Tahvil getirilerine global bir bakış

0
26

ABD 10 YILLIK BONOLARININ teorik seviyesini hesaplamak için basit bir model oluşturmak istiyorum. Modelin girdileri 1-reel sektör aktivitesini yansıtan bir endeks 2- enflasyon seviyesi ve beklentileri 3- para politikası göstergeleri olacak. Bu modeli rakamlara döktüğünüzde aşağıda gördüğünüz tablo ortaya çıkıyor. Portakal renkli çizgi modelin hesapladığı teorik seviye olurken mavi 10 yıllık tahvil getirisini gösteriyor. Geçen yılın başında 3.20 seviyesine işaret ediyordu. Şu an itibarı ile yüzde 3.11 seviyesindeyiz ve model yüzde 3.50 seviyesine işaret ediyor.
Daha önceki makalelerimde tahvil getirilerinde yeni bir döneme girdiğimizi ve bu nedenle de değişken faizli borçlanmadan uzak durulması ve portföylerde bono ağırlığının da azaltılması gerektiğini pek çok defa vurguladım. Durum değişmiş değil ve yıllar sürecek bir yükseliş trendinin henüz başındayız. ECB’nin alımları nedeni ile 2000’li yılların başında olduğu gibi yeniden tüm Euro Bölgesi bonolarını aynı kalitede fiyatlayan piyasa ECB bu yıl içinde aradan çekildiğinde yeniden matematiğe başvuracak. Yani ülkelerin borç/ gdp seviyesi, bütçe açığı/fazlası , faiz dışı fazla, enflasyon seviyesi, büyüme hızı gibi dinamikler borçlanma maliyetleri ile karşılaştırılarak daha realist getiri seviyeleri talep edilecek. Bir kez daha, başta İtalya ve Yunanistan olmak üzere, sorunlu ülkelerin ekonomik verilerinin yüksek sesle tartışılacağı günler çok uzakta değil. Ve bu ortamda elbette Türk tahvil getirilerinin de hızlı yükselişi dikkat çekiyor. Burada da basit bir denklemle dinamikleri açıklayabiliriz. Türk bonolarını etkileyen 3 ana unsur söz konusu. Aynı vadedeki ABD getirileri, ki kontrolümüz altında değil ve yükseliyor, enflasyon beklentilerinde ABD ile olan spread, ki TCMB burada etkin olabilir, ve ABD ile olan CDS spread. Bu son kalem yine kontrol edebileceğimiz bir dinamik. Şu ana kadar 1 ve 2 nolu unsurların, ama ağırlıklı 2, getirileri yukarıya doğru ittiğini görüyoruz. Henüz 3.dinamikte bir bozulma söz konusu değil ancak jeopolitik ve finansal belirsizlikler aleyhimize bir hareketi tetikleyebilir. Dikkat ederseniz şu ana kadar sadece tahvillerden, daha spesifik olarak 10 yıllık getirilerden bahsettim. Zira bu temel gösterge pek çok finansal varlığın fiyatlamasının da en önemli girdisi olarak kabul ediliyor. Ancak her yükseliş veya gerileme kendi içinde değerlendirilmeli. Örneğin ABD tahvillerinde görülen yükseliş ekonominin ısınması ve uzun süredir ortalarda görünmeyen enflasyonun biraz toparlanmasını sembolize ettiğinden şimdiki olumlu bir gelişme. Bu nedenle yaygın görüşün aksine ABD getirileri yükselirken S&P endeksinin de yükselmesini ve 3000 seviyesini görmesini bekliyorum. Öte yandan enflasyon beklentilerinin kötüleşmesi ile yükselen borçlanma getirileri negatif olarak fiyatlanacak bir gelişme olarak görülmeli.