Uzun süredir zincir marketlerin yoğun rekabet baskısı altında faaliyet gösteren küçük esnaf; artan maliyetler, sınırlı tedarik imkanları ve fiyat rekabeti nedeniyle ciddi zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Olası bir düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte mahalle bakkallarından yerel işletmelere kadar geniş bir kesimin, daha sağlıklı bir ticaret dengesi içinde faaliyet gösterebilmesinin önü açılabilir.
ToptanTR’ye göre küçük esnafın rekabet gücünü belirleyen temel unsur yalnızca zincir marketlerin açık olduğu günler değil; ürüne doğrudan, uygun fiyatla ve sürdürülebilir biçimde erişim imkânıdır. Üretici ile esnafı aracısız buluşturan dijital tedarik modelleri, olası düzenlemelerin sahadaki etkisini güçlendiren kritik bir rol üstlenmektedir. ToptanTR Pazaryeri modeli, esnafa maliyet avantajı sağlarken, zincir marketlerle daha eşit koşullarda rekabet edebilmesine imkân tanıyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ToptanTR Kurucusu Sezgin Şener, şu ifadeleri kullandı: “Zincir marketlere yönelik tartışmaları bir yasaklama yaklaşımıyla değil, rekabet dengesini yeniden kurma arayışı olarak değerlendirmek gerekiyor. Küçük esnafın ayakta kalabilmesi için yalnızca çalışma saatleri değil, tedarik koşulları da adil olmalı. Üreticiye doğrudan erişim sağlayan modeller güçlendikçe, esnaf zincir marketlerle aynı sahada rekabet edebilir hale geliyor. Olası bir düzenlemenin bu bakış açısıyla ele alınması, yerel ekonomi açısından son derece kıymetlidir.”
Olası düzenlemenin yalnızca esnafı değil, zincir market çalışanlarını da doğrudan ilgilendirdiğine dikkat çekiliyor. Pazar günü tatil uygulamasının; çalışanların aileleriyle aynı gün dinlenebilmesi, sosyal hayatlarını sürdürebilmesi ve güçlü aile yapısı ile nitelikli istihdamın desteklenmesi açısından önemli bir adım olacağı ifade ediliyor. Çalışma düzeninin sosyal dengeyi gözeten bir yapıya kavuşmasının, uzun vadede verimliliği ve çalışan bağlılığını artıracağı değerlendiriliyor.
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken de düzenlemenin küçük esnafı koruyacağını, çalışanların iş gücüne katılımını güçlendireceğini ve toplumsal huzura katkı sağlayacağını vurgulayarak, bu yaklaşımın ekonomik ve sosyal denge açısından önemine dikkat çekti.
