Malatya, Kayısıdan Teknolojiye Geçişin Eşiğinde

By Fortune Türkiye

17. Arguvan Türkü Festivali için Malatya’dayız. Program öncesinde Malatya Valisi Seddar Yavuz’la, şehrin içme suyu kaynağı Gündüzbey Kaptaj Tesisi’nde bir araya geldik. Deprem sonrası yeniden yapılanmanın ötesinde, Malatya’nın geleceğini konuştuğumuz bu söyleşide, Vali Seddar Yavuz kayısı ekonomisinin sınırlarını, kamu yatırımlarının büyüklüğünü ve teknolojiye dayalı yeni bir sanayi hedeflerini paylaştı. – Zeynep Aktaş

Malatya’da ekonomi, tarımdan teknolojiye uzanan bir eşiğe gelmiş görünüyor. Kentin üretim ve istihdam yapısı hâlâ ağırlıklı olarak tarıma, özellikle kayısıya dayansa da, bu modelin ötesine nasıl geçilebilirlik tartışılan ana gündem konusu. Yaptığımız sohbette Vali Seddar Yavuz, hem deprem sonrası kamu yatırımlarının boyutunu hem de yeni sanayi hedeflerine ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Seddar Yavuz, Malatya’nın artık sadece kayısı ya da tekstil üreten değil, aynı zamanda yüksek katma değerli teknoloji firmalarına ev sahipliği yapan bir şehir olması gerektiğinin altını çiziyor.

Seddar Bey, söyler misiniz bugün Malatya’da nasıl bir dönüşüm var?

Şehir iki büyük süreci aynı anda yaşıyor. Bir yanda deprem sonrası yeniden yapılanma, diğer yanda bununla eş zamanlı olarak altyapıdan ekonomiye uzanan yeni bir dönüşüm süreci. Bugün Malatya’da TOKİ ve Emlak Konut yatırımları hariç, yalnızca genel bütçe ve belediyeler üzerinden yürütülen kamu yatırımlarının büyüklüğü 93 milyar TL’ye ulaşmış durumda. 2025 yılında bu projeler için 25 milyar TL harcama öngörüyoruz, ancak yıl sonunda bu tutar muhtemelen 30–35 milyar TL’ye çıkacak. Bu yatırımlar sadece fiziksel yenilenme değil, aynı zamanda bir zihniyet dönüşümünü de ifade ediyor.

Zihniyet dönüşümden kast ettiğiniz nedir?

Malatya’da sadece yıkılanı yerine koyarak ayağa kaldırmak değil, şehir hayatını bütün yönleriyle ele alarak dönüştürmek zorundayız. Sadece bina yapmıyoruz, eğitimden sağlığa, ulaşımdan sanayiye kadar yeni bir altyapı kuruyoruz. Örneğin depremde 855 derslik kaybettik. Eylül ayı itibarıyla bu sayının tamamını geri kazandığımız gibi üzerine 125 derslik daha ilave ediyoruz. Malatya daha dirençli, daha planlı ve geleceğe hazırlanmış bir şehir olacak.

Peki bu yatırımların şehirdeki sosyal dengeye etkisi nasıl oluyor?

Bakın, bugün Malatya’da 110 bin konut ve iş yeri projesi yürütülüyor. Bu ölçek büyük devletlerin bile kolay kolay altından kalkamayacağı bir hacim. Üstelik her bir hak sahibine “bağımsız bölüme bağımsız bölüm” esasıyla yaklaşıyoruz. Yani bir esnafın çarşının cephe tarafında dükkânı varsa, aynı konumda yer verilmesi için çaba gösteriyoruz. Bu yaklaşım kolay değil. Çünkü bu kadar çok kişinin beklentisini aynı anda karşılamak ciddi bir planlama gerektiriyor.

Tüm bu tabloyu nasıl okumak gerekiyor?

Aslında yapılanlar ekonomik dönüşümün bir parçası. Yalnızca yapılar değil, zihniyet de değişiyor. Bugün Malatya, ağırlıklı olarak kayısıya dayalı bir ekonomik yapıya sahip. Ama ortalama hane halkı 3,2 kişi. Bu, uzun vadede işgücü açısından bir daralmayı gösteriyor. Özellikle tekstil gibi emek yoğun sektörler için bu ciddi bir sorun. Ayrıca 100–150 dolara iş gücü kullanan ülkelerle rekabet etmek bu şartlarda mümkün değil. Bu nedenle Malatya’nın sanayisini dönüştürmesi gerekiyor.

Nasıl olacak bu dönüşüm?

Teknoloji yatırımlarını çekebilmek çok önemli. Aselsan’ın Malatya’ya yapacağı yatırım bunun ilk örneği. Ancak yalnızca bir örnekle yetinmeyeceğiz. Hedefimiz, 100 milyon dolar ve üzeri birkaç orta-yüksek teknoloji firmasını daha şehre kazandırmak. Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve desteğiyle bu vizyonu hayata geçirmeye çalışıyoruz. Şehirde yapılmış stok alanlarımız var. Bazı fabrikalar hazır durumda. Bunları da dönüştürerek teknoloji ekosisteminin altyapısını hazırlıyoruz.

Bu vizyon Malatya’ya beyaz yakalı nüfusu çekebilir mi?

Kesinlikle çeker. Malatya tipik bir “gel çalış git” şehri değil. Buraya gelen hekim, akademisyen, mühendis çoğu zaman yerleşiyor. Ailesini getiriyor, ev alıyor. Bu potansiyel zaten vardı. Deprem sonrası kurduğumuz yeni yaşam alanları bu ilgiyi daha da artıracak.

Malatya’da tarım hâlâ güçlü bir alan. Sanayi dönüşümü, tarımla çelişir mi?

Hayır, bu bir tercih değil; denge meselesi. Kayısı Malatya için hâlâ çok kritik. Ama tek başına yeterli değil. Ekonomimizi çeşitlendirmemiz şart. Tarımı da güçlendireceğiz, sanayiyi de dönüştüreceğiz. Çünkü biri olmadan diğeri sürdürülebilir değil.

Peki kayısıda durum nedir?
Bu yıl don kayısıyı kötü vurdu. Eğer geçen seneki gibi 100–120 bin tonluk kuru kayısı üretimi olsaydı, şehirde moraller çok daha yüksek olurdu. Kayısı sadece bir tarım ürünü değil. Düğün, nişan, borç, yatırım; hepsi bu takvime göre planlanıyor. Mevsimlik işçisinden nakliyecisine kadar çok geniş bir alan etkileniyor. Hükümetimizin bu konuda çalışması var. TARSİM sigortası yaygınlaştırılıyor. Sigortası olan üreticilere zaten ödemeler yapılıyor. Sigortası olmayanlar için de dekar başı bakım maliyetinin hesaplanarak kasım ayında ödenmesi planlanıyor.

Son olarak, önümüzdeki yıl için nasıl bir Malatya hayal ediyorsunuz?

Ben 2025 yılını bir eşik olarak görüyorum. 2026’ya geldiğimizde hem fiziki hem toplumsal olarak bambaşka bir Malatya’dan söz ediyor olacağız. Şu anda sadece konut değil, yeni yaşam alanları da inşa ediyoruz. Yeni konut ve iş yeri üretimi halihazırda devam ediyor. Bunun yalnızca yer seçimi bile başlı başına bir mühendislik ve sosyoloji meselesi. Burada ortaya konan şey klasik bir kentsel dönüşüm değil; yeniden yapılanan, sanayisini çeşitlendiren, sosyal yapısını güçlendiren bir Malatya.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...