Sosyal medya: evdeki şeytan, işyerinde melek mi?

0
623

Sosyal medya tartışmasız bir cazibe merkezi ve giderek artan sayıda insanı kendisine çekiyor. Ancak bunun cennet gibi bir ortam yarattığını söylemek zor. ABD’de yapılan araştırmalar, sosyal medyanın eşler arasındaki ilişkileri yıprattığını ortaya koyuyor. Önlem alınmazsa, odaklanma ve zaman yönetimi gibi alanlardaki olumsuz etkiler aynı sıkıntıları işyerine de taşıyabilir.

Araştırmalar, sosyal medyanın evliliklerin ve ilişkilerin süresini azaltan etkisini ortaya koyuyor. Kullanıcılarının paylaşımlarının ve sosyal hayatlarının yansımasının ilişki katili olarak olağan şüpheli haline getirdiği Facebook, zirveyi elde etmiş durumda ancak tek katil değil. ABD’de Teksas Üniversitesi’nden Profesör James A.Katz’ın yönettiği araştırma, sosyal medyayı yoğun kullananların evden ayrılma olasılığını sosyal medyaya saoğuk olanların iki katı olarak tespit ediyor. Bu, sanal alemdeki sosyalleşmenin eve ve eşe odaklanmayı aşağı çekmesinden kaynaklanan bir sonuç. Aynı sonucun işe odaklanma konusunda da ortaya çıkması ise işten bile değil.

İşyerleri, işin bölünmesine neden olan bozucu etkenlerle sosyal medyadan önce de karşılaşıyordu ve buna önlem almak işyerlerindeki verimlilik çalışmaları içinde önemi bir yere sahipti. Sosyal medya bu tehdidi kullanıcıların parmaklarının ucuna kadar getirdi. Ancak iş ortamı ile ilgili araştırmalar, Facebook başta olmak üzere sosyal medyanın o kadar da büyük bir tehdit oluşturmadığı sonucuna ulaşıyor.

Mutluluk başarı ve verimlilik için çok önemli
California Üniversitesi’nden Gloria Mark ile Microsoft Research ekibinin işyerinde dikkat ve çevrimiçi etkinliği inceleyen araştırması, sabah yükselmeye başlayan konsantrasyonun öğleye doğru yatay seyretmesinin ardından öğleden sonranın ortalarına doğru zirve yaptığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte, çalışanların odaklanmasının en yüksek olduğu anlar, en mutlu oldukları anları oluşturmuyor. Ne yazık ki, işyerinde mutlu olmak artık en önemli başarı ve verimlilik etkeni olarak kabul ediliyor.

Bu, Facebook’un oynadığı rolü, evle ilgili tespite göre ciddi biçimde değiştiriyor. Odaklanmanın gerilime neden olduğu ortamda Facebook, birkaç kırtasiye işini tamamlama ya da sürüncemede kalmış birkaç e-postaya yanıt vermeye benzer biçimde bir işi tamamlama hissi yaratıyor. Facebook etkileşimi, odaklamayı tekrar yerine getiren bir mola işlevi görüyor ve bunu çok pratik ve hızlı bir biçimde yapıyor. Araştırmaya göre aynı durum, diğer sosyal medyalar ya da sadece bir e-postaya yanıt yazmak için de geçerli.

Ev ve iş ortamı ile ilgili bu iki farklı değerlendirme, sadece sosyal ağlar konusunda keşfedilmesi gereken daha fazla şey olduğunu gösteriyor. Ortaya çıkan doğrulardan biri, mutluluğun rutin operasyondan geldiği. Evdeki ilişkiyi bozan, sosyal medyanın evin içindeki rutini tehdit etmesi olurken, işyerinde iş bitirme hissi veren sosyal medya mutluluğu artırıyor ve işe konsantrasyonu sağlıyor. Ana işe odaklanmaya katkı yaptığı sürece, sosyal medyanın her iki ortamda da meleğe dönüşmesi mümkün görünüyor.