2022’de Dünyada Ucuz Para Dönemi Resmen Bitti; Yeni Bir On Yıl Başlıyor

0
235

Büyük mali krizi izleyen on yıldan fazla uzun bir süre, dünyadaki merkez bankaları ekonomiyi canlandırmak amacıyla tüm dünyada faiz oranlarını düşük tuttular.

Bu ucuz para da kârlı olmayan teknoloji hisselerine, şaibeli kripto paralara ve bir takım paravan şirketlerin halka arzlarına riskli yatırımları artırdı. COVID ortaya çıktığında ve merkez bankaları da global resesyonu önlemek için gevşek para politikalarını ikiye katladıklarında, bu kez enflasyon sorunu patlak verdi. 

Şimdi ise merkez bankaları yetkilileri hıza artan tüketici fiyatlarını aşağıya çekmek için tün dünyada faiz oranlarını artırmaya başladılar.  

Yatırım danışmanlık firması Tim Pagliara’ya göre, bu yeni realiteyi anlatmak için en güzel cümle ise ”normale dönüş” olabilir. 

Pagliara, “Ticari gayri menkulden kriptoya yatırımlara kadar her şey sil baştan değerlendirilecek” diyor.

Spekülasyonlar, şişirilmiş kârlar dönemi kapandı

Son on yılda, büyüme vaatleri pek çok hissenin değerini şişirmeye yetti. Kazançlar ve sürdürülebilir bir iş modeli daha sonra gelebilirdi. Ancak faiz oranlarındaki artışla, uzmanlar daha seçici ve daha bilinçli bir yatırım modelinin ön plana çıkacağını belirtiyorlar. 

Artan faiz oranları hem iş dünyası hem de tüketiciler için borçlanma maliyetini artırıyor. Bu da ekonomik büyümeyi yavaşlatıp, kurumsal kârları aşağıya çekiyor, verimsiz ve çok borçlu şirketler üzerinde baskı oluşturuyor. 

Gelecek on yıl merkez bankaları ve yatırımcılar için normale dönüş olabilir ancak bazı uzmanlar global ekonominin karşılaşacağı zorlukların bir kabus senaryosuna dönüşebileceğini uyarısında da bulunuyorlar. 

Nitekim ünlü ekonomist Nouriel Roubini, artan özel ve kamu sektör borçlarının “stagflasyonist borç krizi”ne yol açabileceğine işaret ediyor. Kendisi, hükümetlerin aşırı harcamalarının “Büyük Depresyon’un yeni bir türü”nü tetikleyebileceğini dile getiriyor. 

Hedge fon devi Stanley Druckenmiller de eylül ayında yaptığı açıklamada, ABD borsasının global resesyon ve deglobalizasyon sonucu gelecek 10 yılda “düz” bir seyir izleyebileceği uyarısında bulunmuştu.

Hem Roubini hem de Druckenmiller, küresel süper güçler arasında artan gerilimin, on yıllar boyunca ucuz mal ve hizmet akışını sağlayan globalizasyon trendini yavaşlatacağını ifade ediyor.