“2023 Yılında Krediye Erişim Daha da Önemli Olacak”

0
146

Gayrimenkulde satış sonrası hizmetlere A’dan Z’ye danışmanlık hizmeti sunan Aremas Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, 2023 yılında yurt içi ve yurt dışında yeni projelere hizmet vermeye devam edeceklerini ve Dubai ofisini hizmete açacaklarını söyledi. Gayrimenkul sektörünü de değerlendiren Arslan, 2022 yılının ikinci yarısında krediye erişebilirliğin azalması ve artan konut fiyatları ile birlikte satışların gerilediğini, 2023 yılının performansını ise krediye erişim kriterinin belirleyeceğini ifade etti. 

13 yıl önce, büyük ölçekli konut projelerine satış ve pazarlama desteği vermek üzere kurulan Aremas, zaman içerisinde iş kollarına konsept geliştirme, proje geliştirme danışmanlığı ve ticari satış ile kiralama fonksiyonlarını da ekleyerek, gayrimenkul projelerine 360 derece danışmanlık hizmeti veren bir marka haline geldi. Bugüne kadar satış pazarlama, proje ya da konsept geliştirme hizmeti verdiği projelerin toplam satılabilir alan büyüklüğü 4,5 milyon metrekarenin üzerine ulaşan Aremas, bugün yurt içinde İstanbul, İzmir ve Bodrum’da, yurt dışında Almanya’nın Düsseldorf, Azerbaycan’ın Bakü, Gürcistan’ın ise Tiflis ve Batum şehirlerindeki ofisleriyle çalışmalarını yürütüyor.  

“2022 yılında önceki yıllara göre hızlı büyüme gösterdik”

2022 yılına ilişkin değerlendirmede bulunan Aremas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Arslan, “2022 yılında önceki yıllara göre hızlı bir büyüme gösterdik. 2022 yılında İstanbul, İzmir, Bodrum, Kocaeli, Sakarya ve Gürcistan’da toplam satılabilir alan büyüklüğü 1,3 milyon metrekarenin üzerinde projeye geliştirme danışmanlığı ve konsept geliştirme rapor hizmeti sunduk. Bugün yaklaşık 1,5 milyar dolar toplam değere sahip 11 projenin satış ve pazarlama çalışmalarına devam ediyoruz. 2023 yılı ve sonrası için iş hedefimizi Aremas’ın yayılımını artırmak, hem Türkiye’de hem de dünyanın farklı şehirlerinde yer almak olarak belirledik” dedi. 

2023’te İstanbul Sarıyer, Bahçeşehir, Kurtköy ve Beykoz’da, Adana, İzmir ve Bodrum’da, yurtdışında ise Gürcistan’daki Batum ve Tiflis’teki projelerin gündemlerinde olduğunu belirten Vedat Arslan,   Gaziantep, Diyarbakır, Balıkesir, Bursa gibi şehirler başta olmak üzere gayrimenkul sektörünün geliştiği Anadolu illerinde; yurt dışında ise Gürcistan ve Azerbaycan’daki yoğunluğu artırmanın yanında Kazakistan, Özbekistan ve pek çok sektör için 2023 yılının yıldız destinasyonu olmaya aday Suudi Arabistan’da yer almayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

“2023 yılının ilk haftası Dubai ofisimizi açacağız”

Yurt dışı operasyonları hakkında bilgi veren Arslan, “Geçmişte çok büyük satışların yapıldığı Suudi Arabistan pazarının önümüzdeki dönemde tekrar açılacağını öngörüyoruz. Aremas olarak iş yapmayı hedeflediğimiz ülkeler arasında Suudi Arabistan da yer alıyor. Suudi Arabistan pazarında daha güçlü yer alabilmek için 2023 yılının ilk haftalarında Dubai ofisimizi açacağız. Aynı zamanda Türkiye’de verdiğimiz hizmetlerin aynısını Dubai’de de vereceğiz” dedi.  Almanya Düsseldorf ofisi vasıtasıyla Almanya’da da faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Arslan, “Düsseldorf lojistik konumu itibariyle hem Türklerin en çok yaşadığı bölgelere hem de Belçika ve Hollanda’ya yakınlığıyla stratejik açıdan çok önemli. Avrupa’daki Türk nüfusuna hitap eden önemli bir noktadayız. Tanıtım ve pazarlama faaliyetlerimizi yoğunlaştırarak 2023 yılında Almanya’daki varlığımızı da güçlendirmeyi hedefliyoruz” diye ifade etti.

“2022’de yeni bir rekora imza atılabilirdi”

Gayrimenkul sektörü özelinde 2022 yılını da değerlendiren Arslan, şöyle konuştu: “2022 gayrimenkul sektörü açısından hızlı başlayan bir yıl oldu. Yılın ilk yarısında özellikle konut tarafında gerek iç piyasada gerekse yabancı satışlarında çok hareketli günler yaşandı. Hatta yılın ilk yarısı verileriyle baktığımızda bu yılı yeni bir rekorla kapatma olasılığımızı bile konuşma halindeydik. Bununla beraber TL bazında fiyatların özellikle yılın ilk yarısında çok hızlı bir şekilde arttığına şahit olduk. Bu fiyat hareketliliğinin ve yüksek talebin birkaç temel unsuru vardı. Birinci ve en temel unsur, iç piyasanın konut yatırımını bir alternatif yatırım aracı olarak değerlendirmesi ve inşaat maliyetlerinin artışı. Vatandaşlar mevduat faiz oranları ya da portföy değerleri açısından enflasyona karşı yenik düşen paranın değerini konut yatırımı vasıtasıyla korumaya yöneldi. Tabii bu sorun sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda dünyanın hemen hemen bütün gelişmiş ülkelerinin sorunu olarak da yaşandı. Ancak Türkiye’de 2022 yılında konut satın alma miktarları yükselirken konut sahipliği endeksinde düşüş yaşandı. En basit açıklamayla, maddi durumu elverenler iki ve daha fazla konut alırken belli bir kesimin konuta erişim olasılığı tamamen azaldı.”

Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Bununla beraber iç piyasadaki hareketlilikte kredilerin de büyük bir etkisi oldu. Kredili alımlarla hem ana parayı belli bir miktarda tutup hem de TL bazında borçlanmak yatırımcıyı cezbetti. Fakat haziran sonu itibariyle kredi miktarlarının İstanbul’da ya da büyük şehirlerde ufak bir evi bile almaya imkan verecek seviyelerde olmaması kredili satışları da durdurdu. Bugün baktığımızda kendi finansmanlarını sunan ya da bankalarla özel anlaşma yapan yeni projelere ilginin olduğunu söyleyebiliriz.

İkinci unsur ise Rusya-Ukrayna savaşının etkileri ve İran ile Irak vatandaşlarından gelen talep yoğunluğuydu. Bu talep 2022’de yabancı konut satışında da yeni bir rekor gelebilir etkisi yaratmıştı. Ancak haziran ayıyla birlikte yabancıların vatandaşlık alt limitinin 250 binden 400 bin dolara çıkartılması ve son aylarda İran’daki olaylar hem genel satışların düşmesine hem de Rusya’dan sonraki en önemli ikinci pazarımız İran’ın bir anda oyundan düşmesine sebep oldu.”

“2023 yılında krediye erişim daha da önemli olacak”

2023 yılı öngörülerini de paylaşan Arslan, seçim atmosferinden bağımsız konuşmanın mümkün olmadığını belirterek seçim öncesi dönemde kredilerde oluşabilecek gevşeme politikasının satışlara olumlu şekilde yansıyacağını belirtti. Arslan, “2023 yılındaki performansın temel göstergesi krediye erişimdeki kolaylık ya da zorluk derecesiyle doğru orantılı olacaktır. Eğer krediye erişmek mümkün olabilirse bu noktada satışlarda da yüksek bir ivme bekliyor olabiliriz. Burada erişimde bir zorluk olması satışları da olumsuz yönde etkileyecektir. Rusya etkisinin 2023 yılında da devam edeceğini öngörüyoruz. Ancak Rusların kendi firmaları aracılığıyla Türkiye’ye gelmeye başlayacaklarını ve dolayısıyla yabancıya satış noktasında doğrudan kendi kanallarını kullanacaklarını düşünüyoruz. Buna rağmen projelerde bir Rus etkisi hissetmeye devam edeceğiz. İran’daki karışıklığın bitmesi de Türkiye’ye olumlu yansıyacaktır. Bununla birlikte geçmişte çok büyük satışların yapıldığı Suudi Arabistan pazarının, geçmişteki kadar güçlü olmasa da önümüzdeki dönemde tekrar açılacağını görüyoruz” dedi.