Bu Fransa’nın 11 Eylül’üdür

    0
    23

    Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Fransa’daki saldırılara ve Paris’in Republique Meydanı’ndaki yürüyüşe ilişkin, “Bu, Fransa’nın 11 Eylül’üdür. Fransa’da halk sokağa dökülüyor ve bu dalga Avrupa’ya da yayılacaktır” dedi.
     
    Fransa’daki terör eylemlerinin ardından yaşanan gelişmeleri AA muhabirine değerlendiren Caşın, “ülkede çeşitli travma ve kırılmalarla artçı eylemlerin düzenlenebileceğini, Fransa toplumunda kitlesel bir korku ve şiddet iklimine sebep olan eylemlerin asıl amacının halkı galeyana getirerek sokağa dökmek olduğunu” belirtti.
     
    “Bu Fransa’nın 11 Eylül’üdür. Fransa’da halkın sokağa dökülüyor ve bu dalga Avrupa’ya da yayılacaktır” diyen Caşın, saldırılar karşısında Fransa’da devletin güvenlik ve istihbaratının sorgulandığını, terörle mücadelede Fransa’nın milli menfaatlerinin yeniden planlandığı kaydetti.
     
    Bundan sonra ne olacağına dair ilk mesajı, “Nasıl ortak paramız ve güvenlik politikamız varsa ortak istihbaratımızın da olması lazım” diyerek İtalya Başbakanı Matteo Renzi’nin verdiğini söyleyen Caşın, Paris’teki saldırılarla Avrupa Birliği’nin yeni bir sürece gireceğini, konunun 11 Eylül saldırılarındaki gibi NATO’da tartışılacağını ifade etti.
     
    “Saldırılar çok ciddi bir planlamayla yapıldı”
    “Yeni kırılmaların yaşanacağını bir sürece giren Fransa’nın bundan sonra farklı bir Fransa olacağına” dikkati çeken Caşın, şunları söyledi:
     
    “Bu bir bombalama veya intihar saldırısı değil, çok ciddi bir planlamayla yapılmış. Başkentte yapılması, polis ve basın mensuplarının öldürülmesi, planlı, önceden hedefleri ve zamanlaması belirleniş bir saldırı olduğunu, Yahudi süpermarket ile Fransız medya merkezinin hedef alınması olayların öncesinin de olduğunu gösteriyor. Bu bakımdan bu bir algı operasyonudur. Ayrıca Fransız istihbaratının zaaflarından da bahsedebiliriz.”
     
    Yemen El Kaidesi’nin, Fransa’ya “Allah’a ve Müslümanlara karşı savaşa devam ettikleri sürece güvende olmayacakları” açıklamasını hatırlatan Caşın, Fransa ve Avrupa’nın Arap Baharı sonrasında, Suriye, Irak ve Kuzey Afrika’daki terör dalgasının kendilerine yansımayacağı yönünde bir izlenime kapıldıklarını, yaşananların sadece Fransa değil bütün Avrupa’yı etkileyeceğini belirtti.
     
    “Saldırganları yorup canlı yakalayabilirlerdi”
    Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın uluslararası hukuka göre mücadele edileceğini açıkladığını anımsatan Caşın, eşzamanlı saldırılara yapılan müdahaleye ilişkin şunları söyledi:
     
    “Fransa’dan beklenen onların yargılanmasıydı ama devlet tahammülsüzlük gösterdi. Uluslararası terörle mücadeleye göre saldırganları yorup canlı yakalayabilirlerdi. Hukukta bir kural var, ölüler konuşamaz. Saldırganların arkalarında kimler olduğu, finans ve silah yardımını nereden aldıkları karanlıkta kaldı.”
     
    Hollande’ın kısa süre önce yaptığı “Suriye’ye askeri müdahalede bulunulmamasından pişmanlık duyduğu” açıklamasını hatırlatan Caşın, saldırılar sonrasında Fransız dış politikasının, bütün eski sömürgeleri hatta Sahra Altı Afrikası ve Libya’ya karşı değişebileceğini ifade etti.
     
    “Daha sağcı ve milliyetçi bir Fransa göreceğiz”
    Saldırının İslam dünyasına büyük verdiği zarar verdiğini söyleyen Caşın, gelecek dönemde Fransız askeri politikasının Kuzey Afrika ve Sahra Altı Afrika ülkeleriyle Afganistan ve Suriye’de daha etkili olacağını belirterek şunları kaydetti:
     
    “Saldırganların Fransa’da yaşayan, bölgeyi iyi bilen insanlar olduğunu düşündüğümüzde, Avrupa’daki terör saldırılarındaki artış, fanatik ve ırkçı sağ siyasal eylemlerde de artışı beraberinde getirebilir. Daha sağcı ve milliyetçi bir Fransa göreceğiz. Fransa, yakın coğrafyada ve kendi sömürge alanlarında daha sert ve müdahaleci bir askeri politika izleyecek.”
     
    Yahudilere ait markete düzenlenen saldırının İsrail’in elini güçlendirdiğini savunan Caşın, “devlet destekli terör olduğu açıkça ortada olan eylemlerin tek başına organize edilip yapılmasının mümkün olmadığını, yaşananların Müslüman, Musevi ve Hristiyanların arasında savaş öngören medeniyetler çatışmasını akıllara getirdiğini” söyledi.
     
    “Fransa’da bir dışlama ve ötekileştirme var”
    Fransa’da 6 milyondan fazla Müslüman’ın yaşadığını belirten Caşin, “Avrupa’nın güvenlik meselesinde asıl sorun göçmen sorunu. Paris banliyösünde yaşayan Müslümanlara baktığınızda orada yaşayanların sen Arapsın Müslümansın diye dışlandığını ve ülkede yüzde 15 olan işsizlik oranının, banliyölerde yüzde 40’lara çıktığını görüyoruz. ‘Biz 40-50 senedir Fransa’da yaşıyoruz ama bize hala göçmen muamelesi yapılıyor’ diyorlar. Halbuki Amerika’da yaşasalardı Amerikan vatandaşı olurlardı. Fransa’da toplumla bütünleşmede bir dışlama ve ötekileştirme var” diye konuştu.
     
    Türkiye ve Fransa’nın çok önemli iki müttefik ülke olduğunu hatırlatan Caşın, bugün de uluslararası terörizmin Fransa ve Türkiye için en önemli tehditlerden birini oluşturduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destek mesajı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Paris’e gitmesinin siyasi, askeri, sosyolojik ve dini açıdan çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.