HDP kapatılacak mı tartışması

0
82

HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, MGK bildirisindeki “illegal görünümlü legal yapılanma” ile HDP’nin kastedildiğini vurgulayarak, partinin kapatılma süreci için düğmeye basıldığını söyledi.
 
Kaplan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet üyelerinin, 6-7 Ekim olaylarından HDP’yi sorumlu tutan açıklamalarının “yargıya HDP’yi kapatın mesajı” olduğunu söyledi.
 
Kaplan, “Bu demeçler, açıklamalar, mitingler, Yargıtay Başsavcısı’na parti kapatma davasını açın diye baskı işaretidir. Bu davayı açın demektir” diye konuştu.
 
“Kırmızı kitap Meclis’ten saklanıyor”

MGK: Legal görünümlü illegal faaliyet yürütenler…
30 Ekim’de yapılan ve Türkiye tarihinin en uzun süren MGK toplantısının ardından yapılan açıklamada şunlar yer almıştı: “Ülkemizin güvenliği, halkımızın huzuru ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar ayrıntılı olarak görüşülmüştür. Bu kapsamda, milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır. Terörle çok boyutlu mücadele kapsamında sürdürülen çözüm süreci ile alınmış; sürecin oluşturduğu olumlu atmosferi ve huzur ortamını bozmaya yönelik provokatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma konusundaki kararlılık teyit edilmiştir. “

Son MGK toplantısını, HEP ve DEP’in katıldığı, Doğan Güreş’in Genelkurmay Başkanı olduğu dönemdeki MGK toplantılarına benzeten Kaplan, şöyle konuştu: “Son MGK toplantısı, Doğan Güreş’in Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde yapılan MGK toplantılarına benziyor. Cumhurbaşkanı’nın, hükümet üyelerinin açıklamaları, yaptıkları mitingler HDP’nin kapatılması için kamuoyu oluşturulmasını, kamuoyu nezdinde HDP’nin linç edilmesini amaçlamaktadır. Kırmızı kitapta, Devlet Güvenlik belgesinde irtica tehdit olarak yer almaz. Ancak demokratik muhalefet, sol muhalefet, HDP güvenlik tehdidi olarak görülür. Hükümetin çıkaracağı son güvenlik paketi de doğrudan bu demokratik muhalefeti susturmaya yöneliktir. Hükümet, daha önceki dönemlerdeki darbeciler gibi konuşuyor, hareket ediyor.”
 
Kaplan, “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, ‘kırmızı kitap’ denilen bir belge toplantıda ele alındı. Bu kırmızı kitap Meclis’ten saklanıyor. Bu toplantıda, derneklerin, sivil toplum örgütlerinin, aydınların ve sanatçıların hedefe konulduğunu görüyoruz. HDP’nin kapatılması, yasal dernek ve sendikaların kapatılması noktasında kararlar alındı. Bu kararlar Türkiye’yi felakete sürükleyecek kararlardır. Bu belgeyi Meclis’in bilmesi demokrasinin vazgeçilmezidir. Legal partilere sabotaj yapılacaksa, suikast yapılacaksa, ben bu siyaset belgesini istiyorum, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni bize vereceksiniz” diye konuştu. 
 
Arınç ilk kez parti kapatmadan bahsetti
Bu arada Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından ilk kez “parti kapatmadan” bahsetti. 6-7 Ekim’de yaşanan olayların büyük kısmının HDP’nin  “sokağa çıkın” çağrısı ve sosyal medyada bazı örgüt birleşenlerince gönderilen mesajların ardından yaşandığını belirten Arınç, “Bunun karşılığında HDP suçlanmıştırBütün bu olayların pek çoğunda HDP il ve ilçe örgütleri başat rolü oynamıştır. Bazı olayların içinde HDP milletvekilleri bizzat bulunmuşlardır. Biz, partilerin kapatılması taraftarı değiliz. Partilerin kapatılmasını imkansız hale getiren anayasa değişikliğine biz ‘evet’ oyu verirken BDP’li veya o zamanki DTP’li hiçbir milletvekili oylamaya katılmamıştı. Ama düşünün bu tür olaylarda baş at rolü oynayan bir siyasi parti demokratik ülkelerde bile hayatiyet bulamaz. Burası Türkiye, biz yaşasınlar istiyoruz. O siyasi partilerin mensupları bireysel suçları bakımından yargılansın ama parti zarar görmesin istiyoruz. Ama bunu istismar etmeye de kimsenin hakkı yoktur” açıklamasında bulundu.
Diğer yandan Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında da, “legal görünümlü illegal yapı” ifadesini şu sözlerle açıkladı;

“Bir: Legal görünümlü illegal yapılanma. Yani, bu hukuk tabiridir. Bunu herkes açıklamak veya anlayabilme kapasitesine sahiptir. Bir kuruluş vardır ki yasaldır ancak yaptığı işler, bu görüntünün aksine devletin, hükümetin ya da kurulu düzenin aleyhinedir. Ayrıca doğrudan doğruya illegal yapılanmalar vardır. Onlar, yasa dışı örgütler olabilir. Onlarla bir mücadele… Bütün bunların içerisinde de eğer devletin içeresinde farklı bir yapılanmayla, ikinci bir devlet görüntüsü verecek bir örgüt varsa bu da elbette aynı şekilde tehlikeli ve buna karşı tedbirler alınması gerekli görülmüş demektir.”
 
”Buradaki ibareden sadece birkaç yılda Türkiye’de tartışması yapılan konularda hedef olan insanları veya topluluğu kastetmediğimiz, bir bütün olarak devletin içerisindeki bu paralel yapılanmalardan; kimisi takibat konusu olmuş, kimisi belki henüz o noktaya gelmemiş varlıkları da anlayabiliriz” diyen Arınç, devletin ve bayrağın bir tane olduğunu, bunların herkesin ortak değerleri olduğunu bildirdi.
 
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maliye varsa ikinci bir maliye, yargı varsa ikinci bir yargı, asker varsa ikinci bir ordu, emniyetimiz varsa ikinci bir emniyet yapılanması ve bunların devletin bürokrasisinden emir ve talimat almadan, kendi yapılanmaları içerisinde hiyerarşik bir düzene geçtikleri anlaşılırsa bunlar yasalarımız içerisinde suç sayılmıştır. Dolayısıyla mesela cemaatler konusunun kesinlikle ele alınmadığını söylemeliyim. Cemaatler, sosyolojik varlıklardır ve o cemaatler memleketimizde inançlı insanların, dindar insanların düşünceleri farklı bile olsa devletle kavga etmeyen, yasalarla kavga etmeyen insanların oluşturduğu birtakım sosyolojik varlıklardır. Böyle tanımlandığı ve bilindiği halde, sonradan değişmiş, farklılaşmış bir yapı içerisine bürünmüş ve yasalara aykırı eylem yapma noktasına gelmişse o zaman bunlara karşı tedbir almak devletin bekası bakımından fevkalade önemlidir. Şüphesiz, bu konuda hükümetimiz üzerine düşeni yapacaktır.”

Bozdağ: Pek ihtimal vermiyorum
HDP’nin kapatılacak iddialarına cevap veren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise “Siyasi partilerin kapatılması devrinin kapandığını düşünüyorum. Bundan sonra Türkiye’de siyasi partilerin kapatılmasının gündeme gelebileceğini pek ihtimal vermiyorum. MGK Toplantısı’ndaki görüşmeler gizlidir. Onlarla ilgili bir açıklama yapmam yasal olarak mümkün değildir” dedi.

Bozdağ şunları söyledi, “Siyasi partilerin kapatılması konusunda Anayasa’da önemli zorlaştırıcı adeta imkansızlaştırıcı değişiklik yaptık. Biz Ak Parti olarak siyasi partilerin kapatılmasına ilke olarak karşıyız. Anayasa değişikliğinin ilk taslağına baktığınızda parlamentoda kabul edilmeyen 8. maddeyi düşündüğünüzde bizim parti ve hükümet olarak tavrımızın ne olduğunu ortadadır. O zaman bu değişikliği ‘Hayır’ diyen BDP’li milletvekilleri olmuştu. Siyasi partilerin kapatılması devrinin kapandığını düşünüyorum. Bundan sonra Türkiye’de siyasi partilerin kapatılmasının gündeme gelebileceğini pek ihtimal vermiyorum. MGK Toplantısı’ndaki görüşmeler gizlidir. Onlarla ilgili bir açıklama yapmam yasal olarak mümkün değildir. Ancak Hasip Kaplan ve başkaları oradan bir siyasi istismar aracı olarak istifade ediyorlar. Kendilerine bir güç devşirmeye çalışıyorlar.”