​Yuan’daki kan kaybını durduracak formül ABD’de mi?

0
46

“Le Figaro”da yer alan yazıda, dolar-yuan paritesinin ABD ile Çin arasındaki ekonomik ve diplomatik ilişkilerde uzun zaman sıkıntı yaratan bir unsur olduğuna dikkat çekiliyor.

Günümüzde ise geçmiş günlerin tersine, doların gücünün tehdit oluşturduğu, hızla kan kaybeden Çin yuanı’nın ise piyasalarda çöküş endişesi yarattığı bir tablo söz konusu.  Bu karamsar hava da da iki ülkeyi bir çözüm formülü için birbirine yakınlaştırabilir. Deutsche Bank’tan analist Alan Ruskin, yuan’daki değer kaybının Çin’in tolerans marjının altına düşmesi ve alınan önlemlere rağmen rezervlerdeki kan kaybının sürmesi halinde, kurlarla ilgili ortak bir eylem planının gündeme gelebileceğini düşünüyor. Ruskin’e göre, bu tür bir opsiyon Çin’in serbest kur rejimine geçiş sürecini de daha iyi yönetmesini sağlayabilir. 

Deutsche Bank analisti Alan Ruskin, ABD ile Çin’in ortak hareket olasılığından söz ederken, 1985 yılında doların tansiyonunu düşürmek için merkez bankalarının ortak hareket ettiği “Plaza” girişimine atıfta bulunuyor. 
Ruskin’e göre, dolar gibi güçlenme eğiliminde olan bir para birimini zayıflatmak, yuan gibi kan kan kaybeden bir para birimini desteklemekten daha zor. FED Çin devlet tahvillerinden satın almak için dolar satıyor. Dolar satışına Japon ve Avrupa merkez bankalarının katılması mevcut sorunun çözümüne yönelik güçlü bir adım olabilir. 
ABD aslında döviz piyasalarına çok nadiren müdahale eder. Tarihte şimdiye kadar yalnızca istisnai büyük siyasi ya da jeopolitik krizler sırasında Washington yönetiminin piyasalara müdahil olduğu görülüyor. (Küba’yla olan füze krizi, Başkan Kennedy suikastı, 11 Eylül 2001 saldırıları gibi olağanüstü durumlar). Doların değerinin ayarlanmasına yönelik 1985 yılındaki Plaza ve 1987 tarihli Louvre anlaşmaları dışında ise, FED 1998 yılında Japon yenine karşılık doların değerini düşürmek için müdahalede bulunmuştu. Ayrıca 2000 yılında euro’nun değerinin desteklenmesi için diğer merkez bankalarıyla birlikte hareket etmiş, 2011 yılında da ülkeyi vuran gelgit felaketinin ardından Japon Merkez Bankası’nın yen’in değerini düşürme girişimine destek olmuştu. Dolara müdahale kararı,  ABD Hazinesi’nin yetkisinde.  Doların güçlenmesi rekabet gücünün zayıflaması ve istihdam kaybı anlamına geldiğinden, özellikle de seçim atmosferinin hakim olduğu  bu yıl Obama yönetiminin tolere edebileceği bir şey değil. Çin’den kaynaklı ekonomik yavaşlama kaygılarının arttığı bir süreçte güçlü dolar FED için ilave bir handikap olarak görülüyor.