‘Yeni Bir “Core Konsepti” Oluşturacağız’

    0
    96

    Japon şirketlerinin uluslararası faaliyetlerini desteklemek amacıyla 2012’de kurulan JBIC’in İstanbul ofisi, Corona virüsü salgınının olduğu bir dönemde 19 Mart’ta açıldı. İlk röportajını Fortune Türkiye’ye veren JBIC İstanbul Baş Temsilcisi Suzuki Ryuta, bu kaotik ortama rağmen gelecekten umutlu. Ryuta; “Türkiye ekonomisi ne patlama yapıyor ne de zirve.. Buna rağmen daha önce ofis açmamız gerekirdi. Çünkü Japon şirketlerinin Türkiye’ye yatırım yapması ve Türk şirketleriyle işbirliği içinde olması büyük iş fırsatları doğuracak” diyor.

    TÜRKIYE’DE BAŞTA ENERJI olmak üzere birçok sektörde hali hazırda milyar dolarlık projelerin finansmanında yer alan Japon Kalkınma Bankası (JBIC-Japan Bank For International Cooperation), faaliyetlerini bir adım öteye taşıyarak, İstanbul’da ofisini açtı. JBIC, Japonya İhracat-İthalat Bankası (JEXIM) ve Yurtdışı Ekonomik İşbirliği Fonu (OECF) birleşmesi ile, 1 Ekim 1999 tarihinde oluşturulan Jappon kamu finans kurumu ve ihracat kredi kuruluşu. Merkezi Tokyo’da olan JBIC’in 18 ülkede 21 ofisi bulunuyor ve bugünkü sermayesi Mart 2019 itibariyle yaklaşık 16 milyar dolar. Hedeflerini, yabancı yatırımlara kaynak sağlayarak ve uluslararası ticareti teşvik ederek, Japonya ve denizaşırı ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğini teşvik etmek olarak belirleyen JBIC, özellikle sürdürülebilir kalkınmayı hedefliyor ve sosyal-çevresel konularla yakından ilgili.

    JBIC Türkiye Baş Temsilcisi olarak atanan Suzuki Ryuta, İstanbul ofisini açtıktan sonra ilk röportajı Fortune Türkiye’ye verdi. Koronavirüsün tüm hayatı etkilediği bir dönemde yazılı olarak yaptığımız röportaj, ofisin açılış tarihini talihsiz bir döneme getirmiş olsa da Ryuta için bu olumsuz bir durum değil. JBIC, Levent’teki ofisinde uzun zamandır hazırlık yapıyordu ve yeni yatırımlar için hazır, Türkiye’deki mazisi eski. Daha önceden hayata geçirdiği ve finasman desteği verdiği pek çok proje var.

    “Türkiye’deki büyük projelere, Japon şirketlerinin Türkiye’de ve Türk şirketlerinin gelişmekte olan ülkelerde yapacağı yatırımlara destek vermek üzere İstanbul ofisini açtık” diyen Ryuta, “Türkiye’de şu anda ekonomik durum kötü, gelen haberler genelde negatif, dünya ekonomisinin de pek iyi biri gidişatı yok, neden Türkiye’de ofis açıyorsunuz”sorusuna “Geç bile kaldık. Türkiye’de çok daha uzun zaman önce ofis açmalıydık” diye cevap veriyor. Ryuta, Türkiye için yeni bir kavram bulduğunu strateji olarak da bu kavram özelinde hareket edeceklerini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “CORE, Türkiye’ye yatırım yapmayı ve Türk şirketleriyle işbirliğini teşvik etmeyi savunduğum çok yeni bir kavram. Bu kavramı burada hayata geçireceğiz.”

    İşte Suzuki Ryuta’nın, Fortune Türkiye’nin sorularına verdiği cevaplar….

    JBIC İstanbul ofisini 19 Mart’ta açtınız. Türkiye ofisi dışında başka hangi ülke ofislerinden sorumlusunuz?

    Japon şirketlerinin Türkiye’ye yatırım yapması için fırsatlar çok. İstanbul dışında Türkiye ile beraber Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Karadağ olmak üzere 10 ülkeden sorumluyum. Japon yatırımını teşvik etmek için bu 10 ülkenin ekonomik durumlarını ve yatırım ortamlarını yakından takip ediyoruz. Bunun da ötesinde, bazı Türk şirketlerinin güçlü şekilde varlığını sürdürdüğü Afrika’daki Türk ve Japon şirketleri arasındaki işbirliğini gerçekleştirmek için ek çaba sarf edeceğiz.

    Bu çaba hangi alanlarda olacak daha çok?

    Örnek vermek gerekirse, Türk inşaat şirketleri ve Japon ekipmanlarının birleşimi iyi bir işbirliği örneği olabilir. Ayrıca enerji verimliliğiyle ilgili sektörde, Türk üretici ve Japon teknolojileri arasındaki işbirliğini de örnek vermek mümkün.

    Türkiye’deki yatırım projelerinden hangilerini incelediniz? Finansmanın büyüklüğü hakkında bilgi verir misinz?

    Türkiye’deki İkitelli Hastanesi PPP, Yıldız Rafinerisi ve OYAK NYK Ro-Ro Liman Oto Lojistik Terminali gibi projelere verdiğimiz destekler var. Her proje için finansal desteğimizde herhangi bir minimum veya maksimum tutardan söz etmek mümkün değil. Temel amacımız, sıradan finansal kurumlar tarafından gerçekleştirilen finansal işlemleri desteklemek.

    Japon firmaları Türkiye’deki büyük altyapı projelerine yeni santraller ve yenilenebilir enerji projelerinin kurulmasına ilgi gösteriyor. JBIC, Türk ve Japon şirketleri arasındaki ticari ilişkilerde bu alanda hangi görevi üstlenecek?

    JBIC’in misyonunu dört alanda belirlemek mümkün. Finansal operasyonlar yürüterek Japonya’nın ve uluslararası ekonominin ve toplumun sağlam gelişimine katkıda bulunmak istiyoruz. Japonya için önemli olan kaynakların denizaşırı gelişimini ve güvenliğini teşvik etmek, Japon endüstrilerinin uluslararası rekabet gücünün korunması ve geliştirilmesini sağlamak, küresel ısınmanın önlenmesi gibi küresel çevrenin korunması amacıyla denizaşırı işletmelerin desteklenmesi ve uluslararası mali düzende aksaklıkların önlenmesi veya bu tür aksamaların yol açtığı zararlarla ilgili olarak uygun önlemlerin alınmasını sağlamak. Bu dört alan arasında, Japon ileri teknolojisinin uygulanacağı yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projeleri veya program fırsatlarını takip etmek istiyoruz.

    Projeler kapsamında yeni yatırım fırsatları ve işbirlikleri ile dış ticaret işlemlerinde sunacağınız avantajlı finansman çözümleri ne olacak?

    Japon hükümet politikası doğrultusunda, Japon şirketlerinin uzmanlık veya teknolojilerini geniş çapta tanıtarak küresel çevrenin korunmasına katkıda bulunan denizaşırı altyapıların geliştirilmesini teşvik ediyoruz. Bu tür projeler için çevrenin korunması ve sürdürülebilir büyüme için kalite altyapı yatırımını uygulayacağız.

    Türkiye’yi ve bölgeyi değerlendirirken ana stratejiniz neler olacak?

    Ana stratejimiz, Japon şirketlerini Türkiye’ye yatırım yapmaya ve üçüncü ülkelerdeki Türk şirketleriyle işbirliği yapmaya teşvik etmek. Bu amaçla, Türkiye’de bölgesel ekonominin merkezi olduğunu ve güvenilir ortaklarla işbirliğinin beklenebileceğini temsil eden yeni bir ‘CORE’ konsepti hayata geçirmek istiyoruz.

    CORE, Türkiye’ye yatırım yapmayı ve Türk şirketleriyle işbirliğini teşvik etmeyi savunduğum çok yeni bir kavram. 2015-2019 yılları arasında JBIC Türkiye Direktörlüğü görevim sırasında, bu konuda büyük fırsatlar ve potansiyeller olduğunu gördüm. Öncelikle, Türkiye’ye yatırım yapanlar, 82 milyondan fazla bir nüfus ve nispeten de genç bir nüfus olduğunu bilmeli. Buna ek olarak, Türkiye, Avrupa pazarı için bir ihracat merkezi ve rekabet avantajına sahip. Binlerce Avrupalı şirket bu avantajlardan yararlanmak için Türkiye’de ama Japon şirketlerin sayısı çok az.

    İkinci nokta, Türk şirketleri ile işbirliği yapmak ve üçüncü dünya ülkelerinde olabilmek. Burada da Türk şirketleri ile Japon şirketlerinin birleşimi ile mükemmel bir sinerji yaratabiliriz. Az sayıda Türk şirketi Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar ve Afrika’ya yatırım yapmış ve piyasa varlığını oluşturamamış. Bu bölgeler çoğu Japon şirketi için yeni ufuklar olarak sınıflandırılmış durumda. Bunun da ötesinde, bu Türk şirketleri iş fırsatlarını en düşük maliyet teklifi sunarak değil, dengeli kalite ve fiyatlandırma sunarak kazanmış görünüyor. Bu bağlamda, Türk şirketleri arasında, çeşitli alanlarda ileri teknolojiler sunabilen

    Japon şirketleriyle işbirliği yapma beklentisi yüksek. Bazı Japon firmaları zaten böyle bir çekicilik yakaladılar ve ortaklık yaptılar. Türk şirketleriyle ortak girişimler kurdular. Ne yazık ki, bu ortaklıkları Japon şirketleri çok fazla bilmiyor. 2019 Kasım’dan beri İstanbul’dayım. Bu potansiyeli gördüm ve etkili olduğunu düşündüğüm bir slogan olarak görüyorum CORE ifadesini. Türkiye’yi bölgesel ekonominin merkezi ve güvenilir ortaklarla işbirliğinin sağlandığı bir CORE olarak görüyorum.