‘Yatırımlar 10 yılda 1,9 milyon kişiye istihdam sağladı’

0
45

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ahmet Erdem, “Türkiye’de son dönemde daha fazla yatırım çeken alanların enerji, perakende, finans ve biraz da üretime yönelik sektörler olduğunu görüyoruz. Son dönemdeki trendin bu yönde olduğu ve bu şekilde de devam edeceği öngörüyoruz” dedi.

“Gelecek dönemde Türkiye’nin yabancı yatırımcı çekmede en önemli avantajı ve dezavantajı ne olacak? 2016 yılında hangi alanlarda Türkiye’nin yabancı yatırımcı çekeceğini düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruya karşılık Erdem, Türkiye’de son dönemde daha fazla yatırım çeken alanların enerji, perakende, finans ve biraz da üretime yönelik sektörler olduğunu söyledi.
 
Son dönemdeki trendin bu yönde olduğu ve bu şekilde de devam edeceği öngörüsünde bulunan Erdem, sözlerine şöyle devam etti:
 
“Türkiye’yi uluslararası doğrudan yatırım çekme konusunda diğer ülkelerle olan rekabette öne taşıyan faktörlerden en büyüğü coğrafyamız. Türkiye bazlı ister Ar-Ge, ister üretim merkezi olsun ulaşabileceğiniz nüfus malum. Bu ülkelerin bir kısmında şu anda yaşanan problemler var ama kalıcı ve uzun dönemli baktığınızda bu cazibe hakikaten orada. Bugün İstanbul dünya çağında bir seyahat merkezi. Bundan 8 yıl önce çalıştığım ülkeye buradan direkt uçamıyorduk bile. Şimdi haftada kaç sefer olduğunu takip etmek zor. Bu da büyük avantajlarımızdan biri. Diğer avantaj, ülkemizin hakikaten büyüyen ve potansiyeli olan bir iç pazarının olması. Ayrıca, ülkenin genel olarak uluslararası doğrudan yatırıma verilen destek anlamındaki bakışı da önemli. Şu anda ciddi bir destek ve katkı olduğunu da görüyoruz.”
 
Erdem, bu avantajların yanı sıra gerçekten rakip ülkelerle yarışabilecek hukuki, vergisel ve yönetsel düzenlemelerin olması ile birtakım problemlerin ortadan kaldırılarak sektör bazında cazibenin artırılması gerektiğini ifade etti.
 
Bu anlamda G20 Zirvesi’nin Türkiye’de yapılmasının çok gurur verici olduğuna dikkati çeken Erdem, Türkiye’nin tanınması, bilinmesi ve algılanması açısından da çok faydalı olduğunu kaydetti.
 
Erdem, Zirve’de, Paris’teki terör saldırılarının öncelikle ele alınıp uyum içinde ilerlenmesinin güzel olduğunu belirterek, Türkiye’nin organizasyon olarak bu tür konularda başarısını ve üstünlüğünü bir kez daha gösterdiğinin altını çizdi. 
 
“YATIRIMLARIN DEVAM ETMESİNİ BEKLİYORUM”
 
Başkan Erdem, son dönemde Türkiye’de birçok alanda yatırım yapan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) yatırımlarının devam etmesini beklediğini, EBRD Başkanının açıklamalarının da bunu gösterdiğini söyledi.
 
“Türkiye’nin potansiyeli, bulunduğu coğrafya içindeki önemi bence konuyu net bir şekilde özetliyor” diyen Erdem, bu yatırımların çeşitli sektörlerde artmasının olumlu olduğunu dile getirdi.
 
Erdem, Türkiye’nin mega projelerinin yabancı yatırımcıları nasıl etkilediğine yönelik bir soru üzerine, bunların Türkiye’nin yatırım konusunda hızlı şekilde gelişmesinde çok önemli rol oynadığını kaydetti.
 
Bu tür projelerin Türkiye’nin lojistik merkezi olma açısından da çok büyük katkısı olacağını vurgulayan Erdem, “3. havalimanımız ve etrafında oluşabilecek lojistik kapasite çok büyük. Bunun, bu bölgeden ulaşılabilecek ülkeler için bir lojistik merkez olacağı aşikar. Bunu da köprü geçişleri ile desteklediğiniz zaman büyük bir potansiyel ortaya çıkıyor. Bunları, olan potansiyeli gerçeğe çevirmek anlamında atılmış çok büyük adımlar olarak görüyorum” diye konuştu.
 
Bunların uluslararası yatırımcılar açısından da önemli projeler olduğuna işaret eden Erdem, bu projelerin Türkiye’nin daha entegre bir lojistik yapısına kavuşması açısından da önemli olduğunu vurguladı.
 
Erdem, şöyle devam etti:
 
“Bu lojistik üretim sektöründen yatırım yapacak şirketler için de önemli. Bugün Türkiye’nin herhangi bir yerine yaptığınız üretim tesisinden dış dünyaya gidebilme kabiliyetiniz önemli. Aynı şekilde onu yönetecek kişilerin veya malzemenin geliş gidişi de önemli. Onun için son derece önemli ve başarılı adımlar olarak görüyorum.”
 
Kanal İstanbul Projesi hakkındaki soru üzerine, bunun yabancı yatırımcılar açısından çok ele alınan bir konu olmadığını aktaran Erdem, ancak muhakkak gerçekleştiği takdirde büyük ve etkili bir proje olacağının görüldüğünü kaydetti.
 
Erdem, İstanbul Boğazı’nın bugün dünya üzerindeki önemli su geçişlerinden biri olduğunun altını çizerek, “Oradaki trafiğin düzenlenmesiyle ilgili atılan adımlar olduğunu biliyorum. Bunların hepsinin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum” dedi.
 
“2016 YATIRIM AÇISINDAN POZİTİF OLACAK”
 
Erdem, dolar kurundaki artışın uluslararası yatırımcıları nasıl etkilediğine yönelik bir üzerine, döviz kurundaki artış öngörülenden farklı olursa bunun her türlü yatırımcı üzerinde etkisinin olabileceğini söyledi.
 
Döviz kurlarındaki artışın Türkiye’ye has olmadığını belirten Erdem, Türkiye’nin rekabet halinde olduğu gelişmekte olan ülkelerin çoğunda yaşanan bir durum olduğunu belirtti.
 
Ahmet Erdem, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
 
“Uluslararası doğrudan yatırım yapıp yapmama konusunda karar verirken kısa vadeli ekonomik dalgalanmalar çok önemli değil, ama bunların kalıcı etkileri oluyor mu biraz ona bakmak lazım. O açıdan bu şu anda Türkiye’ye has bir şey değil, başka faktörlerden dolayı dünya çapında olan bir şey. O açıdan şu anda yeni yatırımcı çekmede çok büyük bir negatif etkisinin olacağını düşünmüyorum.”
 
Uluslararası doğrudan yatırımda Türkiye’nin bu aya kadar gördüğü performansın gelecek yıl da devam ettirmesini öngören Erdem, “Yani uluslararası doğrudan yatırım dünyada büyüse de büyümese de bizim büyümeye devam etmemiz lazım” dedi.
 
Yabancı yatırımlarda 2016’da yıldız sektörlerin hangisinin olacağına ilişkin bir soru üzerine Erdem, uluslararası doğrudan yatırımlarda enerjinin biraz daha ön plana çıkabileceğine dikkati çekti.
 
Perakende sektörünün de öyle olduğuna işaret eden Erdem, “Lojistik vesaire gelişmeler çerçevesinde de belki üretimle ilgili yatırımlar görürüz. Bütün bunların içerisinde ekonomimiz açısından önemli olacak olan biraz daha inovasyona, Ar-Ge’ye yönelik yatırımları çekmek… Bu anlamda yakın zamanda üyelerimizden birisinin güzel bir Ar-Ge merkezi açılışı oldu. Bunların da devamını öngörüyoruz. Dolayısıyla benim bakışım 2016 için pozitif.”
 
“10 YILDA YAPILAN YATIRIMLAR 1,9 MİLYON KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLADI”
 
 Erdem, uluslararası doğrudan yatırımın önemine değinerek, bunların bir ülkenin ekonomisine ve kalkınmasına çeşitli açılardan katkı sağladığını söyledi.
 
Bunlardan en önemlisinin ihracat olduğuna işaret eden Erdem, şunları kaydetti:
 
“İhracat bizim ekonomimiz için kritik. Her ülke ekonomisi için öyle ama bizim için daha da kritik bir alan. Baktığınız zaman ihracat manasında uluslararası doğrudan yatırımın Türkiye’ye gelip üretime yönelik yatırım yapması önemli. Bunun yaratacağı istihdam da önemli. Bizim yaptığımız bir takım araştırmalar var. ‘Uluslararası doğrudan yatırımın, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına katkısı’ diye bir araştırma yaptık. Burada 10 yıllık bir dönem aldık. Bu dönemde yapılan uluslararası doğrudan yatırımın ve sıfırdan yapılan yatırımlardan bahsediyorum, ülkemizin geçen yılki GSYH’sinin yüzde 10’una denk gelen bir katma değer yaratıyor. Bu 10 yılda yapılan yatırımlar, 1,9 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Bunları neden başka bir ülkeye kaptıralım? Bunların ülkemize gelmesinin bu avantajları var.”
 
Erdem, aynı zamanda uluslararası doğrudan yatırımların oluşturduğu kendi ekosistemleri içinde bir çok yerli KOBİ’ye de gelişme dünyaya açılma imkanı sunduğunu söyledi.
 
Bunun çok büyük bir fırsat olduğunu vurgulayan Erdem, “Birçok KOBİ’miz uluslararası doğrudan yatırımcılarla olan iş birlikleri sayesinde bu imkanlara kavuşuyor. Böyle devam edebileceğimiz bir çok katkı var. O açıdan önemsiyoruz. Size de bu konuya ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Erdem, “Belirsizliklerden bahsettiğimiz bir dönemde 9 ayda 12,6 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırıma ulaştık. Geçen sene 12 ayda alabildiğimiz uluslararası doğrudan yatırımı 9 ay sonunda almış görünüyoruz” dedi.

Terör olaylarının yabancı yatırımcıları etkileyip etkilemediğine ilişkin bir soru üzerine Erdem, Ankara, Paris ve diğer bölgelerde yaşanan terör olaylarının çok acı olduğunu kaydederek, bu olayların hiçbir izahı olmadığını söyledi.

Her şeyden önce çalışanlarının güvenliğinin uluslararası yatırımcılar açısından önemli olduğunu ifade eden Erdem, “Ancak uluslararası doğrudan yatırım kararlarına baktığımız zaman bu tür terör olayları konuyu çok etkileyen bir şey değil” dedi.

Erdem, terör olaylarının artık her ülkede yaşanabildiğine dikkati çekerek, devam eden yüksek risk olmadığı takdirde uluslararası yatırımcıların etkilenmediğini aktardı.

Uluslararası doğrudan yatırımcıların uzun vadeli baktığını ve gerekli tedbirler alındığında bu tür terör olaylarının yatırımları olumsuz etkilemediğini anlatan Erdem, ancak tercih etme ihtimali doğduğunda daha fazla güven veren ülke ve bölgelerin yatırım için seçildiğini dile getirdi.
 
“SEÇİM SONUÇLARI, DOĞRUDAN YATIRIMLARI POZİTİF ETKİLEYECEK”
 
Ahmet Erdem, 1 Kasım seçimlerinden çıkan tek parti iktidarının yabancı yatırımcıları nasıl etkileyeceğine ilişkin bir soruya karşılık, “Seçmen 1 Kasım’da oyunu tek ve kuvvetli bir hükümetten yana kullandı. Bunun uluslararası doğrudan yatırımlar ve diğer yatırımlar açısından pozitif bir etkisi olacağını öngörmek lazım” dedi.
7 Haziran ve sonrasında gelen belirsizlik sürecinde uzun süreli yatırımlar olmasa da  bazı kararların ertelendiğini belirten Erdem, şu anda ertelenen kararların hayata geçtiğinin görüldüğünü bildirdi.

Yeni hükümetten son dönemde yoğun çaba ve özverilerle cazibesi artırılan yatırım ortamının devam etmesi ve daha da iyileştirilmesini isteyen Erdem, reformlar ve düzenlemeler aracılığıyla atılacak adımlar sayesinde sosyal yönüyle bütünleşen ekonomik yatırım cazibesinin devam edeceği kanaatinde olduklarını söyledi.
Başkan Erdem, yabancıların Türkiye’deki gayrimenkul alımlarına tekrar başladığını belirterek, seçim sonuçlarının özellikle ileriye dönük alınacak kararlarda yatırımcıları rahatlattığını vurguladı.
 
“ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMDAN ALDIĞIMIZ PAYI 3 KAT ARTIRMAK MÜMKÜN”
 
Erdem, “YASED olarak hükümetten uluslararası yatırımcıların Türkiye’de yatırım yapmasını hızlandırabilmek için ne gibi beklentileriniz var?” şeklindeki soru üzerine, şöyle devam etti:

“Türkiye olarak dünyadaki toplam uluslararası doğrudan yatırımdan aldığımız pay son dönemde yüzde 1’ler civarında. YASED olarak inancımız; bunu 3 misline kadar çıkarabilecek potansiyelimizin olduğu. Aslında ülke olarak hedeflerimizle de ilgili ilk 10 ekonomiye baktığımızda en az yüzde 3’ü görebilmemiz lazım. Ülkemizin bu açıdan gerçekten çok ciddi bir potansiyeli var. Birtakım uluslararası doğrudan yatırım kararlarını etkileyen faktörler açısından avantajlarımız var. Büyümekte olan, genç, kuvvetli bir pazarız. Coğrafi olarak uluslararası doğrudan yatırımcı için avantajlı olabilecek bir noktadayız. İnsan gücümüz var. Belki kalifiye eleman noktasında, eğitim konusunda biraz daha yapılması gerekenler var ama altyapı ve kaynaklar hazır. Bu açıdan baktığımızda hedefi yakalamak mümkün.”

Erdem, yatırımcı için başlayan birtakım çalışmaları seçim sonrası dönemde de hızla uygulamaya devam etmek gerektiğini vurgulayarak, uluslararası doğrudan yatırımı çekmeye çalışan ülkelerle rekabet edebilecek şekilde yasal ve yönetsel düzenlemelerin uluslararası standartlarda bir yapıya geçmesi gerektiğini söyledi.
 
“VERGİ VE TEŞVİKLER ÖNCELİKLİ KONULAR”

 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili bakanların düzenlemeler konusunda istişare ederek gerekli kararları aldığını dile getiren Erdem, uluslararası doğrudan yatırımları artırmak için mevcut yatırımların verimliliğinin de önemli olduğunu, bunun için sektörel bazı konuların ele alınması gerektiğini ifade etti.

Erdem, bu yöndeki taleplerini siyasilerle zaman zaman paylaştıklarını kaydederek, uluslararası doğrudan yatırımların artırılması için vergi ve teşviklerin öncelikli konular olduğuna, bu alanlarda birtakım düzenlemelerin yapılması gerektiğine işaret etti.

“Türkiye’nin coğrafi özelliklerinden de kaynaklanan bölgesel merkez olması potansiyeli var” diyen Erdem, bu anlamda yurt dışına hizmet sunma ve Türkiye’yi hizmet merkezi haline getirme konusunda yapılabilecek düzenlemeler olduğu bilgisini verdi.

Erdem, yapılması gerekenlerin bunlarla sınırlı olmadığını, daha spesifik konular olduğunu bildirdi.
 
“ULUSLARARASI YATIRIMDAN ALINAN PAYIN ARTMASI BİRÇOK AÇIDAN ÖNEMLİ”
 
“Türkiye, uluslararası doğrudan yatırımdan alacağı payı ne zaman yüzde 3’e çıkarabilir. Ayrıca bu yıl toplam yatırımlar ne kadar olacak? Önümüzdeki ne kadar olmasını tahmin ediyorsunuz?” şeklindeki soru üzerine Erdem, bu hedefe ulaşma konusunda söylemlerinin YASED’in imkanlarıyla sınırlı olduğunu söyledi.
Başkan Erdem, “Tabii ki bunun ideali ne kadar erken yakalanabilirse o kadar iyi, memleketimiz, ekonomimiz, gençlerimizin istihdamı, ihracatımızın artırılması için. Ama bizim öngörebileceğimiz veya hedef koyabileceğimiz bir noktada değiliz” diye konuştu.
Türkiye’nin 2023 hedefleri hatırlatılan Erdem, kalıcı bir yüzde 3 hedefinin yakalanabilmesi için yapısal ve yönetsel değişikliklerin yürürlüğe girmesi gerektiğini, hedefin yakalanmasının bu giriş hızıyla ilgili olduğunu anlattı.
Erdem, ilave olarak Türkiye’ye çekilecek yüzde 2’lik payı kaybetmemek için bazı ülkelerin de çaba sarf edeceğini aktardı.
 
“İLK 9 AYDA GEÇEN YILI YAKALADIK”
 
Türkiye’nin uluslararası doğrudan yatırımdan aldığı oranın yüzde 1 civarında olduğunu hatırlatan Erdem, bu da geçen yıl dünyadaki toplam yatırım üzerinden bakıldığında 12,8 milyar dolara tekabül ettiğini söyledi.
Erdem, şöyle devam etti:

“Dünyadaki uluslararası doğrudan yatırım önceki yıla göre yüzde 16 civarında düştü. Ama Türkiye’de böyle bir düşüş görmedik. Aslında virgülden sonraki oranlarda bir önceki yıla biraz daha arttık. Böyle belirsizliklerden bahsettiğimiz bir dönemde 9’uncu ay sonu itibarıyla 12,6 milyar dolara ulaşmış durumdayız. Yani geçen sene 12 ayda alabildiğimiz uluslararası doğrudan yatırımı bu yıl 9’uncu ay sonunda almış görünüyoruz. Bu neyi gösteriyor? Sözünü ettiğimiz potansiyelin orada olduğunu gösteriyor ve bahsettiğimiz yüzde 3’lük oranlara ulaşabileceğimizin bir kanıtı.”

Erdem, bu rakamın içerisinde büyük montanlı satın alımların olduğunun söylenebileceğini, ancak bu alımların her ülkede ve her zaman olduğunu anlattı.

Bu akışın her zaman devam etmesi gerektiğini vurgulayan Erdem, bunun devam etmesi halinde yıl sonunda güzel bir rakamın yakalanabileceğini söyledi.

Erdem, Birleşmiş Milletler’in ilgili biriminin gelecek yıl uluslararası doğrudan yatırımda artış olacağına ilişkin görüşü olduğunu belirterek, “Ülkemizde yapılacak artış, konuştuğumuz konularla ilgili düzenlemelerdeki ve uygulamalardaki hukukun üstünlüğüne, öngörülebilirliğine, vergisel ve ekonomik reformlara bağlı. Bunların uygulanmasıyla dünyadaki toplam rakamın ötesinde bir büyümeyi yakalarız inşallah” ifadelerini kullandı.