiyor” cümlesiyle bu tür yapımların önemine işaret ediyor.

Tamer Levent, “Senaryoyu okuyunca ‘oynamam lazım’ dedim” ifadesiyle projeyle kurduğu içsel bağı vurguluyor.

Cengiz Bozkurt’un “Sinema hayattır, sinema yaşatır” sözleri, beyazperdeye duyulan inancı özetliyor.

Hüseyin Avni Danyal ise “Çok keyifli, çok güzel bir iş” diyerek hem sürece hem sonuca dair memnuniyetini dile getiriyor.

Tüm bu cümleler bir araya geldiğinde, “Uykucu” yalnızca bir hikâye anlatmıyor; aynı zamanda sinema salonunun dolabileceğine dair umut işareti veriyor.

AKM’de salon doldu, film izlendi kadro alkışlandı.

Şimdi o izleyici, sinemada kalacak mı?

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...