TASD: “2015 beklentimiz faizlerin düşmesi yönünde”
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çetin ise Türk parasının değer kaybetmesiyle birlikte ihracatlarının arttığını belirterek, yurt dışında mal sattıkları para birimlerinin değerinin kendileri için çok önemli olduğuna dikkati çekti.
Çetin, özellikle rubledeki azalışın sektör üzerinde ciddi sıkıntı yarattığını anlatarak, “Rublenin düşük olması, önümüzdeki dönemlerde, Rusya’ya olan ihracatımızdaki yüzde 11 düşüşü artıracak. Bugün İtalya’nın Rusya’ya olan ihracatının minimum yüzde 40 düştüğünü görüyoruz. İtalya’ya kıyasla düşüşümüzün yüzde 11 olması bizim için büyük bir avantaj” diye konuştu.
Dolar/TL’nin bu bantta gitmesinin ve 2’nin altının düşmemesinin perakende sektörü için olumlu olduğunu vurgulayan Çetin, “Faizlerin, önümüzdeki yıl düşmesini bekliyoruz. Şu anda faizler sanayici için çok yüksek. Faizlerin düşmesiyle birlikte sanayici krediye çok daha rahat ulaşabilecek ve üretim açısından rahatlayacağı için ihracata da olumlu yansıyacaktır. Bizim 2015 beklentimiz ise faizlerin düşmesi yönünde” ifadelerini kullandı.
Büyümenin ihracata bağlı olarak artmasını öngören Çetin, “Sanayicinin kapasite kullanım oranlarının artması demek ülkenin büyümesi anlamına geliyor. Bunun olumlu yönde olacağını düşünüyorum. Ayakkabı sektöründe AB’ye olan ihracatın hızla artacağını düşünüyorum. Özellikle Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa…”
Çetin, ihracatçının malı dövizle satması nedeniyle dövizdeki yükselişin olumsuzluk yaratmadığını kaydederek, “Döviz alıp döviz verdiği için herhangi bir sıkıntı yaratmıyor. TL bazında da karşı tarafa borçlanma yapsa bu karına artış olarak yansıyor, sanayici burda daha kazançlı çıkıyor. Petrol fiyatlarındaki düşüş, hammaddemiz olması nedeniyle gelecek yıla pozitif yansıyacak. Böylece, dünya ayakkabı ticaretinden her geçen gün daha fazla pay alabiliriz” açıklamasında bulundu.
Özellikle Arap ülkelerinde Türk ayakkabılarının marka haline geldiğine dikkati çeken Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun daha çok yerleşeceğini ve ön plana çıkacağını düşünüyorum. Çin’i kendimize rakip olarak görmüyoruz. Bizim üretim tesislerimizde çıkan ürünle Çin’in üretim tesislerinde çıkan ürün aynı değil. Tam tersine biz İtalya’yı kendimize rakip olarak görüyoruz. Ayrıca, İtalya’nın Türkiye’den bir korkusu var; ayakkabı sektöründe 10 yıl sonra trend ve Ar-Ge’de İtalya’yı geçeceğini düşünüyorlar. Biz de bununla ilgili gerekli çalışmaları yapıyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretip dünyada üst segment ürünlerle yarışıyoruz. Biz Çin’in ürettiği ayakkabı kategorisinde zaten dünya piyasasında yer almak istemiyoruz. Halkımız son dönemlerde yaşanan (zehirli ayakkabı) olayla birlikte ürünün kalitesine ve sağlıklı olmasına çok özen gösteriyor. Bu olayın kısa zamanda yansımalarını göreceğiz. İthalat çok hızlı bir iniş trendine girdi ve önümüzdeki dönemlerde de bu oran artacak. İthalatın yüzde 40 düşeceğine inanıyoruz. Türkiye hem iç hem dış talebi karşılayabilecek yapıya sahip.”
Çetin, Irak’ın kendileri için çok ciddi bir pazar olduğunu aktararak, “Bu yaşanan gerginliklerin, 2015 yılında bizi negatif etkilemeye devam etmesini bekliyoruz. Ukrayna’ya olan ihracatımızın artmasını bekliyoruz. O yönde çok yüksek beklentilerimiz var, pozitif yönde artışlar var ama beklediğimiz rakamlar değil. Belki bu gerginliklerin sonlanmasıyla birlikte daha olumlu sonuçlar elde edilebilir ve bunların sektör için negatif olduğunu düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
İTHİB: “Enflasyon baskısı faizlerde artışa neden olacak”
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, ihracatçı açısından döviz kurunun aşırı değerli olmasının da en az aşırı değerli TL kadar olumsuz bir senaryo olduğunu aktararak, aşırı değerli kurun beraberinde getireceği enflasyon baskısının, faizlerde artışa neden olacağını ifade etti.
“Bu da sermayenin yatırım ve üretimden çekilmesine neden olacağı için bizim için istenmeyen bir durum” diyen Gülle, ihracatçının dövizin dengede ve öngörülebilir olmasını istediğini ve şu anda hükümetin başarılı politikalarıyla bu durumun sağlanmış durumda olduğunu dile getirdi.
Gülle, 2015 yılında küresel piyasaları ABD Merkez Bankası (Fed) ve jeopolitik gelişmelerin belirleyeceğine işaret ederek, “Kısa vadede olmasa da 2015 yılında Fed’den faiz artışı bekliyorum. Rusya ve Brezilya kısa bir süre önce faiz artırımına gitmişti. Önümüzdeki dönemde kur savaşları ve faiz savaşlarını görebiliriz” diye konuştu.
Yurt içinde de kısa dönemde faizde bir değişiklik öngörmeyen Gülle, “Merkez Bankası’ndan şu an için bu sinyaller gelmiyor. Son 10 güne baktığımızda piyasalar da daha sakin. İhracatçı, sanayici tabii ki yüksek faizi sevmez. Rekabet yapmamız ve ihracatımızı korumamız açısından faizlerin düşmesi önemli, yatırımlara da engel oluyor. Geçmiş dönemlere baktığımızda sanayici, faiz ve kurda yaşanan iniş çıkışlarda sakin kalmayı en az zararla atlatmayı başardı bence. Hazırlıklı demekten çok, bu tür durumlarda ne yapması gerektiğini biliyor. Tabii ki yüksek faiz olmamalı, biz faizin inmesini konuşurken, ‘çıkar mı’ diye düşünmemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Gülle, hükümetin hem Orta Vadeli Program (OVP) ile hem de yeni ekonomik paketi ile kararlı bir duruş sergilediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bütçe disiplini de sağlanıyor ve bankacılık sistemimiz de son derece gelişmiş durumda. Bunun yanında ihracat geçmiş yıllarda artarken AB’nin payı düşmüştü ve yeni pazarlarla ihracatı artırmıştık. Petrol fiyatlarındaki düşüş cari açığı aşağı çekecek, TL’nin güçlenmesini sağlayacaktır. Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün dış ticaret açığından cari açığa, bütçeden üretim maliyetlerine ve enflasyona kadar önemli etkileri olacak. Özellikle sanayicilerimizin girdi maliyetlerini ciddi oranda aşağı çekecektir. Bu da üreticilerimizin rekabet gücüne ve satışlarına olumlu anlamda yansıyacak. Bu faktörleri olumlu ayrışma olarak görebiliriz.”
Gülle, 2015 yılını “seçim yılı” olarak niteleyerek, “Hükümetimiz daha önce hiç seçim ekonomisi uygulamadı. Ekonomide istikrarı koruyacaktır, ancak seçimlerin ekonomi üzerinde birtakım etkileri olması da son derece olağan. Küresel olumsuzlukların yurt içinde de birtakım sıkıntılar yaratmaması için tedbirli olmak gerekiyor. Ancak hükümetimiz bu konuda ne kadar tecrübeli olduğunu defalarca ortaya koydu” diye konuştu.
Gülle, 2015 yılında yüzde 4’lere yakın bir büyüme beklediğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Faizler konusunda bir yorumda bulunmak için erken, ama bence indirim için yerimiz var. Tabii ki buradaki asıl önemli konu enflasyon, merkez bankası enflasyona göre hareket ediyor. Dolar konusunda bir fiyat vermek istemiyorum bu hassas bir konu, ihracatçı yüksek kur istemez, istikrar ister. Enflasyon yaratacak yüksek kurdan dolayı dikkatli olmalıyız. Bizim için rekabetçi kur var, rekabetçi kur da 2,15-2,25 dolar arası olabilir. Bunu ihracatçılar olarak daha önce belirtmiştik.”
İhracatçıların 2015 beklentileri neler?
By Fortune Türkiye
