Altının yıldızı tekrar parlıyor

0
21

Hem yurtiçinde siyasi gelişmelerin yarattığı baskı hem yurtdışı piyasalardaki gelişmeler piyasalardaki belirsizliği artırıyor. Öte yandan, özellikle global ekonomilerdeki negatif faiz, son dönemde altını tekrar ön plana çıkarıyor. Alnus Yatırım Genel Müdürü Egemen Kaya, altının onsunun ilk etapta bin 392 – bin 433 dolar bandına oturabileceğine dikkat çekiyor. Gram altında ise 138-144 TL’nin görülebileceğini kaydeden Kaya sorularımızı yanıtladı.
 
Son dönemde yaşananlar nedeniyle ekonominin temel dinamikleri bozulur mu?
Mayıstaki başbakanlık değişimi ve arkasından Brexit ile ilgili Avrupa’da oluşan süreç büyümede dış talep ağırlıklı yavaşlamaya sebep oldu. İç talepte, TCMB’nin uyguladığı sıkı likidite sonucu kredi arzında azalma tüketici güvenindeki yavaşlamayla birleşince 2016 büyüme potansiyeli yüzde 4’ün altına geldi. Temmuz ortasında yaşananlar ve devamındaki belirsizlikler, büyüme beklentilerini yüzde 3-3,5’lere çekti. Ekonomik tedbirlerin makroda etkisini göstermesi en az üç-altı ay alacağından, büyümenin yeniden trend seviyelere dönmesi 2017’nin ilk aylarını bulur. TCMB para politikalarının yanında mali tarafta teşvik, vergi indirimleri, kamu yatırımları gibi ek büyüme yanlısı politikalar oluşturma imkanı var. Bunun oturması ve yabancı yatırımcı tarafında algılanması piyasada en erken eylülde karşılık bulur. Hem Avrupa’da ağustosun hacimsizliği ve Brexit gelişmeleri hem de OHAL’in sonuca hızlıca ulaştırılma süreci son çeyrekte yeniden yüzde 4 bandında büyüme yaratılabileceğine dair sinyaller üretebilir. Ancak, kurdaki hareketlilik enflasyona olumsuz yansıyacağından TCMB’nin likidite sıkılaştırmasını artırmasına yol açabilir, bankaların net faiz marjlarında baskılanma yaşayabiliriz. Bu kredi arzı üzerinden iç talebe kısmi negatif etki yaratabilir.
 
S&Pnin ardından diğer derecelendirme kuruluşlarından da not indirimi gelir mi?
Özellikle Fitch ve Moody’s’den herhangi birinin alacağı karar önemli. En az birinin notu yatırım yapılabilir seviyenin altına çekmesi piyasadaki şok dalgasına yeni bir boyut getirebilir. Ülke notunda değişiklik beklemiyoruz zira darbe girişiminin tüm risklerinin bertaraf edilmesine bağlı olarak, Körfez’den başlayarak, ihracatın TL’deki değer kaybına bağlı olarak, rekabet avantajı yoluyla dış denge açısından katkı sağlayacağını öngörüyoruz. Dünya ekonomisinin lokomotifi ülkelerde gözlenen büyüme sorunu ve buna bağlı olarak düşük seyreden emtia fiyatlarının, Türkiye’nin hammadde ve ara mamul ithalatına olumlu yansımayı sürdüreceğini ve cari açıktaki düşük seyrin yılsonuna kadar devam edeceğini düşünüyoruz.
 
TCMB faiz indirimine devam eder mi?
TCMB’nin sadeleştirme politikası altında faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor. Özellikle koridor simetrisinin daraltılması yurtdışından para girişlerinde TL’nin değer seviyesinin daha net olması adına yön gösterici olacak. Bankaların ortalama fonlaması yüzde 8’e kadar geriledi, üst bant ise yüzde 8,75’te, bu da TCMB’nin piyasaların normalleşmesi sürecinde faiz indirimi için yerinin olduğunu gösteriyor. Global faiz ve enflasyon ortamında TCMB’nin de hem aradaki spread gereği hem de büyümeye destek vermesi adına faiz indirimlerine devam etmesi Türkiye’deki normalleşme sürecinde finansal bir gereklilik gibi görülüyor.
 
FED faiz artırımında bu yılı pas geçer mi?
Avrupa’daki toparlanma süreci ve Brexit, Japonya’nın deflasyon çıkış hamleleri, Çin’de büyümenin yüzde 6,5-6,7’ye çekilmesi FED açısından ABD dışındaki en büyük engeller. Global büyümenin yüzde 3’lere çekildiği bir dönemde petrolün seyri ve enflasyona geçişkenliği ABD makro verilerinde de belirsizlik yaratıyor. Bu kadar bilinmeyen arasında, ABD istihdam datalarının eylüle kadarki seyri önemli. Bu tarafta eylül toplantısına kadar bozulma yaşanırsa, FED’in faiz artış olasılığı bu sene için sıfırlanabilir. Tarım-dışı istihdam verilerindeki gelişmeler ve büyümenin yüzde 2-2,5 bandında sürmesi FOMC üyelerinin görüş farklılıklarını derinleştirir. FED’in aralıktan önce faiz artışlarına devam edecek olması çok da olası görünmüyor.
 
Dünyadaki bu karmaşık ortamda ön plana çıkan yatırım araçları var mı?
Genel piyasa durumunu yönlendiren para politikalarının geldiği nokta negatif nominal faizlerle ekonomik denge ve döngüdeki toparlanmayı bankalar kanalıyla destekleme konusunda ısrar edilmesi. Parasal genişleme adı altında sözlü yönlendirmelerle devam ettirilmeye çalışılan global sistem, hane halkı tarafındaki borçlanmanın azaltılması veya talebin artırılması süreçleriyle eş zamanlı ilerlemediğinden dolayı her yeni parasal fikir piyasada farklı risk algılamasına sebep oluyor. Bu dönemde öne çıkabilecek en önemli yatırım aracının altın olduğunu düşünüyoruz. Orta-uzun vade için altının onsuna baktığımızda; şubatta kırılan bin 195 dolar seviyesiyle en son yüksek seviyesi bin 375 dolar arasında konsolidasyon çabası içerisindeki altın, ilk etapta bin 392 – bin 433 dolar bandına oturabilir. Gram altının TL karşılığı ise eylül ve sonrası için 138 TL – 144 TL bandına denk geliyor. Fiyatı tarihsel seviyelerinin altındaki yurtiçi ve yurtdışı banka hisseleriyle, yurtdışı seçilmiş teknoloji ve sağlık hisselerinde fırsatlar olabilir.
 
Tahmin yapmak zor ama yılsonu için dolar, BIST beklentiniz nedir?
 Çok etkenli zor bir soru gerçekten. Türkiye 15 Temmuz öncesindeki ekonomik yapısına kavuşur, ‘yatırım yapılabilir’ notu koruyabilir, OHAL yerini normal yönetim şekline bırakır ve TCMB’nin faizleri yüzde 8’e kadar indireceğini varsayarsak dolar 2,95–3,00 TL’de kalabilir. BIST, 69 binin üzerinde kalmak için çaba sarf eder ve 75 bin – 78 bin bandı içinde yılı bitirir. Ancak, yatırım yapılabilir notta bozulma, OHAL’in uzatılması, büyümenin yavaşladığı ve global konjonktürün bugünkü kadar destekleyici olmadığı bir ortamda ki temennimiz bu değil, dolar 3,25-3,30 TL’yi görebilir. BIST ise 65 bin ve altı seviyelerine inebilir.