Girişimci yetiştiren üniversite

0
56

21. yüzyılda üniversiteler köklü değişime uğrayıp, bilim temelli, tek disiplinli kurumlar olmaktan çıkıp, global bilgi merkezi olma yolunda ilerliyor. Üçüncü kuşak üniversiteler yarattıkları bilginin kullanımının ve ticari etkinlik haline getirilmesinin peşinde. İşte bu hedef peşindeki üniversitelerden biri de Işık Üniversitesi. Bilimsel araştırma ve girişimcilik konusunda eğitim çalışmalarına ağırlık veren ve bu konuda önemli projeleri gündeme getiren Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Tekinay ve Işık Üniversitesi İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Direktörü Prof. Dr. Ali Beba, “dünya üniversitesi” deyişinin anlamını tartışmaya açıyor. Tekinay ve Beba özel sektör ile üniversite işbirliğinden doğacak girişimcilik platformlarının oluşturulmasına yönelik çalışmaları ve projeleri Fortune’a anlattı.
 
“Dünya üniversitesi” ve “üçüncü kuşak” üniversite kavramlarını tanımlarsak hangi detaylar öne çıkıyor?
Şirin Tekinay: Üniversiteleri bulundukları ve beslendikleri coğrafyada incelemek, son zamanlarda çok kullanılan “dünya üniversitesi” kavramını gündeme getirdi. Toplumla iç içe, bilgiyi hızla toplumun hizmetine sunan, yenileşme ve girişimciliği el ele götüren bir üniversite olabilmek için hem her zamankinden çok insan kaynağına ve güçlü altyapıya, hem de yönetsel açıdan değişik sektörlerle (yerel yönetim, devlet, endüstri, uluslararası kuruluşlar gibi) ve değişik forumlarda işbirliklerine, ortaklıklara, temsile ve koordinasyona ihtiyaç var. Yeni kuşak üniversiteleri farklı kılan özellik, belki de sadece üstünde yaşadığımız gezegenin büyük sorunlarından yerel ve bireysel üretimin çözüm sunabildiği tekil problemlere kadar değişen ölçekte etkin olabilen yaklaşım. Yenilikçilik ve girişimcilik bu yaklaşımın önde gelen olmazsa olmazları, diğerleri etik değerler, saygı, iletişim yetisi.

Ali Beba: Üçüncü kuşak üniversitelerde değişik disiplinler birbiri ile tam bir dayanışma içinde. Bu üniversiteler yaptıkları araştırma ve geliştirme faaliyetleri sonunda ortaya çıkan yeni fikirleri inovatif ürün ve hizmetlere dönüştürerek topluma faydalı oluyor. Yaratıcı düşünce ve yeni fikirler üretmek konusunda akademik kadrolarını, öğrencilerini ve mezunlarını bir araya getiriyor. Özel sektör ile işbirliği platformlarını oluşturuyor. Sonuçta bu üniversiteler yüksek katma değer üreten ekonomik faaliyetlerin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Bu üniversiteleri ticari kurumlar ile karıştırmamalıyız. Çünkü buralarda kâr artırmak amaç değildir. Bunlar sadece yeni bilgi üreterek ve bu bilginin iş girişimlerine dönüştürülmesine destek olur. Böylelikle ulusal ekonomik ve sosyal kalkınmaya orta ve uzun vadede katkı sağlarlar. Ticari faaliyetler genellikle üniversite kampüsleri içinde kurulan kuluçka merkezlerindeki şirketler tarafından yürütülür. Uzak Doğu, Orta Doğu, Avrupa ve dünyanın değişik coğrafyalarında bu tür üniversitelerin sayıları çığ gibi artıyor. Boston’daki MIT, Hong Kong’daki HKUST bunun tipik örnekleri. Ülkemizde de bu anlayış yaygınlaşıyor. 2012’den beri yayınlanan inovatif ve girişimci üniversiteler listesi bunun kanıtı.
 
Eğitim ve girişimcilik konusunda üçüncü kuşak üniversitelerin farkları neler?
Tekinay: Girişimcilik artık üniversitelerin ana teması. Üniversiteler, Türkiye’ye yeni girişimciler kazandıracak. Ekonominin büyüyebilmesi için inovasyonun ve girişimciliğin önemi büyük. Bunun yolu da üniversitelerden geçiyor. Sağlanan eğitimler öğrencilerin inovasyonu, erken kavramalarına yardımcı olacak. Yeni kuşaklarla birlikte üniversitelerin eğitime ve mesleklere bakışı da değişiyor. Öğrencilerin ve şirketlerin taleplerindeki değişim eğitim trendlerine de yansıyor. Farklı ve ilginç sertifika programları öne çıkıyor.

Beba: “Girişimci olunur mu doğulur mu” sorusu bana hep sorulur. Girişimcilik özellikleri taşıyanlar, heyecanlı ve risk alan kişilerdir. Bu özellikleri olmayanlar da eğitim aldıkları takdirde girişimci oluyorlar. İnovatif işler yapmak lazım. IBM, Google gibi şirketler girişimciliği baş üstünde tutuyor. İnovasyon değişimi, yeniliği anlatır. Ben yenileşimi, “ticat- ticari icat” anlamında kullanıyorum. Bana göre yenilik yapmak ya da yenileşim, “ticat” yapmaktır. Yeni bir şey üreteceksen bu iş fikrini ticaretleştirebilir hale getirmen lazım. Mesela, Starbucks bir “ticattır”. Kahve içilen yerle ilgili farklı bir ortam yarattı. İnsanların aklına ev ve ofisten sonra çalışmak için artık üçüncü bir mekan olarak Starbucks geliyor.
 
Işık Üniversitesi’nin girişimcilik konusunda hangi projeleri var?
Tekinay: 130 yıllık bir üniversiteyiz. Uzun bir süredir “Işıklı Yenileşim” kavramından yola çıkarak inovasyon ve girişimciliği üniversitemizin öncelikleri arasına aldık. Çok sayıda aktivite başlattık. Örneğin, eylül ayında IBM ile birlikte Türkiye’de beşincisi gerçekleştirilen IBM SmartCamp İstanbul 2015, bünyemizde gerçekleşti. IBM’in genç girişimcilere Silikon Vadisi’nin kapılarını açan uluslararası organizasyonu SmartCamp’ın İstanbul finalinde faaliyet süresi beş yılı aşmamış, küresel vizyonu olan ve akıllı dünya için bulut üzerinde çözüm üreten girişimcileri ağırlayan aktivitenin “Smart Moderation” projesinin sahibi Moderasyon Bilişim oldu. Işık Üniversitesi ile İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü arasında imzalanan bin 350 kişilik Girişimcilik Eğitimi Projesi kapsamında Işık Üniversitesi öğretim görevlileri tarafından verilen eğitimlerde, pazar araştırması, pazarlama planı, yönetim-üretim planı ve finans planı hakkında bilgi vererek, atölye çalışmalarıyla uygulamalı iş planı hazırlatılıyor. Girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak ve girişimcileri iş planı kavramıyla tanıştırarak, başarılı işletmelerin kurulmasını sağlamak amacıyla yapılan eğitimlerle; bilinçli ve ayakları yere sağlam basan girişimciler yetiştirmeye çalışıyoruz. KOSGEB ve İŞKUR işbirliğiyle 31 Mart 2016 tarihine kadar toplam 2 bin 225 yeni girişimci adayı yetiştireceğiz. IBM ile Shared University Research (SUR) projesi uzmanları ile ortak eğitim, akademik araştırma ve inovasyon çalışmaları için çalışıyoruz. Bu işbirliği çerçevesinde yazılım, donanım, IBM bulut teknolojileri, eğitim materyalleri ve hizmetleri sağlanacak. Işık Üniversitesi İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi bünyesinde akademisyenlerimizin, öğrencilerimizin ve mezunlarımızın inovatif fikirlerini ticari ürün ve hizmete dönüştürebilecekleri bir “inkübasyon merkezi” oluşturuyoruz. KAGİDER ile birlikte kadın girişimcilere “Pusula” adı altında dijital platform üzerinden eğitimler veriyoruz. Ayrıca Temmuz 2016’da Şile kampüsümüzde InnoCampus adlı bir program başlatacağız.

Türkiye’deki girişimciliği ve girişim modellerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tekinay: Bu konuda önce eğitim sistemimize bakmamız gerek. Eğitim sistemimiz yaratıcılığı öldürüyor. Üniversiteye gelene kadar sadece işleri test çözmek olan gençlere belli bir noktadan sonra “yaratıcı olun” diyoruz. Belki üzücü görünse de, işin iyi tarafı gençlerle ilgilendiğinizde hepsinde yaratıcılık yeniden dirilebiliyor. Bu çok önemli bir nokta. Özellikle Y kuşağı araştırmacı, sorgulayıcı. Eğitim sistemi gençlerin girişimciliğini yüceltici yönde olmalı. Çocukları yapıcı hale getirmeliyiz.

Beba: Girişimcilik konusunda bazı kriterler var. Yurtdışında öğrencilerin girişimcilik örnekleri değerlendirilirken öğrenciye “Bugüne kadar kaç deneme yaptın” diye sorarlar. Burada ben de öğrencilerime diyorum ki “Kafanı bir duvara vur, kalk ve hâlâ devam ediyorsan, benim için girişim konusunda hâlâ kararlı bir bireysin” diyorum. Bir diğer kriter, ister kurumsal olsun, ister başka şey, eğer takımınız yoksa, girişimciliğinizin çok başarılı sürmesini beklemeyin. Birden fazla işi sadece bir kişi üstlenmişse, bu alkışlanacak bir şey değildir. Girişimcilik dairesel bir organizasyondur. Eşit paylaşımlar vardır. Fikri hayata geçirmek önemlidir. Fikir, süper olabilir ama duvarda duruyorsa, hiçbir değeri yoktur. Farklı disiplinlerden bir takım haline geldiğinizde tam anlamıyla başarmış olursunuz. Girişimcilikte bir diğer önemli nokta da iş modelidir. Bugün UBER diye bir teşkilat var. Onlara herkes “tek boynuzlu at” diyor. UBER’in en büyük artısı, iyi bir iş modelinin olması. Tıpkı Alibaba.com gibi. Müthiş bir iş modeli diyebilirim. Bizden de Simit Sarayı iyi bir örnek.
 
2016’da Işık Üniversitesi olarak kaç girişimci çıkarmayı hedefliyorsunuz?
Tekinay: Kuluçka merkezimizde her yıl 10 Startup Lab olsun istiyoruz. İki yılda bir mezun ettiğimiz düşünüldüğünde, bu sayı az değil. Burada olgunlaşıp uçacak startuplar bizi heyecanlandırıyor. 5 bin 500 öğrencimiz var yani 5 bin 500 girişimci demek bu. Üniversitenin öğrencilerinin tamamı bizim için önemli. Bütün öğrencilerimiz yenileşim ile yoğrulsunlar istiyoruz. Yazın vereceğimiz inovasyon kampında 40 kadar girişimci yetiştireceğiz. Fevziye Mektepleri’nin sloganı, “iyi insan yetiştirmek” üzerine. Biz de üniversite olarak bu cümlenin altını iyi doldurmaya çalıştık. Bu tanıma girişimci sözünü ekledik.

Beba: Sayısal olarak hedeflerin dışında yine bir genel değerlendirme yapacak olursak girişimci oranları yüzde 2-3’lerde. İsrail’e bakarsanız bu oran yüzde 20’yi bulur. Türkiye için ise söyleyebilirim ki, gelecek dönemde girişimci oranları yüzde 3-5’i bulacak. Eğer 1,5 milyon girişimci sayısını yakalayabilirsek, Türkiye uçar, kimse de tutamaz.