Dünyada merkez bankalarından gelen ekonomik teşvik sinyalleri gelişmekte olan ülkelerin hisseleri ve para birimlerini son bir yılın en yüksek değerine taşırken, ABD’de de istihdam verilerinin beklenenden daha iyi olması yüksek getirili varlıklara olan yönelimi artırdı.
Bloomberg’te yer alan haberde, Moody’s’in Türkiye’yle ilgili değerlendirmesini pas geçmesiyle liranın değer kazandığı, Türk tahvillerinin de toparlandığı kaydedildi. Güney Kore’de de S&P’nin ülke notunu yükseltmesiyle hisselerde değerlenme gözlendi. Rusya’da ise petrol varil fiyatının 45 doların üzerine çıkmasıyla, ruble beşinci ardışık günde artış kaydetti. Aynı şekilde Çin, Tayland, Cakarta borsalarında da yukarıya doğru hareketlenme görüldü. Geçen hafta Cakarta Kompozit Endeksi, yabancı yatırımcıların 583 milyon dolar değerinde Endonezya hisseleri almalarının ardından yüzde 0.4 oranında değerlendi.
Japonya ve Avustralya’da merkez bankaları ekonomilerini canlandırmak için teşvik paketlerini gündeme getirirlerken, İngiltere merkez bankasının da Brexit’in ardından bu yönde adım attığı gözlendi. Söz konusu adımlar küresel ekonominin büyümesine yönelik çabaları destekliyor.
Londra’da Capital Economics’te gelişmekte olan piyasalar kıdemli ekonomisti William Jackson, “yatırımcıların gelişmekte olan piyasalara yönelik iştahının kısa süre önce iyileştiği görülüyor; ayrıca gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının daha gevşek bir para politikası izleme olasılığı da gelişmekte olan ülkelerin varlıklarını cazip kılıyor” diyor.
MSCI gelişmekte olan piyasalar endeksi yüzde 1.1’lik artışla 895.53 puana çıkarak, Temmuz 2015’ten beri en yüksek seviyeye ulaştı.
Borsa İstanbul 100 Endeksi yüzde 2.3 oranında değerlenirken, lira da dolar karşısında yüzde 0,5 oranında değer kazandı.
ABD’de ise temmuz ayında 255 bin yeni istihdam yaratılarak, tüm analist tahminlerini geride bırakılmış oldu. Bu beklenenden daha güçlü gelen veriler, FED’in gelecek yıl faiz artırımına gideceği argümanını güçlendirmekle beraber, Jackson’a göre, “gelişmekte olan ülkelerin hisseleri ABD’nin istihdam verilerini kat be kat aşmış bulunuyor.”
