Karşı darbenin ilk adımı Rusya’dan geldi

0
36

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in St. Petersburg’taki tarihi görüşmesi Türk Akım ve Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili yeni bir dönemin de habercisi oldu. Konunun uzmanlarına göre Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz darbe kalkışmasında iyi bir sınav veren Türkiye-Rusya işbirliği yeni dönemde sadece iki ülkenin işbirliğini değil, tüm bölgenin kaderini değiştirebilir.
 
Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Erdoğan-Putin görüşmesinin Putin-Aliyev-Ruhani görüşmesinin bir gün sonrasına geldiğine dikkati çekerek, atılacak yeni adımların iki ülkeden ziyade Avrupa ve Asya’yı doğrudan etkileyebilecek derecede önemli olduğunu söyledi. 
 
“Kısa vadede yansımaları görmek zorundayız”
Türkiye-Rusya ilişkilerinde yakın geçmişe kadar ‘somut adım’ konusunda birliktelik yakalanamadığını hatırlatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Ortada Türk Akım ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali gibi stratejik öneme sahip dev işbirliği projeleri varken ilişkiler hiç beklenmedik bir zamanda anlam verilemez bir şekilde kötüleşti. Özellikle kalkışma gecesinden sonra Rusya’nın yakınlığına karşı bazı ülkelerde görülen farklı yaklaşımlar düşünmemizi sağlayan bir süreç oldu. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir. Türkiye ve Rusya’nın birbiri için ne kadar önemli olduklarını hatırlamaları açısından önemli bir dönüm noktası oldu” dedi.
 
Yeni dönemde yol kazalarının yaşanmaması ya da en az hasarla atlatılabilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini anlatan Kumbaroğlu, şöyle devam etti:
 
“Akkuyu ve Türk Akım projeleri her iki ülke için de stratejik öneme sahip. Bahsettiğimiz bu iki proje sadece milyarlarca dolarlık yatırım anlamına gelmiyor. Enerji gibi çok önemli bir kartı hem Türkiye hem Rusya’ya daha da yakınlaştırıyor. Erdoğan-Putin görüşmesinde Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin ‘stratejik yatırım’ olarak tescillenmesini ve Türk Akım ile ilgili ‘bakanlıklar süratle somut adım atacak’ açıklamasını yeni dönemin enerji temelli inşa edileceğine dair önemli bir işaret olarak görüyorum. Ben özellikle Türk Akım projesinin Avrupa için de son derece önemli olduğuna inanıyorum. Türkiye, Rusya ve Avrupa ortak çıkarını düşünüyorsa Türk Akım’ın bir an önce hayat geçmesi en doğru adım olacaktır. Tüm bağımsız projeksiyonlar Avrupa’nın önümüzdeki yıllarda doğalgaz talebinin artacağını ortaya koymakta. Avrupa, ihtiyacı olan enerjinin kendine farklı kaynaklardan, hesaplı ve devamlılık esasına uygun şekilde gelmesini istiyor. Bunun için de Türk Akım hayati önem taşıyor. Bu günden itibaren Türkiye ve Rusya bu konuda somut ve seri adımlar atmalı.”
 
“Avrupa çözülürken Avrasya bütünleşiyor”
Kumbaroğlu ayrıca, Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde Rusya ve İran ile normalleşme adımları attığını hatırlatarak ikili işbirliklerinin bölgesel bir yapılanmaya dönüşme potansiyeline dikkat çekti. Kumbaroğlu “Erdoğan-Putin görüşmesinin hemen öncesinde gerçekleşen Putin-Aliyev-Ruhani görüşmesinde Rusya, Azerbaycan ve İran bölgesel ve küresel sorunlarda koordinasyon sağlamaya, çok yönlü ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmeye karar verdiler. İngilterenin AB’den ayrılmasıyla Avrupa’da başlayan çözülme süreci sürerken Avrasya’da bir bütünleşme süreci ortaya çıkıyor. Bu da mevcut siyasi politikaların sil baştan ele alınması anlamına gelir. Hatırlarsanız biz de geçen yıl IAEE olarak Avrasya’da yeni bir yapılanmaya gitme konusunda adımlar atmış, yeni bir bölgesel konferans için çalışmalara başlamıştık. Enerjide masanın oyuncularının değiştiği, kartların yeniden karıldığı yeni dönem çok farklı süreçlere gebe. Biz de bu dönemi IAEE olarak 28-31 Ağustos 2016 tarihlerinde Bakü’de ‘1. Avrasya Konferansı’nda konunun dünya genelindeki en önemli isimleriyle ele alacağız” şeklinde konuştu.