Formula 1 ve UEFA gibi dev etkinliklerde VIP servis organizasyonları yönetmenin yanı sıra, 30’dan fazla lokasyonda 450 kişilik ekibe liderlik eden Vakko Gıda Grubu Operasyon Direktörü Ertan Çakmak, müdavimlik kültürü üzerine değerlendirmelerini paylaştı.
Bir restoranın müdavimi olmak, yalnızca damak tadına hitap eden lezzetlerin değil, aynı zamanda benzersiz bir müşteri deneyiminin de sonucu olarak ortaya çıkıyor. Günümüzün rekabetçi ortamında bir mekanın başarısı sadece menüsüyle değil; sunduğu atmosferle, kişiselleştirilmiş hizmetleriyle ve yarattığı aidiyet duygusuyla ölçülüyor. Vakko Gıda Grubu Operasyon Direktörü Ertan Çakmak ise bu yaklaşımı yıllara dayanan saha deneyimiyle harmanlıyor.
Formula 1 ve UEFA gibi global etkinliklerde VIP servis operasyonlarını yöneten Ertan Çakmak, Türkiye’nin en büyük perakende markalarından biri için kurduğu dijital restoran girişimiyle yılda 3 milyon siparişi yöneten bir sistemi hayata geçirdi. Bugün 30’u aşkın lokasyonda 450 kişilik bir ekibe liderlik ederken; fine dining servis standartlarını yalnızca restoranlarda değil, uçak içi premium yolcu deneyimlerine kadar taşıyan projelere de imza atıyor. Müdavimlik kültürü üzerine değerlendirmelerini paylaşan Ertan Çakmak, bu kavramın bir restoranla kurulan bağın zamanla dostluğa dönüşmesi ve misafirlikten sadakate uzanan yolculuğun simgesi olduğuna dikkat çekiyor.
“Birçok işletme gelirinin yüzde 50’sinden fazlasını düzenli misafirlerinden elde ediyor”
Müdavimliğin yalnızca kişisel bir duygu değil, aynı zamanda sektörel bir strateji olduğunu söyleyen lüks restoran grupları, otel operasyonları ve büyük ölçekli ikram sektöründe 15 yılı aşkın liderlik deneyimine sahip Ertan Çakmak, “Birçok işletme gelirinin yüzde 50’sinden fazlasını düzenli misafirlerinden elde ediyor. Bu, sadece hizmet kalitesiyle değil, duygusal zekayla da yönetilmesi gereken bir alan. Tanınmak, değer görmek ve hatırlanmak; misafirler için güçlü bir çekim alanı yaratıyor. Müdavimlik, bir restoranla zaman içinde kurulan bağın, sıradan bir müşteri ilişkisini aşması demektir. Mekan artık sadece yemek yenilen değil, hatıralar biriktirdiğiniz bir yere dönüşür. Kişisel bir aidiyet duygusu yaratan bir alan haline gelir. Bir mekanı yalnızca restoran olmaktan çıkarıp özel bir yere evrilten de budur” dedi.
“Lüks; samimi, kişiselleştirilmiş ve içten hizmetin toplamı haline geldi”
Dünyadan örneklerle bu kültürün evrenselliğine dikkat çeken Ertan Çakmak, “Japonya’da müdavimler adına etiketlenmiş şişeler raflarda saklanır. İtalya’da sabah kahveniz ve gazeteniz hep aynı masada sizi bekler. Amerika’da barmenin ‘Her zamanki gibi mi Jack?’ sorusu, kişisel bir bağın göstergesidir. Türkiye’de ise esnaf lokantalarında, yıllardır gelen misafirin yeri bellidir, garsona söylenmeden ne yiyeceği hazırlanır. Müdavimlik bir gelenek, bir güven ilişkisi ve hatta sosyal aidiyet biçimidir. Misafirler artık yıldızlı tabaklardan çok, kendilerini özel hissettikleri anları hatırlıyor. Lüksün tanımı değişti. Bugün lüks, samimi, kişiselleştirilmiş ve içten hizmetin toplamı haline geldi” ifadelerini kullandı.
Lüksü rafine gastronomi anlayışıyla bütünleştirdiği müşteri deneyimi tasarlıyor
Gıda grubu operasyon direktörü rolünde Türkiye genelinde 30’u aşkın lokasyonu denetlediğini, eğitim sistemlerinden mutfak süreçlerine kadar birçok alanda standardizasyon ve operasyonel verimlilik üzerinde çalışan belirten Ertan Çakmak, “Her temas noktasında aynı yüksek kaliteyi sunmak istiyoruz. Bu da ancak iyi eğitilmiş, motivasyonu yüksek ve misafir odaklı ekiplerle mümkün. Çünkü gerçek lüks gösterişli bir tabaktan değil, insana dokunan bir gülümsemeden başlar” diyerek kariyer yolculuğu hakkında da ayrıntılı bilgi verdi.
Kariyerine üniversite yıllarında gönüllü stajlarla başlayan Ertan Çakmak, DO & CO, Mikla, Zuma gibi global kalite standartlarına sahip markalarda çalıştıktan sonra, Türkiye’nin ilk bulut mutfak projelerinden biri olan Migros One Kitchen’da çekirdek ekipte yer aldı.