Dijital dönüşüm başkanı

0
43

Microsoft, kıdemli yöneticisi Ali Faramawy’i kurumsal başkan yardımcılığından gelişen pazarlar dijital dönüşüm organizasyonu başkanlığına atayarak iyi bir adım attı.
 
Ali Faramawy ile aralık ayında yemekte bir araya geldiğimizde kendisi henüz Microsoft’un gelişen pazarlar dijital dönüşüm organizasyonu başkanı olarak atanmamıştı. O zamanki görevi olan kurumsal başkan yardımcılığının ilham verdiği biçimde bulut çözümlerini ve LinkedIn satın almasını konuşmayı planlıyordum. Ancak daha konuşmaya başlar başlamaz iş çözüm yaratmaya ve startup’lara kaydı. Bir gece önce bölgemizin çeşitli yerlerinden gelen 20 kişilik bir grupla Etiler Kebapçısı’nda gerçekleştirdiği dijital dönüşüm akşam yemeğinden sonra kahvaltıyı pas geçen Faramawy, öğle yemeğini de hafif geçiştirmeyi tercih etti. Mısırlı deneyimli lider, bölgenin dinamikleri doğrultusunda hareke etmenin ağırlığını yaşarken benim, “Kebap, connecting people” esprime de maruz kaldı. Bulut çözümlerini konuşmaya başlamamızla Faramawy karşımda kurumsal başkan yardımcısından dijital dönüşüm liderine dönüştü. Bakın nasıl oldu:
 
“Size kamusal bulut, özel bulut ve bunların arasında yer alan hibrit bulutun uyarlamalarını ideal olarak yapabilen tek şirketten gelen biri olarak bir açıklama yapayım. Kamusal bulutun avantajlarına direnmek zor; ancak birçok şirketin karşısında verisini nerede tutacağı ile ilgili kısıtlamalar bulunuyor. Bu durum, veriyi sınıflama adında yeni bir bilimi ortaya çıkardı. Bu hangi veriyi yerinde tutmanız gerektiğine karar vermenize yardımcı oluyor” diye konuşmaya başladı Faramawy. Sonra bakışları değişti ve “Bazen akıllıca bir şey de yapabilirsiniz: Vatandaşların ülke içinde durmasının daha uygun olduğunu düşündüğünüz verisi söz konusu ise, bu veriyi buluta koyabilir ve hangi verinin kime ait olduğuna dair şifreleri içeride tutabilirsiniz. Bu durumda verilerin kullanılması için kamusal ve özel bulutların birlikte kullanılması gerekeceğinden buluta konulan verinin tek başına hiçbir anlamı olmayacaktır” diye dijital dönüşüm çözümüne sıçradı.

Türkiye’yi bulut bilişimin hız, ölçek, maliyet ve güvenlik tarafında yaratabileceği nimetlerden mahrum bırakmanın ülkeye iyilik etmek anlamına gelmeyeceğini söyleyen Faramawy’nin, Afrika ve Ortadoğu’dan verdiği örnekler Türkiye’nin aynı zamanda önemli bir rekabet avantajını da elinin tersiyle itmiş olacağına işaret ediyor. Microsoft’un birkaç yıl önce oluşturduğu Microsoft for Africa (Afrika için Microsoft) ekibi, Microsoft’un geleneksel organizasyon yapısından farklı bir yapılanma içinde bu konuda önemli bir birikim yaratmış durumda. Microsoft akıllı buluta yönelik çalışmalar yaparken bu ekip örneğin internet bağlantısı olmayan kesimler için ne yapılabileceğine odaklanıyor. Yine Microsoft verimlilik araçlarına odaklanırken buradaki vizyon, çiftçiler, balıkçılar gibi ofis çalışanı olmayan kişilerin hayatlarında benzer bir etki yaratmak oluyor.

Bunun sonucunda, Batı dünyasında akla gelmeyecek ancak bölge için çok değerli çözümler ortaya çıkmaya başlıyor. Bulut tabanlı bir mikrokredi uygulaması ile Afrika’daki çiftçilerin geçmişi ve verimlilik verileri kullanılarak sigorta şirketleri ve bankalardan mikrokredi alması sağlanıyor. Bu, çiftçilerin en sıkışık zamanlarında ekipman ve geçici işçi sağlama olanağını bulması ve borçlarını ürünlerini sattıktan sonra kapatmasını sağlayan bir sistemi destekliyor. Faramawy, “Bu bulut tabanlı sistemde 250 bin çiftçi bulunuyor ve onların gördükleri sadece basit telefon (feature phone) ekranları. Arkadaki karmaşıklığı görmüyorlar ve SMS ile iletişim kuruyorlar” diyor.

Önceki görevinde Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika organizasyonunun yöneticisi olarak 70 kadar ülkenin deneyimine sahip olan Faramawy, ikinci şapkası ile Microsoft’un gelişmekte olan ülke politikalarının ve iş stratejilerinin belirlenmesinde de çalışıyordu. Buradaki deneyimiyle geldiği yeni pozisyonunda da bulut bilişim asıl odak olacağa benziyor.

“Aslında bulut bilişimin gelişmekte olan ülkeler için yaratıldığını düşünüyorum” diyor Faramawy: “Bulut bilişim bütün alanları etkileme eğiliminde ama bu etki gelişmekte olan ülkelerde daha şiddetli olacak. Bunun ilk nedeni, sermaye yatırımlarının ağırlığı azalacak. Daha hızlı hareket etme şansını bulacaksınız. Bir şeyi daha ucuza kurmanız mümkün olacak çünkü güvenlik, güncelleme, bakım, işletme gibi alanlarda bulunması zor olan insan kaynaklarına ihtiyaç duymayacaksınız. Büyük veri merkezleri işletmenin gerektirdiği yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç duymayacaksınız. Bulut, bizimki gibi kalabalık ülkelerde işleri büyük ölçekli yapma ihtiyacını karşılarken zorluk zamanlarında küçülmeye de olanak tanıyacak.” Özellikle daralma konusunun bizimki gibi ülkelerin alışık olmadığı bir durum olduğu için bulutun burada sağladıklarının değerinin –küçülmekten korkmayan çokuluslu şirketlere görebizimki gibi ülkeler için daha yüksek olduğunun da altını çiziyor. Önemli bir nokta da, bütün ödemenin baştan yapılmasının gerekmemesi ve sürece yayılması.

Faramawy, “Türkiye’nin karasal hatlarla ilgili bütün acı verici süreçleri yaşamadan mobil şebekelere sıçraması iyi bir örnek. Bilişimde de tesis içi (on premise) bilişimin acılarını sonuna kadar yaşamadan buluta geçmek gerektiğini düşünüyorum” diyor. Bu sadece bir düşünce değil; Faramawy’nin kendisini çok şaşırtan bir deneyimi de var: “Afrika’da bulut servislerimizi başlatırken, insanlar Afrika’yı yöneten arkadaşımızı arayıp ‘Buluta hazırız; sipariş vermek istiyoruz’ dedi. Mozambik neden hazır, Cabo Verde’de neler oluyor? Nijerya’nın dünyanın en ileri bulut bilişim ülkelerinden biri olacağını düşünüyorum. Kenya’nın M-PESA ile mobil ödemenin başkenti olmasına benzer bir rolü Nijerya’da bulut bilişim konusunda oynayacak. Nijerya’daki işimizin içinde bulutun payı dört yıl önce sıfırken şu anda yüzde 40’a ulaşmış durumda” diyor.

Faramawy, gelişmekte olan ülkelerdeki yetenek geliştirme ve eğitim programlarının büyük bölümünün bulut bilişim ekseninde olduğunu söylüyor ve “Bize gelen talep bu yönde” diyor. Bu durum, Türkiye’nin bulut bilişim konusundaki tavrını – bölgesel ve küresel rekabet gücü ile bağlantılı olarak dayeniden değerlendirmesini gerektiriyor. Faramawy, “Diğerlerine göre, daha temkinli bir hükümetiniz ve mevzuat kurullarınız olabilir ama bu konuyu görüşmeye devam etmeliyiz. Bence iş yüklerinin büyük bölümü için kamusal bulutun kullanılması ve akıllı veri sınıflandırma algoritmalarının uyarlanması ile birlikte bazı kilit verilerin ülke içinde tutulacağı bir sistemin yararlı olacağını düşünüyorum. Bu, bir sürü işin kamusal bulutta yapıldığı bir hibrit bu lut modeli ve akıllı uyarlamalar içinde çok güçlü bir yer tutuyor” şeklinde konuşuyor.

Faramawy’nin bu konuda sağlık sektöründen verdiği örnek son derece etkileyici. Vatandaşların sağlık kayıtlarının, MR gibi görüntüleme sonuçlarının ve sağlık sistemi içinde tutulması gereken bütün bilgilerinin depolanması için altyapı yatırımı amiyane tabirle cukkanın sağlam olmasını gerektiriyor. Sağlık bilgisinin kamusal buluta taşınması ve hangi verinin kime ait olduğunu gösteren vatandaşlık numarası gibi kimlik bilgilerinin güvenli bir ortamda tutulması, konuşmaya başlarken Faramawy’yi heyecanlandıran “zekice iş” olarak bir kez daha karşımızda.

Microsoft’un yeni gelişen pazarlar dijital dönüşüm organizasyonu başkanı, bulutu bu tür çözümler üzerinden bir kalkınma aracı haline getirmeyi planlıyor. Bu kurguda iş sadece veriye odaklı değil: Onun nasıl kullanıldığı ve veri ile ne yapıldığı da çok önemli unsurlar. Veri tabanı terimini ortaya çıkaran gelişmeler zaman içinde günümüzdeki veri gölü (data lake) terimine kadar gelmemizi sağladı. (Faramawy değinmese de, veri okyanusu terimi de kullanılıyor.)

“Yapılandırılmış ve yapılandırılmamış veriden oluşan veri yığınının yapılandırılmış olarak sunuculara taşınması önemli bir konu” diyen Faramawy, “İleri analitikle ne yapacaksınız? Makine öğrenimi, yapay zekanın sahip olduğunuz veriyi daha anlamlı hale getirmesi, nesnelerin interneti (IoT) odaklanılması gereken diğer konular. Sadece IoT bile dünyayı değiştirip yeni iş modellerini ortaya çıkarabiliyor” şeklinde konuşuyor. Asansörlerin bakım zamanlarını önceden tespit etmek için sensör yerleştiren bir asansör şirketinin, buradan elde ettiği birikimle diğer asansör markalarına da bakım servisi vermeye başlaması bunun en çarpıcı örneklerinden birini oluşturuyor.

Faramawy, model tarafında işi çok daha ileri götürerek kamu özel sektör işbirliği projelerine (Public Private Partnership-PPP) getiriyor. Bugünkü uygulama şeklinin faydalarının görüldüğünü ancak bu haliyle sadece büyük şirketlerin içinde yer aldığı büyük projelerle sınırlı kaldığını söylediği PPP’lerin mikro düzeylere doğru çekilmesi ile daha büyük katma değer oluşacağını kaydeden Faramawy’nin bu bakış açısı bulut ekonomisini içselleştirebilmenin bir sonucu. Yeni girişimlerin kolayca hayat bulmasını sağlayan bulut servisleri, kamu hizmetlerinin verilmesinde PPP modelinin zemini olabilir. Faramawy  ile bu konuda birlikte çalışmak faydalı olabilir.

Faramawy’nin ise, dijital ekonominin kurallarını daha iyi anlaması gerekiyor. Etiler Kebapçısı’ndaki yemeğin ödemesini yaparken Zubizu’nun kendisine yaptığı indirimi anlayabilmiş değil. “Kurumsal bir yemekte zaten ne hesap gelirse ödeyecekken Zubizu’nun neden bu kadar yüksek tutarlı bir indirim yaptığını anlamıyorum” diyor. Bunu anlamak da Faramawy’nin dijital dönüşüm meselesi.