Anayasa mahkemesi tüzel kişi temsilcilerini rahatlattı

0
37

Değerli Fortune okuyucuları bu ayki yazımda Anayasa Mahkemesi’nin 6183 sayılı “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun”un, kanuni temsilcilerin sorumluluğunu düzenleyen hükmünü iptal etmesinin, özellikle anonim şirketlerde kanuni temsilci olan kişilere etkisini irdelemeye çalışacağım.
 
Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen hükümler 2008 yılında yapılan bir düzenleme ile söz konusu kanuna eklenmişti. Bilindiği üzere tüzel kişilerde temsil kanuni temsilci eli ile yürütülmektedir. Tüzel kişinin herhangi bir şekilde amme borcunun olması halinde bu borç ilk önce tüzel kişi mal varlığından tahsil edilmekte, tüzel kişinin mal varlığından tahsil edilemeyen amme borçlarının ise kanuni temsilcinin mal varlığından tahsili yoluna gidilmektedir. Ancak kanuni temsilciler sık sık değişmekte, bu nedenle de amme alacağının doğduğu tarihte yetkili olan kanuni temsilcinin mi yoksa söz konusu amme alacağının ödenmesi gerektiği tarihteki kanuni temsilcinin mi amme borçlarından sorumlu tutulacağı hususu idare ile kanuni temsilciler arasında tartışma konusu olmaktadır. Bu çerçevede de idare tarafından kanuni temsilcilerin mal varlığında yapılan icrai takibatlar yargıya taşınmaktadır.
 
Tüm bu karışıklıklara bir son vermek amacıyla kanuni temsilcilerin sorumluluğunu düzenleyen maddede bir değişiklik yapılarak amme alacağının kanuni temsilciden tahsili garanti altına alınmak istenmiştir. Böylece Maliye, amme borcu için, istediği kanuni temsilcinin mal varlığına gidebilme imkanını elde etmiştir. Örneğin 2010 yılında bir anonim şirketin yönetim kurulu üyesi olarak atanan bir kişi iki yıl sonra da bu görevden ayrıldığında, 2011 yılı ile ilgili olarak ileride bir vergi borcunun ortaya çıkması durumunda, söz konusu şirketin gerek bugünkü gerekse borç tarihindeki yönetim kurulu üyeleri bu borcun ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulmaktaydı.
 
Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi, amme alacağının doğduğu veya ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilcilerin farklı kişiler olabileceği gerçeğini göz önüne alarak vergi ve diğer mali ödev ve sorumluluklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getiren kanuni temsilcilerin, sonradan kendilerinin görevde olmadığı ve müdahale şanslarının bulunmadığı bir dönemde gerçekleşen bir eylemden müteselsilen sorumlu tutulmaları sonucunu doğuran bu durumun, bireyin belirsiz ve güvencesiz bir biçimde kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, başkalarının eylem veya ihmali sonucu oluşabilecek bir sorumluluğa ortak olmasının adalet ve hakkaniyetle bağdaşmayacağı, dolayısıyla da hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil ettiğini kabul ederek, iptal etmiştir.
 
Böylece kanuni temsilcilerin görevlerinden ayrıldıkları tarihten sonra ortaya çıkan amme alacaklarının ödenmemesinden sorumlu tutulmalarının önüne geçilmiş olunmaktadır. Ancak kanuni temsilcinin görevi bitmesine rağmen amme alacağının ödenmemesinde kusurunun bulunması halinde yine de sorumlu tutulması mümkün bulunmaktadır.
 
Özetlemek gerekirse, Anayasa Mahkemesi kanuni temsilcilerin sorumlu tutulabilmeleri için bu kişilerde kusur sorumluluğunun aranması gerekliliğini şart koşmaktadır.
 
Söz konusu düzenlemenin iptali ile yargı aşamasında olan birçok davanın da düşmesinin beklendiğini ayrıca belirtmek gerekir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı ile uygulamada da önemli değişiklikler beklenmelidir.
 
Kamunun artık istediği kanuni temsilciyi kanuni takibe alması mümkün bulunmamaktadır. Yasa koyucu tarafından yeni bir düzenleme yapılmadığı takdirde bundan böyle sadece kusuru olan kanuni temsilci nezdinde amme alacağının takibine gidilmesi söz konusu olacaktır. Eğer kanuni temsilci görev aldığı dönemde sorumluluklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiyse, idare tüzel kişi borçları için kanuni temsilciyi takibe alamayacak, ilk önce borcun ödenmemesi ile ilgili herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun olup olmadığını araştırmak zorunda olacaktır.