Lokman Hekim Formülünü Ceyhan’a Düşürürken Bu Kentte Ne Pişiyordu?

By Fortune Türkiye

Lokman Hekim’in kayıp sayfasından bugüne, Adana kendi şifasını üretmeye devam ediyor. 9. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, 1 milyon ziyaretçiyle 3,7 milyar TL’yi aşan ekonomik katkısıyla sofradan tarlaya uzanan üretim zincirini güçlendiriyor. Kent şimdi de bu potansiyeli sağlık turizmine taşımak istiyor.

9. Uluslararası Adana Lezzet Festivali için şehirdeyim. Ama bugün etkinlik alanından uzakta, Yüreğir’deki Misis Köprüsü’nün üzerindeyim. Bir zamanlar Lokman Hekim’in durduğu yerde…

Rivayete göre, yedi kartal ömrü yaşayan Lokman Hekim, köprüden geçerken şifa kitabının bir yaprağını düşürür. Düşen yaprakta, ölümsüzlük ilacının formülü vardır.

O formül Ceyhan’a düştüğünde, kentin bacasından hangi yemeğin dumanı tütüyordu acaba?

Sabahın erken saati… Ceyhan ağır akıyor, köprünün taşları ıslak.

Aklımdaki tek soru şu:

Şifanın sırrı hâlâ bu toprağın yemeklerinde saklı olabilir mi?

Bu düşünceyle şehre dönüyorum.

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger

Sabahın Bereketi var

Sorumun ipuçlarını belki de Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in sohbet toplantısında bulacaktım.

“Adanalılar beşte ciğerle güne başlar,” diyor. Sonra bu alışkanlığın nereden geldiğini anlatıyor. Sakatattan, hızlı bozulmasından, keser kesmez pişirilmesinden bahsediyor.

“Bereket sabahın ilk dumanındadır.”

Söyledikleri, Misis Köprüsü’nde aklımdan geçen sorunun yankısı gibiydi. Lokman Hekim’in kaybettiği ölümsüzlüğün sırrı belki de bu şehirdeki sabah ritminde gizliydi.

Ardından konuyu festivalin bereketine getiriyor. Sayıları paylaşıyor …

“Oteller yüzde 100 dolu. Geçen yıl festival şehre yaklaşık 3,7 milyar TL ekonomik değer yarattı, bu yıl onu geçiyoruz.”

142 otel, 12 bin yatak doluluk seviyesine ulaşmış. Yalnızca Adana değil, Mersin otelleri de dolu.

“Bu sene bir milyon ziyaretçiyi aşıyoruz, geçen yıl 800 bin civarındaydık.”

Öncü göstergeler çok iyi…

Sabahın hareketi, şehrin hem iştahını hem gelirini artırıyor.

Yemek Adana’nın merkezinde

Festival alanı her zamankinden kalabalık. Sahrap Soysal, Refika Birgül, Mehmet Yalçınkaya, Arda Türkmen ile İspanyol şefler Iñigo Lavado ile Vicky Sevilla’nın Adana mutfağına yönelik paylaşımları ilgi görüyor.

Kadın üreticilerin el emeği ürünleri, yöresel tatlar, sokak lezzetleri… Her biri ayrı bir hikâye anlatıyor. Lazer gösterileri, konserler, atölyelerle üç gün boyunca kent festivali doyasıya yaşıyor.

Köşger, kentin yönünü açıkça tarif ediyor:

“Antalya denizle tanıtılır, Adana sofrayla. Lezzet bu şehrin lokomotifidir.”

Bu söz, gastronomiyi kentin ekonomik döngüsünün merkezine yerleştiriyor. Festival, üreticiyle tüketiciyi, çiftçiyle aşçıyı, tedarikçiyle turisti aynı zincirde buluşturmuş durumda.

Yılda dört hasat mümkün

Konu tarıma geliyor. “Çukurova hâlâ su stresi çekmeyen nadir ovalardan biri,” diyor, Vali Köşger.

“Seyhan, Ceyhan ve Berdan üç nehirle besleniyoruz. Yılda dört ürün almak mümkün ama israf da çok.”

Bu cümle, ovanın bereketini olduğu kadar sınırlarını da anlatıyor. Suyun çokluğu verim sağlarken, alışkanlık bazen önlemden hızlı gidiyor.

Bununla birlikte Adana; Konya, Antalya ve İzmir’in ardından en yüksek tarımsal üretime sahip iller arasında. TÜİK’e göre narenciyenin %40’ı, yer fıstığının yarısı bu topraklarda yetişiyor.

Köşger, devletin yürüttüğü “basınçlı sulama” projesinden söz ediyor:

“Deprem geciktirdi ama devam ediyor. Su israfını azaltacağız.”

Ovanın üretim gücü, artık teknolojiyle birlikte ölçülüyor. Bu, Adana’nın gelenekle olduğu kadar, verimlilikle de övünmesi anlamına geliyor.

Mitos, sağlık turizmin alt zemini olabilir

Sağlık turizmine değiniyor. Adana’nın tarımsal üretiminin yanı sıra, tedavi kapasitesiyle de öne çıktığını anlatıyor:

“Depremde tüm yaralılar buradaydı. Şimdi 16 özel hastanemiz, bir şehir hastanemiz ve üniversite hastanelerimiz var.”

Ardından hedefi net koyuyor: “Adana bölgenin tedavi merkezi olabilir.”

Bu sözlerin arka planında, güncel bir çalışma var. Çukurova Üniversitesi sağlık turizmine yönelik bir model geliştiriyor. Kentin altyapısı, hava bağlantıları ve insan kaynağı bu hedefin zemini.

“Lokman Hekim’in kitabını kaybettiği Missis efsanesi bile bu turizmin bir teması olabilir,” diyor, Köşger.

“Dünyada birçok şehir, kendi mitoslarından kimlik üretiyor. Adana da bunu yapabilir.”

Hedef, Çukurova Havalimanı’ndan başlayarak Ortadoğu ve Avrupa’dan doğrudan uçuşlarla hasta çekmek. Böylece turizmi sağlık ayağıyla birlikte 365 güne yaymak.

Vali Yavuz Selim Köşger’in sözlerinin arasında, kentin geleceğini işaret eden bir dönüşüm fikri var.

Şifa bu kez efsanelerde değil; hava trafiğinde, hastane koridorlarında, araştırma merkezlerinde dolaşıyor.

Kaybolan formülün sırrı

Toplantı bittiğinde, Merkez Park’ın üstüne öğle güneşi düşüyor. Basın mensupları dağılırken, Köşger son cümlesini söylüyor:

“Adana’nın sırrı lezzetinde.”

Festival meydanına yürürken Misis köprüsünü tekrar hatırlıyorum.

Belki Lokman Hekim’in düşürdüğü yaprakta ölümsüzlük formülü yazılıydı.

Ama bugün bu şehirde pişen yemeklerde, onun aradığı şeyin başka bir karşılığı var: Toprağın pişirdiği lezzet.

Adana hâlâ pişiriyor…

Ve o koku, hem tarladan gelen emeği hem sofrada paylaşılan tadı hatırlatıyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...