Türkiye Olumlu ve Öngörülebilir Bir Döneme Giriyor 

By Fortune Türkiye

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, “Dünyadaki dinamikler Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkeler için olumlu faktörlere evriliyor. Ülkemizde enflasyon ciddi şekilde aşağı indi. Bundan sonrası yani enflasyonla mücadelenin daha zorlu olacağı bir süreçteyiz” diyor. 

QNB Türkiye, Habitat Derneği ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğiyle yürütülen “Su ile Hayata” projesi kapsamında Gaziantep’te çocuklarla bir araya geldik. QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu ve UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic ile UNDP Bölge Koordinatörü Hamit Doğan’ın katılımıyla gerçekleşen buluşmada, çocuklar suyun döngüsünü, su tasarrufunun önemini ve doğayla kurulan bağı uygulamalı atölyelerde deneyimledi.

750 Bin Çocuğa Ulaşıldı

QNB Türkiye, 2015 yılında kurduğu “Minik Eller Büyük Hayaller” Sosyal Sorumluluk Platformu ile bugüne kadar 750 binden fazla çocuğun hayallerine ilham verdi. Platformun çevresel sürdürülebilirlik alanındaki en güçlü uygulamalarından biri olan ve geçtiğimiz yıl başlayan “Su ile Hayata” projesi, 7–14 yaş arası çocuklarda suyun değeri, su tasarrufu ve çevresel farkındalık konularında bilinç geliştirmeyi hedefliyor. Banka, sosyal sorumluluğunun merkezine aldığı bu platformuyla 10 yılda 750 bin çocuğa ulaşmayı başardı.

Gündeme Dair

Bu son derece önemli ve toplumsal duyarlığı yüksek projeyle ilgili gerçekleştirilen etkinliklerin ardından QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan ile küresel ekonomi ve ülkemize dair sohbet etme fırsatı oldu. IMF Dünya Bankası’nın her dönem yayınladığı raporlara dikkat çeken Tan,  “Ekim ayında biz de Amerika’daydık. Bir hafta IMF Dünya Bankası toplantılarını izledik. Orada mesela raporun yenilenen halinde detaylarında şunu söylüyor: Büyümeyle ilgili önümüzdeki dönemlerde dünyadaki büyüme oranı tabii ki küçülecek. IMF–Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Ekim sayısındaki verilere göre dünya 2024’te %3,3 büyüdü dünya ekonomisi. 2025’te % 3,2’lik bir büyüme yapacak büyük ihtimalle 2026’da da % 3,1 düşüyor. Yani bu rakamlar az gibi görünse de tabi dünya ekonomisinden % 0,1’liketkiler önemli etkiler. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde büyümenin aynı oranlarda olmayacağı ve aşağı geleceğe aşikâr…”

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan

Dünyada Neler Oluyor?

Tan, genel görünümü şöyle özetliyor: “Jeopolitik riskler müthiş bir yerde. Globalde hiç tahmin bile edemeyeceğimiz daha önce ‘yok canım, bu da olmaz’ dediğimiz neredeyse her şey oluyor. Savaşlar var. Ticaret savaşları var başka bir taraftan. Ticaret savaşlarının ekonomiye çok büyük etkisi var elbette. Trump yönetiminin ikinci dönemde geldikten sonra getirdiği sistematik ve düzen, dünyadaki bu makro trendleri başka bir yere götürüyor. Artık bunların etkisiyle beraber enflasyonda da yükselme başladı. Yani global olarak enflasyonda 2024-2025 aşağı doğru inen trend tekrar bir anda kafasını biraz yukarıya doğru kaldırmaya başladı. Ekim sonundaki toplantıda Powell Ekim’de gösterge faiz oranını 25 baz puan (% 0,25) indirirken önemli bir şey söyledi. Bir sonraki faiz indirimi cepte değil dedi. Bu bence önemli bir mesajdı. Çünkü artık merkez bankaları da bu konuda gerekli hassasiyeti gösteriyorlar, gösterecekler. Burada dünyada böyle bir trend var. Hatta birçok düzen değişiyor. Şu anda altının geldiği durum… Şimdi inişler falan var biraz aşağı indi ama yani sene başından beri ons altın dolar bazında neredeyse yaklaşık % 50 civarında.

% 50 çok müthiş bir oran. Bununla ilgili dünyada yeni bir trend konuşuluyor şimdi. Buna ‘’debasement trade’’  diyorlar (Yatırımcıların hızla artan bütçe açıkları ve gelişmiş ülke para birimlerindeki değer kaybına karşılık olarak devlet tahvilleri ve ana para birimlerinden uzaklaşıp emtia ve kripto gibi alternatif araçlara yönelmesi eğilimi).

Artık gelişmiş ülke para birimlerinden, yani “hard currency” dediğimiz para birimlerinden uzaklaşma eğilimi var. Bir taraftan altına, diğer taraftan kripto paralara yönelme konusu son dönemde dünyada çok konuşulmaya başladı.

Dünyanın böyle birçok karışık ve stresli bir dönemi ama bunun bize etkileri ne olacak? Bize etkileri ben orada pozitif bakıyorum. Bize etkileri şu gelişmekte olan ülkelere etkileri birazcık daha buradaki konuları yani gelişmiş ülkelerde hiç yaşamadıkları bu belaları yaşarken bize doğru ticaret tarafında avantajlar mutlaka gelecektir önümüzdeki dönemde. Yani sadece Çin ve Amerika arasındaki ticaret görüşmelerindeki iyileşme bile, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkeler için birçok açıdan pozitif bir gelecek vaat ediyor. Faiz indirimleri bize pozitif etkiler getirecek. Dolayısıyla bizim bu bütün makro resimden “biz de buradan 2 kat negatif etkileniyoruz” deyip bu genel negatifin içinde biz bir tık pozitif ayrışacağımızı düşünüyorum. Son dönemde dış politikada birçok ülkeyle yaşanan pozitif yakınlaşmaların da buna etkisi olacağını düşünüyorum”.

Türkiye’de Neler Oluyor? 

Bizde yine bir numarada enflasyon, enflasyonla mücadele var diyen Tan, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu konuda çok samimi düşüncem şöyle. Açıkçası işin başından beri hem Merkez Bankası’nın hem ekonomi yönetiminin yani Hazine ve Maliye Bakanlığının çok sağlam adımlarla, hiç geri adım atmadan, yoluna sağlam bir şekilde devam ettiğini düşünüyorum.

Tabii ki, biraz önce bahsettiğim perspektifte, her gün o kadar farklı gelişmeler oluyor ki… Hem içeride hem de dışarıda sürekli yeni dinamiklerle karşılaşıyoruz sonuçta. Ama dış gelişmeler azımsanmayacak kadar önemli gelişmeler. Bu gelişmelerle beraber mutlaka bir arada ötelenmeler, işte gecikmeler, 3 ay 5 ay 6 aylar oluyor. Ama genel trende ve gelişime baktığımız zaman ben açıkçası çok olumlu görüyorum. Çünkü hatırlayalım, insan psikolojisi hemen unutuyor ama yani geçen sene ve evvelki sene kaç enflasyon oranlarıyla mücadele ediyorduk.

Eylül ayında enflasyon beklenenin üzerinde çıktı. Hepimiz bir stres olduk, panik olduk ama işte bu ayda bir tık altında çıktı. Yani böyle aylık olarak bu hıçkırıklar mutlaka olacaktır. Bir ileri bir geri olacaktır ama trendin nasıl olduğunun önemli olduğunu düşünüyorum. Burada da gecikmeler de içinde olsa bir yere doğru gidiyor. Biz mesela  yıl sonu enflasyonunu % 29,5 olarak tahmin etmiştik. Şimdi bütün bu inişler çıkışlar ile beraber şu anda % 32,0 seviyesinde yıl sonu nokta enflasyonunu bekliyoruz.

Kurda çok büyük bir hareket beklemiyoruz. Niye? Çünkü aslında bu geçtiğimiz yine iki senenin hikayesinde gerçekten döviz rezervleri tarihi bir seviyeye ulaştı. 185 milyar dolar civarına çıktı brüt rezervler. Brüt rezervlerini de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Swap hariç net rezervlerde 52-53 milyar dolar seviyesine. Dolayısıyla burada müthiş bir cephane var. Merkez Bankası bu kurdaki anormal hareketlenmeler riskli olabilecek herhangi bir şeyi elinde her türlü araçla ve birçok regülatif makro ihtiyati tedbirle mutlaka doğru bir yerde tutacaktır. Burada herhangi bir stres görmüyorum. Evet, faiz indirimleri birazcık azalttı temposunu ama bunu da normal olarak veya hatta tam tersi ben çok pozitif bakıyorum. Piyasadaki hareketlenmelere bütün bu detay şeylere yakın tepki veriyor Merkez Bankası. Daha çok indirilmesi gereken zamanda daha çok indiriyor. Daha az indirilmesi gereken yerde daha az indiriyor diye düşünüyorum ama arada yine hıçkırıklar olacak. Biraz gecikmeler olacak, belki bir ay sonrasına sarkacak ama yolun doğru bir yol olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar gerçekten müthiş bir mesafe kat edildi, enflasyon ciddi şekilde aşağı indi. Ama bundan sonrası daha da zor. Yani bugün enflasyonu % 60’lardan % 30’lara indirmekle % 30’lardan % 10’un altına indirmek arasında fark var. Enflasyonu % 30’lardan % 10’lara indirmenin daha zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü malum bahsedilen enflasyonun yapışkanlığı aşikâr. Arada geçtiğimiz dönemlerde işte eğitimle ilgili eğitim tutarları. Kiralar vesaire bu üst limitlerin olduğu sonradan bunun gecikmeli etkisinin geldiği bir dönem yaşadık. Onlar da önümüzdeki dönemde birazcık daha azalacak. Dolayısıyla biraz daha normalize olacağını düşünüyorum…”

Portföy Yatırımcısı için Avantaj

Peki, mevcut koşullar altında Türkiye ve gelişmekte olan diğer ülkeler için ne tür fırsatlar, avantajlardan söz edilebilir? Tan’a göre; şimdiki etapta zaten portföy yatırımcısı açısından müthiş bir avantaj var. Burada çok ciddi bir reel faiz var. Biz şöyle söyleyeyim IMF’de yaklaşık 20-25 tane yabancı bankayla birebir görüşmeler yapıyoruz bizim muhabir ilişkide olduğumuz bankalarla. Bu seneki IMF’de gerçekten Türkiye’ye böyle bir müthiş bir teveccüh olduğunu gördüm. Geçen sene de fena değildi ama ondan önceki yıllarda yoktu öyle bir şey ama bu sene mesela bu konuda çok heyecan var. Çünkü aslında gerçekten reel faiz var. Direkt yatırımlar, yani FDI (Foreign Direct Investment – Doğrudan Yabancı Yatırım)’ın biraz daha zamanı olduğunu düşünüyorum.

2026’da biraz daha yabancı iyice teyit etmek isteyecektir. Benim biraz önce söylediğim biz buna güvenle bakıyoruz ama yabancının da o güveni kazanması için birazcık daha gecikmeli gelir ama onunla beraber yabancı direkt yatırımların da yavaş yavaş bu tür ülkelere akabileceğini düşünüyorum. Çünkü bu tarifelerle beraber biz sonuçta bütün dünyadaki bu ticaret tarifelerinden (gümrük vergileri) hiçbir şekilde negatif etkilenmedik. Hatta tam tersi euro dolar paritesinde yani 1.05’lerden 1.17’lere yaklaşan paritede Türkiye’nin ihracatının çok büyük bir kısmı euro bölgesine olduğu ve aslında ithalatın ham maddesinde dolar olarak alınan yerlerden olduğundan dolayı da aslında, ihracatçı o kurdaki artış olmamasından dolayı çok şikayetçi olduğu durumu Avrupa’yı ihracat yapan hammaddesini dolarla alan ihracatçı biraz da rahatladı.”

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...