Yapı Kredi’nin rakibi bankalar değil

0
157

Son yıllarda teknolojideki hızlı değişim bankaların iş yapış şekillerini de değiştiriyor. Artık bankalar birbirleriyle rekabet etmiyor. Neredeyse teknoloji şirketleriyle rekabet halindeler diyebiliriz. Yapı Kredi Bankacılık Akademisi’nin davetlisi olarak İstanbul’da bir konferans veren dünyanın önde gelen düşünce liderleri arasında yer alan Rowan Gibson, Kenya’da bir telekomünikasyon şirketinin bankaların en büyük rakibi olduğu örneğini veriyor. Bu şirket, SMS’le havale gönderiyor. Dünyadaki bu hızlı değişim “hiper rekabeti” beraberinde getiriyor. Gibson, geleneksel iş modellerinin artık hayatımızda olmayacağına dikkati çekerken, artık birçok kişinin CD satın almadığını, müziği Youtube ve Spotfiy’dan dinlediğini belirtiyor. Film sektöründe de online platformlar ağırlık kazanıyor.

Bütün bu değişim finans sektörüne de sıçramış durumda. Bu konuyu Gibson, “Cep telefonunu mu kaybetmek istersiniz? Yoksa cüzdanınızı mı?” sorusuyla özetliyor. Çünkü, artık cep telefonları da birer cüzdan haline geliyor. Bugün dünyada 3,7 milyar mobil kullanıcı var. Bu, e-ticaretin de hızlı büyümesini beraberinde getiriyor. Dünyada e-ticaretin 2013 yılından bu yana her yıl ortalama yüzde 20 büyüdüğü görülüyor.

Bankalarası Kart Merkezi Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Serkan Yazıcıoğlu, Türkiye’de 58 milyon adet kredi kartı bulunduğunu, bunun 24 milyon adedinin internette kullanıldığını belirtiyor. Yani, 54 milyon adetlik bir potansiyel mevcut. Yazıcıoğlu, bu yılın üçüncü çeyreğinde kredi kartıyla mobilden 18 milyon işlem yapılırken, internetten 12 milyon işlem olduğuna dikkati çekiyor. Mobilin kullanımının hızla arttığı görülüyor. Yapılan araştırmalara göre, her 10 kişiden 9’u uyandıktan 15 dakika sonra mutlaka telefonuna bakıyor. Türkiye, günde ortalama 71 kez ile dünyada en çok telefonuna bakan ülke.
 
BANKACILIĞIN TANIMI DEĞİŞİYOR

Akıllı telefon penetrasyon oranının artması, internetin hızlanması ve büyük ekranlı akıllı telefonlar mobil ticareti de büyütüyor. Bütün bunlar şirketler kadar bankaların da mobile ağırlık vermesine neden oluyor. Örneğin, İngiltere’de Atombank sadece mobil uygulamalar kanalıyla hizmet vermek üzere kuruldu. Böylece, İngiltere’nin dijital bankası faaliyetine başlamış oldu. Hindistan’da da geçtiğimiz aylarda yaşanan nakit krizinin en fazla dijital ödemelere yaradığı görülüyor. 500 ve 2 bin rupilik banknotların kaldırılması dijital ödemelere ilgiyi artırmış.
Start-up ve Fintech şirketlerinin sayısının artması bankacılığın tanımını da değiştiriyor. Belli bir ihtiyaca odaklanan ve müşteri deneyimini baz alarak çözüm sunan Fintech’ler, küçük olmanın avantajını kullanarak daha çevik hareket ediyorlar. Bu nedenle bankalar da, start-up ve Fintech’leri radarına almış durumda ve hızlı know-how transferi için işbirlikleri yapıyorlar. Bunun son örneğini Yapı Kredi Bankası’nın “göz tanıma” teknolojisi için ABD’li bir Fintech şirketiyle gerçekleştirdiği işbirliğinde görüyoruz. Bu konuda Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan, amaçlarının günlük hayatta yapılan bankacılık işlemlerini kolaylaştırmak olduğunu söylüyor.

Yapı Kredi Bankası’nın Göz-ID adı verilen sistemle şifreye gerek kalmadan mobil bankacılığa giriş yapılmasını sağlayan yeni mobil uygulama sektörde yeni bir sayfa açtı. Bankanın yenilenen mobil uygulamasını iOS platformunda 1 milyon kişi indirmiş durumda. Doğan’a göre, bankaların artık müşterilerine yönelik çözümleri teknoloji firmaları kadar mükemmel hale getirmesi gerekiyor. Yakup Doğan, “Önümüzdeki 10 yılda kalıcı olmak istiyorum diyenler Google kadar analitiği çok iyi yapıyor olmalı, Apple kadar basit ve inovatif ürünler çıkarmalı, Facebook kadar etkileşim halinde bulunmalı” diyor. Bu şirketlerin başarısının arkasında “kusursuz müşteri deneyimini” çok iyi yapmaları yatıyor. Yani, bir uygulama ya da hizmet müşteriye sunulmadan önce defalarca testlerden geçiriliyor. Örneğin, Yapı Kredi Bankası da yeni uygulamasını müşterilerine 113’üncü versiyonuyla sunmuş. Güvenlik testlerinde her türlü ihtimal üzerinde durulmuş. Video veya bir fotoğrafı tanımasını engelleyecek teknolojiler geliştirilmiş.

Bu arada, hatırlanacağı gibi 2015 yılında BDDK bankaların parmak izi kullanımına bir sınır getirmişti. Çünkü, parmak izi cihazın üzerinde saklanıyor. Göz tanıma ise gerçek zamanlı çalışıyor. Saklanan şifreli dosyayı ise sadece müşteri açabiliyor.
 
SIRADA ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK VAR…
Yapı Kredi’nin geliştirdiği yeni mobil uygulamayla ATM’nin ana ekranındaki QR kod okutularak para çekmek de mümkün. Bankaların en önemli güvenlik sorusu olan “anne kızlık soyadı”nı da kaldıran banka, mobilden çağrı merkezini arayan müşterileri işlem yapmak için bu tür soruları yanıtlamak zorunda kalmıyor.

Yapı Kredi’nin gündeminde şimdi artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik bulunuyor. Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Cahit Erdoğan da örneğin, Pokemon gibi oyunlarda kullanılan artırılmış gerçeklik teknolojisini müşteri deneyimini artırmak için kullanılacağı bilgisini paylaşıyor. Bu arada, dijitalin banka yatırımlarından aldığı pay da artmaya başlamış durumda. Bu konuda Erdoğan, “Bundan beş-altı yıl önce dijital ve hizmet yatırımlarımız toplam yatırımların yüzde 25-30’u iken, bugün yüzde 65-70’lere geldi” bilgisini paylaşıyor.
Yapı Kredi Bankası 12 milyon aktif müşterisinin hayatını kolaylaştırmak için yaptığı bu dijital yatırımların karşılığını da aldığı görülüyor. Bankanın son bir yılda mobil bankacılık hizmetlerini aktif olarak kullanan müşteri sayısı yüzde 65 artarak 2,6 milyona ulaşmış. Bankanın internet şubesini aktif kullanan müşteri sayısı ise yüzde 30 artışla 3,5 milyon olmuş.
 
KAĞIDI HAYATINDAN ÇIKARIYOR
Teknolojiyi bu kadar odağına alan Yapı Kredi, kağıdı da yavaş yavaş hayatından çıkartıyor. Verilen bilgilere göre, bu yılın ilk 10 ayında 500 bin şubesiz kredi satışı ile 35 milyon kağıt tasarrufu sağlanmış. ATM’den e-posta ile dekont gönderimiyle 27 milyon kağıt tasarruf yapılmış. Bankanın müşterilerinin yüzde 70’ine dijital ekstre gönderiliyor.

Bütün bu gelişmeler bankanın müşteri tabanının da gençleşmesini sağlıyor. Çünkü, mobil kullanım veya bu uygulamalar daha çok gençler tarafından ilgi görüyor. Yakup Doğan’ın deyimiyle “gençleşmenin sırrı” mobil bankacılıktan geçiyor.

Accenture tarafından geçtiğimiz aylarda açıklanan “Dijital çağ için yeni bir vizyon” adlı araştırmada, 2020 yılında banka gelirlerinin yüzde 32’sinin risk altında olduğuna dikkat çekiliyor. Araştırmada, sayıları giderek artan Fintech girişimlerinin geleneksel bankacılığın, ödeme, uzun vadeli ev kredileri, tüketici kredisi, varlık yönetimi, mevduat, para yatırma, kredi kartı gelirleri gibi kategorilerde zorlu rakibi olacağı vurgulanıyor. Bu nedenle bankalar da artık geleneksel iş yapış şekilleriyle hareket etmiyorlar.