İkarus’un kanatlarının peşinde

By Fortune Türkiye

Türkiye, birçok alanda olduğu gibi teknolojide de dünyanın “yüzde 1”i olarak kabul ediliyor. Bu, rakamların global iş yapan teknoloji şirketleriyle kıyaslandığında çok düşük kalması anlamına geliyor. Rakamlar bir kenara, Türkiye, sağlıklı gelişme piramidinin tam tersini oluşturarak teknoloji pazarının gelişmesinin önüne set çeken bir ülke konumunda. Dünyada yazılım en yüksek paya sahipken, Türkiye’de bu koltukta donanımın oturduğu görülüyor. Bu durum, pazarda geliştirecek fazla bir şey bırakmıyor; ya da bırakmıyordu.
 
Bu anomali içinde, genellikle klonlanmış projelerle kendi yolunu bulmaya çalışan yerli startuplar son yıllarda global startup ağlarına daha fazla yakınlaşma olanaklarını elde ettikçe bu tablo değişiyor. Global dünyadaki melek yatırımcılar ve girişim sermayesi yapılarının startupların günümüzde ulaştığı düzeye yanıt veremeyecek yapıda olması, Türkiye’ye göre daha büyük bir anomali yaratıyor. Bu Türk startuplar için beklemedikleri bir anda İkarus’un kanatlarını takmayı getirebilir. Bunun için sermaye sağlamada başlangıç aşamalarının hızlı geçilmesini sağlayacak mekanizmaların kurulması gerekiyor.
 
Doany&Partners Kurucusu Paul Doany, “Dünyada startuplara giden fonun 30 milyar dolar olduğunu okumuştum. Araştırdığımda bunun aslında 40 milyar dolar olduğunu gördüm. Ancak asıl mesele startuplara gidemeyen fonlarla ilgili; şirkete dönüşmeden önce projelere yatırım yapmaları yasal olarak mümkün olmayan girişim fonlarının elinde 400 milyar dolar bekliyor” diyor. Bu, startuplar için şirkete dönüştüklerinde ve girişim sermayesi kriterlerini yakaladıklarında kanatlanmak anlamına gelecek. Ancak Türkiye’nin bu kanatlanma noktasını yakalamak için atması gereken adımlar var.
 
Bu adımlar atılana kadar da, startupların makus kaderi bildiğimiz gibi küçük yatırımlarla devam edecek. Ve boğulma vakaları kaçınılmaz olarak gerçekleşecek. Startupları desteklemek için kurulmuş önde gelen yapılardan e-tohum’un kurucusu Burak Büyükdemir, 2008 ile 2014 arasında inceledikleri 235 startuptan sadece 19’unun yıldız noktasına ulaştığını ve 10’unun “Top Tier” ya da en üst tabakaya girebildiğini söylüyor. Büyükdemir’in tuttuğu istatistik, bu iki bölümlemenin ağırlıklarının sırasıyla yüzde 9 ve yüzde 5 olduğuna işaret ediyor. Burada karamsarlık yaratabilecek bir nokta da, 2011’den bu yana hiç Top Tier seviyesinde şirket çıkmamış olması.
 
Basit bir açık/kapanmış şirket karşılaştırması, e-tohum’un incelediği şirketlerin yüzde 63’ünün açık olduğuna işaret etse de, bu bir yerde yanıltıcı. Sitesi açık olan ama bir kısmı aktif olarak çalışmayan ya da sektördeki deyişle “zombi şirket” olanlar düşüldüğünde bu oran yarı yarıya azalıyor. Zombi olmak ciro üretememek ve büyüyememek anlamına geliyor. Aktif ciro üreten, büyümeye çalışan ve istihdam sağlayan Büyükdemir, bunda şeffaflık eksikliğinin de payı olduğunu kaydediyor: “Türkiye’de değerlemeler hep gizli tutuluyor. Kimse şirketlerin hangi değerlemeden yatırım aldıkları gibi konuları bilmiyor” diyor.
 
Bu özellikle uluslararası melek yatırımcı ağlarının yatırım yapmasını güçleştirebiliyor. Tek olumsuzluk bu değil. Keiretsu Forum’un yatırımcı üyeleri için UBS işbirliği ile düzenlediği 2015 yılı Ekonomik Öngörüleri Semineri’nde yapılan, “Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelerin yatırım yapılacak alan çeşitliliğinden uzaklaştığı” yönündeki değerlendirmeyi de eklemek gerek. Gelişmekte olan ülkelerde beş-on yıllık vadede getiri sağlayabilecek sektörler eğitim, sağlık, altyapı, gayrimenkul, altyapı ve teknolojiye erişim olarak belirlenirken Türkiye özelinde belirli bir seviyenin üzerinde yatırım yapılabilecek tek sektör olarak gayrimenkul sektörü görülüyor. Bu değerlendirme, üç kıtada bin 400’ün üzerinde yatırımcısı ile 500’ü aşkın girişimci şirkete 550 milyon doların üzerinde yatırım yapmış bir yapı olan Keiretsu Forum’un yatırımcılarına yapılınca daha büyük önem taşıyor.
 
Öte yandan, Türk girişimciler yollarını açmak için ellerinden gelen çabayı sarf ediyor ve elde ettikleri kaynaklarla başarılı işler de ortaya çıkarıyor.   
 
Buldumbuldum.com’un kurucusu Güçlü Gökozan, büyüme ihtiyacını hissettikleri, “Kurulduğumuz zamandan beri maliyetlerimizi minimumda tutarak kârlı bir şirket yapısıyla devam ettiğimiz için uzun süre yatırıma gereksinim duymadan ilerledik. Tabii kârlı yapıyı sürdürmek için büyük yatırımlar yapıp çok büyük ekipler kurmak daha zorlayıcı oluyordu. Şirketimiz 2013 yılının başında, Sevgililer Günü dönemini çok hızlı büyüme ile kapatınca daha büyük makine yatırımları yapıp ekibi büyüterek, şirketi üst seviyeye çıkarmamızın ancak bir yatırımla mümkün olabileceğini anladım. Böylelikle yatırım alıp hızlı büyüme kararı aldım” diyor.
 
Transferler yaparak şirket yapılanmasını güçlendiren Gökozan, bu şekilde her sene üç kata yakın büyüme gerçekleştiren buldumbuldum.com’u sürdürülebilir büyüme rotasına oturtuyor. Bunun ardından kişiye özel ürünlerde tişörtten polar sweatshirtlere baskı yapabilecek tekstil baskı makineleri ve sistemlerine yatırım yapan Gökozan, “Bununla birlikte bir matbaa yatırımı yaparak birçok farklı özellikte makine alıp kartvizitten broşüre, antetli kağıttan dosyaya kadar kişiye özel şirketlere ürünler üretebilecek yeni alanlara girdik” diyor. Şirket, en büyük rakibi olan hediyedenizi.com’u satın alarak hediye ve kişiye özel üründe açık ara birinci şirket haline gelirken, bir buçuk sene arayla üst üste aldığı iki yatırım ile hızlı büyümeyi sürdürüyor.
 
Yatırım aldıktan sonra yerleşik düzene geçtiklerini söyleyen Mekanist Kurucusu Ali Servet Eyüboğlu ise, “Mekanist’i 2007 yılında kurduğumuzda üniversite ikinci sınıf öğrencisiydik. İlk altı ay hiçbir yatırım almadan kendi kaynaklarımız ile öğrenci evlerinde ürünü kodlamaya başladık. Bilgisayar mühendisliği öğrencileri olmamız itibariyle işin mutfağına bizzat kendimiz girmiştik. Ek olarak diğer arkadaşlarımızdan da destek alabiliyorduk. İlk seed yatırımımızı 2007 yılında aldıktan kısa bir süre sonra 2008’in mayıs ayında ilk melek yatırımımızı aldık ve bir ofis kiraladık. Yerleşik hayata geçtik diyebiliriz” diyor.

Eyüboğlu’na göre, yeni startuplar çok daha geniş yatırım olanakları bulabiliyor. 2008’de Türkiye’de melek yatırımcılık algısının neredeyse bulunmadığını söyleyen Eyüboğlu, “Günümüzle karşılaştırdığım zaman çok ciddi bir yol katedildiğini görebiliyorum. Bugün melek yatırımcı grupları, bireysel yatırımcılar, inkübasyon programları, erken aşama fonları oldukça fazla. İlk melek yatırımcımız bizimle aynı heyecanı paylaşıyordu, şanslıydık bu açıdan. 2009 yılında da ikinci melek yatırımımızı aldık” diyor.
 
2010’da Pond Ventures’dan sağlanan ilk tur yatırım, çevrelerindeki kişilerden aldıkları iki melek yatırıma kıyasla farklı bir sürecin sonunda gerçekleşti. Eyüboğlu, “Pond süreci, o yıllarda İstanbul’da Pamir Gelenbe’nin 2010’da organize ettiği NuBridge Ventures etkinliğine katılmamız ile başladı. Ekinlikten sonra birtakım ilişkiler üzerinden Mekanist ilk raund yatırımını aldı. Pond ile birlikte Türkiye’den bir lokal melek grubu da ilk raunda yatırım yaparak katıldı” diyor.
 
Girişim sermayesi yatırımı Mekanist’i yeni bir düzeye taşıyor. Eyüboğlu, bu dönemi de, “Maddi kaynakların arttığı VC yatırımıyla ekibin büyütülmesi ve bununla birlikte startup ruhunu kaybetmeden disiplinli ve profesyonel bir şirkete dönüşme sürecini yaşadık. Orta ve uzun vadeli planlarımızı hayata geçirmeye başladık. En önemli katkılarından birisi de maddi desteğin yanında şirkete yatırım yapan kişilerin know-how desteği elbette. Yatırımlar sanırım her anlamda girişimcileri olgunlaştırıyor ve süreç itibariyle onlara birçok şey öğretiyor” diyor.

Modanisa.com Kurucusu Kerim Türe, şirketlerinin melek yatırımcılarının ilk kurucu ortaklar olarak kendileri olduğunu söylüyor. İlk kurucu ortakların yatırdığı 500 bin dolar, şirket için sadece büyüme eğilimini ve pazar potansiyelini göstermek için yetebilecek bir meblağ olarak değer kazanıyor.
 
Türe, yatırımcı bulma süreçlerini, “Melek yatırımı kendimizin yapması, yani taşın altına elimizi sadece vaktimizle değil nakdimizle de koymuş olmamız önemli bir göstergeydi. Fakat buna rağmen bir çok yatırımcı için tesettür giyimde e-ticarete yatırım yapmak kolay bir mevzuu değil. Hem muhafazakar kitlenin e-alışveriş alışkanlığı bilinmiyordu hem de birçok yatırımcı için tesettür giyim, dinamiklerinden bihaber oldukları bir sektördü. Bu nedenle bizim yarı büyüme hızımızdaki projeler yatırım alırken biz başta yatırımcıyı çekmekte zorlandık” şeklinde özetliyor.
 
Herkes yatırım alma konusunda aynı şansa ya da tercihe sahip değil. SadeceHosting’in kurucusu Selçuk Saraç, “Benim ana şirkette ilk arayışım yatırımcıydı, fakat kendimizi onlara anlatmakta zorlanınca şirketi kendi imkanlarımla büyütme yoluna gittim. Sonunda yüzde 100 satış gerçekleştirdim” diyor. Hosting ya da barındırma çözümleri şirketi SadeceHosting, İngiltere merkezli TelecityGroup tarafından 25 milyon pound nakit karşılığında satın alındı.

Erken dönem yatırımı almayan bir diğer şirket olan Akakçe’nin kurucusu Koray Karataş, “Yatırım aldığımızda altı yıllık geçmişe, belirli bir olgunluğa, ciro ve kârlılığa sahiptik. Şirketimizi kurduğumuz 2006 yılında ekosistemin o zamanki durumuna ve yatırım ortamına bakarak kendimize ilk hedef olarak organik büyümeyi belirledik. Erken dönem yatırım arayışına girmedik. Çünkü o yıllara bakarsak internet işlerinin biraz kendilerini ispatlamaları gerekiyordu sanki, biraz daha zamana ihtiyaç var gibiydi” diyor.
 
Karataş, ilk yatırımlarını almalarını izleyen dönemi ise, “İşimizin özü ile ilgili konularda yatırımcımız ile ilerlediğimiz rota konusunda zaten mutabıktık -ki esasen bu nedenle bize ortak oldular. O nedenle Akakçe’nin duruşu, konumlanması ve iş süreçleri anlamında önemli bir değişikliğimiz olmadı” diyor. Şirkette asıl değişiklik uzun vadeli stratejileri anlamında daha geniş bir perspektifle bakılmasında oluyor.
 
Karataş, “Yatırımcımızın şirketler grubu ile aramızdaki iletişim, dünyanın değişik ülkelerindeki örneklere erişim, inovasyonları yakından izleyip bunların bizim gündemimize alınması gibi konularda. Bir de tabii yatırımcımızın Tokyo Borsası’na kote olması ve oradaki konsolide raporlama ihtiyaçları nedeniyle bizdeki mevzuatın ötesinde bazı ek işler yapmamız gerekti ama bunlar bize iş yükü getirdiği kadar belirli noktalarda kullanışlı düzenlemeler de sağladı” diyor.
 
Gelecek dönemden umutlu olmak için, bu başarı örneklerinden başka geçerli nedenler de bulunuyor. Tohum ve başlangıç yatırımlarındaki artış, Türkiye’de genel olarak startupların ve özelde teknoloji startuplarının gelişmesi için önümüzdeki dönemde daha elverişli bir ortam yaratacak. Bu yıl girişimcilerin kuracağı şirketlere çekirdek sermaye olarak 1 milyon lira dağıtacağını açıklayan İTÜ Arı Teknokent, bu gelişmenin çarpıcı bir göstergesi. İTÜ Arı Teknokent İş Geliştirme Direktörü Arzu Eryılmaz, “Kasım 2015’teki Big Bang’de çekirdek sermaye olarak 1 milyon lira dağıtacağız. 2015’in en önemli yeniliği bu olacak” diyor. Big Bang, İTÜ Arı Teknokent’in teknoloji tabanlı fikirleri teknoloji startupına taşıyan İTÜ Çekirdek programının önemli bir parçası. Bu program, İTÜ Çekirdek içinde “Ön Kuluçka” ve “Hızlandırıcı” evrelerin sonrasında gelirken bir sonraki adımda “Kuluçka” evresine geçiliyor.
 
İTÜ Arı Teknokent bu yıl kapasiteyi ikiye katlayıp içeriye aldığı proje sayısını da iki katına çıkaracak. Geçen yıllarda bir turda içeriye 30 ila 40 proje alan teknokent, bu yıl iki tur yapacak ve kabul ettiği proje sayısını 60 ila 70’e yükseltecek. Eryılmaz, bunun yaklaşık 250 girişimciye denk düştüğünü ifade ediyor.

Güçlü Gökozan: Çıkış yapmış melek güven veriyor
Buldumbuldum.com CEO
 
“Türkiye’de yurtdışına kıyasla maalesef yatırımcı seçenekleri sınırlı. Hasan Aslanoba ofisimize ziyarete gelip şirketimizi gezdi. Üç saatlik sohbet havasında geçen bir görüşmenin ardından zaten anlaşmış gibiydik. Tabii kısa bir due diligence ve sözleşme sürecinden sonra iki ay içinde yatırım anlaşmamızı yapmış olduk. Hasan Aslanoba ile tanışınca bize en uygun yatırımcının Aslanoba Capital olacağını anladım.  Çünkü Hasan Aslanoba çok başarılı bir şirket/marka büyütme tecrübesine sahip. Türkiye’nin en başarılı markalarından birini meydana getirip üstüne bir de bu şirketi alanında dünyanın en büyük şirketi olan Nestlé’ye satarak exit yapmış. Girişimcilik anlamında çok bilgili ve tecrübeli bir işadamı olmasının yanında, yatırım yaptığı şirketlere her konuda destek veren çok vizyoner biri.”
 
Ali Servet Eyüboğlu
Mekanist Kurucusu
 
“Yani yatırımdan önce ofisimiz olmadan tamamen evlerde ve üniversitenin uygun sınıf ve odalarında çalışıyorduk. Açıkçası o yıllarda bu şekilde bir vizyonun çevresinde toplanıp çalışmak son derece motive ediciydi. Sabahlara kadar keyifle çalıştığımız çok günler oldu. Özlemiyorum dersem yalan olur. Çünkü hakikaten özlüyorum. Bu işte iyi bir ekipseniz ve iş fikrinizle insanları heyecanlandırabiliyorsanız, doğru zamanda doğru kişiler ile doğru yerde bulunursanız yatırım sürecini başarılı bir şekilde ilerletebilirsiniz. Hele ki bugünün şartlarında çok daha fazla kaynak ve alternatif var. Melek yatırımlar bizim için o dönemde inancımızı pekiştiren, motivasyonumuzu artıran ve fikrimizi hayalden somut gerçeğe dönüştüren girişimlerdi. İlk raund yatırım ise her anlamda profesyonelliğe adım atmaya başladığımız bir süreci başlattı.”
 
Kerim Türe
Modanisa.com Kurucusu
 
“Bir startup olunca, bir yandan her harcamayı dikkatli yapmanız, diğer taraftan da ışık gördüğünüz noktaya çok hızlı karar vererek koşmanız gerekiyor. Yani hem koşmanız hem de elinizdeki parayı koşarken düşürmemeniz lazım. Bu yorucu bir iş ama kanatlarınızın güçlenmesini sağlıyor.”
 
Koray Karataş,
Akakçe Kurucusu
 
“Bugün 2006’ya doğru geriye baktığımızda Gittigidiyor, Markafoni gibi özellikle bizim kulvarımızdaki e-ticaret işlerine yapılacak yatırımlara daha bir beş yıl varmış diye görebiliyoruz. Bu resim içinde biz de organik olarak büyüyerek, operasyonel başarı ile finansal başarıyı bir sarmal şekilde işleterek yıllık planlarımızı yaptık. Zaten belirli bir kârlılık düzeyinde ve sağlıklı bir işletme olarak hayatımızı sürdürebildiğimiz için aktif bir yatırımcı arayışımız yoktu. Esasen de yatırımcımız bizi buldu. Aktif yatırım arayışımız yoktu derken elbette işimizi büyütmek istiyorduk fakat bize gelecek yatırımın stratejik olmasını, paradan başka değerler de getirmesini hep önemsedik.”
 
Cem Hürtürk
Sendloop Kurucusu
 
“Başlangıçta yatırım almadık ama hisse satışı sonrası çalışma tarzımızda herhangi bir değişiklik olmadı. Tek fark, artık fikir danışabileceğimiz, alanlarında başarılı hissedarlara sahibiz. Selçuk [Saraç] ve Arda [Kutsal] ile çok eskiye dayanan bir arkadaşlığımız vardı zaten. Tahir [Zaimoğlu] ile de yeni tanışmıştık. Şirketimizin performansı ve gidişatı, çalışma şeklimiz ilgilerini çektiği için hızlıca ilerleme fırsatımız oldu. Tabii ki yeni ortaklar sayesinde takıldığımız noktalarda farklı bakış açıları ve tecrübeler edinme fırsatımız oluyor. Bu da çok büyük bir avantaj.”

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...