Comparex’de iki yılda 4 kat büyüme

0
214

500’e yakın kurumsal müşterisi, 50’yi aşkın insan kaynağı ve 20 yıllık bir geçmişi olan yazılım odaklı bir çözüm şirketi ile 36 ülkede faaliyet gösteren, 2 bin 400 insan kaynağı, 3 binden fazla tedarikçinin yazılım lisansına sahip, 30 yıllık bir geçmişi olan iki şirket birleşirse ne olur? Bunun yanıtı, Comparex Türkiye. Dijitalleşen iş dünyasına bütünleşik bulut ve kurumasal yazılım çözümleri sunan Comparex Türkiye uzmanlığı ve uluslararası gücünden aldığı destekle aynı zamanda ülkemizde özellikle KOBİ’lerin dönüşümüne ve tersine beyin göçüne katkıda bulunmayı amaçlıyor. Comparex Türkiye Başkan Vekili ve CEO’su Irmak Pakdemir ile dijitalleşme yolculuğunda şirketlere sundukları değer ve Comparex’de uluslararası deneyim ile yerli katma değerli şirket uzmanlığından doğan sinerjiyi pazara nasıl yansıttıklarını konuştuk. 

İki yıl önce gerçekleştirdiğiniz Comparex-Dataserv hisse satışının ardından bugün pazarda hangi noktadasınız? Bu anlaşma yararlı ve karlı oldu mu? Comparex iki yıl önce Dataserv şirketinin çoğunluk hissesini satın alarak Türkiye pazarına adım attı. Comparex 36 ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir yazılım lisanslama ve bulut bilişim şirketi kimliği taşıyor. Avusturya kökenli olan ve yüzde 100’ü ülkenin en büyük finans kuruluşlarından raiffaisen grubuna ait olan Comparex, bulunduğu ülkelerde finansal açıdan derinliği olan ve potansiyeline inandıkları projelere yatırım yapıyor. Yaklaşık 2.2 milyar euro’luk cirosunun 1 milyar eurosunu bulut ve bulut üzerinden satış gelirleri oluşturuyor. Kurumsal yazılım tarafında ağırlıklı olarak Microsoft’tan başlayarak çeşitli dikey çözümlere kadar tek bir kontratta müşterilerine sayısız ürün sunabilen bir yapısı bulunuyor. Comparex’in bu özellikleri ve Dataserv’in deneyimli, uzman ekibi ile güçlü müşteri portföyünün de katkısıyla kısa sürede, kendi birikimimizle ciddi bir büyüme ivmesi yakaladık. 2015 yılından bu yana şirkette 4 katına çıkan bir büyüme elde ettik. 20 milyon TL ile başlayarak bu süre zarfında 100 milyon TL’lik bir ciroya ulaştık. İki yıl önce Comparex’in faaliyet gösterdiği ülkeler arasında -buna ABD, Rusya vb. dahil- karlılık açısından 17. sıradaydık. Bugün ise 7. sıraya yükseldik. Ekibimiz de yaklaşık 30 kişiden 76 kişiye çıktı ki bu büyüme özellikle servis tarafında aldığımız projelerle oldu.  Ekonomik dalgalanmalar yaşanan bir pazarda Türk yöneticilerin gösterdiği bu başarı, global üst yönetimin de takdirini kazandı. Comparex’in Global Satış ve Global Servis Komitelerinde Türk ekipten yöneticilerimiz de önemli yerler edindi.  

Her iki şirketin de birbirine kattıkları neler oldu?
Comparex,  yerli teknolojimizin yurtdışına ihraç edilebilmesi için, 36 ülkedeki yapılanması ile çok değerli bir kapı açtı. İki taraflı yani yurtdışındaki teknoloji çözümlerini buradaki müşterilerimize sunmak ve aynı zamanda da Türkiye’de geliştirdiğimiz teknoloji çözümlerimizi yurtdışı pazarlara sunmak hedefindeyiz. Özellikle benim de kişisel olarak hedefim, yerli ve milli ürünlerimizi yurtdışına sunmak konusunda özel çaba harcamak. Türkiye’nin nitelikli beyinleri sayesinde önemli bir teknoloji geliştirme gücü var ve bu noktada önemli uluslararası fırsatlar barındırıyor. Yerli ve milli teknoloji üretimine önem verilip desteklendiği takdirde daha çok yetişmiş insanımızın ülkemizde çalışma motivasyonuna hizmet etmiş olacağız. Kısacası Türkiye’nin yerli teknoloji geliştirme stratejisi hem yurtdısı beyin göçünü yavaşlatacak hem de tersine beyin göçünün yaşanmasına da katkıda bulunacak; yurtışındaki pek çok yetişmiş insan kaynağımızı da ülkemize kazandırmış olacağız. Hem yurtdışında hem de yerli pazarda çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki teknolojide fikir sermayesi nerede ise onu bulup çıkarmak ve ülkemize kazandırmak durumundayız. Bu noktada dijital dönüşüm ve bulut bilişim büyük bir fırsat sunuyor ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını çözmek için hangi çözümleri kullanmamız gerektiğine bakıyoruz. 

Bulut dijitalleşmeyi kolaylaştıran ve artıran yönüyle dikkat çekiyor. Sizin bulut stratejiniz nedir?
Bulut stratejimiz; çözümlerin üzerine kendi katma değerimizi eklemek. Bu noktada da, bulut güvenliği ve bulut otomasyon özelliğini entegre bir paket haline getirerek müşteriye gidiyoruz. Comparex’in bize sağladığı global lisanslama danışmanlığı bilgi birikimi, yerli müşterilerimiz için KAPEX ve OPEX tarafında fayda olarak geri dönüyor. Ve bulut dönüşümüyle birlikte kurumlar odaklarını katma değerli işlere daha fazla verebiliyorlar. Bu noktada Microsoft, Automic, Splunk, Automation Anywere, One Identity gibi alanında güçlü birçok marka ile de uçtan uca projeler yapıyoruz. Katma değerli projeler geliştirebilmenin yolu da ekibimizin donanımlı ve yetkin olması, pek çok proje yapmış olması, bilgili olmasından geçiyor ve herşeyden önce güven duyabilmek çok önemli. Finansal açıdan güçlü olmamız ve yurtdışının bu pazara inancı bize böyle bir ekip kurma şansı sağladı. Bizim işimizde önce satmak sonra ekibi kurmak pek mümkün olamıyor. 

Türkiye’de bilişime yatırım ortamı büyük kuruluşlar tarafında yıllardır başarılı bir şekilde yürütülüyor. Holdingler, bankalar, telekom şirketleri gibi alanlarda dijital dönüşüm de çok önce başlatıldı. Hatta bu kuruluşlar sektöre ciddi insan kaynağı da kazandırdılar. Kamuya baktığımızda orada da her kurumun bilişim yatırımında aynı çizgiyi sürdürdüğünü söyleyemeyiz; yatırım devamlılığı yok; bazı kurumlar bilişim ve dijitalleşmede çok ilerideyken diğer bir kurum henüz işin çok başında olabiliyor. Pazarın orta ve küçük boy segmentinde ise diijitalleşmede ve teknoloji yapılanmasında büyük sıkıntı var. İşte bu noktada bulut bilişim çözümleri de KOBİ dediğimiz şirketlerin dijitalleşmesinde büyük avantaj olarak karşımıza çıkıyor. Minimum bilişim yatırımı yaparak, aylık sabit ödemelerle tüm bilişim ihtiyaçlarını karşılayabilir ve de buradan elde ettikleri faydayı müşterilerine yansıtabilir duruma geliyorlar. Comparex olarak biz de büyük ölçekli projelerde edindiğimiz deneyimi harmanlayarak orta ve küçük ölçekli şirketlere bulut yönetimini, güvenliğini ve otomasyonu da içinde barındıran bulut çözümlerimizle gitmeyi; böylelikle ülkemizin dijitalleşmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. 

Uluslarası kimliği olan bir şirket olarak yerli teknoloji geliştirmeye önem veriyorsunuz. Bu konuda önerileriniz neler olabilir?
Son olarak ülkemizin yerli teknoloji geliştirme konusundaki yaklaşımına değinmek isterim. Yıllardır mevcut olan teknolojilerin bir benzerini yapmak yerine yeni alanlarda geliştirmeler yapmak önceliğimiz olmalı. Bulut çözümleri, büyük veri, IoT gibi kavramlarla beraber transform  olan global bilişim pazarı, Türkiye gibi ülkelere de tekrar yarışa girmesi için fırsat tanımakta. Bu değişim doğru analiz edilmeli ve treni kaçırmamalıyız.  En azından 1-2 adet dünya çapında teknoloji markası çıkarmak  için hep beraber kolları sıvamanın zamanı.