O halede küreyi raftan indirelim

0
56

Geçenin zaman değil bizler olduğunun bilincinde olarak bir seneyi daha sonlandırmak üzereyiz. Sene başında yapılan tahminlere sadece Euro ve TL özelinde bile bakılırsa pek tutmadığını söylemeye gerek yok. Bu nedenle sene başında açıklanan yıllık beklentileri her zaman bir beyin jimnastiği olarak görürüm. Makul senaryolar alt alta dizilir ve mantık hatası olmayan bir sonuca ulaşılır. Elbette yıl boyunca tahmin edilmeyen, çok az ihtimal verilen veya tamamen hatalı yorumlanan birçok olay gerçekleştiği için de sene sonunda analistlerin sene başında yaptığı analizler bir espri konusu olarak kendisine yer bulur. Bu girişi yaptıktan sonra tahminlere geçelim. Tüm dünyanın bildiği bir gerçek var. ABD çok büyük bir ticaret açığı verirken Euro Bölgesi (aslında Almanya) büyük bir fazla veriyor. Daha disiplinli bir bütçe söz konusu ve ECB’de uzun süre sonra varlık alımlarını tamamlamak üzere. Üstelik FED’in faiz artışlarında sona gelmiş olabiliriz ve fakat ECB yeni başlıyor. O halde 2019 Euro’nun yılı olacaktır. Makul bir yaklaşım ve bir süre için ben de Euro toparlanması bekliyorum. Ancak 1- Italya’nın Brüksel’in reçeteleri ile içinde bulunduğu düşük büyüme ortamından kurtulması ve borç dinamiklerini düzeltmesi mümkün değil. İtalya-AB çarpışması kaçınılmaz. 2- Otomotiv sektörünü dışarıda tutarsak bile Euro bölgesinde büyüme yavaşlıyor. Bunu 2019’un ilk çeyreğine sarkması durumunda ECB’nin 2019 yılı içinde faiz artırması çok zor olur. 3- ABD Hazinesi ciddi bir borçlanma temposu içinde ve FED’in bilançosu da hızla daralıyor. Bu dinamiklerin daha baskın çıkması durumunda, ki ben genele baktığımızda çıkacağını düşünüyorum, Euro’nun kalıcı bir yükseliş kaydetmesi mümkün olmayacaktır. Seviye bazlı konuşursak 1.06 ve 1.1750 aralığı nötr bir bant. Bu seviyelerin dışına doğru bir hareket gerçekleşirse devamı gelecektir. Orta uzun vadede Euro’nun çok daha değer kaybedeceği beklentimi koruyorum. Her yeni yıl o senenin yıldızı olmaya aday bir varlık da elbette Altın. 1400-1500 dolar seviyeleri havalarda uçmasına rağmen 2018 yılında Altın çok daha zayıf bir performans gösterdi. Şayet spot olarak taşıyorsanız ve çok kısa bir vadeniz yoksa Altın’ın dinamikleri elbette pozitif. Yabancı para cinsinden yüksek borçlara sahip gelişmekte olan ülkeler, bütçe açığı giderek artan ABD, atmak istediği pek çok ekonomik adımda artık Demokratlara hesap vermesi veya destek talep etmesi gereken Trump, bir yandan Brexit diğer yandan Italya ile başı dertte Euro bölgesi, artan milliyetçi akımlar, bozulan sosyal doku, yavaşlayan Çin, bitmek bilmeyen jeopolitik gerginlikler.  Geri dönüp bu satırları okurken bile insan altın pozisyonu açmak istiyor. Ancak yatırımın altın kuralı doğru zamanı tespit edebilmek. Şu ana kadar piyasalar alternatif getiriyi altına tercih etti. Bir süre daha bu durumun devam etmesini bekliyorum. Altın ve yükseliş başladığında çok daha sert hareket edecek olan gümüşte bir önemli satış daha olabileceğini düşünüyorum. Ancak birkaç yıllık vadesi olan yatırımcılar açısından 10%lik bir hareket çok önemli olmayabilir. Euro’da olduğu gibi seviye vermek gerekirse 1270 aşılmadan büyük bir pozisyon açmayı gereksiz görüyorum. Altını enflasyona karşı bir hedge olarak görmek aslında zayıf bir yaklaşım. Yüksek enflasyon ortamında sadece altın değil, gayrimenkul, araba, hisse gibi pek çok ürün “fiyat” ayarlaması gerçekleştirir. Altının gerçek rallisi para sistemine veya onu belirleyen hükümetlere olan güvenin sarsılması ile başlayacaktır. Henüz bu konuda bir sinyal almış değiliz. Ancak dünyanın pek çok yerinde yaşanan secimler bunun için çok beklemeyeceğimize işaret ediyor. Bir sonraki sayıda devam edeceğim. Tüm Fortune okuyucularına mutlu bir 2019 dilerim.