Maden sahibi de 18 işçi gibi mağdurmuş!

0
43

 
Hakkında yakalama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik şirketinin sahibi Saffet Uyar, bugün öğle saatlerinde avukatı Şeref Han ile birlikte ifade vermek üzere Ermenek adliyesine geldi. Gazetecilere açıklamada bulunan avukat Şeref Han, maden sahibi Saffet Uyar’ın, mahsur kalan 18 işçi gibi mağdur olduğunu, suçlunun ise devletin olduğunu çünkü eskiden yapılan imalatların imalat planları ve imalat haritalarının bulunmadığını ve devletin ciddi hatasının olduğunu söyledi.
 
Avukat Şeref Han şunları söyledi: “Has Şekerlerin sahibi Saffet Uyar’dan, Has Şekerler de çalışan işçiye kadar hiç birisi, tepesindeki binlerce tondan haberdar değildi. Haberdar olması da mantıken düşünülemez. Çok basit bir şey soracağım. Üzerinizde tonlarca su olduğunu bilseniz hayatınız boyuncu yaptığınız bütün birikimlerinizi mal varlığınızı o suyun altına yatırır mısınız? Hayatınızı o suyun altına yatırır mısınız? Bu davanın mağduru Has Şekerler’in bütün çalışanları, sahibi de dahil, bu kazanın mağdurudur. Saffet Uyar mağdurudur. Çalışan arkadaşlar mağdurudur. Yarısı içeride hayatını kaybetmiş hala içeride ulaşamadığımız madenciler ve aileleri mağdurdur. Yarısı dışarıda tesadüfen o an için dışarıda kalmış kurtulmuş olan maden işçileri bu kazanın mağdurudur.”
 
Türk milletinin artık yüreğinin yorulduğunu belirten Han, “Türk milleti olarak artık yüreğimiz yoruldu. Evlatlarımız madenlerde kaybetmekten dolayı Türk milletine sesleniyorum, lütfen bu defa unutmayın, adalet isteyin. Adalet isteyin ki, bu olayın gerçek sorumluları kusurluları kimlerse ortaya çıksın ve bundan sonra bi 18 değil, bir evladımızı bile madende bu kadar saçma sapan kaybetmeyelim” dedi.
 
İmalat planı ve haritası yok
Avukat Şeref Han, “Kimdir sorumlusu, ben size bir ipucu vereyim mi? Madende yerin altında kömürü çıkarmak için hayatını veren işçisi bilmiyorsa, mühendisi bilmiyorsa, işvereni, patronu bilmiyorsa kim biliyor. 1995- 97 yılında orada kimin üretim yaptığını, kimin üretim planladığını, üretim planlarının kime verildiği niye oradaki mevcut işletmeci de eskiden yapılan imalatların imalat planları, imalat haritaları yok” diye konuştu.
 
 
Devlet uyarmalı ve imalatı durdurmalıydı
Devletin uyarması gerektiğini belirten Han, “Maden Kanunu’nun 29’uncu maddesi bütün maden işletmelerine, nisan ayında üretim planını hazırlayıp Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne verme yükümlülüğü getirir. Aynı madde aynı zamanda Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne de ocakta bu plan çerçevesinde bir tehlike var ise, söz konusu işlemeyi uyarma ve o işletmenin tehlike geçinceye kadar imalatın durdurma sorumluluğu ve yetkisini getirir. Ama şu an tesadüfen o an için ocakta olmayan arkadaşlar ve müvekkilim Saffet Uyar, o an için ocakta olmadığı için kurtulmuş ve gözaltında. Onun dışında bu 8 maden emekçisi (gözaltına alınanlar) arkadaşım dışında bu işin sorumlusu yokmuş gibi görünüyor. Bu işin takipçisi olun lütfen. Soruşturma izinleri veriliyor mu, niçin uyarılmadı. Tepenizde su var, eski imalata gitmeyin, tehlike var diye niçin uyarılmadı, diye denetleme ve kontrol görevleri yerine getirilmiş mi lütfen halk olarak sorgulayın ki, şimdi Ermenek’teyiz üç- beş ay sonra Anadolu’nun her bir yerinde kömür çıkıyor, başka bir ocakta yine bir araya gelmeyelim” diye konuştu.
 
Devletin ciddi hatası var
Avukat Şeref Han, ‘Kimin uyarması gerekiyor?’ sorusu üzerine şunları söyledi:
“Mal sahibi olarak Cenne Madencilikte o şeyin (imalat planı ve haritası) olması gerekiyor. Ama asıl olması gereken Maden Kanununu yükümlülüğü uygulamada var. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü uyarı yor mu? Hayır uyarmıyor. Ama kanun böyle görev getirmiş, böyle hükümlülük var. Ocakta eğer imalat planından sonra uyarması gereken devlettir arkadaşlar, Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü koleksiyon olsun diye toplamıyor ki bunları. Eğer bakmayacaksa ve uyarmayacaksa niçin imalat haritalarını istiyor. Devletin ciddi hatası olduğunu düşünüyorum.”
 
Han, ‘Savcılığın kamu görevlileri hakkında soruşturma talebi oldu mu?’ sorusuna ise “Bilemiyorum. Savcılığın bir talebi var mı, kusur addedilirse savcılık mutlaka gereğini yapacaktır. İdari soruşturma varmıdır onu da bilmiyorum .Bu konuda toplumu duyarlılığa davet ediyorum. Kimin sorumluluğu varsa hesabını versin” diye cevapladı.
 
İşçilerin daha önce su sızıntısı olduğu yönünde yöneticileri uyardığı ancak dikkate alınmadığı iddiası üzerine Han, şöyle konuştu: “Maden ocaklarında sızıntılar olur. Bende araştırdım o konuyu, bu sızıntılar içilebilir nitelikte yeraltı suları değil. Patlayan su yeraltı suyu değil. Gelen su daha önce imalat yapılan eski ocakta biriken ve pis kokulu içilmesi mümkün olmayan, zaten sızmaya başladığı andan itibaren bir anda patlayıp boşalıcak gibi gelecek nitelikteki bir su. Dolayısıyla o bahsettiğimiz sular yeraltı kaynak suları. O kazanın nedeni sızıntı yapan sular değil.”
 
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın dün yaptığı eski madene 6-7 metre yaklaşıldığı ve ciddi bir işletme hatası olduğunu yönünde açıklamasının olduğunun hatırlatılması üzerine Han, “Öyle olabilmesi için 6-7 metre yaklaştıklarını bilmeleri gerekmez mi? Çok basit bir mantığı var. Ölüme doğru gidiyorsunuz, 6-7 metre kaldı, sola dönersiniz, sağa dönersiniz, biliyor olsanız eğer. Bu kadar düz bir mantık yürütmek mümkün. Biliyor olsalardı. Bilmiyorlar. Ellerinde hiç üretim planı yok, şu an itibarıyla da haya yok” dedi.
 
“Haritalara nasıl ulaşılabiliyor” sorusu üzerine Han, haritaların ulaşılabilmiş olsa şu tarihe kadar bütün basın mensuplarının elinde olacağını söyledi. Ocak şefinin de içeride olduğunu ifade eden Han, “Ocak şefimiz içerde hala. Zonguldak’tan emekli, Türkiye’nin en iyilerinden biri biliyor olsa, intihar etmedi bu insanlar. İçerde hala Recep şef. Ocaktan son anda kaçıp kurtulan bağırma sesini duyup kaçanlardan bir tanesi bizim mühendisimiz Yavuz Özsoy’un öz kardeşi. Yavuz Özsoy suyun patladığını bile bile tekrar ocağa koşup suyu elleriyle tutacakmış gibi mantığı var mı bu söylediklerimizin. Şu an arkadaşları öldü ve benim gördüğüm bu insan ağlıyordu, ‘benim içerde olmam ve ölmem gerekiyordu’ diye. Bu adam arkadaşlarının katılı olarak içeride ifade verecek” dedi.
 
Saffet Uyar’ın olaydan sonra hiç kaçmadığını belirten Han, avukatı alarak daha geçen hafta savcılığa gelip Saffet Uyar’ın her türlü yardımda bulunabileceğini belirttiğini söyledi.
 
Han, Saffet Uyar’ın, 18 işçiyi kendi evlatları gibi gördüğünü ve bu yüzden de fiziksel ve ruhsal durumunun iyi olmadığını belirtti. Saffet Uyar’ın kalp rahatsızlığının bulunduğunu belirten Han, Uyar’ın ifadesinin alınmasına başlanılmadığını diğer mühendislerin ifadesinin alınmaya başlanıldığını söyledi.
 
Ermenek’te 13 gün önce meydana gelen su baskını faciasında 18 işçinin mahsur kaldığı kömür ocağının ruhsat sahibi Ermenek Cenne Linyit Kömürü Limited Şirketi’nin avukatı olayla ilgili işletmeci Has Şekerler Madencilik Limited Şirketi’ni suçladı. Has Şekerler Madencilik Şirketi’nin avukatı da elde haritalar ve imalat planları olmadığını ileri sürerek, “Devlet uyarmalı, imalatı durdurmalıydı. Suçlu devlettir” dedi.
 
Cenne Kömür havzasının işletme ruhsatı sahibi olduğu için gözaltına alınan Ermenek Cenne Linyit Kömürü Limited Şirketi yöneticisi Abdullah Özbey’in avukatı Tevfik Buğdaycı, asıl sorumlunun ‘rödövans sözleşmesi’ ile ocağı işleten Has Şekerler Madencilik Şirketi olduğunu öne sürdü. Ermenek Cenne Linyit Kömürü Limited Şirketi’nin 1967 yılından itibaren bölgede kömür işletmelerinin olduğunu ifade eden avukat Buğdaycı, şunları söyledi:
 
“Cenne ruhsat sahibi. Kendisinin işletmesi ya da çalışanı yok. Burada ruhsat sahibi şirket, denetmen gibidir. Nasıl Soma’da TKİ ve bakanlığın bir sorumluğu olmadığı gibi bizim açımızdan Cenne Şirketi sadece ruhsat sahibidir. Bu ruhsat sahibi şirketin yaklaşık 8-10 taşeronu var. Bu rödövans üretimi yaparlar. Üretimi yapan şirketlerin hepsi birbirinden bağımsızdır. Bunun sahipleri farklıdır, teknik elemanları, iş güvenliği uzmanları vardır. Bunlar ürettikleri malın sevk ve irsaliyesi Cenne Şirketi’nin olmak üzere kendileri satarlar ve Cenne burada şunu kontrol eder, yüzde 2 devlet hakkının intikalini sağlar. Bu ana kontrol dışında başka bir sorumluğu yoktur. Dolayısıyla bizim Cenne adına görevimiz bu.”
 
Avukat Tevfik Buğdaycı, müvekkili Abdullah Özbey’in gözaltı kararı nedeniyle ifade vereceğini ve 3 gün önce jandarma tarafından telefon edildiğini ve kendilerinin de ifade vermek için gelip teslim olduklarını söyledi.
 
Bakan Yıldız’a cevap
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, su baskının eski imalat bölümünden kaynaklandığı ve bu bölüme 6-7 metre yaklaşıldığını açıkladığını hatırlatan Buğdaycı, şöyle konuştu:
 
“Şimdi yasal mevzuatla eski ocak ile yeni çalışan yerin arasında 25 metreden fazla mesafenin olması gerekir. Tabii o kadar mesafe var mı, yok mu bilmiyoruz. Esas burada ilginç şey var. Bu maden 1965’lerden beri çalışıyor. Bu maden şirketinin yaklaşık 300’e yakın ortağı var. Geçmişte bu şirketten 10 bin kişi emekli olmuş.”
 
Avukat Tevfik Buğdaycı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün topograf haritasının, şu an özel cihazla nokta nokta teknik bilgi alabildiğini ancak geçmiş yıllarda pusula ile ölçülüp koordinatları çıkarıldıktan sonra İstanbul’da topograf haritasının oluşturulduğunu kaydetti.
 
Has Şekerler Madencilik Şirketi yetkililerinin üretim haritalarının ellerinde bulunmadığını söyledikleri hatırlatılınca da Tevfik Buğdaycı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde haritanın rahatlıkla bulunabileceğini söyledi. Soruşturma dosyasında bilirkişi raporunun olmadığını ifade eden Buğdaycı, “Dosyada bilirkişi raporu yok. Hiç kimsenin kusur durumu yok. Delilleri karartma gibi bir durumları da yok” dedi.
 
Facianın meydana gediği ocağı işleten Has Şekerler Madencilik Limited Şirketi’nin sahibi Saffet Uyar’ın bugün öğle saatlerinde savcıya teslim olmasının ardından avukatı Şeref Han şok açıklamalarda bulundu.
 
Saffet Uyar’ın geçen hafta savcılığa başvurup her türlü yardımda bulunabileceğini bildirdiğini anlatan avukat Şeref Han, ocakta mahsur kalan 18 işçiyi kendi evlatları gibi gördüğünü, bu nedenle fiziksel ve ruhsal durumunun iyi olmadığını, kalp hastası olduğu için de ifadesinin alınmasına henüz başlanmadığını belirtti. Avukat Han, diğer mühendislerin ifade vermeye başladıklarını söyledi.
 
Avukat Şeref Han, olayın meydana geldiği bölgede eskiden kullanılıp terk edilen ocakların imalat planları ve haritalarının olmadığını, bu durumda maden sahibi Saffet Uyar’ın da ocakta mahsur kalan 18 işçi gibi mağdur, suçlunun ise devlet olduğunu ileri sürdü. Avukat Han, şöyle dedi:
 
“Has Şekerler’in sahibi Saffet Uyar’dan çalışan işçiye kadar hiçbirisi, tepesindeki binlerce tondan haberdar değildi. Haberdar olması da mantıken düşünülemez. Üzerinizde tonlarca su olduğunu bilseniz hayatınız boyunca yaptığınız bütün birikimlerinizi, mal varlığınızı o suyun altına yatırır mısınız? Hayatınızı o suyun altına yatırır mısınız? Has Şekerler’in bütün çalışanları, sahibi de dahil, bu kazanın mağdurudur. Saffet Uyar, çalışan arkadaşlar mağdurdur. Yarısı içeride hayatını kaybetmiş hala içeride ulaşamadığımız madenciler ve aileleri mağdurdur. Yarısı dışarıda tesadüfen o an için dışarıda kalmış kurtulmuş olan maden işçileri bu kazanın mağdurudur.”
 
Avukat Şeref Han, bu olayın aydınlatılması için millete çağrı yaparak, “Evlatları madenlerde ölen Türk milletine sesleniyorum. Lütfen bu defa unutmayın, adalet isteyin. Adalet isteyin ki, bu olayın gerçek sorumluları, kusurluları kimlerse ortaya çıksın ve bundan sonra bir 18 değil, bir evladımızı bile madende bu kadar saçma sapan kaybetmeyelim” dedi.
 
Facianın meydana geldiği bölgede 1995- 97 yıllarında kimin üretim yaptığını, üretim planlarının kime verildiğinin bilinmediğini anlatan avukat Şeref Han, “Niye oradaki mevcut işletmecide eskiden yapılan imalatların imalat planları, imalat haritaları yok” diye konuştu. Maden Kanunu’nun 29’uncu maddesinin bütün maden işletmelerine, nisan ayında üretim planını hazırlayıp Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne verme yükümlülüğü getirdiğini anlatan avukat Şeref Han, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Aynı madde, aynı zamanda Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne de ocakta bu plan çerçevesinde bir tehlike var ise, söz konusu işlemeyi uyarma ve o işletmenin tehlike geçinceye kadar imalatın durdurma sorumluluğu ve yetkisini getirir. Ama şu an tesadüfen o an için ocakta olmayan arkadaşlar ve müvekkilim Saffet Uyar, o an için ocakta olmadığı için kurtulmuş ve gözaltında. Onun dışında bu 8 maden emekçisi (gözaltına alınanlar) arkadaşım dışında bu işin sorumlusu yokmuş gibi görünüyor. Bu işin takipçisi olun lütfen. Soruşturma izinleri veriliyor mu, niçin uyarılmadı. Tepenizde su var, eski imalata gitmeyin, tehlike var diye niçin uyarılmadı, diye denetleme ve kontrol görevleri yerine getirilmiş mi lütfen halk olarak sorgulayın ki, şimdi Ermenek’teyiz 3-5 ay sonra Anadolu’nun her bir yerinde kömür çıkıyor, başka bir ocakta yine bir araya gelmeyelim.”
 
Bu konuda kimin uyarması gerektiği sorulunca, ruhsat sahibi şirket olan Ermenek Cenne Linyit Kömürü Limited Şirketi’nde imalat planı ve haritaların bulunması gerektiğini söyleyen avukat Şeref Han, “Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü uyarıyor mu? Hayır uyarmıyor. Ama kanun böyle görev getirmiş, böyle yükümlülük var. Ocakta eğer imalat planından sonra uyarması gereken devlettir. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü koleksiyon olsun diye toplamıyor ki bunları. Eğer bakmayacak ve uyarmayacaksa niçin imalat haritalarını istiyor. Devletin ciddi hatası olduğunu düşünüyorum” dedi.
 
Kamu görevlilerine soruşturma
Avukat Şeref Han, savcılığın kamu görevlileri hakkında soruşturma talebi olup olmadığı sorusuna, “Bilemiyorum. Savcılığın bir talebi var mı, kusur addedilirse savcılık mutlaka gereğini yapacaktır. İdari soruşturma var mıdır onu da bilmiyorum. Bu konuda toplumu duyarlılığa davet ediyorum. Kimin sorumluluğu varsa hesabını versin” yanıtını verdi. İşçilerin daha önce su sızıntısı olduğu yönünde yöneticileri uyardığı ancak dikkate alınmadığı iddiası sorulunca da avukat Han, “Maden ocaklarında sızıntılar olur. Patlayan, yeraltı suyu değil. Gelen su daha önce imalat yapılan eski ocakta biriken ve pis kokulu içilmesi mümkün olmayan, zaten sızmaya başladığı andan itibaren bir anda patlayıp boşalacak gibi gelecek nitelikteki bir su. Dolayısıyla o bahsettiğimiz sular yeraltı kaynak suları. O kazanın nedeni sızıntı yapan sular değil” diye konuştu.
 
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın dün yaptığı eski madene 6-7 metre yaklaşıldığı ve ciddi bir işletme hatası olduğunu yönünde açıklaması hatırlatılınca da avukat Şeref Han, “Öyle olabilmesi için 6-7 metre yaklaştıklarını bilmeleri gerekmez mi? Çok basit bir mantığı var; Ölüme doğru gidiyorsunuz, 6-7 metre kaldı, sola dönersiniz, sağa dönersiniz, biliyor olsanız eğer. Bilmiyorlar, ellerinde hiç üretim planı yok, şu an itibarıyla da hala yok” dedi.
 
Gözaltına alınanlar arasında bulunan ocağın İşletme Müdürü Yavuz Özsoy faciadan son anda kurtulduğunu anlatan Şeref Has, “Bu mühendisin suyun patladığını bile bile tekrar ocağa koşup suyu elleriyle tutacakmış gibi mantığı var mı bu söylediklerimizin. Şu an arkadaşları öldü ve benim gördüğüm bu insan “Benim içerde olmam ve ölmem gerekiyordu’ diye ağlıyordu. Bu adam arkadaşlarının katili olarak içeride ifade verecek” diye konuştu.