Gönüllü Dönüşümle Dünyaya Örnek Oldular

0
91

Gıda sektörü içerisinde önemli bir yere sahip olan margarin sektörü, dünyanın toplum sağlığı açısından öncelik verdiği trans yağ konusunu ülkemiz gündeminde de ilk sıralara getirecek çalışmalara imza attı. Sektörde ortak hareket etmek amacıyla Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) şemsiyesi altında toplanan firmaların 12 yıldır trans yağsız üretim yaptığını söyleyen MÜMSAD Genel Koordinatörü Ebru Akdağ, Türkiye’de gıda ürünlerinde kullanılan “Trans yağ yoktur” logosunun da MÜMSAD üzerine tescilli olduğunu belirtti.

Gıdada trans yağların elimine edilmesi uzun zamandır tüm dünya ülkelerinin gündeminde. Ancak geçtiğimiz yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tüm ülkelere gıdada trans yağ limitini kabul edilebilir seviye olan %2’ye indirmesi için 2023 hedefini koymasıyla trans yağ konusu gündemde daha fazla yer bulmaya başladı. Türkiye’de ise 2007 yılından bu yana MÜMSAD’a bağlı firmaların ürettiği margarinlerde trans yağ, yok kabul edilen %1 seviyesinin altında bulunuyor. MÜMSAD üyesi firmaların margarinlerindeki trans yağ seviyesinin 12 yıldır %1’in altında olduğunu söyleyen MÜMSAD Genel Koordinatörü Ebru Akdağ, bu seviyenin bilim dünyası tarafından “trans yağsız” kabul edildiğinin altını çizdi.

Türkiye’nin başarısı sınırları aştı

Tarım ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan ve Türkiye’de 2021 yılından itibaren geçerli olacak yeni mevzuata göre ülkemizde gıdalarda trans yağ için, AB ülkelerinde olduğu gibi, %2 limiti kondu.  Dünya trans yağın limitlerini konuşurken, Türk margarin sektörü herhangi bir yaptırım ya da regülasyon yokken 2006 yılı sonuna gelindiğinde trans yağsız üretim için gönüllü dönüşümü tamamlamıştı. Sektör trans yağ oluşumuna neden olan “kısmi hidrojenasyon” yöntemini, yaptığı Ar-Ge faaliyetleri ve yatırımlar sonucunda terk ederek ileri teknoloji üretime geçiş yaptı. Bugünkü duruma bakacak olursak; ABD’den 11, Kanada’dan 13, AB’den 14 yıl ileride olan Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün koyduğu 2023 hedefini de 16 yıl önce yakalamış durumda. Bunun hem sektör hem de ülkemiz açısından örneğine az rastlanır bir başarı hikayesi olduğuna dikkat çeken Akdağ, “Avrupa Birliği limiti henüz bu yıl koymuşken, bizim üyelerimiz bundan 12 yıl öncesinden trans yağsız üretime geçmiştir. Bu yıl hem Brüksel’de düzenlenen IMACE (Avrupa Margarin Birliği) Uzmanlar Kurulu Toplantısı’nda, hem de Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), Dünya Gıda Günü kapsamında Elazığ’da düzenlediği uluslararası sempozyumda Türkiye’nin trans yağ başarısını anlatmaktan mutluluk duyduk. Yakında yayınlanacak yasal düzenlemeyle tüm gıda ürünleri için kabul edilebilir limitler uygulanacak ve böylelikle dünyadaki öncü konumumuzu yasal düzenlemeyle netleştireceğiz” dedi.

Analiz sonuçları da margarinde bilimsel olarak trans yağ olmadığını kanıtlıyor

MÜMSAD, sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde farklı dönemlerde piyasadan topladığı margarinleri üniversite laboratuvarlarında analiz ettiriyor. 2007 yılında Oto Kontrol Projesi olarak başlayan bu çalışma kapsamında bugüne dek hiçbir örnekte %1’in üzerinde trans yağ bulunmadı. Son 5 yıldır MÜMSAD’ın margarin ve gıda ürünü analizlerini gerçekleştiren Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Yağ Bilim ve Teknolojisi Derneği (YABİTED) Kurucu Başkanı ve Euro Fed Lipid (Avrupa Yağ Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aziz Tekin de şunları söyledi; “2014 yılından bu yana Ankara Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirdiğimiz analizlerde tarafımıza gönderilen margarin örneklerinde trans yağ oranlarının yüzde 1’in altında, 2019 verilerine bakarsak %0.2-0.7 arasında olduğunu görüyoruz. Ülkemizde 2007’den bu yana kullanılmasına izin verilen “Trans Yağ Yoktur” logosu için gerekli olan maksimum trans yağ limiti yüzde 1’dir. MÜMSAD üyesi firmaların margarinlerinde elde ettiğimiz bulgular, ürünlerin gerek yasal limitlere gerekse gönüllü bir uygulama olan “Trans Yağ Yoktur” logosu kullanmaya uygun üretildiğini göstermektedir.”

“Gıdada bilgi kirliliğini de trans yağ gibi ortadan kaldırmak istiyoruz”

MÜMSAD’ın asıl kuruluş amaçlarından birinin de gıda alanındaki bilgi kirliliğiyle ve önyargılarla mücadele etmek olduğunu söyleyen Ebru Akdağ, “Bilimsel gelişmeler ve global trendlerin sıkı takipçisiyiz. Üniversitelerin Beslenme ve Diyetetik, Gıda Mühendisliği Bölümleri, tıp doktorları, paydaş STK’lar ve fikir liderleri ile sürekli iletişim halindeyiz. Bugüne kadar Türkiye genelinde 30 şehirde 57 üniversitede düzenlenen sempozyumlarla yaklaşık 10.500 öğrenciye, 6.500 sağlık uzmanına ve akademisyene ulaştık. 2020’de daha yoğun bir ajandamız var. Daha fazla kişiye ulaşarak gıda güvenliğine dair bilgi alışverişinde bulunmak ve gıdada bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak istiyoruz.” dedi.