VESTEL Kendisini Yeniliyor

    0
    297

    Vestel, ciroya göre yapılan Fortune 500 Türkiye listesinde 20’nci sıradaki yerini bu yıl da korurken kârını yüzde 167,4 artırması dikkat çekti. Şirket elektrikli otomobil bataryalarından cep telefonuna ve son olarak da çamaşır makinesinden tek tuşla deterjan siparişi vermeyi sağlayan uygulamaya kadar yeniliklerle farklı bir kimliğe bürünüyor. Bu, rakamlara yansıdığında Vestel yeni bir sıçrama yapabilir. KEREM ÖZDEMİR

    Vestel ile ilgili iki kritik nokta var. Birincisi, Türkiye kendisini ileriye taşıyacak adımlar atmaya karar verip bunu uygulamaya koyduğunda Vestel büyüyor. Bunu yaparken kendisini de ciddi biçimde geliştiriyor. İkincisi, Vestel, Zorlu Grubu’nun teknoloji alanındaki amiral gemisi gibi görünse de aslında grubun çok daha geniş vizyonunun hayata geçirilmesinde bir araç. Bu da onun beslenmesi için geniş bir birikim havuzu sağlıyor. Her iki özellik, Vestel’in bugünkü durumunu ve gelecekteki görünümünü anlamak açısından önem taşıyor. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Türkiye Bilişim Derneği’nin bir etkinliğindeki konuşmasının ardından kısa sohbetimizde “Herkes teknoloji deyince Vestel’i soruyor. Ben teknolojiyi asıl tekstilde kullanıyorum” diyordu. Bu ilgi çekici bir yorumdu çünkü piyasada Zorlu ile ilgili olarak “Vestel’i kurdu ama adama hala havlucu diyorlar” yorumu yapılıyordu.

    Aradan yıllar geçtikten sonra bu, uzak görüşlülük ve övgü ifadesi olarak kabul edilebilir. Şu anda havlu ile teknoloji arasında köprü kurabilmek çok önemli bir rekabet avantajı sağlıyor ve bunu yapabilen şirketler sürdürülebilirlik konusunda çok daha güçlü bir kozu ele geçirmiş oluyor. Vestel’in P&G ile işbirliği ile geliştirdiği ve çamaşır ile bulaşık makinesinden tek tuşla deterjan siparişi vermeyi sağlayan uygulama, bu yönde çarpıcı bir işaret olabilir. Bu nedenle bu örneğe biraz dikkatli bakmakta yarar var.

    P&G’nin Vestel işbirliğiyle geliştirdiği Kolay Gelsin Teknolojisi ile artık deterjan siparişleri tek bir tuşla kapıya kadar teslim edildiği bir modeli tetikliyor. Ariel’in ardından Fairy’nin de dahil edildiği proje kapsamında, Vestel çamaşır ve bulaşık makinesi kullanıcıları, makinenin yanında verilen butona basarak Ariel ve Fairy siparişlerini verebiliyor. Eş zamanlı olarak akıllı telefon aplikasyonu da geliştirilen teknoloji, ücretsiz kargo, uygun fiyat ve sürpriz hediye gibi fırsatlar da sunuyor.

    Bu şekilde bakılınca deterjan teslimatından ziyade bir müşteri ilişkileri yönetim modülü ile karşı karşıya olduğumuzu anlamak zor değil. Bu ise, perakende sektörünün en önemli meselesi olan müşteri sadakatini sağlama konusunda potansiyel vaat eden bir araçla karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor.

    “Tek tuşla deterjan siparişi vermeye olanak tanıyan yeni teknoloji ile artık Vestel çamaşır ve bulaşık makinesi kullanıcılarının deterjanları kapıya kadar teslim ediliyor” ifadesiyle anlatılan servis için kullanılan “Kolay Gelsin Teknolojisi’nin ilk uygulaması” ifadesi bunun arkasının geleceğini düşündürüyor.

    Vestel çamaşır ve bulaşık makinesi satın alan tüketicilerin makinelerine, yetkili servis tarafından dijital deterjan sipariş butonunun kurulmasına dayanan uygulama, firmanın yaygın servis ve destek ağının da devreye sokulmasının adımını oluşturuyor. Eş zamanlı olarak tüketicinin akıllı telefonuna yüklenen uygulama ile adres, kredi kartı bilgileri ve deterjan seçeneği sisteme giriliyor. Bu, Vestel’in güçlü bir oyuncu olmak için çalıştığı akıllı telefon üretimi alanında da bir fark yaratmasını sağlayabilir.

    İlk aşamada tüketicinin deterjan azaldığı zaman makine üzerindeki butona basarak veya akıllı telefonundaki uygulamayı kullanarak deterjan siparişini otomatik olarak vermesine dayanan sistemin, ikinci aşamada, çamaşır ve bulaşık makinelerinin otomatik olarak kendi siparişini vermesine olanak tanıması planlanıyor. Buna göre, deterjan seviyesi belli bir sınırın altına indiğinde, otomatik dozaj sistemli makineler kendi deterjan siparişini verip ürünün eve teslim edilmesini sağlayacak.

    Böyle anlatınca fazla bir anlam taşımayan konu, nesnelerin –ya da tam çevirisiyle eşyanın- interneti (IoT) ile bağlantılı düşündüğünüzde bambaşka bir geliştirme hikayesi ile karşılaşıyorsunuz. Çamaşır ve bulaşık makinelerinin bir biçimde ağa bağlı olduğu sistem, başka uygulamaların da zeminini oluşturabilir mi? Aslında günümüzde Endüstri 4.0 projelerinin en önemli bacağı olarak anlatılan öngörülebilir bakım (predictive maintenance) planlaması bu sistem üzerine kolayca kurulabilir. Üstelik kurulum aşamasında zaten servis ile temas kurulduğu için tanışıklığa dayanan sürtünmesiz bir süreç işleyebilir.

    Dahası dünya çapında gelişmekte olan paylaşım ekonomisi ile birlikte düşünüldüğünde ufuk çizgisi çok daha genişliyor. Evlerde çok yer kaplayan bu makineleri satın almak yerine ortak alanlarda kullanıma dönük bir modelin – Amerikan filmlerinden tanıdık olduğumuz uygulamadaki gibi-  hayata geçmesi, bu uygulamanın çok daha farklı noktalara gitmesini sağlayabilir. Bu durumda çamaşır makinelerine yönelik yönetilen ya da merkezi bir servis söz konusu olabilir.

    Bu tür gelişmeler, Vestel’e doğasından kaynaklanan biçimde birkaç açıdan fayda sağlayabilir. Bunlardan ilki, Vestel’in büyümesinin tarihi boyunca hep ülkenin belirli alanlarda kaliteyi artırmaya yönelik adımlar attığı dönemlerde ortaya çıkması. Yani ülke ileri doğru adım attığında Vestel bunun teknoloji tarafındaki ihtiyacını karşılıyor. Bunun en çarpıcı örneği, firmanın televizyon işinin Turgut Özal döneminde okullarda öğretimin kalitesini artırmak ve merkezi olarak üretilen içeriğin yaygınlaştırılmasını sağlamak için her sınıfa televizyon satın alınması ile oldu. Bu ihtiyacı karşılayan Vestel, dünya çapında başarılı bir televizyon işinin temellerini attı.

    Yine öğretim sistemi ile ilgili olarak hayata geçirilen Fatih projesi kapsamında akıllı tahtalarda kullanılan dokunmatik ekran teknolojisini geliştiren Vestel, bunu güncel planlarına yönelik bir kaldıraç olarak kullanmayı bildi. Vestel, ikinci önemli özelliği olan, geliştirdiği teknolojiyi başka alanlara uyarlama konusunda başarılı bir örneğe imza atarak dokunmatik ekran teknolojisini akıllı telefon üretimine uyarladı. Bu, yeni telefonların geliştirme maliyetini aşağı çekerken zaten denenmiş ve emin olunan bir teknolojiyi hayata geçirme avantajını da yarattı.

    Bir süredir gelir modelini servis ağırlıklı hale getirmek için denemelerde bulunan Vestel, çamaşır ve bulaşık makinelerini konu alan uygulama ile çok daha geniş bir okyanusa açılmanın ilk adımını atabilir. Çamaşır makinesinden çıkardığınız bir ürünün kullanım ömrünü tamamladığını ve yıprandığını fark ettiğiniz an, satın alma içgüdünüzün zirve yaptığı an değil midir? Akıllı telefonunuzdaki uygulama ya da mobil ticaret olanakları alışveriş için en uygun olan bu anda size satın alma olanağını sağlarsa… Bunun önemli bir avantaj olduğunu görmek zor değil.

    Vestel’in Venus marka akıllı telefonları piyasaya çıkacağı zaman Zorlu Center’da azami gösterimin sağlanması ile şahsen ilgilenen Ahmet Nazif Zorlu’nun bugün beyaz eşya ile ilgili olarak bu tür uygulamaları geliştirme planlarının olmadığını düşünmek saflık olur. O zaman cep telefonlarının göründüğü duvarlarda şu anda sıra sıra çamaşır makineleri ye alıyor.

    Bunun IoT ve servisler ile bağlantısının ne düzeyde olduğunu şimdiden söylemek zor ama Vestel’in geçen yıl televizyonlarını satmak yerine kiralama modeli ile sunmaya yönelik denemesinin bu tür modellere evrilmesi şaşırtıcı olmayacak. Akıllı telefondan televizyon ve beyaz eşyaya kadar her şeyin ağa bağlı olarak insanların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamaya dönük araçlara dönüştüğü günümüzde, bu gelişim kaçınılmaz; en azında başarılı opersyon ve sürdürülebilirlik açısından kaçınılmaz. Beyaz eşyayı ağa bağlı bir servis aracına dönüştürmek bu konuda anlamlı bir başlangıç olabilir.

    Teknolojinin çapraz uyarlamaları konusundaki gücü bilinen Vestel’in burada edindiği birikimi nerelere ve nasıl uygulayacağını zaman içinde göreceğiz. Ancak şirketin kendi markalarının dışında başka şirketlere cihaz üretme (OEM) işi ve tasarım üretme (ODM) işleri düşünüldüğüne, bunu bizim çok görmeyeceğimiz biçimde de yapabileceği anlaşılıyor. Vestel karşılık kazanmaya dönük başka işbirlikleri ile de gelir ve karlılık yapısını güçlendiriyor.

    DAEWOO ile geçen yılın  yaz aylarında imzalanan anlaşma ile genişletilen üretim işbirliği bunun iyi örneklerinden biri. Ağustos 2018’de açıklanan anlaşma ile, Vestel ve Daewoo dört yıldır süren üretim iş birliklerini büyüttü. Daewoo markalı çamaşır makinelerinin yanı sıra kombi, buzdolabı, bulaşık makinesi ve televizyon ürün grupları da Manisa’daki Vestel City’de üretilecek. Vestel ve ev elektroniğinde dünya lideri olan Güney Koreli Daewoo Electronics 2015 yılında başlayan iş birliklerinin kapsamını genişleterek 2018’in ikinci yarısı itibariyle, Avrupa ve Kuzey Afrika pazarına yönelik mevcut çamaşır makinesi işine ek olarak kombi buzdolabı, bulaşık makinesi ve televizyon için de birlikte çalışmaya başladı. Bu kapsamda Vestel, Daewoo Electronics’in yurt dışı müşterilerinin farklı ihtiyaçlarını ve pazar trendlerini karşılamak üzere premium ürünler geliştirecek ve üretecek.

    Dünyanın birçok teknoloji devi ile iş birliklerine devam ettiklerini belirten Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan anlaşma ile ilgili olarak “Vestel olarak 155 ülkeye ihracat yapıyoruz. Dünya devleriyle iş birlikleri yaparak hem kendimizi geliştiriyoruz hem de Vestel ve Türkiye’nin adını dünyaya duyuruyoruz. Kapsamı genişleyen bu anlaşmanın da her iki şirket için faydalı inanıyorum. Daewoo Electronics, global satış ağı ve pazarlama yeteneklerini Vestel’in gelişmiş üretim yetenekleri ile birleştirerek Avrupa pazarında daha sağlam bir konum elde etmeyi hedefliyor” değerlendirmesini yapıyordu.

    Zorlu’nun büyük oyuncularla başka işbirlikleri de 2018’e damgasını vurdu. Şubat ayında Zorlu Grubu ile Çinli GSR Capital’in gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında Vestel ile GSR Capital, elektrikli otomobiller ve enerji depolama pillerine yönelik 25 bin MW potansiyel kapasiteye sahip olması hedeflenen bir mega batarya fabrikasını yüzde 50 ortaklıkla kuracak. 4.5 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirilecek tesiste başta elektrikli otolar ve telefonlar olmak üzere pek çok alanda kullanılabilecek bataryalar üretecek. Bu Vestel’in IoT ekonomisinin yanı sıra enerji tarafında da çok önemli bir oyuncu haline gelmesini sağlayacak. Batarya ve pil teknolojisi, şu anda cep telefonları da dahil olmak üzere mobil cihazlar pazarında önemli rekabet avantajlarından birine kaynaklık ediyor. Bu aynı zamanda elektrikli otomobiller ve sürdürülebilir enerji dağıtım sistemleri açısından da önem taşıyan bir teknoloji ve üretim kapasitesine sahip olmak anlamına geliyor. 2023’te tamamlanarak devreye alınması planlanan tesisin 500 bin elektrikli araca batarya sağlaması bekleniyor. Tesis, her iki taraf için geleceğin global inovasyon ekonomisinin en güçlü oyuncularından biri olma hedefine hizmet edecek.

    Bu işaretler, geleceğe dönük önemli bir değer yaratıyor. Ancak bunlar kadar önemli olan bir diğer konu, sürdürülebilir dünyanın saygın bir üyesi olmak. Vestel’in, ‘atık boya geri kazanım ve kullanım sistemi’ ile Türkiye’yi ikinci kez temsil ettiği Avrupa Birliği Çevre Ödülleri’nde süreç kategorisinde ödül alması ve aynı proje ile 13. Teknoloji Ödülleri kapsamında da ‘Büyük Ölçekli Firma Süreç’ kategorisinde teknoloji ödülünü alması, şirketin bu konuda da önemli bir performans sergilediğine işaret ediyor.

    Vestel’in aldığı bu ödüller, Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik vizyonuna da güven tesis ediyor. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu “Gelecek nesiller için sorumluluğunun farkında olan bir grup olarak, daha yaşanabilir bir dünya ve daha iyi yarınlar hayaliyle çalışıyoruz. Tüm iş süreçlerimizde inovatif bakış açısıyla teknolojiyi kullanarak toplumsal ve ekonomik hayata kattığımız değeri artırmaya, çevreye olan etkilerimizi minimize etmeye odaklanıyoruz. Akıllı Hayat 2030 olarak tanımladığımız bu anlayışımızı şirketimizin gelecek vizyonu olarak konumlandırıyoruz” şeklinde konuşuyor.

    Bu da geleceğin Vestel’i ile ilgili resmi tamamlıyor.