Türk insanı yaratıcı hayaller konusunda ürkek

0
3264

Hayal kurmak denince genellikle akla ilk gelen mutlu olma, zengin olma, iyi bir eş bulma v.s gibi dileklerdir. Bu bağlamda herkes hayal kurar ancak bunlar yaratıcılığa, üretkenliğe dönüşebilen, insanlığa bir şeyler sunabilen dürtüler değil, salt kişinin kendi hayatını sürdürebilmesine yöneliktir, edilgendir.

Öte yandan, yaratıcılığa dönüşen hayal gücü genellikle sanatçılara özgü bir şeymiş gibi algılansa da, aslında bilimsel ve teknolojik pek çok gelişmeyi mucitlerinin hayal güçlerine borçluyuz. Kuşkusuz, hayallerin her zaman somutlaşabilmesi mümkün değil ancak günümüzdeki teknolojik yeniliklerin yanı sıra sanayi çağının başlamasını sağlayan girişimlerin temelinde de hayal gücü yatıyor. Başka bir deyişle, yaratıcı hayal kuranların belki çok azı hayallerini gerçek yaşamda somut bir zemine oturtabiliyor ancak bir şeyler üretebilmenin nüvesi, olmazsa olmazı hayal gücü.

Örneğin, ünlü bir heykeltıraşa böylesine muhteşem heykelleri nasıl yaptığını sorarlar. O da, heykelin işlenmemiş bloğun içinde olduğunu hayal ettiğini, zaten orada duran şeyi açığa çıkarmak için fazlalıkları yonttuğunu söyler.

Hayal kurmak salt insanın yaratıcılığını ortaya çıkarması bağlamında değil, esas olarak ülkelerin sosyo-ekonomik gelişmesinde büyük önem taşıyor çünkü hayal kurmak girişimciliğin olmazsa olmazı, DNA’sı
Nitekim, ABD ekonomisi son 20 yıldır girişimcilik üzerinde yükseliyor. Steve Jobs, Elon Musk gibi akla ilk gelen TANIDIK isimler, bu girişimcilik ruhunun zirvesini temsil ediyorlar. Silikon Vadisi, teknoloji start up’ları ekonomik büyümenin kilit taşları.

Peki, ekonomik kalkınmada bu kadar önemli rol oynayan girişimciliğin özü sayılan hayal kurmada Türkiye ne durumda? Türk toplumunun bu konudaki tavrını mercek altına alan Intel, Türkiye’de hayaller ile girişimcilik arasındaki bağlantıyı ortaya koymak amacıyla ülke çapında kapsamlı bir Hayal Haritası ve Girişimcilik DNA’sı araştırması gerçekleştirdi. (Bu arada ufak bir not: Araştırmanın sonuçlarını açıklamak için Kaz Dağları’ndaki Adatepe’nin seçilmesi, havası ve doğasıyla hayal gücünü geliştirecek bir yer olması açısından anlamlıydı.  Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın da Adatepe yolculuğunda, İstanbul’dan Balıkesir’e havalanan uçakta, günlük rutinin kısır döngüsünden kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmak, biraz da bulutların üzerinde hayal kurabilmek için araştırmanın basına duyurulmasında bu tür bir konsept tercih ettiklerini belirtti.) Ancak araştırmanın sonuçları fazla iç açıcı değil. Buna göre, ülkemizde girişimcilik fikirlerine dönüşebilecek “üretken” hayal kurabilenlerin oranı yalnızca yüzde 15.

Intel’in danışmanlık şirketi Future Bright ile 10 şehirden 8-55 yaş arası yaklaşık 2 bin kişi ile görüşerek yaptığı araştırma, Türk insanın girişimci hayal kurma konusunda fazla iştahlı olmadığını ortaya koyuyor. Ülke insanı hayal kurmak derken, genel olarak iyi bir meslek sahibi olmayı anlıyor. Her 10 katılımcıdan beşi en büyük hayalinin “sadece bir meslek sahibi olmak” olduğunu söylüyor; iyi meslekler de en çok öğretmenlik (yüzde 16), doktorluk (yüzde 16) gibi iş garantisi olan alanlar. Bunları futbolcu/antrenör (yüzde 9), sanatçı, polis, pilot (yüzde 7) olmak isteyenler izliyor. Araştırmadan çıkan genel sonuç, hayalin bir lüks olduğuna inanılması. Nitekim her iki katılımcıdan biri hayal kurmak için kişinin “geçim derdinin olmaması” gerektiğini düşünüyor. Türkiye’de halkın hayal dünyasının kısır olmasını kuşkusuz sosyolojik, kültürel, mali geniş bir yelpazeye yayılan pek çok nedeni var.

Araştırmayla ilgili sonuçları, Future Bright Kurucu Ortağı Akan Abdula’yla birlikte açıklayan Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, Türkiye ekonomisinin yaratıcı teknolojilere dayanarak gelişebilmesi, teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir toplum haline gelebilmemiz için büyük hayaller kurup, peşinden gitmemiz gerektiğini belirtiyor. Aydın, “Intel Türkiye olarak vizyonumuzu ‘Türkiye’den milyar dolarlık teknoloji girişimleri çıkarmak’ şeklinde belirledik. Ülke olarak genlerimize işlemiş olan ‘başımıza icat çıkarma’ kültürü çocukluktan itibaren hayal kuramamaktan ya da kurduğumuz hayallerin peşinden koşmamaktan kaynaklanıyor. Toplumumuzda hayal kurma alışkanlığını geliştirmemiz, çocuklarımızın hayallerine eğitimle destek vermemiz ve hayal ettiklerini geliştirebilecekleri ortamlar sunabilmemiz önemli” diyor.

Yaş ilerledikçe hayal kurma azalıyor
8-55 yaş arasında kadın ve erkeklerle gerçekleştirilen Türkiye Hayal Araştırması’na göre, insanların yüzde 49’u çocukken hayal kurmaya başlıyor. Ancak hayal kurma, yaş ilerledikçe dramatik şekilde azalıyor. Yetişkinlerin sadece yüzde 14’ü hayal kurduğunu belirtiyor.  Öte yandan, araştırmanın bir diğer ilginç sonucu da, bekarların evlilere göre daha çok hayal kurması. Bekarların yüzde 76’sı sürekli hayal kurduğunu söylerken, evlilerin sadece yüzde 20’si “hayal kurmayı çok seviyorum” diyor.

Girişimcilik mefhumu yok
Intel Türkiye Hayal Haritası’nın en önemli bulgularından bir diğeri ise, girişimciliğin bir alternatif olarak aklımıza bile gelmemesi. Araştırmaya katılanların yüzde 78’i girişimciliği aklından bile geçirmemiş. Girişimciliği düşünen katılımcıların yaklaşık üçte biri fikrini kimseyle paylaşmıyor. Fikri olanların ise yüzde 21’i arkadaşıyla, yüzde 19’u babasıyla, yüzde 14’ü eşi/sevgilisi, yüzde 7’si ise annesiyle paylaştığını söylüyor. Girişim fikri olup da hayata geçiremeyen her 4 kişiden 3’ü temel neden olarak maddi sıkıntılar/sermaye yoksunluğunu gösteriyor. Kuşkusuz, Türkiye’de girişimci fikirleri destekleyen, yeterince güçlü bir eko-sistemin bulunmaması heves kıran bir etken.
 
Üniversiteliler umut verici
Öte yandan, Türkiye’nin Hayal Haritası araştırmasının umut verici yönü, eğitim seviyesi yükseldikçe girişimciliğe verilen önemin artması. Intel Türkiye’nin 15 ayrı üniversitede 500 üniversite öğrencisiyle gerçekleştirdiği girişim odaklı araştırmaya göre, toplum genelinin aksine üniversite öğrencilerinin yüzde 78’i girişimci olma fikrine olumlu bakıyor. Gençlerin ana motivasyonları ise yenilikçi olmak ve kendi işini kurmak. Girişimcilik konuları değerlendirildiğinde ,yüzde 29 oranıyla en çok teknoloji desteğiyle ve teknoloji sektöründe girişimci olmak ön plana çıkıyor.

Üniversite öğrencilerinin yüzde 75’i Türkiye’deki iş ortamının girişimcilerin önünü açmadığına aksine zorlaştırdığına inanıyor. Bu yüzden 10 öğrenciden 6’sı girişimlerini yurt dışında yapmayı planlıyor.
Diğer yandan üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı Türkiye’den milyar dolarlık şirketler çıkacağına inanıyor. Üniversite öğrencileri arasında girişimcilik konusunda rol model olarak görülen kişiler yemeksepeti.com kurucusu Nevzat Aydın, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg. Yüzde 29’unun ise fikri yok.
 
Sonuç olarak, üretken hayaller araştırmasının sonuçları parlak olmasa da, en azından üniversite seviyesinde umut olduğu görülüyor. Özellikle dijital çağın ardından endüstri 4.0’ın yeni bir dönemi muştuladığı günümüz dünyasında, Türkiye’nin girişimci beyinleri teşvik etmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.