Kredi derecelendirme söz konusu olduğunda bütün monarşilerin eşit şekilde yaratılmadıkları görülüyor.
Marketwatch internet sitesinde yer alan habere göre, Standard & Poor’s bu kez dünyadaki hükümdarların borç durumlarını mercek altına aldı.
Raporda, S&P’nin derecelendirdiği trilyonlarca dolarlık ülke borçlarında monarşilerin yüzde 40’lık bir paya sahip olduğu ortaya çıktı.
Bu toplamda en büyük pay ise, İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth’e ait; Kraliçe Elizabeth Birleşik Krallık’tan Kanada, Bahamalar ve Papua Yeni Gine’ye bir dizi ülkeyi içeren Miletler Topluluğu’nun başı olduğundan, borç hesaplamasında tüm bu ülkelerin payı da göz önüne alınıyor.
Norveç, İspanya ve Danimarka gibi diğer anayasal monarşiler geri kalan borçlu kraliyet ailelerinin büyük bir bölümünü oluşturuyor.
S&P derecelendirmeyi yaparken ülkelerinde tam yetkiye sahip mutlak monarşilerle, devletin başında sembolik konumları olan anayasal monarşiler arasında kesin bir çizgi çizdi.
Tümünün de Arap dünyasında olduğu mutlak monarşiler ise dünyadaki borçlanmada yüzde 1’den bile daha az bir paya sahip.
Bununla birlikte rapora göre, anayasal monarşiler sağlam yapıları ve daha iyi siyasi öngörülebilirlik becerileri sayesinde genellikle daha iyi derecelere sahipler.
İngiltere Kraliçesi Elizabeth Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya gibi tümünün de “AAA” kredi notuna sahip olduğu güçlü ülkelerin yanı sıra Barbados ve Jamaika gibi “B” ve hatta “B-“li Belize gibi düşük notlara sahip ülkeleri de barındıran bir topluluğun başında yer alıyor.
