Nasa’dan İş Yönetimi Dersleri

    0
    241

    NASA Kennedy Uzay İstasyonu Küresel Uzay Elçisi Ravi Margasahayam, eğitimdeki STEM yaklaşımı kapsamında birikimini çocuklara aktarmak için dünyayı geziyor. Anlattıklarından büyüklerin de öğrenebileceği çok şey var.

    RAVI MARGASAHAYAM NASA’nın geliştirdiği roketler konusunda çok yıllar boyunca çalışmış bir bilim insanı. Hedefe ulaşmanın yanında özellikle insanlı uzay araçlarında seyir kadar insan hayatının da güvenliği konusunda hatasız çözümler oluşturma konusunda sarf edilen gayretin sağladığı birikim, Margasahayam’ın olaylara ve gelişmelere pozitif bakmasını sağlıyor. Margasahayam’ın iyimserliğinde inanılmaz hayat hikayesinin de payı var ancak mühendislik becerisi ile yoğun çalışma baskın unsur.

    NASA Kennedy Uzay İstasyonu Küresel Uzay Elçisi Ravi Margasahayam’ın birikiminin günümüzde daha değerli hale gelmesini sağlayan belirsizliğin artması. Belirsizliğin arttığı ortamda Margasahayam’ın ve NASA’daki çalışma arkadaşlarının pekçok bilinmezi bünyesinde barındıran uzay ile ilgili hesaplamaları ve çalışmaları hem yöntem hem de alınan temel dersler kapsamında öğretici hale geliyor. Yerçekimsiz ortamda dışkılamanın yönetimi gibi sansasyonel konulardan ders çıkarmak da mümkün, roketlerin hedeflerine ulaşmalarını ve sağ sağlim inmelerini sağlayacak bilimsel tespitlerin yapılması ve bunun mühendislik yeteneklerini kullanarak gerçekleştirilmesini sağlamaktan da…

    Birincisi daha az önemli değil ama iş dünyasından ülke yönetimlerine kadar liderlik seviyesinde ikincisinden yola çıkmak daha yerinde. Apollo 11 filmini seyredenlerin çok iyi bildiği gibi, ABD’yi uzay çalışmalarında ileri taşıyan bir hayal ve bunun desteklediği agresif bir hedefin olmasıydı. Film, John F. Kennedy’nin bu hedefi aya gitmek olarak koyduğuna işaret ediyor. Bu o kadar agresif bir hedef ki, bilim insanları konuyu ele alırken, karşılaştırma için Sovyetler Birliği’nin uzay çalışmalarının resmedildiği tahtaya yapılan ölçekli çizimde ayı tahtaya sığdıramıyor ve çizimi duvara uzatmak zorunda kalıyor. Bu hayale aktarılan müthiş güç ve agresif hedeflere ulaşmak için yapılan yoğun çalışma sonraki yıllarda birçok bilim dalında önemli isimlerin ortaya çıkmasını sağlarken bilim/mühendislik ikilisinin gelişmesi için de sağlam bir zemin oluşturdu.

    Margasahayam’ın bu sürecin aktif bir katılımcısı olarak anlattıkları, işin sadece uzaya roket göndermek değil; o roketi kontrol edip istenen noktaya indirmek olduğunu anlamayı

    sağlıyor. Bunun iş dünyasına uyarlamasını, kısa vadeli borçlanma ile hızlı büyüyüp daralan piyasada iflas etme kaderine mahkum olan şirketler çok iyi veriyor. Bilinmeyen bir ortamda bu süreci yönetmek, güvenli alanında hareket etmeye oranla çok daha zorlu bir sınavı gerektiriyor.

    Margasahayam, bunu başarmanın yolunun çok fazla test yapmak ve bunun sonucunda olacaklarla ilgili önceden bir fikir sahibi olmayı sağlayacak birikim yaratmak olduğunu ifade ediyor. Bu öncelikle en önemli unsur olan insan hayatının korunması için bir gereklilik. Bunun yanında maddi değeri çok yüksek olan ekipmanların ve zamanın kaybedilmesini engellemek de çok değerli. Burada özellikle zaman boyutu çok büyük önem taşıyor. Çalışmaların sil baştan yapılmasını gerektirecek hatalar, her iki tarafta olduğu kadar güvenin erozyona uğraması sonucunu oluşturan etkileri ile de bilimsel çalışmanın ortayı çıkmasını engellemeye odaklandığı öncelikli konular. Bu testler, geliştirme sürecinde doğru mühendislik adımlarının atılmasını sağlayan önemli yapı taşları.

    İş dünyasında daha çok finans piyasalarındaki enstrumanların belirli seviyeleri test etmesi şeklinde karşımıza çıkan testler, büyük şirketlerde kurum içi girişimcilik ya da startup işbirlikleri olarak karşımıza çıkıyordu. Bunların rekabet gücü oluşturmaya katkıları da, iş sonuçlarına yansımaları ile tartışmasız bir biçimde karşımıza çıkıyordu.

    Ancak test konusunun –özellikle insan hayatı ile bağlantılı- önemi, koronavirüs ile akıllara sağlam bir biçimde kazındı. Hugo Boss Tekstil Sanayi’nin iş yaşamına hazırlanan gençlere ışık tutmak amacıyla gerçekleştirdiği Future Summit 2020 için İzmir’e gelen Margasahayam ile konuştuğumuzda koronavirüs konusu bu kadar ciddi bir noktaya gelmemişti ama test ile elde edilen bilginin önemine değinmiştik. Daha sonraki süreçte yapılan analizler ve Güney Kore örneği, ne kadar doğru bir noktaya temas ettiğimizi gösterdi.

    Güney Kore koronavirüsle mücadele sürecinde çok fazla sayıda test yaparak ve bu sonuçlara göre karantina uygulaması gerçekleştirerek sağlık sisteminin üzerinde aşırı yüklenme oluşmasını engelledi. Aynı zamanda elde ettiği test sonuçları doğrultusunda enfeksiyonun görüldüğü bölgeleri haritalayarak insanların bu bölgelerden uzak durması için gereken bilgiyi sağlamış oldu. Güney Kore’nin bu şekilde hareket etmesini sağlayan ise, önceki MERS salgını sırasında gerçekleşen can kayıplarının yenilenmemesi için kurduğu stratejiydi. O strateji bugün başarılı aksiyonun altyapısı olarak karşımıza çıktı.

    Margasahayam’ın verdiği bir örnek bu stratejinin doğru kurulmasının sürekliliği olan başarılı bir sistemi ortaya çıkaracağını ortaya koyuyor. Uzay çalışmaları ile gelinen noktadaki birikim, başka bir açıdan dünyanın sorunları ile mücadele etmeyi sağlıyor. “Şu anda 50 ayrı uydu uzaydan dünyayı inceliyor ve bize bilgi veriyor” diyen Margasahayam, bilim ve mühendislik çalışmalarının test ve gözlem altyapısını nasıl ileri taşıyacağını anlatmış oluyor.

    Bunun bir maddi boyutu da var. NASA’da harcanan paranın insanlık için yapılmış yatırımlar olduğunu söyleyen Margasahayam, “NASA’da çok büyük işler küçük maliyetlerle gerçekleştiriyor. GPS, İnternet NASA tarafından geliştirildi. NASA’nın harcadığı para, insanlığa yapılmış bir yatırım. Göndermiş olduğumuz uydularla yaşanan olayları yakından takip edebiliyoruz. Sadece bir ağaç değil bütün bir ormanı görüyorsunuz. Dünyayı bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Biz büyük resme bakmaktan bahsediyoruz” çalışmanın yatırım dönüşü ya da finansal boyutuna ışık tutuyor.

    Bu sözler, bütün dünyayı etkilemesi yani pandemi oluşturması ile dikkat çeken koronavirüs sonrasında yeni uluslararası yapılar oluşturulmasının yararlı olabileceğini düşündürüyor. Burada iş dünyası daha önemli dersler de alabilir. NASA’nın Mars çalışmaları, zorlu koşullarla ilgili problemlerle nasıl baş edileceği konusunda da fikir veriyor. Margasahayam, “Mars’a araç gönderdiğimizde her şeyin kendi başına mükemmel çalışması gerekiyor çünkü iniş için sadece yedi dakikamız olmasına karşın buradan gönderilen bir sinyalin oraya ulaşması için 14 dakika gerekiyor” diyor. Bu, müthiş bir hesaplama yeteneği gerektiren bir konu.

    Bu kadar ağır konular arasında sıkışmamanın gerektiği de Margasahayam’ın verdiği derslerden biri. 28 yıllık NASA kariyerini anlatan Margasahayam’ın, “Aslında gayet sıradan bir insanım ama olağandışı bir hayatım oldu. Afganistan’da yaşarken bir Bollywood filminden etkilenerek pilot olmaya karar verdim. Pilot olamadım çünkü ailemin bunun karşılayacak parası yoktu. Bir B planı yaptım. Belki mühendis olarak uçak tasarlayabilirdim. Bu amaçla Amerika’ya gittim ve uçak mühendisliği okudum. Amerika’da NASA’ya için önce demiryolları sonra uçaklar ve uzay araçlarında çalışmaya başladım. Ben Hindistan’dan ayrıldığımda bir rüyam vardı. Önünüzde bir kapı kapalıysa kendi kendine açılmayacaktır. Bu kapıyı çalmak gerekiyor” şeklindeki sözleri aslında kişilerin, iş dünyasının ve devletlerin yolculuğunun özüne ışık tutuyor.