Piyasalarda tweet rüzgarları

0
43

Bugünlerde sosyal medyada bir iletinin bile çok büyük sonuçlara yol açabileceği sır değil. Nitekim, Ocak 2013’te bir dizi olumsuz ama yanlış tweet iki hissenin dibe vurmasına neden olmuştu. Bu iletilerden bazıları Audience adlı şirketin “yolsuzluk söylentileri”nden dolayı yasal soruşturmaya tabi tutulduğunu ileri sürüyordu.

Başka bir dizi tweet de FDA’nın, sonuçlar üzerinde “oynanmış” olabileceği şüphesiyle Sarepta Therapeutics’in klinik deney kayıtlarını yasal soruşturmaya tabi tuttuğunu ileri sürmüştü. Ancak daha sonra bu tweetleri yazanların ünlü açığa satış kuruluşları Muddy Waters ve Citron Research değil de benzer isimleri, bazı harflerin yerini değiştirerek kullanan iki sahte hesap olduğu ortaya çıktı: @Mudd1waters ve @Citroenresearc. Hisseler bu sahte tweetler üzerine, sırasıyla yüzde 28 ve yüzde 16 değer kaybetti. 
Öte yandan, bu anekdotun sürpriz bir sonucu var. Söz konusu tweetler piyasaları alt üst etmesine rağmen bunları gönderen sadece 97 dolar kazanç elde ederek büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. Tweetlerin piyasaları sallamasından ortalama 10 dakika sonra ilgili hisseleri satın almasına rağmen çok geçti. Diğer yatırımcılar -kuşkusuz, onlar da kendi sosyal medya ağlarını kullanmıştır- bu kurnazlığın farkına vardıklarından, hisse fiyatları hemen eski değerlerine geri dönmüştü. Bu bilgiler, kasım ayında, sosyal medya üzerinden sahtekarlık yaptığından kuşkulanılan bir İskoç vatandaşı hakkında dava açan ABD Sermaye Piyasaları Kurulu’na (SEC) ait. Federal bir soruşturmanın da eşlik ettiği SEC’in davası Twitter aracılığıyla piyasada manipülasyon yapıldığına dair ilk yasal suçlama olma özelliğini taşıyor. (Suçlanan kişi yaptığının suç olduğunu kabul etmedi.)

Bu öykü yatırımcıların piyasalarda işlem yaparken Twitter ve diğer sosyal medya araçlarını nasıl kullandığıyla ilgili fikir veriyor. Büyük veri analizleriyle donanmış hedge fonların ve diğer etkili yatırımcıların milyonlarca Twitter mesajını ve diğer geleneksel olmayan kaynakları anında analiz edip, böylece daha küçük çaplı yatırımcılar “retweet”lere denk gelmeden hisseleri çok daha hızlı bir şekilde alıp satabildikleri yeni teknolojik yarış gittikçe hız kazanıyor. 

Örneğin, İrlandalı araştırma kuruluşu Eagle Alpha ekim ayında Reddit sosyal medya sitesindeki 7 bin 416 yorumu analiz ederek, Electronic Arts’ın yeni Star Wars video oyunlarını tahmininden daha fazla satabileceği varsayımında bulundu; bunun üzerine Electronic Arts satış tahminini hemen yükseltip, oyuna yönelik ciddi bir “heyecan” olduğunu bildirdi. Goldman Sachs Varlık Yönetimi’nden bir ekip geçen bahar aylarında Alexa.com’daki web trafiğini incelerken HomeDepot.com’a olan ziyaretlerde önemli bir artış fark etti ve şirketin görünümünün yükseltilmesinden ve de hisselerinin değer kazanmasından aylar önce şirketin hisselerini topladı. Steven Cohen’in hedge fonu SAC Capital Advisors’ın bir tür reenkarnasyonu olan Point72’de yeni oluşturulan veri derleme ekibinin sorumlusu Matthew Granade, “Diğer bağımsız gerçek zamanlı kaynaklarda bir patlama yaşanıyor. Doğru zemine oturmak artık çok daha kolay” diyor; “Genel olarak, sanırım yeni yatırım veri kaynaklarında altın çağ yaşanıyor.”

Bu da, ileri derecedeki analiz araçlarını Twitter’a uygulayıp, piyasaları hareketlendirebilecek olayları saptayan Dataminr gibi hizmetlere yönelik bir talep dalgasının oluşması anlamına geliyordu. 2009 yılında, Yale’den üç eski oda arkadaşının kurduğu şirketin kabaca 75 müşterisi var -bir yıl önce 50’ydi- ve bunlar da, toplamda 1 trilyon dolarlık bir portföye hükmeden büyük yatırım bankalarının çoğunu ve belli başlı hedge fonların en az yarısını kapsıyor. (Dataminr’in müşterileri aynı zamanda Fortune 500 şirketlerini, medya kuruluşlarını ve devlet birimlerini içeriyor.) Twitter’ın ilk başlardaki destekçilerinden olan ve sosyal medyadan gelen sinyaller ve diğer geleneksel olmayan veriler üzerinden işlem yapan iki yıllık hedge fon Tashtego’da çoğunluk hissesine sahip girişim sermayesi kuruluşu Spark Capital’ın kurucusu Santo Politi, “Dataminr’in bilgileri şu anda olmazsa olmaz konumunda; pek çok hedge fonun buna sahip olması gerekiyor” diyor. 

Dataminr’i ister kullansınlar ister kullanmasınlar, hedge fonlar Twitter ve benzerlerine gittikçe daha büyük ilgi gösteriyor. Yatırımcılar lehine sosyal bir ağ olan SumZero’nun kurucusu Divya Narendra, “Sosyal medyanın sağladıklarından ve kalabalığın bilgeliği diyebileceğimiz bu konseptin avantajlarından yararlanmaya başladılar” diyor; “Bu yeni bir fenomen.” Ancak bundan en iyi şekilde avantaj nasıl sağlanabileceği -ya da sağlamak gerekir mi- kıyasıya bir tartışma konusu. 

DATAMINR ALTI YIL ÖNCE LANSE EDİLDİĞİNDE, Twitter’ın tarihinde tam 1 milyar tweet’e ulaşılmıştı. Şimdi ise, bu rakam yalnızca iki günlük tweetler’in toplamına eşdeğer. Dataminr kurucusu ve CEO Ted Bailey bu fırsatı gördü. Şirketi, tweet akışının bütününe doğrudan erişim satın alan ilk kurumlardan biri oldu. Halen de bu yetkiye sahip olan az sayıdaki şirketlerden biri; Twitter sosyal medya verilerini analiz kuruluşlarına ve diğer müşterilere satan Gnip’i satın aldıktan sonra 2015 yılında bazı şirketlerin bilgilere tam erişim hakkını kısıtladı. Buna göre, Twitter akışının bütününe erişim hakkının aylık maliyeti yaklaşık 30 bin dolar; verileri kullananların verdikleri bilgilere göre, kullanıma bağlı olarak tweetlerden yararlanmanın yıllık maliyeti 1,5 milyon dolara kadar çıkabiliyor. 
Datanminr’in öncelikli bir konuma sahip olmasının başlıca nedeni ise, Dataminr’in yatırımcılarından ve Morgan Stanley’nin (yine bir Dataminr müşterisi) yönetim kurulu üyesi Tom Glocer’a göre, Twitter’ın Dataminr’de hisseye sahip olması. Glocer’a göre, bu durum Dataminr’e diğerlerine kıyasla önemli bir ayırt edici avantaj sağlıyor. Bailey bu yatırım hakkında ya da şirketin diğer finans kaynakları söz konusu olduğunda, pek konuşmamayı tercih ediyor. Twitter ise anlaşmalarından ya da fiyatlandırmalarından söz etmemeyi tercih ediyor yalnızca gittikçe daha fazla sayıda hedge fonun tweet’lerini doğrudan satın aldıklarını belirtmekle yetiniyor. 

34 yaşındaki Bailey belki gerektiği kadar uyumuyor -gözlerinin altında mor halkalar var- ama kendisinin gereken özgüvene sahip olduğu aşikâr. Uzun boylu bu adam, yüzünde zoraki bir sırıtmayla Manhattan, Koreatown’daki merkezinde oturuyor. Halen New York City, Washington D.C., Londra ve Montana, Bozeman’daki ofisleri arasında dağılmış yaklaşık 200 kadar çalışanının sayısını gelecek yıl ikiye katlamayı planlıyor. “Bu ürünleri gerçek anlamda ortaya koyan ve başarılı olan tek şirket biz olmasak da halen bu konuda lider olan biziz” diyor. Bailey’nin ihtiraslı hedefleri var. Dataminr’in “uzun süre varlığını koruyacak, çok önemli ve büyük bir şirket olarak sektörde belirleyici bir yapıya sahip olmasını” istiyor. 
Bailey teknolojisinde sonsuz kullanım olanakları görüyor. “Endüstrilerin geç ve yetersiz bilgilenmesi ve bilgilerin de tümüne sahip olmaması hoş bir durum olmaz” diyor. “Bu açıdan baktığınızda da, erken bilgiye, daha fazla bilgiye ve dünyada olup bitenler hakkında eksiksiz bilgiye olan gereksinim arttıkça, Dataminr içinde çok büyük fırsatlar söz konusu.”

Halen Dataminr “siyah kuğu” konumundaki olayları ya da Bailey’nin ifadesiyle “bilinmeyen bilinmeyenler”i piyasanın tepkisinden çok önce tanımlama konusunda uzmanlaşmış olan bir şirket. Şirket makine öğrenimini kullanarak 30 farklı veri dizisini-kullanıcıların lokasyonunu belirlemek için yararlanılan haritalardan patent verilerine ve hisse hareketlerine kadar- çapraz eşleme yöntemiyle değerlendiriyor ve sıra dışı örneklere ve benzer tweet “kümeleri”ne dayanarak, etki oluşturabilecek tweet’leri ve trendleri belirliyor. 

Dataminr bu yöntemden yararlanarak müşterilerine erken istihbarat sağlıyor. Tweet’leri Fransızca ve Almanca’dan çevirmek suretiyle bu hizmet sağlayıcısı, Paris’te Stade de France’ın dışında meydana gelen ilk terör saldırısından beş dakika sonra müşterilerini ikaz etmeye başlamıştı; böylece Associated Press’in haberi tweet’lemesinden 45 dakika önce harekete geçip, müşterilerini uyardı. Dataminr ayrıca Volkswagen’in hissesinin yüzde 30 değer kaybetmesinden üç gün önce emisyon skandalıyla ilgili ön raporları yayımladı. Bailey’nin açıklamalarına göre, petrol ve doğalgaz brokerleri Suudi Kralı Abdullah’ın ölümünü de, haber üzerine ham petrol varil fiyatının artış kaydetmesinden dört saat önce öğrendiler. 
Dataminr yeni ortaya çıkan ve son altı ayda büyük bir patlama kaydeden endüstrinin en büyük oyuncusu; şirket mart ayında, Fidelity’den ve şirkete 700 milyon dolar değer biçen eski Citigroup CEO’su Vikram Pandit gibi diğer yatırımcılardan 130 milyon dolar elde etti. 

Dataminr gibi şirketlere ne kadar fon aktığını belirlemek zor ancak bu miktar gittikçe artıyor. CB Insights’a göre, finansal teknoloji startup’ları 2015 yılında 11 milyar doları aşkın girişim sermayesi fonu elde ettiler; bu rakam da bir önceki yılın toplamına göre yüzde 83’lük bir artış anlamına geliyor. Citigroup ve Goldman Sachs (Dataminr yatırımcısı) gibi bankalar 2015 yılında bu tür şirketlerin 15’ini desteklediler; oysa bir yıl önce bu rakam dokuzdu. CB Insights bu yatırımların ne kadarının veri analiz şirketlerine aktarıldığını belirtmese de bunun canlı ve büyüyen bir kategori olduğu biliniyor. 

Twitter yatırımcıların yararlandığı sayısız kaynaktan yalnızca biri. Hedge fonlar bir zamanlar, perakendecilerin para kazanma modellerini öğrenmek için park alanlarındaki araçları saymak üzere bir analisti buralara göndermiş olabilirler ancak şimdi artık online insan kaynakları sitelerinden, Amazon’un gözden geçirmelerinden, Wikipedia, Zillow kayıtlarından, FDA hasta şikayetlerinden ve internetin en ücra yerlerinden bilgi vakumlayabilmek için web’de kımıl kımıl gezinen bot’ları seferber ediyorlar. Yatırımcılar fiyat ve envanter için perakendecilerin online mağazalarını “didik didik ediyorlar” ve her uçakta ne kadar boş koltuk olduğunu kestirebilmek amacıyla Expedia’da bilet satın alıp, hemen ardından da iptal ediyorlar. 
SumZero, StockTwits ve Scutify gibi analitik alanında uzmanlaşmamış finansal teknoloji startuplarına bile, değer artışı konusunda iyi bir işaret olan, kullanıcılarının hangi hisseleri aradıkları gibi verileri satın almak için hedge fonlardan talep geliyor. 

Dataminr bireysel yatırımcılara ürün satmıyor. Ancak sosyal medya verileri ana akım web sitelerine bile sızmaya başladı. Örneğin, Fidelity kasım ayında hisse arama sayfalarına Dataminr’in rakibi Social Market’tan bir “sosyal duygu” skoru ekledi.

ÖTE YANDAN, HERKESİN sosyal medya verilerine göre yatırımlarını yönlendirilebileceği konusunda hemfikir olduğu da söylenemez. Fidelity’nin araştırma ve eğitimden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Franklin Gold, “Bu konuda çok kuşku var “diyor. 77 milyar dolarlık portföyüyle dünyanın en büyük hedge fonlarından biri olan Man Group’un birimi Man Numeric’in baş yatırım sorumlularından Shanta Puchtler, ekibinin sosyal medyadan net bilgiler alamadığını belirtiyor. “Twitter’ın tweetleriyle yatırım yapılabileceği ve bunlara atladığınız takdirde çok fazla para kazanabileceğinize dair romantik düşünceler var” diyor; “Ancak kendinize şu soruyu sormanız gerekiyor: ‘Değer nerede?’”

Sosyal medya analiz verileri geniş kapsamlı erişim olanaklarına rağmen yanlış yönlendirebilir. Nitekim bellibaşlı hedge fonlardan biri, Lululemon’un şeffaf yoga pantolonlarıyla ilgili korkunç yorumlar içeren tweet’leri pozitif bir yaklaşımla algılayan algoritmasına güvenerek, Lululemon’un hisselerini satmak yerine satın alınca, ciddi bir bozguna uğramıştı. Social Market Analytics CEO’su Joe Gits, “Zamanın herhangi bir noktasında, herkes bir şekilde Twitter nedeniyle yanmıştır” diyor. 

Bu konsepte ilk zararı ise kısa ömürlü bir İngiliz hedge fonu olan Darwent Capital Markets vermişti; Darwent Capital’ın 2011 yılında büyük bir şaşaayla ilan ettiği dünyanın ilk “Twitter Fonu”, kuruluşundan tam bir ay sonra kepenk indirmişti. Derwent’in kurucusu Paul Hawtin 2013 yılında Karayipler’de yeniden ortaya çıkıp, benzer stratejiye sahip yeni bir firmayla gündeme geldi ama bir yıl önce o da radardan düştü.
Dataminr’den Bailey, şirketinin sapla samanı birbirinden ayırma konusunda sürekli kendisini geliştirdiğini söylüyor. Ancak bu konudaki bir zorluk hep önemini koruyor; o da sosyal medyadaki kalabalığın sürekli değişen yapısı. Twitter’a yeni kullanıcılar katılıyor, daha sonra bu kullanıcılar hesaplarını aktive etmiyor. Tweetleri siliyorlar. Böylece saptanan bir bilgi/veri birdenbire yok olabiliyor. Bu da, analiz şirketlerinin algoritmalarını ve modellerini düzenli olarak ayarlamaları gerektiği anlamına geliyor. 

Sosyal medya verilerine ilk başta çok inananlar artık Twitter verilerinin her yere fazlasıyla nüfuz ettiğine dikkat çekerek, dolayısıyla bir sıçrama eşiği sunamayacak olmasından endişe duyuyor. Örneğin, 800 milyar dolarlık varlık yöneticisi Franklin Templeton’ın brokerlerinden David Lewis, geçen yıl Rusya’nın Kırım’ı işgal ettiğini Twitter sayesinde, haberin medyaya düşmesinden çok önce öğrenmiş oldu. Bununla birlikte, o zamandan beri sosyal medyada herkesten önce davranma trendinin hız kaybettiğini, bundan dolayı da Twitter’a dayalı uyarı sisteminin denemesinden vazgeçtiğini anlatıyor. Lewis, “Haberler artık çok daha hızlı bir biçimde dolaşıyor” diyor. “Veriler çok daha yaygın bir şekilde paylaşıldığı ya da bilgiye erişim daha kolay olduğu için bu tür fırsatlardan yararlanmak daha da zorlaşıyor. Artık bilgi gerçek anlamda kimsenin tekelinde değil.”

Hedge fonların alternatif veri stratejilerini uygulamalarına yardımcı olan danışman Gene Ekster da, sosyal medyaya aşırı güvenmenin saflık olduğunu düşünenlerden. “Twitter verilerinden kazanç elde etmeyi sağlayacak bir yol yok” diyor. “Bunu düşünmek çılgınca. Bu verileri sonsuz şekilde analiz edebilirsiniz.” Dataminr de yatırımcıların bunu bir handikap olarak göreceklerinin bilincinde olacak ki, kısa süre önce müşterilerine yönelik bir ürünü gündeme getirdi. Dataminr’in bu yeni seçeneği, fonların algoritmaları kendilerininkiyle karıştırarak rakiplerinde olmayan uyarıları alabilmelerini sağlıyor. 

BİR YATIRIMCI sosyal medya verilerini nasıl kullanmalı? İşte, bu noktada da görüş ayrılıkları var. Uzun vadeli yatırım yapanlar, Twitter verilerinin çok daha büyük bir mozaiğin yalnızca ufak bir parçası olduğunun ısrarla altını çiziyorlar. Ancak anlık duruma göre pozisyon belirleyen kısa vadeli brokerlerde sadece sosyal medyaya dayanarak alıp satma eğilimi gözleniyor. 

Örneğin, Citron Research’ün tweetlerinin kısa süre önce eczacılık kuruluşları Valeant ve Mallinckrodt hisselerinin değerini nasıl yere serdiğine bakalım (Citron’dan Andrew Left şöyle diyor: “Kendimi Kardashian gibi hissediyorum. İnsanlar benim tweetlerimi rakip ediyor. Bu çılgınca.”) Ayrıca geçen sonbaharda altı haftalık bir süre içinde Hillary Clinton ilaç fiyatlarıyla ilgili daha sıkı yasal düzenlemeler talep eden tweet’i nedeniyle biyoteknoloji hisselerinde büyük bir düşüşe yol açarken, cezaevi reformuna yönelik tweet’iyle de özel cezaevi işletmecilerinin hisselerinin değerinin tepetaklak etmişti. Ayrıca 2013 yılında birisinin Associated Press’in Twitter hesabını hack’lemesi ve yalan bir tweet atarak Beyaz Saray’daki patlama sonucu Başkan Obama’nın yaralandığını yazması Wall Street’in iki dakika içinde 145 puan değer kaybetmesine yol açmıştı. Kurumsal gelirleri crowdsourcing (kitle kaynak kullanımı) yöntemiyle tahmin eden Estimize’ın CEO’su Leigh Drogen, “Bunu aptal para olarak adlandırmaya başladık çünkü bu algoritmalar gerçekten çok saçma sapan nedenlerle reaksiyon gösteriyor” diyor. 

Bununla birlikte, şimdiye kadar bu yeni alanla ilgili araştırmalar sosyal medya analizinin yatırımda yararlı olabileceği görüşünü büyük ölçüde destekler nitelikte. Indiana Üniversitesi, Bilişim Teknolojisi ve Bilgisayar Fakültesi’nden doçent Johan Bollen’in 2011 yılında yaptığı bir araştırma, sosyal medyadaki görüşlerin/sezgilerin Dow Jones’un üç gün sonra ne yönde hareket edeceğini doğru saptama konusunda genellikle yüzde 87 oranında başarılı olduğunu ortaya koydu. New York Üniversitesi, Stern İş Okulu’ndan Profesör Eli Bartov ve iki araştırmacı da temmuz ayında yaptıkları bir çalışmada, bilanço açıklamasından önceki tweet’lerden derlenen “kümelenmiş görüşler”in gelir konusundaki sürprizleri ve aynı zamanda tek tek hisse bazında piyasa reaksiyonlarını kestirerek, performansta yıllık yüzde 5-10 arasında değişen oranda bir iyileşmeye yol açabileceğini belirledi. 

Bollen kısa süre önce, “yatırımcıların dünyasındaki zeitgeist’i (zamanın ruhu) hissetmek” olarak tanımladığı patentlenmiş sinyalleri satmak amacıyla Guidewave Consulting adlı bir şirket kurdu. Kendisi, bilgisayarların bu sinyaller üzerinden işlem yapması halinde, insanların ikinci bir tahmin yürütmesine gerek kalmadan en yüksek getiriyi sağlayabileceğini ortaya koydu. 

Web’den elde edilenler ve diğer alternatif veri toplama uygulamaları, hangi bilgilerin kamuya açık olup olmadığı ve insider trading konusunda süregelen tartışmaları daha da alevlendirdi. Örneğin, bunlardan SumZero, kullanıcılarından birinin yatırımcılar tarafından web sitesinde yayımlanan araştırmaları mıncıklamaya yeltenerek, startup kullanım kurallarını ihlal ettiğini belirledi. 

Kuşkusuz, siber hırsızlıkla kıyaslandığında, web verilerini toplamak için teknolojiden yararlanmak masum bir davranış gözüküyor. Ancak verileri toplayan ve analiz eden şirketlere göre, bu ikisi arasında yatırımcıların sandıklarından çok daha ince bir çizgi söz konusu. Örneğin, danışman Ekster, kamuya açık verileri mıncıkladıkları için yatırımcıların faaliyetten men cezasıyla karşı karşıya kalabileceklerini kaydediyor. Bir başka online yatırımcı topluluğu olan Harvest Exchange’in web sitesi, Florida’daki bir algoritmanın, hedge fon yöneticilerinin piyasayı hareketlendirebilecek potansiyele sahip mesajlar atıp atmadıklarını belirlemek için her 10 saniyede bir profillerini kontrol etmesinden dolayı yanlış işlediğini belirledi. (Site bunun üzerine, bu tür girişimlerde bulunan IP adreslerini engelledi.)

ABD Sermaye Piyasaları Kurulu (SEC) piyasalardaki olası sahtekarlıkları belirlemek üzere birkaç yıl önce kendi veri ayıklama birimini kurdu. Ancak sosyal medya bu görevi karmaşık hale getirdi. SEC’te piyasaların kötü amaçlı kullanımını denetleme biriminin eski sorumlusu ve halen Washington’daki hukuk bürosu Arnold &Porter’da çalışan Daniel Hawke, “Bilginin çok, çok hızlı ve farklı medya kanallarıyla dolaştığı bir dünyada, bilginin kamuya açık olup olmadığını kestirmek çok zor” diyor. 

Sosyal medyanın veri ayıklama gücünün belki de en şiirsel örneğine nisan ayında tanık olundu. O sırada, mali raporlarla ilgili olarak web’i derinlemesine araştıran Selerity adlı startup Twitter için sonuçları taradı. Ancak bilgiler kazayla bir saat önce yayınlandı. Selerity’nin bot’ları üç saniyede 140 karakterden daha kısa bir mesaja indirgedikleri raporu tweet’lediler; bunu izleyen dört saniye içinde de piyasalar harekete geçti. Pek çok insan Selerity’yi verileri hack’lemek ya da sızdırmakla suçladı (Nasdaq’a göre, söz konusu veriler geri çekilmeden önce yalnızca 45 saniye görünür olmuştu.) Selerity ise yalnızca Twitter’ın sitesini ziyaret ettiğini ısrarla vurguladı. CEO Ryan Terpstra web tarayıcısı olan herhangi birisinin bunu yapabileceğini söylüyor. “Yalnızca ‘Refresh’i (yenile) tıklamanız yeterli “ diyor.

SOSYAL MEDYADA PİYASAYI OYNATANLAR
Bugünlerde bir hissenin değerini düşürmek ya da yükseltmek için Twitter’da birkaç sözcük yeterli.

Citron Research (tweet) 
Bu fiyatlarla MNK VRX’e göre çok daha fazla değer kaybedecektir. VRX daha fazla bir vakumda yaşayamaz

ANİ SONUÇ: Mallinckrodt hisseleri toparlanmadan önce yüzde 20 değer kaybetti.

Steve Ballmer (tweet) 
Twitter, twittermoments yenilikçi iyi iş yaptı. CEO’su daha odaklanmış. Geçen birkaç ayda yüzde 4 satın aldığım için memnunum. Alwaleed bin’in hamlesini de sevdim. 

ANİ SONUÇ: Twitter hisseleri yüzde 5 değer kazandı.

Hillary Clinton (tweet)
Özel sektöre ait cezaevlerine son vermeliyiz. Kamu güvenliği işi hiçbir zaman başkalarına devredilemez ya da sorumsuz şirketlerin inisiyatifine bırakılamaz. 

ANİ SONUÇ: Özel cezaevi işletmecisi iki şirketin hisseleri sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 4 değer kaybetti.