Bugün alışverişten eğlenceye, finansal işlemlerden bilgiye erişime her alanda hayatımızın merkezine yerleşen mobil uygulamalar, marka güvenilirliğini sağlamak açısından da önem taşıyor. Growing Business Center Kurucusu Eyüp Esen, mobil uygulamaların marka sadakatine ve tüketici bağlılığına etkilerini değerlendirdi. Takvimler 15 Ağustos 1996’yı gösterirken e-posta alıp gönderebilen ve GSM üzerinden internete bağlanabilen 9000 Communicator isimli modelini duyuran Nokia, bir dönüm noktasının başlangıcına imza atmıştı. Yıllar sonra, ilk iPhone’u 2007’de tanıtan Steve Jobs, tam 7 yıl sonra yaşanacak bir akıllı telefon patlamasının bir başka büyüm adımını tarihe not düştü. 2014’te patlama yaşayan akıllı telefon satışları, son yıllarda pek çok sebepten etkilenerek küçük düşüşler görse de hiçbir gösterge akıllı telefon kullanımının azaldığına işaret etmedi. DataReportal verileri, dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasının, yani yaklaşık 5,31 milyar kişinin cep telefonu kullandığını ortaya koydu.
Akıllı telefonların küresel salgının da etkisiyle tüm ihtiyaçların merkezine yerleştiğine dikkat çeken Growing Business Center Kurucusu Eyüp Esen, “Alışverişten eğlenceye, finansal işlemlerden bilgiye erişime her adımda mobil cihazları bilgisayarlara kıyasla daha çok kullanıyoruz. Akıllı telefon kullanıcıları, adeta ceplerinde daima onları çok sayıda veri, ürün, oyun ve içeriğe ulaştıracak bilgisayarlar taşıyor. Bu durum markaların stratejilerini de doğrudan etkiliyor” dedi.
10 alışverişten 7’si mobil uygulamalarda gerçekleştirildi
Ticaret Bakanlığı çatısı altında faaliyet gösteren e-ticaret Bilgi Platformu’nun alışverişlerin platforma göre dağılımına ilişkin verileri, 10 online alışverişten 7’sinin mobil uygulamalar aracılığıyla gerçekleştirildiğini ortaya koydu. Mobil web platformları da dikkate alındığında, her 4 alışverişten üçünün cep telefonları veya tablet üzerinden gerçekleştirildiği görüldü. data.ai tarafından incelenen veriler ise 2022’de tüketicilerin günde dört saatten fazla vakitlerini mobil uygulamalarda geçirdiklerini gösterdi. Yalnızca Apple’ın uygulama mağazası App Store’da 2,2 milyondan fazla uygulama olduğuna ve kullanıcıların ortalama her gün 9-10 mobil uygulamayla işlem yaptığına dikkat çeken Eyüp Esen, “Bu rakam, aylık bazda 30 uygulamaya kadar çıkıyor. Para transferinden konum öğrenmeye, ürün araştırmasından e-ticarete, ödeme süreçlerinden eğlenceye her ihtiyaca hitap eden uygulamalar, kullanıcıları bilgisayar başına geçme külfetinden kurtarıyor. Web platformları yerini mobil uygulamalara çoktan bırakmışken, markalar için de yeni fırsatlar doğuyor” ifadelerini kullandı.
“Mobil uygulamalar güvenilir imajın anahtarına dönüştü”
Marka sadakatinin, güçlü bir mobil uygulamadan geçtiğine dikkat çeken Growing Business Center Kurucusu Eyüp Esen, “Apple, Android ve Huawei gibi farklı uygulama mağazalarına sahip uygulama geliştirmek, tüketici gözünde bir itibar göstergesi haline geldi. Farklı mağazalardan indirilebilen ve iyi bir deneyim sunabilen mobil uygulamalara sahip markalar en başta erişilebilirliklerini artırıyor. Daha çok kullanıcıya, daha çok mecradan ulaşabiliyor. Müşterileriyle etkileşime geçebilecekleri, ürünlerini pazarlayıp satabilecekleri kanallar da yaratmış oluyor. Mobil deneyimler, teknik sebeplerden web platformlarının sunduğu deneyimlere kıyasla daha yalın ve kolay kullanımlı oluyor. Bu sayede markalar müşterilerine kesintisiz ve özelleştirilmiş akışlar sunabiliyor” diye konuştu.
Sadakat programları, hedefli iletişimler ve dahası
Mobil uygulamaları müşterinin sürekli içeride olduğu 7/24 açık mağazalara benzeten Growing Business Center Kurucusu Eyüp Esen, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Web platformları da 7/24 açık fakat müşteriyi tekrar o online mağazaya getirmek çoğu zaman mobile kıyasla daha maliyetli. Daha önce internet sitenizi ziyaret etmiş bir kullanıcıya ulaşmak için performans pazarlama araçlarını kullanarak düzenli iletişim yapmak gerekiyor. Yine de bu çabalar o kullanıcının tekrar o online mağazaya uğrayıp uğramayacağını garanti etmiyor. Oysa mobil uygulamalar, bir kez indirildiklerinde o kullanıcıyla birebir düzenli iletişim kurma olanağı tanıyor. İhtiyaç ve taleplerini uygulama içindeki davranışlarından tahmin edebileceğiniz bu kullanıcılara özel kampanyalar, satışa dönüşme olasılığı yüksek hedefli iletişimler yapmayı mümkün kılıyor. Örneğin bazı araştırmalar push bildirimler kullanmanın, uygulamanın yeniden açılma şansını %80 oranında artırdığını söylüyor. Diğer yandan mobil uygulama kullanıcılarına özel sadakat programları, markanızı gerçekten seven, size güvenen kullanıcı tabanınızı kalıcı hale getirmenizi sağlıyor. Dijital çağda büyümenin ön koşulu haline dönüşen bu uygulamalar, uygulama üzerinde özel deneyimler sunmayı garanti edebilen her ölçekten marka için elzem.”
