İhracatçıya Yeni Destek Paketi

    0
    53

    Ocak ayında ihracatçıyı desteklemek için ilk 6 ayı ödemesiz toplam 36 ay vadeli bir kampanya ile 400 milyon dolarlık bir hacme ulaşan Kuveyt Türk, ihracatçı için yeni bir paket hazırlığı içinde. Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, ihracatçıyı desteklemenin yanı sıra bu yıl özellikle turizm ve tarım sektörüne de odaklandıklarını söylüyor. AYFER YILDIZ

    Katılım bankacılığının aktif büyüklüğü geçen yıl yüzde 29 yükselişle 207 milyar TL’ye ulaştı. Bu da bankacılık sektöründen alınan payı yüzde 4.9’dan yüzde 5.3 seviyesine taşıdı. Önümüzdeki dönemde yeni ürünlerin katılım bankacılığının payını artıracağını belirten Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, Merkezi Danışma Kurulu’nun faaliyete başlamasının da ürün çalışmalarını hızlandıracağını kaydediyor. Sektörün büyümesine daha fazla katkı sağlamak için temmuz ayında bir sermaye artışı gerçekleştireceklerini ifade eden Uyan, turizm ve tarım başta olmak üzere birçok sektörü desteklediklerini belirtiyor. İhracatçıya destek olmak amacıyla önümüzdeki günlerde yeni bir paket açıklamayı planlıyor.

    Kuveyt Türk, bankalar içinde teknolojiye yaptığı yatırımlarla da öne çıkıyor. Banka, inovatif ürün ve hizmetlerini kurduğu teknoloji şirketi Architecht’le yurtdışına da taşıdı. Ar-Ge merkezinde geliştirilen BOA Bankacılık Platformu’nu 20 ülkeye ihraç eden banka, aynı zamanda açık kaynak kod bankacılığı, bulut bilişim, yapay zeka, chatbot ve kişiye özel biyometrik çözümlere de odaklanıyor. Kuveyt Türk, dijital yatırımlarının yanı sıra stratejik hedefine yakın yerlerde şubeleşmeye de devam ediyor. Şu anda 418 şubesi bulunan bankanın hedefi 450 şubeye ulaşmak. Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan sorularımızı yanıtladı.

    2019 yılı banka açısından nasıl geçiyor?

    Bu yıl özellikle fon toplama tarafının olumlu olduğunu söyleyebilirim. Kuveyt Türk olarak geçen yıl yüzde 35’lik bir fon artışı sağlamıştık. Bu yılın ilk 3 ayında yüzde 18’lik artışla topladığımız fonları 64 milyar TL’ye ulaştırdık. Yılsonunda 85 milyar TL’lik aktif büyüklüğüne ulaşma hedefimiz bulunuyor. İlk çeyrek itibariyle aktif büyüklüğümüz 84 milyar TL’ye yaklaştı. Kur hareketlerine göre, bu seviye değişse de yılsonunda aktif büyüklük hedefimizi tutturmuş olacağız. Yine yılsonunda 1 milyar TL’lik kârlılık hedefimiz bulunuyor. İlk üç ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artışla 254 milyon TL’lik net kâr elde ettik. Kârlılıkta da hedeflerimize ulaşacağız. Sorun kredi büyümelerinde, fon kullandırımında… Her ne kadar sektörün kredi plasmanını artıran bankalar arasında olsak da ilk çeyrekte fon kullandırım artış oranı yüzde 6’larda kaldı. Geçen senenin aynı döneminde bu oran yüzde 10’lardaydı. Hatırlanacağı gibi 2018 Mayıs ayında Merkez Bankası dövize endeksli kredi kullanımına sınırlama getirdi. Bu karar katılım bankalarını da etkiledi. Dövize endeksli kredi kullanımları azalmaya başladı. Biz de bunu öngörerek 2019 başında İhracat Destek Paketi açıklayarak bir kampanya başlattık. İhracatçılarımıza 6 ay ödemesiz 36 ay vadeli fon imkânı sunduk. Bu kampanya 400 milyon dolarlık bir hacme ulaştı. Şimdi ihracatçıyı desteklemek için daha kısa vadeli bir paket üzerinde çalışıyoruz.

    Farklı sektörlere yönelik yeni ürün çalışmalarınız bulunuyor mu?

    Tekstil, inşaat, gıda, kimya gibi sektörel ürünlerin yanı sıra bu yıl özellikle turizm ve tarıma ağırlık verdik. Turizmde tatil ve umre paketlerimiz bulunuyor. Firmalara finansman sağlanması ve teminat mektubu verilmesi gibi sektörel önceliklerimiz bulunuyor. Tarımda 500 milyon-1 milyar TL arasında bir hacme ulaştık. Henüz yolun başındayız. Bu alanda daha gidecek yolumuz var.

    Katılım bankacılığı içindeki yeriniz nedir?

    Sektörün en büyük katılım bankasıyız. Fon toplama tarafında yüzde 40 payımız bulunuyor. Fon kullandırım tarafında ise bu seviyenin biraz altındayız. Hazine’nin euro, dolar bazlı sukuk ihraçlarında ciddi bir portföy oluşturduk. 30 Mart 2019 tarihli bilançomuzda aktif menkul kıymet portföyümüzde ciddi artış var. Diğer yandan mega projelerin finansmanında yer alıyoruz. 1915 Çanakkale Köprüsü Projesi’nin finansmanında ana sermayedarımızla birlikte 200 milyon euro’luk fonlama sağladık. Ankara-Niğde Otoyolu’nun finansmanında 100 milyon euro ile yer aldık. Son olarak da Kuzey Marmara Otoyolu’nun ilave finansman ihtiyacı için 200 milyon dolar ile yer alma kararı aldık. Dolayısıyla kamu projelerinin finansmanına da destek sağlıyoruz.

    Kuveyt Türk teknoloji yatırımlarına önem verdiğini biliyoruz. Bu şubeleşme politikanızı nasıl etkiliyor?

    Dijital yatırımlarımızın yanında şubeleşmeye devam ediyoruz. Yaklaşık 5-6 yıldır XTM adını verdiğimiz dijital şubeler açıyoruz. Müşterilerin kendi başlarına veya doğrudan çağrı merkezi aracılığıyla her türlü bankacılık işleminin görüntülü görüşmeyle yapılabildiği iki kişilik XTM dijital bankacılık şubelerimizin sayısı 35’e ulaştı. Bu yıl XTM ve fiziki şube olmak üzere 15 yeni şube daha açmayı planlıyoruz. Yurtdışında Bahreyn’de bir şubemiz, Almanya’da ise yüzde 100 iştirakimiz KT Bank AG’nin dört şubesi bulunuyor. Almanya’daki beşinci şubemizi yakında Münih’te açacağız. Stratejik hedeflerimize yakın yerlerde şubeleşmeye devam edeceğiz. Şu anda toplam 418 şubemiz bulunuyor. 450 şubeye ulaşma hedefimiz var.

    Teknoloji yatırımlarınızı ihraç etmeye başladınız…

    Kendi geliştirdiğimiz ve BOA adını verdiğimiz yazılımla bankamızın teknolojik ihtiyacını karşılıyoruz. Architecht adlı şirketimiz aracılığıyla yazılım ihracatına da başladık. Ayrıca yeni açılan kamu katılım bankalarına da hizmet verdik. Architecht 120 milyon dolarlık bir yazılım ihracatı hacmine ulaştı. Kuveyt Türk’ün ana sermayedarına yazılım ihraç ettik. Yılsonuna kadar Ortadoğu’daki yaygın ağlarına bizim programımızı adapte edecekler. Teknolojiye çok önem veren bir bankayız. Mobil şubemiz ve XTM’nin yanı sıra bir de “Senin Bankan” adında dijital katılım bankacılığı platformumuz bulunuyor. Gençleri hedefleyen bu platformda hesap açma gibi bankacılık işlemleri şubesiz şekilde gerçekleştirilebiliyor. İki Ar-Ge merkezine sahip tek bankayız. Biri Şekerpınar, diğeri Konya’da yer alıyor.

    Bu yatırımlarla müşteri profilinizin önümüzdeki dönemde gençlerden oluşmasını öngörüyor musunuz?

    Müşterilerimiz ortalama 40 yaşında. Hedefimiz gençlere ulaşmak. Dijital katılım bankacılığı platformu olan “Senin Bankan”ı o amaçla kurduk. Banka tercihi gençken başlıyor. Bunu bir misyon olarak görüyoruz. Bu nedenle Kızılay ile işbirliği yaparak Milli Eğitim Bakanlığı onayıyla 1010 Kaşif adı altında kodlama ve robotik eğitim projesi yürütüyoruz. Türkiye’nin birçok ilinde kodlama ve robotik eğitimler veriyoruz. Bu eğitimleri bizim çalışanlarımız veriyor. Bunu bir günlük eğitim gibi görmüyoruz. Gidilen her okula eğitim setleri bırakıyor, bilgisayar hediye ediyoruz. Her yıl 1010 öğrenciye bu eğitimi vermeyi hedefliyoruz.

    Altın bankacılığında da aktifsiniz…

    Altın bankacılığına ilk adım atan bankayız. Zamanla bir altın bankasına dönüştük diyebilirim. Çünkü ciddi bir entegrasyonu tamamlamış durumdayız. İthalatından ihracatına, altının rafinasyonundan fon haline getirilip mevduat toplanacak hale getirilmesine kadar her alanda varız. Son olarak Şangay Altın Borsası’na üye olduk. Ayrıca, Londra Altın Piyasaları Birliği’ne üyeyiz. Altın bankacılığı konusundaki amacımız atıl kaynakların ekonomiye kazandırılmasıydı. Ve ciddi bir kaynak toplandı. Altın Borsası’nda faaliyetlerde ilk üç içinde yer alıyoruz. Bugüne kadar topladığımız hurda altın 15 bin tonu geçti. Her yıl 2-2.5 ton hurda altın topluyoruz. Bu ekonomiye ciddi bir katkı sağlıyor. Şu anda toplam altın fonumuz 26-27 tona ulaştı.

    Sektörde en önemli sorun olarak neyi görüyorsunuz?

    Konvansiyonel bankacılığın 100 yılı aşan deneyimi, katılım bankacılığının ise 30 yılı aşkın geçmişi var. Katılım bankalarının yeni ürünler geliştirilip müşterinin ihtiyacının karşılanması oldukça önemli. Çünkü, sektörü müşteri ihtiyaçlarını karşılamak büyütecektir. TKBB bünyesinde oluşturulan Merkezi Danışma Kurulu’nun faaliyete başlamasıyla ürün çalışmaları hızlandı. Genel olarak katılım bankacılığının da sorunu kredi büyümesi ve sorunlu alacaklarla nasıl baş edileceği. Anormal bir dönemden geçiliyor ve bir dengelenme oluyor. Bankacılık sektörü 2018’in başında TFRS 9 denilen yeni bir standarda geçti. Takipteki alacak rasyolarının hesaplanmasında bu standarda bakmak gerekiyor. Onu biraz göz ardı edersek kontrol altında diyebilirim. Bizim sermaye yeterlilik oranımız yüzde 17’ye yakın. Ama büyümeye daha fazla katkı sağlamak için temmuz ayı içinde sermaye artışı yapacağız.

    Yılsonunda sorunlu alacaklarda artış öngörüyor musunuz?

    Özellikle konkordato sorunlu alacakları ciddi şekilde etkiledi. Bizim sorunlu alacak rasyomuz yüzde 3’lerde. Sektörün en düşük ilk dört bankası arasındayız. Sektörde sorunlu alacak oranı yüzde 5’lere doğru gidiyor. BDDK bu oranın yüzde 6’lara çıkabileceğini açıklamıştı. Bir de yapılandırılan Grup 2 kredileri var. Şöyle bir durum var: Sorunlu alacak dediğimizde bu batmış kredi anlamına gelmiyor. Firma faaliyetlerine devam ediyor, ülke notu düştüğünde etkilenebiliyor. Bu gibi durumlar olmakla birlikte sorunlu krediler kontrol altında diyebiliriz. Diğer yandan, kredi büyümesi olmadığı için bu rakamlar yükseliyor. Yılın ikinci yarısında kredilerde büyüme başlarsa bu oranlar olumlu noktalara gelir diye düşünüyorum.

    Büyüme ve kura ilişkin beklentileriniz nedir?

    Müşterilerimize kur riski almamalarını tavsiye ediyoruz. Banka olarak sıfır pozisyonla çalışıyoruz. Dolar, euro, altın cinsinden fon kullandırıyoruz. Enflasyondaki düşüş ve turizm gelirlerinin artışıyla birlikte kurda bir dengelenme olacaktır. Büyümenin yüzde 1-2 oranında olmasını bekliyoruz. Yeni ekonomik programdaki büyüme oranlarını yakalayabileceğimizi öngörüyoruz.

    Özel bankacılık faaliyetleriniz de bulunuyor…

     2 milyon TL ve üzeri birikimleri olan müşterilerimize yönelik özel bankacılık hizmetlerimiz bulunuyor. Faaliyet gösterdiğimiz alanlardan biri de yabancı bankacılığı. Topladığımız önemli kaynaklarla dışarıdan da fon akışını sağlıyoruz. Körfez’den böyle bir aracılığımız var. Özellikle bireysel tarafta vatandaşlık nedeniyle bir kaynak akışı bulunuyor. Topladığımız yabancı fonların yüzde 24 kadarını yabancı bankacılığından elde ediyoruz. Ekonomiye böyle bir katkımız da bulunuyor.

    Sukuk ihraçları planlıyor musunuz?

    TL sukuk ihraçlarımız devam ediyor. Özellikle artan faiz ortamında nitelikli yatırımcı için rekabetçi yapımızı korumak açısından sürekli sukuk ihraçları yapıyoruz. Sermaye artışında ortaklarımıza 150-200 milyon dolarlık sukuk ihracı planlıyoruz.

    Kuveyt Türk’ün, ana sermayedarının faaliyetleri içindeki yeri nedir?

    Türkiye, ana hissedarımız KFH’ın faaliyet gösterdiği ülkeler içinde -kur etkisine göre değişmekle birlikte- yüzde 30-40 bir paya sahip. Türkiye’nin notu düştüğünde ana grubumuz da etkileniyor. Çünkü Türkiye önemli bir aset, kârlılıkta da önemli bir katkısı bulunuyor.