Oyun Sektörü Web 3.0’a Ne Kadar Hazır? 

0
468
IWPA Kurucu Ortakları Mehmet Eroğlu ve Bora Acar

Oyun sektörü hem rakamsal değeri, potansiyelli kitlesi hem de yenilikleri sahiplenen yapısıyla sadece Web 3.0 değil blokzincir ve metaverse adımları gibi teknolojik tüm gelişmelerin adapte edilmesi için de uygun zemin yaratıyor. Web 2.0’dan Web 3.0’a geçiş diyerek adlandırdığımız dönem, tüketicilerin tüm deneyimleme şeklini dolayısıyla da markaların işleyiş biçimini kökten değiştirecek, hatta şimdiden değiştirmeye başladığını gözlemliyoruz. Web 3.0 teknolojisi ile dönüşen oyun sektörü marka ve şirketlere ne gibi fırsatlar sunuyor? Tüm bu özel soruların cevaplarını IWPA Kurucu Ortakları Mehmet Eroğlu ve Bora Acar Fortune’a anlattı. 

Kendinizden, şirketinizden ve kuruluş maceranızdan bahseder misiniz?

M.E: Almanya ve Amerika gibi ülkelerin yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme eğitimi aldım. Girişimcilik hikayem epey eskiye uzanıyor. Girişimcilik alanında beni hep dinamik tutan motivasyonum, yenilikleri keşfetme heyecanım üzerine oldu. Şu anda da yepyeni diyebileceğimiz Web 3.0 ve blokzincir teknolojisi ile iç içe, oyun dünyasına girmenin heyecanı ve tutkusuyla IWPA şirketinin kurucu ortağı olarak görev alıyorum. 12 yıldır teknoloji ve yazılım dünyasının da içindeyim, ulusal ve uluslararası firmaların yatırım, yeni pazarlara giriş ve karlılık artırma noktasında görev aldım.

B.A: Oyun kültürünün özel yapısı, oyun oynama deneyiminin büyüsü ve kazanımları çok küçük yaşlardan beri hayatımda önemli bir yer tutuyor. Üniversitede Fizik okurken yazılım dersleri alma fırsatı yakaladım ve bugünkü oyunların atası sayılacak minik oyun denemeleri yaparak aslında oyun dünyasının dijital tarafına da adım atmış oldum. Dijital Oyunlar Federasyonu ve Türkiye E-Spor Federasyonu (TESFED) İstanbul Temsilciliği’ni 6 sene yaptım. Şu anda da hayalimin gerçeğe dönüştüğü yerde IWPA Game’in Kurucu Ortağı olarak geleceği inşa ediyoruz. Şirketimizin kuruluş hikayesi aslında çok eskiye dayanıyor. İlk oyunumuz The Gate: Infinite Quest yaklaşık 8 yıldır üzerine düşündüğüm ve hayalini kurduğum bir fikir olarak sürekli benimleydi. Daha sonra bu fikri tanıdığım en profesyonel ve mantıklı insanlardan biri olan Mehmet ile paylaştım, o da çok beğendi ve destekledi. Tutkuyla bağlandığım fikrime Mehmet’in ortak olması ve desteklemesi ile IWPA Game kuruluş hikayemiz başladı. IWPA yazılım ve oyun geliştirme stüdyosu olarak Eylül 2020’de kurulduk. ‘I Wanna Play A game’ ismiyle yani oyun oynamak istiyorum diyen herkesi dahil edebileceğimiz bir motto ile yola çıktık.

Web 3.0 teknolojisi ile dönüşen oyun sektörü marka ve şirketlere ne gibi fırsatlar sunuyor?

B.A: Oyun sektörü eğlence sektörünü de içerisine alacak şekilde hızla büyümeye devam ediyor. KPMG’nin paylaştığı verilere göre dünya genelinde yaklaşık 3 milyar oyun kullanıcısı bulunuyor. Doğrudan ve dolaylı olarak etkilediği 300 milyar dolarlık hacmiyle oyun endüstrisi, film ve müzik endüstrisinin toplamından daha büyük bir hacme ulaşarak dünyanın en büyük eğlence formu olarak karşımızda yer alıyor. Dolayısıyla oyun sektörü hem rakamsal değeri, potansiyelli kitlesi hem de yenilikleri sahiplenen yapısıyla sadece Web 3.0 değil blokzincir ve metaverse adımları gibi teknolojik tüm gelişmelerin adapte edilmesi için de uygun zemin yaratıyor. Web 2.0’dan Web 3.0’a geçiş diyerek adlandırdığımız dönem, tüketicilerin tüm deneyimleme şeklini dolayısıyla da markaların işleyiş biçimini kökten değiştirecek, hatta şimdiden değiştirmeye başladığını gözlemliyoruz. Markalar tarafında ise özellikle simüle edilmiş 3D dünyaların evrimi büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. 

Web 3.0 dönüşümüne öncülük etmeyi hedefleyen bir şirket olarak geliştirdiğimiz oyunumuz “The Gate: Infinite Quest” de marka ile tüketici arasındaki ilişkiyi yeniden şekillendirebilecek güce sahip. Oyunumuz lokasyon bazlı olduğu için kişinin gerçek dünyadaki konumu algılanarak markalara fiziksel olarak mağazalara trafik çekme imkanı yaratırken; oyuncular için de sevdikleri markalarla ilgili türlü fırsatlar sunuyor. Özetle şunu söyleyebiliriz ki; uygun marka iş birlikleriyle oyuncularımız, oyun içinde topladıkları objelerin fiziksel hayata etkilerini (indirim, hediye vb.) deneyimleyebilecek hem de isterlerse NFT’lerle kripto temelli alana taşıma fırsatı yakalayacaklar. Tüm bunlar dijital ve fiziksel dünyayı birleştiren köprüleri oluşturuyor.

Giderek dijitalleşen ticaretle birlikte satış ve pazarlama çalışmaları nasıl evrilecek? Önümüzdeki kısa ve orta vadede ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?

M.E: Şu an pazarlama, satış ve her alanda teknolojik ve kültürel bir devrimin başlangıcındayız. Dijital dünya ve özellikle oyun dünyası, tüketicilerin eğlenirken aynı zamanda farklı ihtiyaçlarını aynı platformdan karşılamaları noktasında çok çeşitli imkanlar sunmak üzere öncü adımlar atmaya başladı. Merkeziyetsizleşme kavramının yoğun olarak konuşulduğu bu dönemde tüketicilerin sadece reklam tükettiği ve tek yönlü iletişimin olduğu bir yapıdan ziyade her paydaş için karşılıklı faydanın sağlanacağı yöntemler araştırılıyor. Bu nedenle özellikle “müşteri” kavramı yerine “topluluk yönetimi” kavramı yükselen bir trend olarak öne çıkıyor. Oyun içi reklam pazarına gelince, endüstrinin kendisi geniş çapta takip edilmiyor, bu yüzden ölçeğini anlamak için tek tek firmalara bakmanız gerekiyor. Birçok modern oyunun ve oyunumuz The Gate’in birlikte üretildiği yazılım motoru Unity, geliştiricilerin oyunlarında reklam sunmalarına yardımcı olan Operate platformundan 2022’nin ilk çeyreğinde yıllık yüzde 26’lık bir artışla 184 milyon dolar gelir elde etti.

Bu sektör de olgunlaştıkça çok daha fazla metaverse markalaşma görmemiz muhtemel. Kesinlikle keşfedilmemiş bir bölge olsa da, oyun reklamcılığının bu kısmı hız kazanıyor. Dünyanın en büyük iletişim networkü olan WPP, kısa bir süre önce, ajanslarının meta veri tabanındaki markalar için yeni bir dijital deneyim çağı sunmasına yardımcı olmak için Epic Games ile ortaklık kurdu. Günümüzde öncü markaların adım adım inşa etmeye ve varlık göstermeye başladığı yepyeni dijital projeler bulunmakta. Hepsini hem yakından takip ediyor hem de gelecek adına heyecan duyuyoruz. Mevcut platformların ve teknolojinin elverdiği ölçüde yapılan tüm çalışmalar bugün için biraz fazla erken zikredilmiş “metaverse” kavramının bebek adımları sayıldığı kuşkusuz bir gerçek. Satış ve pazarlama tarafında tüm markaların aynen şimdiye kadarki teknolojik gelişmelerde olduğu gibi bu süreci yakından takip etmesi, doğru strateji ve uzun vadeli hedefleriyle uyumlu şekilde mümkün olduğu kadar deneyimlemeye imkan tanıması çok önemli diye düşünüyoruz. Bugün bile oyun ve ilk metaverse denemeleri sayılan projelerde Milleniallar ve Gen Z yoğunlukla oluşan topluluklarda alışveriş gayet doğal şekilde gelişiyor, oyuncular markaları görmeyi yadırgamıyorlar. Bu yeni evrede aslında dijitalle gerçek dünyanın daha geçişken olduğu bir gelecek bizim hayalimiz. The Gate: Infinite Quest’te özellikle konum bazlı olmanın verdiği avantajla birlikte oyuncularımıza ve paydaşlarımıza dijitalden gerçekliğe akıcı ve doğal bir deneyim yaratmak önceliğimiz olacak.

Sizin 2023 planlarınızda neler var? Global bir oyun şirketi haline gelmek için neler planlıyorsunuz?

B.A: 2022 şirketimiz için çok özel bir yıl oluyor, 2023 için de odağımızı ve hedeflerimizi belirledik ve emin adımlarla ilerliyoruz. Ekibimizi günden güne büyütmeye devam ediyoruz, aramıza İsmail Hakkı Polat, Solak Partners, Afşar Akal gibi alanında deneyimli danışmanlar katıldı. İki yılı aşkın süredir üzerine çalıştığımız ilk oyunumuz The Gate: Infinite Quest’in beta sürümünü ilk olarak Benelüks bölgesinde teste çıkacağız. Oyunumuzun oyuncularla ilk buluşmasını gerçekleştirmesiyle birlikte aslında kurduğumuz hayaller ve tüm planlamalar gerçekleşmeye başlayacak. Farklı kategorilerin en ilgi çekici unsurlarını ustaca barındıran The Gate: Infinite Quest ile hem fiziksel hayata dokunan hem de isteyen oyuncuların NFT’ler ile oyun deneyimini zenginleştirebileceği benzersiz bir ortam sağlama arzusundayız. 2023 yılı hedeflerimiz arasında blokzincir teknolojisiyle ayrılmaz bir bütün olan Web 3.0’ın sunduğu olanakları oyunumuza entegre ederek bir platforma dönüşme yolunda ilerlemek var. Benelüks ve Türkiye’den sonra farklı ülkelere açılarak yeni oyuncularla buluşacağız. Global açılımımızın ilk yılında 8 milyon oyuncuya ulaşmayı hedefliyoruz.

Oyun sektörü Türkiye`de de hızla gelişiyor. En fazla yatırım alan sektörler arasında da lider görülüyor. Türkiye’de oyun sektörü sizce ne durumda? Yatırımcılar için ne gibi fırsatlar var?

M.E: Startups.watch’ın yayınladığı “Türk startup ekosistemi 2022 ilk yarı” raporuna göre Türk oyun girişimlerine 333 milyon dolar yatırım yapıldı ve böylece Türk oyun sektörü, Avrupa’da en çok yatırım alan ülke oldu. 158 milyon dolarla İngiltere ikinci, 60 milyon dolarla Norveç de üçüncü sırada yer aldı. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin önünde birinci sırada yer almak elbette gurur verici. Türkiye yazılım ve kreatif alanlardaki kalifiye genç nüfusu ile potansiyel enerjisini gerçekleştirmek üzere kararlı adımlarla ilerliyor. Dünyadaki ivme de yadsınamaz düzeyde. Ülkemizde üniversitelerin kuluçka merkezlerinin ve desteklerin doğru şekilde işlemesi bizce önemli. Yatırımcı platformları da oyun sektöründeki potansiyele inandıkça ve yatırım yaptıkça güçlü bir sektör oluşması kaçınılmaz oldu. Sadece nicelik değil niteliğin de hedeflendiği kapsamlı ve katmanlı oyunlar çıktıkça Türkiye’nin dünya ligindeki yükseliş ivmesini devam ettireceğini düşünüyoruz. Biz de bu ekosistem içerisinde birbirinden beslenen bir ortamın paydaşı olmayı hedefliyoruz

 Yatırım ve yatırımcı modellerinizden bahseder misiniz?

M.E: 2022’nin ortalarında, ekonomik korkular ve artan resesyon konuşmalarına rağmen dünyaca ünlü yatırım şirketi Andreessen Horowitz oyun pazarı için 600 milyon dolarlık bir fon açıklayarak bu alandaki beklentinin ne kadar yüksek olduğunu gösterdi. Oyunların gelecek yüzyılda nasıl sosyalleştiğimizi, oynadığımızı ve çalıştığımızı belirlemede çok önemli bir rol oynayacağı inancına dayanarak bu fonu duyuran şirket, önümüzdeki yıllara da ışık tutmuş oldu. Bu sırada World of Warcraft ve Call of Duty gibi meşhur oyunların yayıncısı Activision Blizzard’ın Microsoft tarafından 68,7 milyar dolara satın alınması da bu yıl içerisinde gerçekleşti. Tüm bu yüksek hacimli işlemler, oyun yatırımlarının topladığı ilgi ve modelleri hakkında ipuçları veriyor. IWPA olarak bizler de stratejik bir iş birliği sağlama hedefiyle yola çıktık. Almak istediğimiz yatırımla birlikte büyümeyi planladığımız alanlarda kendimizi hızla güçlendirerek bu geniş oyun pazarından hedeflediğimiz payı almak istiyoruz. Bizim için yatırım almanın ana kriteri iş birliği yapacağımız yatırımcıların network’ü, deneyimi, bakış açısı ile de işe değer katması. Ortak bir vizyonla planlarımızı bir adım öteye taşıyacak gücü birlikte oluşturmak kıymetli. Öz kaynaklarımızla 2 yıl içerisinde tecrübeli bir ekip ile oyunumuzu piyasaya sürebilecek ilerlemeyi kaydettik. Şirketimizi daha fazla büyütebilmek adına hem geleneksel hem de blokzincir odaklı fon ve yatırımcılarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Yatırım ile elde edeceğimiz kaynakları oyunumuza ekleyeceğimiz yeni katmanlar için geliştirmeler yapmak ve global pazarlama çalışmalarımız için kullanmayı hedefliyoruz.