Anadolu Ajansı Editör Masasına konuk olan Zeybekci, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Seçimlerin ekonomiye etkilerine ilişkin soruyu da yanıtlayan Zeybekci, ekonominin, piyasaların seçimleri sevmediğini, dolayısıyla ekonominin özellikle de üst üste yapılan seçimlerden etkilenmesinin normal olduğunu söyledi.
En basit olarak, aile içindeki ihtiyaçların temininin bile, seçimin ardına bırakıldığını anlatan Zeybekci, şunları kaydetti:
“Seçimlere yaklaşırken ekonomiyle ilgili maalesef gerek faizler gerek kur gerekse de enflasyon algılarının üzerinde spekülatif bir köpük var şu anda. Mart ayının ikinci yarısından itibaren bu spekülatif köpük geldi bizim Türk Lirası’nın üzerine oturdu. Bu da yaklaşık olarak 5-6 puan civarında oraya oturdu. Önümüzdeki haftadan itibaren seçim sonuçları öngörülmeye başladığında bu köpüğün gittiğini göreceğiz hep beraber. Piyasalar seçimleri sevmez ama birileri de bunu fırsata dönüştürmeye çalışır. Spekülatörler, manipülatörler, stokçular aradaki dalgalanmaları kendilerine rant olarak toplamaya çalışırlar. Bundan dolayı da piyasalarda, ‘Bir dur bakalım’ havası var. Bunun para piyasalarında da üretimde de tüketimde de her alanda etkisi var. Hele hele özellikle kur, enflasyon ve faizin üzerinde bir balon oluştu. İnşallah bunun da önümüzdeki 1 hafta, 10 gün içinde kendiliğinden ortadan kalktığını göreceğiz.”
Zeybekci, “Geçmişte Merkez Bankasının faiz politikasına dönük eleştirileriniz oldu. Bugünkü şartlarda Merkez Bankasının faiz politikası nasıl olmalı?” sorusu üzerine, geçmişte Merkez Bankasının faiz politikası konusunda söylediklerinin doğruluğuna hala inandığını söyledi.
Türk ekonomisinin yüksek faize katlanmasının “haksızlık” olduğunu vurgulayan Zeybekci, “Merkez Bankası’nın en son faiz indirimi yaptığında söylediğimiz sözü tekrar ediyorum. Bugüne kadar faizi en az 2 veya 3 defa daha indirmiş olmamız gerekiyordu. Şu an itibarıyla Merkez Bankamızın yapacağı bu ayki toplantılarda faiz indirimine gidebileceğini zannetmiyorum ama faizle ilgili yukarı yönlü bir beklentim de yok. Türkiye’nin de piyasaların da böyle bir beklentisi yok” diye konuştu.
>> Zeybekci: ‘Kur ve enflasyondaki balon 10 gün içinde ortadan kalkar’
Faizle ilgili farklı konuların da konuşulması gerektiğini belirten Zeybekci, seçim sonrasında yeni hükümetin, bunu çok düzgün şekilde tartışacağını ifade etti.
Zeybekci, ticari ve tüketici kredileri üzerindeki kamu maliyetlerine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Ticari kredilerin üzerindeki yüzde 2,5’in biraz daha üzerinde olan, tüketici kredilerinin üzerindeki yüzde 3,5’in üzerinde olan kamu maliyetlerinin, kamu bundan vazgeçsin anlamında söylemiyorum ama sonraki aşamalara taşımakla ilgili formüller geliştirmemiz gerekiyor. Bırakın önce insanlar üretim, yatırım yapsın, istihdam yaratsın, arz bollaşsın. Kamu alması gereken payı, sonraki bölümlerde tüketimin farklı aşamalarına götürerek, oralardan almalı diye düşünüyorum. Bunu gerçekleştirebilirsek, Türkiye’de reel faizlerin daha aşağılara doğru gidebileceğini, önümüzdeki dönemde bunların daha iyi bir şekilde kurgulanabileceğine inanıyorum.”
Yabancı sermayenin Türkiye’den çıkma niyetinde olduğuna ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Zeybekci, “Sırtımızda yumurta sepeti olduğu için her şeyi gönlümüzce söyleyemiyoruz, sadece ‘ya sabır’ diyoruz. O arkadaşlar Türkiye’deki doğruları değil, gönüllerinden geçen afetleri ve felaketleri dillendirmek istiyorlar” diye konuştu.
Zeybekci, Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye girişinde yüksek miktarda artış olduğunu da vurgulayarak, “Yabancı sermaye girişinde mayıs sonu itibarıyla çok farklı rakamlar ortaya çıkacak. Geçen sene 12,5 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi rakamının bu sene çok yüksek rakamlara çıkacağını göreceğiz. Negatifi konuşmak Türkiye’ye büyük haksızlık. Bunların söylentilerini konuşmak bile bunlara verilen bir değerdir” ifadelerini kullandı.
Zeybekci, bir araştırma kuruluşunca yapılan çalışmalarda Türkiye’nin güven endeksinin 2 sıra birden yükseldiğini ve 22’inci sıraya çıktığını bildirerek, “Onlar bunları görmezler, yalan-dolan ne varsa hepsini yapmaya namzetlerdir ve yapacaklardır” değerlendirmesinde bulundu.
“PATATESİ SPEKÜLE EDENLERE DÜNYANIN KAÇ BUCAK OLDUĞUNU ÖĞRETECEĞİZ”
Bakan Zeybekci, patates gibi bazı gıdaların fiyatlarındaki artışa ithalatla tedbir alınıp alınmayacağına ilişkin, geçen sene kuru fasulye fiyatının çok yükseldiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Bu tam anlamıyla bir spekülasyondu. Türkiye’nin üretimi ve tüketimi belli. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ithalat yetkisi verdiğimiz anda fiyatlar değişmeye başladı. Bir kilo bile fasulye ithal etmeden fiyatlar istediğimiz noktaya gelmiş oldu. Patates fiyatlarında da son 1 yılda ciddi artış var son iki ayda da bir spekülasyon var. İhtiyaç duyacağımızı zannetmiyorum ama hazırlıklarımızı yaptık. Gerekirse, üreticinin elinden 1 liraya çıkıp, tüketicinin eline 5 liraya varan patatesi, eline alanların elinde patlatacak, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek noktaya gelmiş bulunuyoruz.”
Bu konuşulduğunda “Patates de ithal ettiler” diyeceklerini anlatan Zeybekci, “Henüz daha o noktaya gelmedik. 4,5-5 milyon ton patates üretimimiz var ve bu rakam tüketimimizin çok üzerinde. Birileri bunu speküle ediyor, onlara derslerini verecek noktaya geliyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyonu oynatan diğer ürünlere de bu şekilde müdahalelerimiz olacak. Müdahale etmemiz gereken neresi varsa ona müdahale etmekten çekinmeyiz, gerekirse yaparız” şeklinde konuştu.
“S&P, GÖRÜNÜMÜ SEÇİMLERDEN ÖTÜRÜ SABİT TUTABİLİR”
Kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poors’un (S&P) cuma günü açıklayacağı raporda, Türkiye ile ilgili nasıl bir değerlendirme beklediğinin sorulması üzerine Zeybekci,2014 yılında cari açıkla ilgili konulan hedeflerin fazlasıyla yakalandığını söyledi.
Zeybekci, Türkiye’de nüfusun artış hızından çok daha fazla istihdam yaratıldığına işaret ederek, Türkiye’nin yüzde 3 değil, yüzde 5 büyümesi gerektiğini kaydetti.
Son 4-5 yıl içinde istihdama, iş gücüne katılım oranının yüzde 44’ten yüzde 51’e çıktığını anlatan Zeybekci, şöyle devam etti:
” Bu trend yüzde 70’e doğru gidecek. Onun için Türkiye yüzde 5 büyümek zorunda. Yüzde 5’lik bir büyümeyi biz sürdürülebilir bir şekilde önümüzdeki dönemde yakalamak zorundayız. Dış ticaretimizde geçen sene yüzde 22 iyileşme sağladık. Bütün bu olumlu tabloların olduğu bir ortamda kredi derecelendirme kuruluşları Fitch de Moody’s de Türkiye’de sabit tuttular, bence pozitife dönmesi lazımdı. Daha pozitif beklentilerimiz vardı. Ben Standart and Poors’ta da sabit tutmalarının seçimlerden kaynaklanan etki olacağını düşünüyorum. Ama pozitif etkiyi de yılın ikinci yarısında, tamamında… Hepsinde de pozitif etkileri göreceğimize inanıyorum.”
“FED FAİZ ARTIRAMAZ “
Fed’in politikalarına ilişkin soru üzerine Zeybekci, parasal genişlemenin durdurulmasından dünya piyasalarının etkilenmesinin normal olduğunu söyledi. “ABD’deki operasyon doların değerlenmesine sebep olacaktır, doların değerlenmesi fonların ABD’ye akmasına neden olacaktır” dediklerini anlatan Zeybekci, şunları kaydetti:
“ABD’ye akan fonlar, ABD’de kapasite artırımına, yatırım, üretim artırımına gidecektir. Peki ne oldu? Kapasiteyi, üretimi artırdınız, büyümeyi, istihdamı artırdınız, kendinizi bağladınız. Ürettiğin her 100 arabanın 75’ini içeride tüketiyorsunuz, 25-30’unu satmanız gerekiyor ama sizin 2014 yılı haziran ayından bugüne kadar ürettiğiniz Amerikan arabasının değeri, Avrupa arabasının karşısında yüzde 25-30 pahalandı. Yapamazsınız, sürdüremezsiniz. Amerikan ekonomisi için bu sürdürülebilir değildir. Buna müsaade etmezler. Şimdi geldiğimiz noktada ne diyor Amerikan ekonomisi, ‘Limanlarda grev vardı, havalar soğuktu, elektrikler kesildi… Bunun için arkadaki sebebini söylemiyor. Tekrar söylüyorum, sürdürülebilir değildir… ‘Faiz artıracaktım da sabırlı davranacaktım da sabırdan vazgeçtim filan…’ Artıramaz.”
“ENFLASYONDA SEÇİM ETKİSİ VAR”
Beklentilerin üzerinde gerçekleşen nisan ayı enflasyon rakamlarına ilişkin soru üzerine Zeybekci, enflasyonun üzerinde, üretimin dışında seçimden de kaynaklanan etkilerin bulunduğunu söyledi.
Seçim sürecinin maliyet getirerek piyasanın üzerinde “balon” oluşturduğunu ifade eden Zeybekci, enflasyon artışında tarımın katkısının bulunduğunu, ancak bu konuda geçen yılki sebeplerin bu yıl oluşmadığını dile getirdi.
Enflasyonun bu yıl istenilen noktaya gelmesi için pozitif sebeplerin daha fazla olduğunu ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti:
“Bunun mayıs ayına sarktığını görüyorum. Diğer taraftan seçimlerin verdiği rahatsızlıkla piyasada stokların azalması, üretimin azalmasından kaynaklanan köpüğü de bunun üzerinde görüyoruz. Mayıstan başlamak üzere haziran, temmuz diye enflasyonun çok önemli rakamlara ulaşacağını öngörüyoruz. 2015 yılı enflasyon rakamlarında ben normal rakamımızı teyit etmek istiyorum. Merkez Bankamızın geçen hafta yapmış olduğu yüzde 5,5’ten yüzde 6,8’lere giden beklentisini yukarıya çekmesini aceleci bir yaklaşım olarak görüyorum. Bugünkü değerleri alıp da 12 aya uygularsanız belki o rakam çıkıyor olabilir ama mayıs, haziran, temmuzda farklı olacak, mart gibi olmayacak. Yılın diğer yarısında tarımın etkisinin geçen seneki negatif baz etkisi ile birlikte, çifte etkiyle, enflasyona etkileme yapacağını göreceğiz. Ayrıca seçim sonuçlarının tam olarak algılanması piyasalarda canlanma, arzda bollaşmayı beraberinde getireceği için rahatlamayı göreceğiz. 7 Haziran seçimleri ile birlikte finansal piyasaların üzerindeki artı tortunun da gitmesiyle paradan kaynaklanan maliyetlerde ucuzlamayı göreceğimiz için enflasyonun, 2015’te istediğimiz noktaya gelmesi için pozitif sebeplerin fazla olduğunu düşünüyorum.”
“EKONOMİ YÖNETİMİ İKİ BAŞLIK ALTINDA TOPLANMALI”
Zeybekci, seçimlerin ardından bazı bakanlıkların birleştirilebileceği ihtimali konusundaki bir soru üzerine de bunun kişisel değerlendirmesi olduğunu söyledi.
Ekonomi yönetimin finans piyasaları ve reel ekonomi olmak üzere iki başlık altında toplanması gerektiğini dile getiren Zeybekci, “Bunun Türkiye için faydalı olacağına inanıyorum” diye konuştu. Zeybekci, bu konuda tüm yetki ve kararın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun takdirinde olduğunun altını çizdi.