Bir kuşak, bir yol, bir Reanda

0
155

Bir Kuşak, Bir Yol projesi ile 65 ülkeyi etkileyecek bir inisiyatifi başlatan Çin kendi global yapılarını da oluşturma adımları atıyor. Bunlardan biri olan Reanda Türkiye, Türkiye’nin Batı’nın yanında Doğu’yu da kapsayarak dünyayı kucaklamasını sağlamayı hedefliyor

Ekim 2018’de 25’inci yaşını kutlayan Reanda’nın ilk 20 yılı Çin devletinin o dönemde özelleştirme kapsamında teşvik ettiği bir denetim ve danışmanlık şirketi olarak gerçekleştirdiği faaliyetlerle geçiyor. Çin’de 27 ofisi ile ülke sathına yayılan Reanda organizasyonu, 20’nci yılında dünya çapında bir network olma hedefini belirliyor. Böylece globalleşme yolculuğu başlayan Reanda, sıralamalarında yer almadığı bir dünyaya yolculuk için yelken açıyor. Beş yılın sonunda Reanda dünyanın en hızlı büyüyen network’ü haline geliyor.

Reanda SMMM Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Mehmet Ali Demirkaya, “Bizim sektörümüzde 100 tane bu tür network bulunuyor. Reanda şu anda 19’uncu sıraya yükselerek ilk 20 arasında yerini almış durumda. Amiral gemisi denetim olan Reanda, vergi, danışmanlık ve hukuk olmak üzere dört ana hizmete odaklanıyor” diyor. Bu network’e dahil olan şirket, Reanda’nın metodolojisini ve kalite standartlarını kullanıp buna göre hizmet üretmek zorunda. Bunun kontrolleri merkezden yıllık olarak yapılıyor; bir iç denetim de uygulanıyor.

Reanda’yı ilgi çekici kılan, daha önce bu tür yapılanmalar hep Batı’dan çıkarken bu sefer Doğu’dan bu tür bir organizasyonun gelmesi. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in -farklı raporlarda farklı tarihlere işaret edilse de- 10 yıl sonra dünyanın en büyük ekonomisi tacını almış olacağı öngörülüyor. Demirkaya, “Böyle bir yapı içinde Çin her alanda doğal olarak Batı dünyası gibi kendi markalarını da oluşturmak arzusu içinde. Elektronikte, cep telefonunda bunu yaptığı gibi hizmet şirketlerinde ve diğer alanlarda bu markalarını oluşturup bunlar üzerinden de dünyaya yayılmak istiyor. Reanda bu anlamda bu boşluğu dolduruyor” şeklinde konuşuyor.

“Çin dünyanın her yanına yatırım yaparken, dünyanın her yerinde kendi dilini konuşan bir network’ün de olmasını arzu ediyor” diyen Demirkaya, Türkiye’de 900 Çin şirketinin bulunduğunu söylüyor. Servis ve üretim dahil olmak üzere her sektöre yatırım yapmış olan bu şirketlerin yanı sıra 500 şirketin de Türkiye’ye girme planı bulunuyor. Demirkaya, “2018’de Türk devleti ile Çin devleti arasında ciddi biçimde temelleri atılmış, çok ayakları yere basan politikalar üretiliyor. Bunun sonucunda Türkiye bu yapı içinde yer alacak diyor.

Şirketin web sitesine kısa bir bakış, Doğu’dan gelen Reanda’nın mesajının son derece açık olduğunu ortaya koyuyor. “Bugünün iş dünyasında, regülasyonların etkisini anlamadan ve bunlara uymadan ekonomik faaliyeti yürütmek neredeyse imkansızdır. Regüle sektörler olarak adlandırılan ilaç, tıbbi cihaz, telekomünikasyon, enerji gibi Devlet düzenlemelerinin belirleyici rolü olan alanlardaki gelişmeleri ve piyasa yapılarını göz ardı etmek, bir iş için oldukça riskli ve maliyetli olabilir. Reanda Turkey, şirketlerin rekabet kuralları da dahil olmak üzere regülasyonlarla uyumlu bir faaliyet alanı dizayn etmeleri ve bunlardan fayda sağlamaları yönünde uzmanlığına ve deneyimine güvenmektedir” şeklindeki ifade, Çin ile iş yapabilmenin kısa özeti değerinde.

Bölgemizin Çin’in Bir Kuşak, Bir Yol politikası doğrultusunda bölgemizde rolünün artacak olması, Reanda’yı dikkatlice incelemeyi gerekli hale getiriyor. Reanda Türkiye 2017’de görüşmelerini tamamladıktan sonra Aralık 2017’de imzayı atıyor. 2018 ortasında ofisin tanıtımı yapılırken Reanda Turkey ağının ‘Avrupa Strateji Çalışma Grubu’ ve ‘Yeni İpek Yolu Projesi (Belt and Road Initiative – BRI) Görev Gücü’ kurucu üyeleri arasına davet edilmiş olması, Reanda’nın Doğu ve Batı arasında bir köprü görevi göreceğine işaret ediyor.

Demirkaya, “Çin şirketlerinin dünyaya açılması, dünyanın her yerinde aynı şekilde. Avrupa’ya baktığınızda da İtalya, Almanya ve İngiltere’deki Çin yatırımlarına baktığınız zaman orada belirli bir seviyeye ulaşmış şirketlerin neredeyse tamamının –bunu yatırım raporlarında da görebilirsiniz- artık bir Çinli ortağı var” şeklinde konuşuyor ve ekliyor: “Türkiye’de de bu olacaktır ve olmalıdır da… Dünyanın en büyük ekonomisi olacak bir ekonomi ile yakın bir işbirliği kurmak, bizi ticari ve ekonomik anlamda avantajlı konuma getirecek. Çin’in de zaten bunun için başlatmış olduğu Bir Kuşak, Bir Yol projesi var.”

Bir Kuşak, Bir Yol projesinden dünya çapında 65 ülkenin etkilenecek olması, bu projenin gücünün açık bir göstergesi. Çin’in burada lanse ettiği modeli, “biz kendi mal ve hizmetlerimizi üretmek için bu inisiyatif başlatmadık; 65 ülke ile refahımızı paylaşmak, karşılıklı ilişkimizi geliştirmek üzerine kurguladık” şeklinde tanımlaması ve bu doğrultuda çok ciddi yatırımlar yapması, Demirkaya’nın değerlendirmelerini ve bu ilişkiye dahil olmayı kolaylaştıracak şekilde Reanda tarafından sunulan araçları daha dikkat çekici hale getiriyor.

Jeopolitik konumu nedeniyle ilgi gören Türkiye’de Reanda Türkiye ofisinin açılmasına giden süreç, diğer Türk şirketlerinin de bu sisteme dahil olma şanslarının yüksekliğine işaret ediyor. Reanda Turkey ofisi için gerçekleştirilen belirleme sürecinde Reanda’nın en üst düzey yetkilileri Türkiye’ye gelerek yerinde değerlendirme yaparken Demirkaya, kendi şirketlerinin tercih edilmesinde üst yönetimin dünyanın önde gelen şirketlerinde uzun yıllara dayanan tecrübelerinin bulunmasının etkili olduğunu ifade ediyor.

Demikaya, “Global dili konuşan, global iş yapış kültürünün ne demek olduğunu bilen ve bu kültürü çok iyi özümsemiş olan çalışanların oluşturduğu bir ekip olduğumuz için bu karar alındı fakat bizim konumuz sadece Çin değil tabii” diyor. Türkiye ekonomi, finans ve ticari yaşam gibi alanlarda Çin ile yakınlaşmaya çalışırken Batı dünyasının önemini hiçbir zaman yitirmeyeceğini ifade eden Demirkaya, “Batı ile yine aynı ilişkilerimizi yürüteceğiz ama Doğu ile ilişkilerini geliştiren Türkiye dünyanın tamamını kucaklayacak. Böyle baktığınız zaman biz aslında Batı’ya bir alternatif değiliz; Batı’yı tamamlayan bir parça olarak görüyoruz yapıyı. Böyle olduğu için Reanda Avrupa’da da var: Hollanda’da, Almanya’da, İngiltere’de, Belarus’ta, Yunanistan’da… Reanda, Avrupa’da da yayılıyor” şeklinde konuşuyor.

Network’e kabul edilmesinin ardından kamunun ve uluslararası şirketlerin ilgisini çekmeye başlayan Reanda Türkiye, Çin’e açılmak isteyen şirketlerin de radarına girmiş durumda. Avrupa’da yatırım yapmak isteyen şirketlere de network’ün Avrupalı ortakları üzerinden hizmet verilirken kapsama alanı 75 ülkeye ulaşıyor. Bu, ekonomik büyüklüğü belirli bir seviyenin üzerinde olan ülkelerin kapsanması anlamına geliyor.

Burada yaşanan en önemli dönüşüm ise, kültürel zenginleşme noktasında ortaya çıkıyor. Demirkaya, “Network’ün üyesi olarak şunu gördük. Doğaldır ki bizim daha önce çalıştığımız şirketler nedeniyle kültürümüz Batılı normlar ve bakış açısıyken biz bütün bakış açımızı revize ettik. Sadece Çin ile sınırlı olmamakla beraber Doğu’nun iş yapma kültürü, normları ve zaman algısı bizimkiyle çok benzer değil. İş hayatının en önemli nüvesi, güven. Güven tesis edilene kadar sizin bir işi ticari ilişkiye dönüştürmeniz mümkün değil” diyor. Dünyayı kucaklamak için yeni şeyler öğrenmemiz gerektiğini gösteren bu ifade, Reanda Türkiye’nin dolduracağı boşluk hakkında da fikir veriyor.