Oracle, bulutu kucaklıyor

0
144

Kendi kendini yöneten veri tabanı ile gösterdiği gücünü her tür kurumsal uygulamayı ve iş yükünü yönetebilecek bulut çözümü ile bir adım ileri taşıyan Oracle’ın Türkiye Genel Müdürü Filiz Doğan buluta geçişi de kolaylaştırdıklarını söylüyor.

Gelişen teknolojiler eski paradigmaları değiştirirken yeni fırsatları da ortaya çıkartıyor. Oracle, bulutun her bir noktasında kullandığı yenilikçi teknolojilerle şirketlerin işlerini, süreçlerini ve deneyimlerini yeniden şekillendirmesine imkan sağlıyor. Ve dünyanın bir  numaralı veri tabanı artık kendi kendini yönetebildiğinden işletmelerin yeni kurulan bir şirket hızında yenilikler yapmasına olanak tanıyor.

Oracle Türkiye Genel Müdürü Filiz Doğan’ın anlattıklarından çıkan kısa sonuç bu. Aynı zamanda Oracle Türkiye ve LEENA Bölgesi Başkan Yardımcısı unvanını taşıyan Doğan, Oracle’ın köklü geçmişi ile bir start-up’ın çevikliği arasındaki köprüyü kurarken en önemli vurguyu bulut tarafındaki yenilenmeye yapıyor.

Doğan, “Oracle Bulut Altyapısı, Oracle Kendi Kendini Yöneten Veritabanı’nın yanı sıra Oracle’ın platform ve uygulama çözümleri için de temel katman vazifesi görüyor. Bu, her tür kurumsal uygulamayı ve iş yükünü bulutta güvenli bir şekilde çalıştırmak için tasarlanmış, ikinci nesil bulut altyapısı. Tek bir üründe Oracle Bulut Altyapısı, genel bulutun esneklik ve maliyet avantajlarını, tesis bünyesindeki ortamın öngörülebilirliği ve denetim olanaklarıyla birleştiriyor” şeklinde konuşuyor.  

Doğan, bulut tarafındaki konumları konusunda oldukça iddialı ifadeler kullanıyor. 5G ile birlikte veri merkezlerinin telekomünikasyon altyapısına entegre olup gerçek zamanlıya yakın bir hızda güncel veri sağlayabildiği bir dünyaya adım atarken ortaya çıkacak yeni iş yaşamı tarzı, Oracle bulutunun tam da merkezinde oturmayı planladığı bir dünya yaratacak. Doğan’ın iddiası, bu yeni dünyaya hazırlıklı hale geldiklerine olan inancından kaynaklanıyor.

Uygulama ve iş yüküne uyum sağlayabilen platform olmak bunun bir tarafını oluştururken işin diğer yanında daha önemli bir taraf olarak “kendi kendini” koşturma, güvenli hale getirme, onarma öne çıkıyor. Endüstri 4.0 konusunda ortaya çıkan konseptler düşünüldüğünde bu özellikler, robotik sistemler tarafında ortaya çıkan yeni konseptlerle tam olarak örtüşüyor.  

Doğan, “Sektörün, kendi kendini koşturan, kendi kendini güvenli hale getiren ve kendi kendini onaran tek veritabanı olan Oracle Kendi Kendini Yöneten Veritabanı’nın kullanıma sunulmasıyla birlikte Oracle bir kez daha verilerin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda devrim yaratıyor. Alanında çığır açan bu veritabanı teknolojisi, benzersiz bir kullanılabilirlik ve performans ile birlikte olağanüstü bir güvenlik de sunuyor” diyor.

Endüstri 4.0’ın aslında robotlara değil, veriye ve veriyi hızlı takip etmeye dayandığını yakında anlayacağız. 5G’nin hayata geçmesinin ardından üretim tesislerinin dışında işlem gören verinin de gerçek zamanlı bir hal alacak olması, Oracle’ın bahsettiği türden bir bulut teknolojisini temel ihtiyaç haline getiriyor.    

Daha büyük resme bakarsak; yapay zeka, blockchain, nesnelerin interneti, makine öğrenimi ve diğer gelişen teknolojiler, işimizin ve hayatımızın her bir yönüne nüfuz ediyor. Bu teknolojiler, şoförsüz arabalar, kişiye özel ilaç, hassas tarım ve akıllı şehirler gibi nelerin mümkün olabileceğini yeniden hayal etmeye yardımcı oluyor.

Oracle hedefini, müşterilerinin yol haritalarını geliştirmelerine, buluta geçmelerine ve yeni bulut kurulumlarından, kurumların kendi veri merkezlerindeki ortamlara ve hibrit uygulamalara dek her açıdan gelişmekte olan teknolojilerden faydalanmalarına yardımcı olmak şeklinde ortaya koyuyor. Oracle’ın yaklaşımı, şirketlerin bulutta çalışmaya başlamalarını kolaylaştırırken işleri büyüdükçe genişlemelerini daha da kolay hale getirmek. Bunlar, daha önce bilgi teknolojileri ve dijital dönüşüm geçişleri sırasında da gündeme gelen doğru dönüşüm yaklaşımlarıydı. Doğan, kendilerinin bu yeni teknolojiye bağlı iş modelinde yaratacağı farkı, “Oracle, şirketlerin yeniliklerde öncülük yapabilmeleri ve yeni iş modelleri geliştirebilmeleri için gereken tüm temel unsurları sağlıyor. Örneğin, yapay zekayı (AI) temel alan uygulamalar, bir sonraki en iyi adımı önerebiliyor, cevapları otomatik olarak verebiliyor ve kişiye özel hizmet sunabiliyor. Oracle, potansiyel sızıntıları ve güvenlik ihlallerini takip edebilmek, sorunları tespit edip giderebilmek ve tahmin edebilmek için birçok yönetim ve güvenlik ürününe makine öğrenimini dahil ediyor. Dijital asistanlar aracılığıyla uygulamalarımıza otomatikleştirilmiş ama bir o kadar da kişisel etkileşimler katarken gizli düzenleri keşfetmeye yardımcı olması için analitik uygulamalara yapay zekayı da entegre etmiş bulunmaktayız” sözleriyle anlatıyor.

Kısaca uçtan uca olarak adlandırabileceğimiz bu yaklaşım, uçtan uca ifadesinin biraz ötesine de geçiyor. Oracle, sadece Oracle ürünlerini değil, aynı zamanda blok zinciri, konteynerler, sunucusuz bilişim, yapay zeka, makine öğrenimi, yayınlanan teknolojiler ve çeşitli programlama dillerine yönelik açık kaynak teknolojilerini de destekleyen, açık standartlara dayalı bir geliştirme platformu sunmaya kendisini adamış bir şirket olma kimliğini vurgularken, geliştiricilerin, uygulamaların Oracle Bulut üzerinde geliştirilmesi ve kurulması için kendi tercih ettikleri uygulama yığınlarını kullanma seçeneğini sunduğunun da altını çiziyor.

Günümüzde 175 ülkede 430 bin müşteriye hizmet eden Oracle, bulut uygulamaları ile kurumların kendi veri merkezlerinde bulunan uygulamaların birlikte var olmaları gerektiğini anlamak üzerine kurulduğunu kaydettiği bulut stratejisi ile günümüzün temel ihtiyacını kavradığını gösteriyor ve yoğun rekabete konu olan bu alana güçlü bir elle giriyor. Oracle bu adımı atarken en önemli sorunun, müşterinin kendi iş modelini dönüştürmesi olduğunun da farkında.

“Oracle, benzersiz bir şekilde bir müşterinin buluta geçmesini kolaylaştırmak için birçok farklı çözüm ve hizmet sunmaktadır. Bulut stratejimiz, bulut uygulamaları ile kurumların kendi veri merkazlerinde bulunan uygulamaların birlikte var olmaları gerektiğini anlamak üzerine kurulmuştur” diyen Doğan, “Bu da müşterilere, bir yandan mevcut yatırımlarını muhafaza ederken ve yükseltirken bir diğer yandan da gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yol çizmeleri için imkan sağlamaktadır. Ücretsiz denemeler ve “kendi lisansını getir” ve “evrensel kredi fiyatlandırması” programlarımız ile Oracle, kuruluşların mevcut Oracle yatırımlarından faydalanırken aynı zamanda bulut hizmetlerini de denemelerini, satın almalarını ve kullanmalarını kolaylaştırmaktadır. Ve dünyanın ilk otomatik buluta geçiş ürünü olan Oracle Soar da müşterilerin zaman ve kaynaklardan tasarruf etmesini sağlamaktadır” şeklinde konuşuyor.

DÜN VE BUGÜN

“Lise birinci ve ikinci sınıfları yurt dışında okudum. Seçmeli ders olarak kodlama seçmiştim ve çok ilgimi çekti. Elektroniğe de olan merakımdan ötürü, üniversite sınavına girerken ilk tercihim bilgisayar mühendisliği, diğerleri tamamen elektronik mühendisliği idi. İlk tercihim oldu.”

“27 yıldır çalıştığım bilgi teknolojileri sektöründe kadın olmanın getirdiği herhangi bir engel veya dezavantaj ile karşılaşmadım. Çalışma hayatında önceliğin, rolün gerekliliklerine dikkat ederek uygun kişiyi konumlandırmak olduğunu düşünüyorum. İş hayatında başarı için, sürekli olarak kişinin kendisini geliştirmeye önem vermesi, hızlı adaptasyon yetilerini geliştirmesi ve değişime açık olması önemli. Sektör ve cinsiyet farkının önemli olmadığına ve pozisyonun kişinin yetkinliğine ve yapısına uygun ise başarının kaçınılmaz olduğuna inanıyorum.

“Kadınlar yapıları gereği hem analitik hem de çoklu görevlere hızlıca adapte olabiliyorlar. Dinamik BT sektörü ve dijital çağda kadın erkek fark gözetmeksizin kişilerin yetilerini geliştirmesi ve değişime açık olması önemli. Doğru yeteneğin doğru konumlandırılması için firmaların süreçlerini geliştirmelerinin öncelikli ve önemli olduğunu düşünüyorum ve bu noktada cinsiyet farkının gözetilmeyeceği kanaatindeyim. Öncelik insan kaynağının doğru alımı, doğru konumlandırılmaları ve yönetimidir.”