“Gelecek dönemde uluslararası kalitedeki ürün portföyümüzü ve insan sağlığına katkı sağlayacak projelerimizi geliştirmek ve çeşitlendirmek istiyoruz” diyen Menarini Türkiye Genel Müdürü Cenk Balcı, farklı tedavi alanlarında alternatif çözümler sunacaklarını ve üretim kapasitesini artırmayı hedeflediklerini söylüyor.
Menarini’nin global ilaç pazarındaki konumu hakkında bilgi verir misiniz?
138 yıl önce İtalya’da bir laboratuvar olarak kurulan Menarini, bugün dünyanın önde gelen ilaç firmaları arasında yer alıyor. 140 ülkede faaliyet gösteren Menarini Group’un şirketleri Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Orta Doğu ve Orta Amerika’ya kadar uzanıyor. Son olarak NASDAQ listesinde yer alan Stemline Therapeutics’i de satın alarak ABD onkoloji pazarına da girmiş bulunuyor.
Globalde 17 bin’den fazla çalışan ile, dış paydaşlara hizmet veren monoklonal antikorların üretimine yönelik bir biyoteknoloji tesisi de dahil olmak üzere 18 üretim tesisinde, her yıl 500 milyondan fazla ilaç üretiliyor. Kardiyoloji, onkoloji, pnömoloji, inflamasyon ve gastroenteroloji alanındaki patolojilerin tedavisi için üretilen ilaçlar 6 kıtaya dağıtılıyor.
Menarini Türkiye yapılanmasından bahseder misiniz?
Türkiye ilaç sektörüne 2001 yılında İ.E. Ulagay’ı bünyesine katarak giren Menarini, 2020 yılından itibaren Türkiye’yi bölgesel merkez olarak konumlandırdı.
Türkiye’de üretim, merkez ofis ve geniş saha yapısıyla birlikte yaklaşık 1000 çalışanımız bulunuyor. Menarini’nin dünyadaki 18 üretim tesisinden biri olan İstanbul’daki fabrikamızda Türkiye ve bölge ülkelere 300’den fazla ürün ve tedavi seçeneği sunuyoruz. Lokal üretimimizle Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilaç firmalarından biriyiz.
2012 yılından itibaren Türkiye’den yaklaşık 10’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Türki Cumhuriyetler, Afganistan, Cezayir ve Balkan ülkelerine aktif ihracatlarımız sürüyor. Yeni ruhsatlandırma çalışmalarımız da tüm hızıyla devam ediyor. 2023 IQVIA verilerine göre Menarini pazar payını artırarak Türk ilaç pazarının kutu satışında en büyük 4. firması olmayı başarmıştır. Menarini Türkiye olarak değerlendirdiğimizde, kutu satışımızla merkezimiz olan İtalya’dan sonra, tüm dünyada Menarini Group içinde 2. sırada yer alıyoruz.
Menarini Türkiye olarak geniş bir ürün portföyümüz bulunuyor. Kardiyovasküler hastalıklar, metabolik hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları, nörolojik hastalıklar, alerji ve ağrı alanlarına yönelik farmakolojik çözümler geliştiriyoruz. Tüketici sağlığına yönelik de birçok alanda farklı ihtiyaca yönelik yenilikçi ürünler üretiyor, portföyümüzde bulunan takviye edici gıdalar ve farklı nitelikte tüketici sağlığı ürünlerimizle yaşam kalitesini destekleyici çözümler sunuyoruz. İlaç sektörü yenilikçi, yüksek değerli ürünlere ve uzmanlık alanlarına yöneliyor. Ülkemiz gerek coğrafi konumu gerekse yüksek çalışan yetkinlikleri sebebiyle yatırımcılar için cazip bir nokta. Türkiye, Menarini Group için de aynı şekilde oldukça önemli bir yatırım noktası.
Lokal üretimlerinizle Türkiye’de en hızlı büyüyen ilaç firmaları arasında olduğunuzu belirttiniz. Başarılı büyüme stratejinizden bahsedebilir misiniz?
Firmamızın global üretim tesislerinden birinin Türkiye’de bulunması, bizi grup içerisinde birçok ülkeden ayrıştıran bir nokta. Aynı zamanda, Türkiye’de kendi tesislerinde üretim yapan sayılı global firmalardan biriyiz. İstanbul’daki üretim tesisimizde ülkemizde sunulan ürünlerimizin neredeyse tamamını üretiyor, kapasitemizi etkin kullanmak adına teknoloji transferleri de yapıyoruz. Lokal dinamiklere hakimiyetimiz, değişimlere hızlı adapte olma yeteneğimiz ve ülkedeki üretimimizin de etkisiyle uzun yıllardır Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilaç firmaları arasında yer alıyoruz. Türkiye’de yenilikçi ilaca erişim konusunda katkılarımız devam ederken geleneksel tedavilerde de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Sağlık profesyonellerinin ihtiyaçlarını anlayarak uygun bilimsel desteği sağlıyor ve ürünü güncel duruma göre konumluyoruz. Bizim için paydaş beklentilerini doğru okumak ve zamanında harekete geçmek çok önemli. Sektörde öne çıkan sürdürülebilir başarımızda, güncel ihtiyaçlara uygun, kesintisiz çözüm olanaklarımızla fark yarattığımızı düşünüyorum.
Özetle, yerelleşme stratejimiz sayesinde, şirket kârlılığı ve büyüme potansiyelimizi de artıracağımızın kanaatindeyim. Büyümeye de kar odaklı değil, geleceğe yapacağımız yatırımlar için gereklilik olarak bakıyoruz. Bizim için büyümenin anlamı, ‘aynı kalite standartları ile daha çeşitli ve yenilikçi ürünleri insanların ihtiyacına sunmaya devam etmek’ diyebilirim.
Genel olarak sağlık sektöründe Ar-Ge yatırımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Menarini’nin yeni Ar-Ge yatırımlarından söz eder misiniz?
Bugün artık tüm dünyada gelişen teknolojiler ve artan bilimsel çalışmalar ışığında hastalıklarla mücadelede geleceğin hızla yeniden şekillendiği önemli bir süreçteyiz. Bir yandan hastaların genetik yapısına uyumlu tedaviler üzerinde çalışılırken öte yandan biyolojik sistemler kullanılarak üretilen yeni moleküller, kronik ve henüz çaresi bulunamamış hastalıklara tedavide umut oluyor.
Sağlık sektörü diğer tüm sektörlere baktığımızda, Ar- Ge yatırımı konusunda en üst sıralarda yer alıyor. Biz de tüm sektörler arasında gelirlerinin % 21,6’sını bu alana ayırarak en fazla yatırım yapan bir sektörde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu da Ar-Ge’yi Menarini içinde de en üst sıralarda konumlandırmamıza sebep oluyor.
Menarini; araştırmadan üretime, dağıtımdan bilimsel bilgiye kadar mükemmelliğe ulaşmayı hedefleyerek 30 yılı aşkın bir süredir inovasyon odaklı Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapıyor. Menarini Group’un Avrupa, ABD ve Asya’da bulunan 9 Ar-Ge merkezinde klinik öncesi aşamadan ilaç ruhsatına kadar projeler geliştiriliyor. Bu merkezler global olarak özellikle onkoloji gibi artan tedavi ihtiyaçlarının esas olduğu terapötik alanlara yoğunlaşmış durumda. Mesela Menarini Group, 2020 yılında yeni onkoloji terapötiklerinin geliştirilmesine odaklanan New York merkezli bir biyofarmasötik şirketi olan Stemline Therapeutics’i satın alarak globalde onkoloji alanındaki yatırımlarını daha da güçlendirdi. Aralık 2021’de ise, Amerika merkezli biyofarmasötik firması olan Karyopharm Therapeutics ile de bir anlaşmaya imza attı ve bu alandaki yatırımları daha da arttı.
Son yıllarda teknolojinin ilerlemesiyle daha etkili ve doğrudan hedefe yönelik ilaçların geliştirilmesinin mümkün olduğunu görüyoruz. Menarini’nin ABD’deki Ar-Ge yapılanmasının genişletilmesi ve Stemline firmasının satın alınması bu alanda büyük çaplı inovasyonların gerçekleştirilmesinde önemli bir rol oynadı diyebilirim. Tabii tüm bu gelişmelerin, Group içerisinde önemli bir yere sahip olan Türkiye’nin yeni ürün portföyü ve Ar-Ge’den faydalanabilmesi açısından da çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Menarini Türkiye olarak gelecek dönem hedefleriniz neler? Sektördeki en büyük farklılığınız ne olacak?
İlaç sanayinde ürün kalitesinin hayati öneme sahip olduğunun bilinciyle bugünlere geldik. Yüksek teknolojiye sahip üretim tesislerimiz ve nitelikli insan kaynağımızla çok daha fazla insana kaliteli ve ulaşılabilir ürün ve hizmet sunmak için çalışmaya devam edeceğiz. Verimlilik, yeni pazarlara açılım, lokal üretimi destekleme ve ihracat odaklılık 2024 yılı gündemimizin en üst sıralarında yer alıyor.
Menarini Group’un bölgesel yönetim (Ortadoğu, Türkiye ve Afrika) sorumluluğunu da üstlenen bir ülke olarak, bu yıl da sahip olduğumuz pazarda büyüme başarısını sürdürecek ve yeni pazarlara açılma fırsatı yakalayacağız. Hedefimiz çalıştığımız tüm coğrafyalarda kaliteli, geniş ve erişilebilir portföyümüzü hastalarımızın daha iyi bir yaşam sürmesi için kullanımlarına sunabilmek olacak. Üretim kapasitemizi sürekli artırıyoruz, yenilenen teknolojik ekipmanlar ve teknoloji transferi sayesinde yerel üretim alanında attığımız adımlarımızı güçlendiriyoruz. Gelecek dönemde uluslararası kalitedeki ürün portföyümüzü ve insan sağlığına katkı sağlayacak projelerimizi geliştirmek ve çeşitlendirmek istiyoruz. Farklı tedavi alanlarında alternatif çözümler sunmaya devam ederek hız kesmeden büyümeyi sürdürmeyi hedefliyoruz. Bunu destekleyecek şekilde üretim kapasitemizi artırmak ise yeni dönem planlarımız arasında yer alıyor.
